• Sonuç bulunamadı

Din Değiştirenler ve Cenazelerin Toprağa Verilme Problemleri

BÖLÜM 3: 2008 YILINDA BAŞLATILAN DİN POLİTİKALARI VE DİN

3.2. Toplumun Dini Yaşamında Siyasi-Sosyo-Kültürel Faktörler

3.2.6. Din Değiştirenler ve Cenazelerin Toprağa Verilme Problemleri

Kırgızistan halkı çok kültürlü olup, 80’e yakın etnik cemaatin ve çeşitli dini toplulukların temsilcileri barınmaktadır. Gün geçtikçe toplumun dine olan ilgisinin artmasıyla birlikte ülke çok kültürlü medeniyet şartlarında din ile ilgili problemler ciddi bir hal almakta, ona göre profesyonel ve dikkatli muameleyi talep etmektedir. Dolayısıyla farklı dinlerin temsilcilerinin haklarına, vicdan ve inanç özgürlüğüne, onun içinde cenazeleri toprağa verme meselelerini çözen bireylerin tümü devletin mevcut yasalarını ve dini kuralları iyi bilmek gerektirmektedir. Toplumda kavgalar, anlaşmazlıklar çıkmakta ve din değiştiren merhumların layık bir şekilde toprağa verilme hakkına ilişkin olumsuz olaylar yaşanmaktadır. Din değiştiren vatandaşların hakkına giren taraftarların cezasız kalması toplumda şiddete yol açmaktadır.

Devlet, insanların gerekli gördükleri mezarlıklarda dini adetlere uymak suretiyle ölüleri gömme hakkını vermede tutarsız davranmaya devam etmektedir. Protestanlar, Bahailer, Yehova Şahitleri ve Krişnalar, yetkililerin bu sorunu çözmediği uyarısında bulunmuştur. Bu durum, ailelerine ve merhumun akrabalarına büyük acı veren bir sorun olmuştur. Oysa devlet etnik kökenine, inancına vb., özelliklerine bakmadan her bir insana öldükten sonra yasal çerçeve ile toprağa verilmesini garanti altına almaktadır. Merhumu

64

toprağa verme hakkı – insan onuru, özgürlüğü ve kişisel dokunulmazlığı ilgili hukuki-normatifle – ilişkilidir. Bu haklar, Kırgızistan Anayasa’sına göre devletin hukuki bakış açısının önemli parçası olarak sayılan uluslararası hukukun genel ilkeleri ile normlarından ortaya çıkmıştır (Alişeva, 2017: 3-8). Dolayısıyla Kırgızistan’da her insan kendi özgürlüğüne, örf ve adetine, dini inancına göre toprağa verilme hakkına sahiptir. Ülkede merhumu toprağa verme süreci hem dini hem de milli örf olarak kabul edilmektedir. 16 Nisan 2009 yılında Bişkek Büyükşehir Belediyesi’nin “Toprağa Verme ve Gömme İşleri ile İlgili” tüzüğü kabul edilmiştir. Bu tüzükte mezarlıkların belirlenmesi, toprağa verme işleri ile ilgili genel kurallar vs., yer almıştır (Bişkek Büyükşehir Belediyesi’nin 177.Sayılı Kararnamesi, 2009).

Fakat ülkedeki köy mezarlıkları ile ilgili sorunlar çözülmüş değildir. Bu sorunlar genellikle dinini değiştiren Kırgız ve Özbekler arasında yaşanmaktadır. 31 Aralık 2008 yılında çıkarılan “İnanç Özgürlüğü ve Dini Kurumlar ile İlgili” kanun farklı dini inanç mensuplarının mezarlığı kullanma hakkını gözetmemektedir. Devlet organları için, mezarlığı organize etmede dini kimliğine göre tescile almak talep edilmemiştir. Din Kanunu’nun 16.maddesinin 3.fıkrasında şöyle bir hukuki kural yer almaktadır; “Dini inançlara göre oluşan mezarlıkların kullanma kuralları ve mezarlıkla ilgili ilkeleri tanımak yerel yönetimin Kararı ile düzenlenir” denilmiştir. Kırgızistan’da bu konu ile ilgili belli bir hukuki-normatif olmadığından dolayı yeni dinler (Baptistler, Yehova Şahitleri vs.,) yaygın olmayan yerlerde mezarlığı kullanma, dinine göre ölüyü toprağa verme ile ilgili tartışmalar yaşanmaktadır. Devlet, cenazelerin toprağa verilme işlemlerini yerel yönetimin yetkisine vermiştir. Fakat yerel yönetim bu sorunu çözmekte zorluk çekmektedirler. Zira köy mezarlıkları genelde Müslüman kesimin merhumları için söz konusudur. Kırgızistan köylerinin çoğunda İslam dini yaygın olup başka din temsilcilerinin sayısı azdır ve dinini değiştiren kişiler için ayrı mezarlıklar yapılmamıştır. Bunun için ölen Kırgız veya Özbek’in dini başka olsa bile ailesi ya da akrabaları, Müslümanların mezarlığına gömülmesini isterler. Buna köy halkı tepki gösteriyor ve sonuçta bu durum istenilmeyen olaylara yol açmaktadır.

