• Sonuç bulunamadı

Kapı kethüdaları esas görevleri ve esas görevleriyle bağlantılı olarak ek görevlerinin yanısıra başka geçici görevlere de memur edilebilirlerdi. Özellikle onların Surre Emini ve elçi gibi görevlendirilmeleri yaygındır. Mesela vüzerâ kapı kethüdası Hacı Keşşaf Efendi surre eminliğine tayin edilmiş ve üzerinde bulunan kapı kethüdalıklarını ise vekil bırakarak idare etmişti556. Kapı kethüdalarının kıdemli ve iş bilir memurlardan olması onlara elçilik görevi verilmesine de neden oluyordu. Mesela Tunus’a söz anlar, iş bilir, cezirenin erbabı ve liyakattan; ayrıca oranın dili olan Arapça’yı bilen birinin elçi olarak görevlendirilmesi gerekmişti. Bu özelliklere en uygun kişi olarak da Tunus kapı kethüdası Arif Zeki Efendi görülmüştü. Arif Zeki Efendi, devlet işlerinde istihdam olunmuş, devlet usulünü, zamanın şartlarını ve maslahatı öğrenmiş memurlardandı; ayrıca Arapça’ya da aşina olup Tunus valisi Ahmed Paşa ile vasıtasızca görüşüp işleri yürütebilecek kabiliyetteydi. Dolayısıyla kendisine etraflıca bir kıta talimat verilerek Tunus valisine elçi olarak gönderilmişti. İşinin esas gayesi ise Tunus eyaletinin Osmanlı topraklarından olması dolayısıyla hazine için bir miktar vergi vermesi ve Tunus müşiri Ahmed Paşa’nın Osmanlı’ya bağlı olduğunu teyit etmesidir. Arif Efendi’nin Tunus’a ulaşması için Kapudan

554 İltizamatın ihalesinde kapı kethüdalarının üzerine düşen görevin ayrıntısı için bkz. BOA, C.ML.,

nr.10245, 27 S 1238 / 13 Kasım 1822.

555 BOA, A.MKT.MHM., nr.281/2, 5 Ca 1280 / 18 Ekim 1863.

114

Paşa’yla konuşularak uygun bir gemi tedarik olunmuştu. Ayrıca onun nişanı olmadığından Tunus’a nişansız gitmesi şansız olacağından kendisine rütbesine uygun olarak sânîyeden nişan verilmişti557. Süveyş Kanalı hakkındaki mesele için Mısır valisine elçi olarak kendi kapı kethüdası Muhtar Efendi gönderilmişti558.

Eyaletleri ilgilendiren önemli işlerde merkezden oraları teftiş etmek, problemleri gidermek için kapı kethüdaları geçici olarak görevlendirilmekteydiler. Görevli olduğu bölgenin işlerine hâkim olan ve ora ileri gelenlerinin de merkezde işlerini gördüklerinden yerli halkı da tanıyan kapı kethüdalarının, bu tür işlere seçilmeleri kuvvetli bir ihtimaldi. Mesela görülen lüzûm üzerine Cezayir-i Bahr-i Sefid eyaletini dolaşmak üzere oranın kapı kethüdası Ahmed İzzet Efendi görevlendirilmişti. Kapı kethüdasının yerine ise Cezayir-i Bahr-i Sefid muhasebecisi Said Beyefendi buyruldu ile kaymakam bırakılmıştı559. Yine kapı kethüdası Nuri Bey Nemçe bir yük gemisine bindirilerek Girit’e gönderilmişti560. Trabzon eyaletine yeni atanan Trabzon müşiri Halil Paşa, bu nazik eyaletin uzun süre Hazinedarzâdelerin idaresi altında bulunmasından dolayı güvenliği için Trabzon eyaleti kapı kethüdası ve selefi Abdullah Paşa’yı yanına alarak bölgeye gitmek istemekteydi. Çünkü eyalet reislerini kendine çekerek ele geçiren Hazinedarzâdeler, oraya yerleşmiş olduklarından gerek Abdullah Paşa’nın gerekse eyalet memurlarının güvenlikleri tehlikede olabilirdi. Kapı kethüdası Seyyid Efendi ise eskiden beri eyalet ahvaline vâkıf ve önceden Abdullah Paşa’nın memuriyet işlerine tayin olunmasından dolayı Halil Paşa’nın ne suretle memuriyetinin ilan olunması gerekeceğini ve oraların kendisine çekme usulünü ve güvenliğini temin etme yolunu bilen bir kişiydi. Seyyid Efendi’nin beraberce bulunmak ve beş on gün sonra iade kılınmak üzere arkadaş olarak Halil Paşa maiyetiyle Trabzon’a götürülmesi için merkezden onay istenmişti561.

