• Sonuç bulunamadı

3. BİR DİNLEYİCİ OLARAK III SELİM VE II MAHMUD VE HUZURLARINDA

3.3. LETÂİF’E GÖRE II MAHMUD’UN HUZURUNDAKİ MÛSİKÎ

3.3.3. Dinî Mûsikî

Hızır İlyas Ağa Letâif’inde, bugün lâ-dinî müzik olarak tasnif edilen fasıl mûsikîsinin unsurlarına yer verdiği gibi dinî mûsikî icrâlarını da kaydetmiştir. Ramazan, kandil ve mevlid gecelerinde saraya muhtelif tarikatlardan şeyh efendiler dervişânıyla birlikte davet edilmiş, bu vesileyle davetliler sarayda kendi usûllerince âyin yapmışlardır. Hızır İlyas böyle mübârek gecelerde düzenlenen âyinleri idâre eden şeyhleri, nâdiren de bu esnada okunan eserleri ve icrâcıları aktarmıştır.

• Meselâ 12 Rebîülevvel 1230 [22 Şubat 1815] gecesi Mevlid-i şerîf münâsebetiyle Topkapı Sarayı Ağalar Camii’nde düzenlenen meclise Hudâî âsitânesi postnişînlerinden Şeyh Şehabeddin Efendi ve dervişânı davet edilmiştir. Âyin icrâsında tevhîd-i şerîf arasında Suyolcuzâde Sâlih Efendi’nin Hasan Sezâî’ye âit şu nutku okuduğu aktarılmaktadır:

Hazret-i Hakk’ın habîbi sevgili bir dânesi Olduğuçün oldu âlem mihrinin pervânesi Kenz-i aşkın mahzeni olmuş Sezâyî gâlibâ

324 Günümüz repertuarında bu esere rastlanmamıştır. 325 Hızır İlyas, s. 269-270.

120

İstemez aslâ imâret bu dil-i vîrânesi

Hızır İlyas’ın anlatımına göre dinleyenler bu ilâhînin icrâsından oldukça etkilenmişlerdir. Bu tarihte henüz 8 yaşında olan Sâlih Efendi, dinleyenlerin de teşvikiyle saraya, Enderun Seferli Odası’na alınmıştır. Gecenin sonunda şeyh efendiye hediyeler takdim edilerek meclise son verilmiştir.326

• Letâif’teki bir diğer dinî mûsikî icrâsı bu kez Ramazan ayında II. Mahmud’un isteği üzerine gerçekleşen, 10 Ramazan 1235 [21 Haziran 1820] günü Beşiktaş Sâhilsarayı’ndaki icrâdır. Hızır İlyas terâvih sonrası Müezzinbaşı Şâkir Ağa ve mâbeyn müezzinlerinin tunç kapı önüne sıralanarak meclisi kurduklarını anlatır. İcrâ, padişahın Şâkir Ağa’dan okumasını istediği “Şerm-sâr etme Hudâyâ rûz-ı mahşerde beni” ilâhisiyle başlar. Peşi sıra “segâh ve kararları dügâh olan düzce [basit] ilâhilerden

birkaç ilâhi” müezzinlerce okunmuştur. Son olarak hicâz makamındaki

Âsumân bî-sütûn-ı muâllâ-keş Kudreti lâ ilâhe illâ hû

ilâhisiyle meclis tamamlanmıştır.327

• Yine Ramazan ayında, bu kez 1239 [1824] senesinde dinî mûsikî icrâ edildiği görülmektedir. Âdet olduğu üzere Ramazan’ın 15. günü [14 Mayıs] Hırka-i Şerîf ziyâretinden sonra iftar ve terâvihin ardından Kilerli ağaların odaları önündeki meydan ışıklandırılarak ilâhiler dinlenmiştir. Hızır İlyas Ağa’nın ifâdesine göre bu Ramazan’da birkaç kez daha ilâhî okunmuştur. Dolayısıyla Letâif’te II. Mahmud’un huzurundaki tüm icrâlara yer verilmemiş olduğu net şekilde söylenebilir. Müellif mezkûr tarihte ilk olarak Suyolcuzâde Sâlih Efendi tarafından okunan şu nutku kaydetmiştir:

Taht-gâh etdi vücûdum şehrini sultân-ı aşk Dil sarâyında kuruldu bir ulu divân-ı aşk Ey Gafûrî irmek istersen eğer cânânına Terk-i cân eyle tecellî eylesin cânân-ı aşk

326 Hızır İlyas, s. 96; Nuri Özcan, “Sâlih Efendi, Suyolcuzâde”, DİA, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,

İstanbul 2009, c. XXXVI, s. 38-39.