Bu sorunla ilgili en önemli yaşanan olay 2016 yılının Ekim ayında Kırgızistan’ın Celal-Abat ilinin Ala-Buka ilçesinde yaşanmıştır. Ala-Buka ilçesinin Sarı-Talaa köyünde yaşayan ve orada vefat eden 76 yaşındaki Kanıgül Satıbaldiyeva adındaki yaşlı kadını yerli halk ve imam köy mezarlığına gömülmesine karşı çıkmışlardır. Yerli halk

65

K.Satıbaldiyeva’nın dinini değiştiren kadın olduğunu söylemişler ve Hıristiyanlığın Baptist koluna mensup olduğunu iddia etmişlerdir. Bu karışılıktan sonra Satıbaldiyeva’nın cesedi aynı ilçede bulunan Örüktü köyündeki mezarlığa gömülmüştür. Fakat oradaki köy halkı da karşı çıkmış ve akrabaları cesedi tekrar kazıp almışlardır. Merhumun akrabaları yaşlı kadını tekrar toprağa vermek için Ala-Buka köyünde bulunan Ortodoks Hıristiyanlarına ve Müslümanlara ait olan mezarlığa gömmüşlerdir. Fakat Satıbaldiyeva’nın cesedini bu mezarlığa gömülmesine yerli halk yine karşı çıkmışlardır. Yerli halkın Müslüman kesimi kadının Müslüman olmadığını ve Ortodokslar ise kadının Hıristiyanlığın başka kolundan olduğunu iddia ederek gömü işlemine karşı çıktığını belirtmişlerdir. Yaşlı kadının akrabaları bu mezarlıktan cesedi tekrar kazmak zorunda kalmışlardır. Bu yaşanan olaylardan sonra yerli yönetimin müdahele etmesiyle kadının cesedi saklanarak kimseye göstermeden başka bir yere gömülmüştür. Böylece merhum üç kez gömülmüş, üç kez tekrar çıkartılmıştır (Kalmatov, 2016).

Yaşanan olayların benzeri Kırgızistan’ın başka bölgelerinde de bu olaydan evvel de sonra da bir kaç kere yaşanmıştır. Onların biri Isık-Göl ilinde yaşanmıştır. Ak-Suu ilçesinde bulunan Teplokleçenko köyünde Hıristiyanlığın Baptist koluna mensup olan 57 yaşındaki Buruluş Mambetova ismindeki kadının cesedini Müslümanların mezarlığına gömülmesine yerli halk karşı çıkmıştır. Yerli halkın karşı çıkmasıyla yerel yönetim yetkilileri ve ilçe imam hatipleri istişare yaparak köyün eski mezarlığının yakınlarındaki yere gömmüşlerdir (Madanbekov, 2016b).

Böylece din değiştiren Kırgızlar öldükten sonra yakınlarının veya anne, babası yattığı mezara gömülmemektedir. Bu gibi olayların tekrar yaşanmaması için devletin ülkedeki dini durumu bir daha gözden geçirmesi ve hukuki-normatif yasalara düzenleme ve eklemeler yapması gerekmektedir. Yoksa gelecekte Hıristiyan Kırgız, Müslüman Kırgız, Tenirci Kırgız olup dini inancından dolayı Kırgızlar arasında tartışmalar sürecektir. Söz konusu ülkede bulunan Tengriciliğin (Gök Tanrı) mensupları da aynı durumda olabilirler. Zira onlar İslam dininin mensuplarından değildir. Nitekim günümüzde Tengriciliğin temsilcileri dini organizasyon olarak resmi faaliyet göstermeleri için Din İşleri Devlet Komisyonu’nun tescil yapması için talepte bulunmaktadırlar (Elkeeva, 2018).

66