• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: MESLEKĐ TÜKENMĐŞLĐK

2.4. Çalışma Hayatında Tükenmişliğe Etki Eden Faktörler

2.4.3. Diğer Kaynaklar

Yukarıda mesleki tükenmişliğe etki eden en önemli faktörlerden olan rol stres kaynaklarının yanında, tükenmişliğe yol açan diğer faktörlerden bazıları aşağıda sıralanmıştır.

2.4.3.1. Kişisel Özellikler

Kişisel özelliklerden, yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve mesleki tecrübe gibi unsurların tükenmişlik üzerine olan etkileri çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. Kişisel özellikler içinde yaş unsuru tükenmişlik üzerinde etkili olmaktadır. Yapılan araştırmalarda gençlerin tükenmişlik durumlarının daha fazla olduğu görülmüştür. Bu durum mesleki tecrübe ile paralellik göstermektedir. Maslach’ın (2003) araştırmasında

hemşirelerin 1,5 yıl, avukatların 2 yıl, sosyal hizmet çalışanlarının 2-4 yıl sonrasında tükenmişlik yaşadıkları belirtilmektedir (Maslach, 2003).

Cinsiyetin tükenmişlik üzerine olan etkisi belirgin değildir. Bazı araştırmalarda etkisi bulunurken, bazılarında ise bulunmamıştır. Ortalaması alındığında bayanların tükenmişlik düzeylerinin biraz daha fazla olduğu söylenebilir. Çalışan bayanların iş hayatı dışındaki sorumluluklarının daha fazla olması tükenmişliği tetikleyen bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır (Schaufeli ve Enzmann, 1998:76).

Yapılan araştırmalarda bekârların (özellikle erkekler) tükenmişlik durumları daha fazla çıkmıştır (Maslach ve Jackson, 1985:845). Dullara göre, bekârların tükenmişlik durumları daha yüksektir. Gençlerde yaşın ve psiko-sosyal problemlerin etkisinin daha fazla görülmesi, yukarıdaki bulguları açıklamamıza yardımcı olmaktadır (Schaufeli ve Enzmann, 1998:76).

Bazı çalışmalarda eğitim durumu daha yüksek olanların yaşadıkları tükenmişlik, beklentilerinin yüksek olmasına bağlanmıştır. Maslach’a (1997) göre ise, eğitim durumu lisans altı ve yüksek lisans ve üzeri olanlarda duygusal tükenmişlik daha fazladır. Kişisel başarısızlık hissi ise en çok lisans mezunlarında görülmektedir. Duyarsızlaşma boyutu ise eğitim durumuyla ters orantılı sonuçlar vermektedir.

2.4.3.2. Karakter Özellikleri

Karakter özelliklerden dayanıklılık, kontrol odağı, başa çıkma tarzı, özsaygı, kişilik tipi, A tipi davranış, nevrotik ve dışadönük gibi özelliklerin tükenmişlik ile ilişkisi aşağıda ele alınmıştır.

Karakter özelliklerin tükenmişlik üzerine olan etkisi oldukça karmaşıktır. Tükenmişlik ile karakter özellikleri arasındaki ilişki daha çok meslek seçimi üzerinden olmaktadır. Örneğin duygusal tiplerin hemşire olmayı istemeleri, onların meslekte tükenmişlik yaşamalarını arttırmaktadır (Garden, 1989:229).

Dayanıklılık dendiğinde, günlük faaliyetlere katılan, olaylar üzerinde etki sağlayabilen ve değişikliklere açık olan karakter özellikleri anlaşılmaktadır. Bu özelliği daha gelişmiş olan çalışanların, duygusal tükenmişlikleri ve duyarsızlıkları düşük, kişisel başarı hisleri

ise oldukça yüksektir. Yapılan bazı araştırmalarda dayanıklılık ile duygusal tükenmişlik arasında oldukça yüksek korelasyon olduğu tespit edilmiştir (Nowack, 1986:543).