Onlar kayıt tutan memurlardan olduğundan kâtiplikle ilgili işlerlerle de görevlendirilirlerdi. Mesela 31 Mart 1838’deki Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’nin toplantısında kapı kethüdası Mehmed Muhsin Efendi ikinci kâtip olarak görevlendirilmişti562.

Yine kapı kethüdaları çok değişik görevlerde bulunabiliyorlardı. Örneğin Mısır kapı kethüdalığını yapan Muhtar Bey aynı zamanda Gümrük Emini idi563. Bağdad valisinin

557 BOA, İ.MMS., nr.2118, 16 Ra 1258 / 27 Nisan 1842.

558 BOA, A.AMD., 91/63, 17 S 1276 / 15 Eylül 1859.

559 BOA, A.MKT.UM., nr.487/17, 19 M 1278 / 27 Temmuz 1861.

560 BOA, İ.DH., nr.1238, 28 N 1256 / 23 Kasım 1840.

561 BOA, İ.DH., nr.5861, 29 M 1262 / 27 Ocak 1846 ve Lef 2: Trabzon Valisi Halil Paşa’nın Tahriratı.

562 Çadırcı, Anadolu Kentleri, 186.

115

Evkaf müdürü olan Hurşid Ağa’nın uygunsuz halleri ve işlerinden dolayı azl edilerek yerine vüzerâ kapı kethüdası Ali Rıza Efendi düşünülmüştü564.

116 SONUÇ

Osmanlı idare tarihinde önemli bir yeri olan kapı kethüdaları, taşradaki vezirlerin İstanbul’daki resmî temsilcileri, diğer bir deyişle iş bitiricileriydi. Kapı kethüdaları taşradaki merkezle direkt yazışma hakkı olan vezir rütbeli mülkî ve askeri yöneticilerin, devamlı İstanbul’da ikamet eden temsilcileri olarak temsil ettiği kişinin merkezle olan gerek resmî gerekse özel işlerini yürütürlerdi. Kapı kethüdalarının varlık gayesi evrak işlerinin merkezde düzenli olarak yürütülmesi olsa da onlar, temsil ettiği kişiler adına başka idarî görevler, ayrıca malî ve teşrifatî görevler de yaparlardı. Osmanlı’da reayanın merkezde olan işleri de mülkî yöneticilerin kapı kethüdasıları aracılığı ile görülmekteydi. 1864 yılından itibaren Hassa Silahşorları ile aileleri arasındaki mektup akışını sağlamakla da görevlendirilmişlerdi. Bunun yanısıra Osmanlı Devleti’nin merkez-taşra iletişim ya da irtibat ağında kapı kethüdalığı kurumu, ihtiyaca dayalı olarak Osmanlı devlet teşkilâtının değişik alanlarında ve değişik zamanlarda görülmekteydi. Hatta bu duruma bakarak kapı kethüdalığı kurumunun kapı kethüdalarına has bir görevli olduğuna söyleyebiliriz.

Merkez-taşra bağlantısında kapı kethüdalarına önemli bir görev verildiğinden, taşradan Babıâli’ye ve diğer dairelere yapılacak bütün müracaatların önce onlara yapılması ve onlar aracılığıyla Babıâli dairelerinde dolaştırılması resmen istenmekteydi. Ayrıca bu hal, bir kural olarak yürütülmekteydi. Bundan dolayı taşradan resen gelen ve cevaben giden evrakların özetlerinin yer aldığı iki ayrı defter tutarlardı. Hatta acil bir şekilde cevaplanması gereken evrak işlerinin ilgili merkez bürolarında hızlı bir şekilde dolaştırılması görevi kapı kethüdalarının varlık nedenlerinden biriydi. Evrakların merkezde hızlı bir şekilde dolaştırılması esnasında merkez dairelerine, maliye hazinesi, postane ve kapı çukadarlarına da gerekli düzenler verilerek kapı kethüdalarına yardımcı olunur, böylece önemli devlet işlerinin aksamaması sağlanırdı.