121

Hızır İlyas faslın evç makamıyla sürdürüldüğü bilgisini vermektedir. Peşi sıra bu makamdan okunan ilâhiler şöyledir:

İlm-i bahrî vücûd asdâfının dürdânesiyim ben Maârif kenz-i dil vassâfının pervânesiyim ben Benim ilmim katında müctehidler âciz olmuştur Velî ilm-i ilâhînin dil-i dîvânesiyim ben

Sonraki eserin güftesi

Ey sanem n’oldun câne kasdın var Bağrımı deldin ya ne kasdın var Başım önünde çevgân elinde Çelmeden gayrı ya ne kasdın var

Ardından güftesi Eşrefoğlu Rûmî’ye âit yine evç makamındaki şu ilâhî okunmuştur:

Ey gönül bir derde düş ki anda dermân gizlidir

Son olarak Müezzinbaşı Şâkir Ağa’nın rast makamında okuduğu

Bezm-i câmîde mey-i lâ’lin olup cür’a-keşi Olmuşum mest-i muhabbet akıdub kanlı yaşı Ururum na’râ-yı mestâne hemân subh u ‘ışâ Lî habîbun medeniyyün Arabiyyün Kureşiyyün Ki buved derd-i gameş mâye-i şâdî u hoşî

ilâhîyle meclis tamamlanmıştır. Görüldüğü üzere başta ve sonda irticâli okunan eserler ve aralarda ise evç makamında ilâhîlerden mürekkep bir repertuar sultana sunulmuştur.328

• Hızır İlyas’ın okunan ilâhîleri güfteleriyle aktardığı, yine bir Ramazan gecesine âit Letâif’teki son dinî mûsikî icrâsı 1 Ramazan 1244 [7 Mart 1829] tarihlidir. Ramazan ayının gelişi ve ilk terâvihin kılınmasının anlatıldığı bu kayıtta bugün Enderûn terâvihi olarak anılan, her dört rekâtta farklı makamın uygulandığı usûle atıflar vardır. Hızır

122

İlyas özet şekilde namazda imam ve müezzinlerin ahenk ve perde uyumundan övgüyle söz etmektedir. Teravih icrâsına dâir “dört rekâtta bir makam tebdîl olunması” usûlünün uygulandığından bahsetmekte ise de hangi makamların kullanıldığına değinmemiştir. Namazın ardından II. Mahmud ilâhî okunmasını irâde buyurduğunda müezzin ağalar tarafndan sırasıyla şu ilâhîler okunmuştur:

- Ey dertlilerin derdine derman veren Allah - Ey enbiyâlar serveri ey evliyâlar rehberi

Ey ins ü can peygamberi ehlen ve sehlen merhaba

- Her kaçan anarsam seni karârım kalmaz Allah’ım Senden gayrı gözüm yaşın kimseler silmez Allah’ım

- Göster cemâlin şem’ini yansın oda pervâneler

Makamı ve bestekârı zikredilmeyen dört ilâhînin ardından Suyolcuzâde Sâlih Efendi ile Neyzen Mustafa Efendi’den birer na‘t okumaları istenmiştir. Tüm icrâcılara dağıtılan ihsanlarla meclis sona ermiştir.329

Dikkat edilirse dinî mûsikî icrâlarının mühim bir kısmının Ramazan ayında gerçekleştiği görülecektir. Ramazan dışında ise kandil gecelerinde yapılan âyinlerde dinî mûsikî eserlerine rastlanmaktadır. Hatırlanacağı üzere bu tablonun bir benzeri III. Selim’in Ruznâme’sinde de görülmüş ve on iki senelik dönemde sadece bir kez Ramazan’da icrâya rastlanmıştı. Dolayısıyla Ramazan ayında sarayda yapılan fasıllara ara verildiği ve bu ayda dinî mûsikî icrâ edildiği söylenebilir. Ramazan ayı dışında mübârek gecelerde dinî mûsikîye rastlanırken bunun haricinde bu tür müziklerin saray fasıllarında nâdiren yer aldığı belirtilmelidir.

II. Mahmud’un fasıl mûsikîsi ve dinî mûsikî dışında bugün halk müziği olarak sınıflandırılan türden şarkı ve türküler dinlediğine dâir bilgiler bulunmaktadır. III. Selim için Ruznâme’de zikredildiği gibi II. Mahmud da devrin şehir müziğine kayıtsız değildir. Böyle bir örnek 2 Şaban 1235 [15 Mayıs 1820] günü Galata Sarayı’na yapılan binişte vuku bulmuştur. Hızır İlyas, Galata sakinlerinin padişaha hediyeler sunduklarını

123

ve karşılığında ihsanlar aldıklarını kaydettikten sonra Galata çalgıcılarının lavta ve kemençe eşliğinde tavşan şarkıları icrâ ettiklerini söyler. Ancak kendisi bu icrâdan pek de memnun olmamış gibidir. Zira Galatalı sanatçıların çaldıkları eserlerle bestecisi Tanbûrî Çavuş’un ruhunun rahatsız edildiği kanısındadır.330