Kişinin kontrol odağı iç veya dış merkezli olabilir. Dış merkezli olanlar, elde ettikleri başarıları dış faktörlere bağlarken, iç merkezli olanlar kendi emeklerinin karşılığı olarak görürler. Olaylar üzerindeki etkisini görme gücüne göre, tükenmişlik etkisi ters orantılı olmaktadır. Dış merkezli olanlar, olayları etkileyemecekleri düşüncesiyle, tükenmişlik yaşmaları daha fazla olmaktadır (Schaufeli ve Enzman, 1998:78).

Kişinin kontrol odağına benzer durum başa çıkma tarzında da gözlenmektedir. Schaufeli ve Enzmann’a (1998) göre, tükenmişlik yaşayan çalışanlar olaylara genellikle pasif, korumacı ve reaktif yaklaşımlı olmaktadırlar. Olaylara proaktif yaklaşanlar, problemlerle başa çıkarken kişisel başarı hissi de öne çıktığından tükenmişliği daha az yaşamaktadırlar (Lee ve Ashforth, 1996:130).

Özsaygı, kişinin kendine verdiği değer ve kendine dayanmasıdır. Yapılan bazı araştırmalarda, özsaygı ile tükenmişlik arasında ters yönlü bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Özsaygı eksikliği kişinin karakter özelliği olabileceği gibi, dış faktörlerden de etkilenebilir (Schaufeli ve Enzmann, 1998:79).

Jung’un ortaya koyduğu tipler teorisine göre kişilik tipleri, düşünsel ve duygusal tip olmak üzere ikiye ayrılır. Duyarsızlaşma boyutunda, duygusal tipler, düşünsel tiplere göre daha fazla tükenmişlik yaşamaktadırlar (Garden, 1989:231)

A tipi davranışa sahip olanlar, genellikle rekabetçi, dakik ve olayları kontrol etme arzusu yüksek olan kişilerdir. A tipi davranış gösterenlerin özellikle duygusal tükenmişlik yaşadıkları çalışmalarla ortaya konmuştur (Nowack, 1986:543).

Nevrotik olanlar, duygusal olarak dengesiz, psikolojik rahatsızlıklara açık, endişeli, kızgın, stresli ve kırılgan kişilerdir. Yapılan araştırmaların bazılarında nevrotik özelliği olanların daha fazla duygusal tükenmişlik yaşadıklarını, bazılarında ise, daha fazla duyarsızlaşma ve kişisel başarısızlık yaşadıkları tespit etmişlerdir (Schaufeli ve Enzmann, 1998:80).

Dışadönük olanlar, özsaygı, aktif, yeniliğe açık, pozitif duygulu, hareketli, dominant ve kişiler arası ilişkilere önem veren kişilerdir. Bu kişilerde ise, nevrotik olanların tersine, tükenmişlikleri düşüktür (Schaufeli ve Enzmann, 1998:80).

2.4.3.3. Đşe Bakış Açısı

Đşle ilgili gerçek olmayan ve yüksek beklentiler tükenmişliğe neden olduğu daha önce bahsedilmişti. Bu yüksek idealler, yüksek enerji tüketimine sebep olmaktadır. Đlk olarak duygusal tükenmişliğe yol açmakta, ardından duyarsızlaşma ve kişisel başarısızlığa götürmektedir. Bazı araştırmalarda ise, gerçek olmayan beklentilerin kişisel başarısızlığa yol açtığı ortaya konmuştur. Reily (1994) hemşireler üzerinde yaptığı araştırmada, “paradoksal sonuç” olarak da ifade edilen sonuca göre, her nekadar stres kaynaklarının duygusal tükenmişliği artırdığı gözlense de, adanmışlık ile tükenmişlik arasında negatif bir ilişki tespit edilmiştir. Yüksek beklenti ile optimisttik, idealisttik ve işe adanmışlık arasındaki ilişki net olmadığından, tükenmişlik üzerine etkileri farklı araştırmalarda farklı sonuçlar göstermiştir (Schaufeli ve Enzmann, 1998:81).