Taşradaki her vezir rütbeli yöneticinin İstanbul’daki resmî bir kapı kethüdası olması, gizli bilgilerin dışarı taşınmasını da engellerdi. Çünkü bilinen, güvenilir ve belli bir itibara sahip kişiler kapı kethüdalıklarına atanırdı. Ancak bu durum bazen de olumsuz gelişmelere yol açabilir ve devletin her türlü gizli bilgisi dışarı taşınabilirdi.

Mülkî idaredeki her kapı kethüdanın statüsü ise aynı değildi. Çünkü eyaletlerin merkeze değişik şekillerde bağlanabiliyordu. Dolayısıyla merkeze doğrudan doğruya bağlı eyaletlerin kapı kethüdalıkları ile imtiyazlı eyaletlerin kapı kethüdalıkları birbirinden farklıydı. İmtiyazlı eyaletlerin kapı kethüdalıkları devlet ile yapılmış özel anlaşmalarda belli bir statüye konulmuştu.

117

Taşradaki devlet yöneticilerinin merkezdeki resmî temsilcileri olan kapı kethüdaları gibi, merkezde olup bu tarz iş gören ve Babıâli bürokrasisi içinde bulunmayan müdîr-i

umûrlar ve kısmen kapı çukadarları vardı. Müdir-i umurlar kapı kethüdalık görevi yaparlardı, ancak kapı kethüdalarına göre derece olarak düşüktüler. Dolayısıyla vezir rütbeli mülkî yöneticilere vüzerâ kapı kethüdası olarak merkezde işlerini takip eden kişiler atanırken, merkezle doğrudan doğruya haberleşmeye hakkı olan diğer taşra yöneticilerine de müdîr-i umûr suretinde görevliler atanabilirdi. Zamanla müdir-i umur terimi terk edilerek kapı kethüdalık işiyle uğraşanlara sadace kapı kethüdası denildi. Müdir-i umurlar genellikle mülkî idarede vezaret rütbesi olmayan sancak yöneticilere, bazı askeri ve malî idarecilere atanırdı. 1852 yılından itibaren ise bir ara sancak yöneticilerine kapı kethüdası veya müdir-i umur tayini yasaklandı.

Kapı çukadarları ise ayak işlerinde, özellikle postacılıkta kullanılan memurlardı. Kapı kethüdalarının yanısıra taşra yöneticilerinin de kapı çukadarı vardı. Günlük ve sıradan evraklar merkez dairelerinde kapı çukadarları tarafından dolaştırılırdı. Ancak önemli ve acil işlere ait evrakların kapı kethüdaları aracılığıyla dolaştırılması istenmekteydi. Zamanla çoğu iş vilayet ve sancak kapı çukadarları ile kapı kethüdalarının kapı çukadarları aracılığıyla görülmeye başladı. Kapı kethüdaları ise, koordinatör ve sorumlu kişi olarak işleri idare ettiler.

Tanzimat devri, geleneksel devletten modern devlete geçiş sürecinde, devleti düştüğü kötü durumdan kurtarmak için önemli kararların alındığı bir dönemdi. Tanzimatçı bürokratlar, her alanda yaptıkları düzenlemelerle bir hukuk devleti olma yolunda önemli mesafeler kat ederken kapı kethüdalarının devletteki konumunu da, esaslı olarak 1863 yılında ele aldılar. Yeni düzen verilmeden önce kapı kethüdaları, İstanbul’da devamlı ikamet edip Babıâli’de görev yapsalar da oranın bürokrasisi içinde kabul edilmezlerdi. Onlar, taşra yöneticilerinin kapı halkından kabul edildikleri için, taşra yöneticilerine bağlıydılar. Yöneticilerin değişikliği esnasında onlar da görevlerinden ayrıldıkları için, yapmakta olduğu işler, halef selef ilişkisi olmadığından ortada kalırdı. Kısacası, 1863’ten önce kapı kethüdaları, merkez ile taşra arasında sıkışmış bir görevli, bir aracı statüsündeydiler. Yeni düzende ise kapı kethüdaları artık yöneticilere bağlı olmak yerine, devlete bağlandılar. Bundan sonra görevlerini eyaletler ve sancaklar adına yerine getirdiler. Aynı zamanda Babıâli bürokrasisi içinde kabul edilerek Babıâli’de bir odaya sahip oldular. Dolayısıyla taşra yöneticilerinin azledilmesi ya da görevinin değiştirilmesi esnasında onlar arasında olmayan halef-selef ilişkisi yerine, kurumların kalıcı olduğu ilkesi getirildi.

118

Tanzimat döneminde askerî idarede merkezle taşranın iletişimini sağlayan ordu kapı kethüdaları ya da müdîr-i umûrları vardı. Tanzimat’ın başlangıcında askerî yöneticilere müstakil bir kapı kethüdası atanması kural olmasa bile zamanla bir gelenek haline geldi ve 1863’teki değişiklikle beraber Babıseraskeri’de müstakil ordu kapı kethüdalıkları ve kapı çukadarlıkları oluşturularak bu durum bir kural halini aldı. Bu arada her ordu yöneticisinin maaşından % 5 oranında para kesilerek kapı kethüdasına maaş bağlandı. Ayrıca askeri yöneticilerin merkezdeki işlerinin genelde seraskerlik dairesiyle alakasından dolayı ordu kapı kethüdalıkları seraskerlikteki nizamiye ve mektubî kalemindeki memurlara tahsis edilmeye başlandı. 1863’teki düzenlemelerden sonra bütün orduların Dersaadet’teki işleri seraskerlikte görevli olan memurlardan bir kişiye ihale edildi.

Osmanlı kalemiye sınıfında yer alan kapı kethüdaları, kalemlerdeki işlerin nasıl döndüğüne dair yeterli tecrübeyi kazanmış kişilerdi. Bundan dolayı bu göreve özellikle merkez kalemlerinde görev alan ya da emekli olmuş tecrübeli bürokratlar atanırdı. Dolayısıyla onların eğitimleri, özlük işleri, rütbeleri, unvan ve elkabları, taltifleri kalemiye sınıfına göre düzenlenirdi. Kapı kethüdalarının atamalarında ise son söz Padişahın olsa da vüzerânın da bu konuda fikri alınırdı ve taşra vüzerasının istediği kişinin kapı kethüdası olarak atanma ihtimali çok yüksekti. Çünkü merkez tarafından resmen tanınan kapı kethüdaları 1863 yılına kadar taşra yöneticisinin kendi adına görevlendirdiği memurlardı.

Tanzimat devrinin başlarından 1863 yılına kadar yine kapı kethüdaları, eyalet ya da sancak yöneticisine bağlı oldukları için maaşlarını onlardan alırlardı. Bu tarihe kadar kethüdalarının işi karşılığı yönetici için yaptığı masraflar ve hizmeti karşılığı olarak aldığı maaşının taşra yöneticisinden ay ay alınması esnasında düzensizlikler vardı. Kapı kethüdalarına verilen maaş miktarlarının düzensizliği Meclis-i Vâlâ’yı bu konuda bir düzenleme yapmaya sevk etse de, herkes için rütbesine uygun doğru bir oran yoktu. Kapı kethüdalarının taşra yöneticilerinden maaşlarını ve alacaklarını ay ay düzenli olarak alamaması bir tarafa biriken alacaklarının da ödenmemesi onları tedbirler almaya sevk ederdi. Bu esnada meydana gelen yazışmalar da kırtasiyeciliğe yol açardı. Ancak alınan tedbirler her zaman olumlu sonuç vermezdi. 1863’ten sonra kapı kethüdası maaşları, yöneticilerin maaşının %7’si kesilerek maliye hazinesinden alınmaya başladı. Tanzimat’ın son on yılında da malî sahada bütçe çalışmaları ön plâna çıktı, devlet bu zor durumunda kapı kethüdalarının maaşlarını, onların geçimlerine yetecek derecede belirlemeye çalıştı.

Kısacası 1863 yılından önce kapı kethüdaları merkez-taşra iletişiminin Dersaadet’teki ayağında görevlendirilmişlerdi. Ancak merkez bürokrasisi içinden kabul

119

edilmeyen kapı kethüdaları, merkezdeki diğer başka işlerde de istihdam görürlerdi. Bundan dolayı onlar 1863 düzeni verilmeden önce merkez ile taşra arasında sıkışmış, merkeze yakınken taşra bürokratlarına bağlanmış bir görevli gibiydiler. Bu durumun getirdiği sakıncalar yüzünden Tanzimat Dönemi kanunlaştırma hareketlerinden kapı kethüdaları da nasibini aldı. Tanzimatçı bürokratların, devlet idaresinde görmek istedikleri kurumların daimi, kişilerin geçici olduğu ilkesi böylece bir kez daha pekiştirildi. Kapı kethüdalığı kurumunun iyileştirilmesiyle, onların en önemli vazifesi olan evrak işlerinin merkez dairelerindeki hızlı bir şekilde dolaşımları da daha düzenli bir şekil aldı. Nitekim onların tuttuğu defterler 1863 yılından itibaren, o mevkiin bir çeşit defterhanesi durumuna geldi.

120 KAYNAKÇA

I. ARŞİV KAYNAKLARI

A. BAŞBAKANLIK OSMANLI ARŞİVİ (BOA) 1. BABIÂLİ BELGELERİ

a. Bâb-ı Âli Evrak Odası (BEO) Sadaret Evrâkı

Amedi Kalemi Kataloğu (A.AMD.): nr.17/47, nr.34/84, nr.91/63.

Divan-ı Hümayun Kalemi Kataloğu (A.DVN.): nr.14/14, nr.17/46, nr.29/30, nr.38/35, nr.45/91, nr.53/19, nr.106/50, nr.106/64, nr.111/20-2, nr.120/31, nr.140/70, nr.161/87.

Divan-ı Hümayun Mühimme Kalemi Kataloğu (A.DVN.MHM.): nr.4-A/100, nr.7/15.

Mektubi Kalemi (A.MKT.): Nr.10/87, nr.51/37, nr.51/830, nr.134/2, nr.153/41, nr.159/29, nr.166/94, nr.172/49 ve Lefi, nr.179/54, nr.179/85, nr.184/13.

Mektubî Kalemi Deavî Kataloğu (A.MKT.DV.): nr.66/9 ve Lefi, nr.200/81.

Mektubi Mühimme Kalemi (A.MKT.MHM.): Nr.8/70, nr.16/12 ve Lefi, nr.17/41, nr.29/49, nr.54/96, nr.57/96, nr.201/78, nr.256/27, nr.270/67, nr.277/96, nr.279/46, nr.281/2, nr.282/16, nr.294/54, nr.333/45, nr.342/90, nr.352/22, nr.373/33, nr.385/31, nr.391/93, nr.399/134, nr.405/27, nr.432/43, nr.438/76 ve Lefi, nr.472/82, nr.477/20 ve Lefi, nr.633/13.

Mektubi Kalemi Meclis-i Vâlâ Evrakı Kataloğu (A.MKT.MVL.): nr.35/24, nr.121/48.

Mektubi Kalemi Nezaret ve Devair (A.MKT.NZD.): nr.26/90, nr.30/36, nr.38/73, nr.39/51, nr.41/33, nr.65/27, nr.75/89, nr.83/8, nr.98/88, nr.112/120, nr.125/78, nr.133/5, nr.157/77, nr.179/52 ve Lefi, nr.187/64, nr.193/72, nr.222/34, nr.249/13, nr.249/82, nr.262/72, nr.278/64; nr.321/42, nr.325/78, nr.337/52, nr.360/68, nr.387/61, nr.389/100 ve İki Lef, nr.419/30.

Mektubi Kalemi Umum Vilayet Kataloğu (A.MKT.UM.): Nr.1/236, nr.19/46 ve Lefi, nr.21/88 ve Lefi, nr.36/25, nr.74/75, nr.86/4, nr.103/59 ve Lefi, nr.110/36, nr.121/74, nr.127/67, nr.149/76 ve Lefi, nr.153/17 ve Lefi, nr.172/29 ve Lefi, nr.210/20, nr.292/73, nr.305/50, nr.306/27, nr.308/100, nr.340/43, nr.382/20, Lefi, nr.477/36, nr.478/58, nr.482/5, nr.483/60, nr.487/17, nr.490/100, nr.494/67, nr.497/86 ve Lefleri, nr.499/82, nr.500/99, nr.502/69 ve Lefi, nr.508/15, nr.509/58, nr.521/26, nr.536/88, nr.559/79 ve Lefi.

Teşrifat Kalemi Kataloğu (A.TŞF.): nr.9/51, nr.7182. 2. CEVDET TASNİFİ

121 Adliye (C.ADL): Nr.60/3645,nr.5202. Dâhiliye (C.DH.): Nr.688, nr.884, nr.1743, nr.1808, nr.2432, nr.3840, nr.5387 nr.6194, nr.6912, nr.9972, nr.10423, nr.11755, nr.11817, nr.13753. Hariciye (C.HR.): Nr.846. Maliye (C.ML.): Nr.2088, nr.2884, nr.10245, nr.12282. 3. EVKAF DEFTERLERİ (EV): EV.d., nr.16868.

4. HARİCİYE NEZARETİ MEKTÛBÎ KALEMİ EVRAKI (HR.MKT.): nr.20/11, nr.38/20, nr.54/84, Lef 1 ve Lef 2, nr.58/72, nr.69/50, nr.100/5.

5. HATT-I HÜMÂYÛN TASNİFİ (HAT): Nr.26/1256-A, nr.245/13832, nr.257/14763, nr.328/19017-B, nr.422/21734, nr.468/22864, nr.470/22980; nr.470/22982, nr.476/23342, nr.477/23260-D, nr.479/2344, nr.479/23450, nr.485/23804, nr.635/31317, nr.641/31522-M, nr.674/32973, nr.683/33233, nr.699/33715-F, nr.699/33715-I, nr.761/35959, nr.1361/53643, nr.1386/54980. 6. İRADE TASNİFİ Dâhiliye (İ.DH.): Nr.45; nr.187 ve Lefi; nr.1041, nr.1238, nr.1288, nr.1477, nr.1640, nr.2235, nr.2300, nr.2616 ve Lefi, nr.2865, nr.2935, nr.3277, Lef 3, Lef 4, Lef 5, nr.3587, nr.3811 ve Lefi, nr.3982 ve Lefleri, nr.4234, nr.4849 ve Lef 1, Lef 2, nr.5500, nr.5522, nr.5639 ve Lefi, nr.5758 ve Lefi, nr.5861 ve Lef 2, nr.6343 ve Lefi, nr.6437, nr.6581 ve Lefi, nr.6670, nr.6986 ve Lefi, nr.7424, nr.7585, nr.7760, nr.8614, nr.9623, nr.9775 ve Lef 1, Lef 2, nr.10047, nr.11539, Lef 1, Lef 2, nr.12772 ve Lefi, nr.14087, nr.15432, ve Lef 1, Lef 2, nr.15590 ve Lefi, nr.18241, ve Lef 1, Lef 2, nr.18461 ve Lef 1, nr.18550, nr.20909, nr.20940 ve Lefi, nr.24590, nr.25692 ve Lef 1, nr.27790 ve Lefi, nr.28458, nr.31887, nr.33081 ve Lefi, nr.33759, nr.34996, nr.35060, nr.36827, nr.39853 ve Lefi, nr.40576, nr.41115, nr.45040, nr.45056, nr.63440 ve Lefi, nr.64804, nr.75835, nr.77771.

Meclis-i Mahsus (İ.MMS.): nr.16/698 ve Lefleri; nr.27/1180; nr.2118. Taltifat (İ.TAL.): nr.121/1315 Ca-083, nr.127/1315 Ş-54, nr.136/1315 Z-005. Hariciye (İ.HR.): nr.3/1595, nr.132/6757.

Mesâil-i Mühimme (İ.MSM.): nr.2118.

Adliye ve Mezâhib (İ.AZN.): nr.27/1315 R-09. Maliye (İ.ML.): nr.62/1322/Z-31 ve Lefi.

Meclis-i Vâlâ (İ.MVL.): nr.5667 ve Lefi, nr.13119 ve Lefi, nr.13846 ve Lefleri, nr.24635 ve Lefi, nr.26320 ve Ekleri.

7.YILDIZ TASNİFİ:

122 II. GAZETELER VE SÜRELİ YAYINLAR

Sâlnâme-i Devlet-i Aliyye-iOsmaniyye 1263, Def’a 1; 1264 Def’a 2; 1265, Def’a 3; 1266, Def’a 4; 1267, Def’a 5; 1268, Def’a 6; 1269, Def’a 7; 1270, Def’a 8; 1271, Def’a 9; 1272, Def’a 10; 1273, Def’a 11; 1274, Def’a 12; 1275, Def’a 13; 1276, Def’a 14; 1277, Def’a 15; 1278, Def’a 16; 1279, Def’a 17; 1280, Def’a 18; 1281, Def’a 19; 1282, Def’a 20; 1283, Def’a 21; 1286, Def’a 22; 1285, Def’a 23; 1286, Def’a 24; 1287, Def’a 25; 1288, Def’a 26; 1289, Def’a 27; 1290, Def’a 28; 1291, Def’a 29; 1292, Def’a 30; 1293, Def’a 31; 1294, Def’a 32.

Düstûr, I, 1. Terkib, Dersaadet 1289; IV,1. Tertib.

Takvim-i Vekâyi’, Def‘a: 714; 715.

III. YAYINLANMIŞ ARŞİV BELGELERİ

6 Numaralı Mühimme Defteri (972 / 1564-1565), I (Özet- Transkripsiyon ve İndeks), BOA

Daire Başkanlığı yay., Ankara 1995.

6 Numaralı Mühimme Defteri (972 / 1564- 1565), II (Özet, Transkripsiyon ve İndeks), BOA Daire Başkanlığı Yay., Ankara 1995.

12 Numaralı Mühimme Defteri (978-979 / 1570-1572), I (Özet-Transkripsiyon ve İndeks),

BOA Daire Başkanlığı yay., Ankara 1996.

12 Numaralı Mühimme Defteri (978-979 / 1570-1572), II (Özet, Transkripsiyon ve İndeks), BOA Daire Başkanlığı yay., Ankara 1996.

AKGÜNDÜZ, Ahmet, Osmanlı Kanunnâmeleri, IV, Fey Vakfı, İstanbul 1992. ---, Osmanlı Kanunnâmeleri, VIII, Fey Vakfı, İstanbul 1994.

EYÜBOĞLU, M. Saveci, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Kadar Geçen Devre Ait İl İdaresi ve Teşkilâtı Kanunları”, İdare Dergisi, XXI/211 (Temmuz-Ağustos 1951), İçişleri Bakanlığı yay., s.166-179.

Mühimme Defteri 44, Yay.Haz. Mehmed Ali Ünal, Akademi Kitabevi, İzmir 1995.

IV. YAYINLANMIŞ KAYNAKLAR AHMED CEVDET PAŞA, Cevdet Tarihi, C.VI.

AHMED LÛTFÎ EFENDİ, Vak’anüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi 1, Yeni Harflere Aktaran: Ahmet Hazerfan, YKY, İstanbul 1999.

---, Vak’anüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi 4-5, Yeni Harflere Aktaran: Ahmet Hazerfan, YKY, İstanbul 1999.

123

---, Vak’anüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi 6-7-8, Yeni Harflere Aktaran: Yücel Demirel, YKY, İstanbul 1999.

---, Vak’a-nüvis Ahmed Lütfî Efendi Tarihi, IX, Yay.Haz.: M. Münir Aktepe, İÜ.EF. Matbaası, İstanbul 1984.

---, Vak’a-nüvis Ahmed Lûtfî Efendi Tarihi, X, Yay.Haz.: M. Münir Aktepe, TTK yay., Ankara 1988.

Anonim Osmanlı Tarihi (1099-1116/1688-1704), Yay.Haz.: Abdülkadir Özcan, TTK yay.,

Ankara 2000.

Baron Joseph Von HAMMER Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, X, (Bu cildi Almanca aslı ile karşılaştırarak Fransızca’dan Vecdi Bürün tercüme etmiş, yayına Mümin Çevik ve Osman Demirtepe hazırlamıştır), Üçdal Neşriyat, İstanbul 1992, s.68-69).

JORGA, Nicolae, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, IV, Çeviren: Nilüfer Epçeli, Çeviri Kontrol: Kemal Beydilli, Yeditepe yay., İstanbul 2005.

ORHONLU, Cengiz, “Osmanlı Devlet Teşkilâtına Aid Küçük Bir Risâle “Risâle-i Terceme””, Belgeler, IV/7-8, TTK yay., Ankara 1967, s.39-47.

SÜREYYA, Mehmed, Sicill-i Osmanî, III-IV-V, Yay. Haz. Nuri Akbayar, Yeni Yazıya Aktaran: Seyit Ali Kahraman, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 1996.

V. ARAŞTIRMA VE İNCELEMELER A. Kitaplar:

AHISKALI, Recep, Osmanlı Devlet Teşkilâtında Reisülküttâblık (XVIII. Yüzyıl), Tarih ve Tabiat Vakfı yay., İstanbul 2001.

AKYILDIZ, Ali, Tanzimat Dönemi Osmanlı Merkez Teşkilâtında Reform (1836-1856), Eren Yay., İstanbul 1993.

---, Osmanlı Bürokrasisi ve Modernleşme, İletişim Yay., İstanbul 2004.

AKYÜZ, Yahya, Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1982’ye), AÜ. Eğitim Bilimleri Fakültesi yay., Ankara 1982.

ARMAOĞLU, Fahir, 19. Yüzyıl Siyasî Tarihi (1789-1914), 2. Baskı, TTK yay., Ankara 1999.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, 2. Baskı, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı yay., İstanbul 2000.

BELGE, Murat, Osmanlı’da Kurumlar ve Kültür, İstanbul Bilgi Üniv. yay., İstanbul 2005. BERKES, Niyazi, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Yay.Haz.Ahmet Kuyaş, YKY, İstanbul 2002.

124

CEZAR, Yavuz, Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değişim Dönemi, Alan Yay. İstanbul 1986.

ÇADIRCI, Musa, Tanzimat Döneminde Osmanlı Kentleri’nin Sosyal ve Ekonomik Yapısı, 2. Baskı, TTK yay., Ankara 1997.

ÇETİN, Cemal, XVII.-XVIII. Yüzyıllarda Konya Menzilleri, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 2004.

DAVİSON, Roderic H., Osmanlı İmparatorluğu’nda Reform, I, (Çev. Osman Akınhay), Papirüs yay., İstanbul 1997.

DOĞAN, Muzaffer, Sadaret Kethüdâlığı, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul 1995.

ENGELHARDT, Türkiye ve Tanzimat, Osmanlı Türkçesine Çeviren: Ali Reşad, Yeni Harflerle Yayına Hazırlayan: Akın Bedirhan, Kaknüs yay., İstanbul 1999.

FİNDLEY, Carter Vaughn, Kalemiyeden Mülkiyeye, Çev. Gül Çağalı Güven, Tarih Vakfı Yurt Yay., İstanbul 1996.

---, Osmanlı Devletinde Bürokratik Reform, Bâbıâli (1789-1922), Çev. Latif Boyacı- İzzet Akyol, İz Yayıncılık, İstanbul 1994.

HALAÇOĞLU, Yusuf, XIV.-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilâtı ve Sosyal

Yapı, 5. Baskı, TTK yay., Ankara 2000.

---, Osmanlılarda Ulaşım ve Haberleşme (Menziller), PTT Genel Müdürlüğü yay., Ankara 2002.

HASKAN, M. Nermi- Çelik GÜLERSOY, Bâb-ı Âlî, İstanbul 2000.

İNALCIK, Halil, Osmanlı İmparatorluğu Klâsik Çağ (1300-1600), Çev.Ruşen Sezer, 2. Baskı, YKY, İstanbul 2003.

KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, V, 7. Baskı, TTK yay., Ankara 1999. ---, Osmanlı Tarihi, VI, 5. Baskı, TTK yay., Ankara 1995.