• Sonuç bulunamadı

Son zamanlarda ülkelerde sanayileşmenin de artmasıyla köyden kente göçler artmış tarımla uğraşan nüfus azalmış ve kırsal alanlarda gerçekleştirilen diğer ekonomik faaliyetler sekteye uğramıştır. Bütün bunların sonucu olarak tarımsal ürünlerde fiyat artışları görülmüştür. Bazı bölgelerde nüfus yoğunluğunun artması o bölgelerde verilen her türlü mal ve hizmetlerin yetersiz kalmasına neden olmuştur. Bununla birlikte dünyadaki aşırı nüfus artışı, kentleşme, aşırı kentleşmenin sonucu olarak yapısal sorunlar, insanların boş zamanlarını deniz, kum, güneş üçgeninden daha farklı bir şekilde geçirecek faaliyetler aramalarına neden olmuştur. Şehirlerin kronikleşmiş sorunlarından kaçmak isteyen bireylerin boş zaman faaliyetlerini doğada aramaları kırsal turizme olan talebi arttırmıştır (Erol, Gürbüz ve Yavuz, 2002: 422). Avrupa birliğine üye ülkeler bu soruna LEADER izlencesi kapsamında çalışmalar yürüterek çözüm aramaya çalışmışlardır. Bu çalışmayla Avrupa birliğine üye ülkelerde kırsal turizmin geliştirilmesi ve kırsal bölgelerin kalkındırılması amaçlanmıştır. Yunanistan’ın öncülük ettiği LEADER turizm izlencesi ile (Aydın, 2012: 43);

 Kırsal nüfusun çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, devamlılığının sağlanması

 Kırsal bölgelerde yeni ekonomik etkinliklerin sağlanması, doğal ortamın korunması

 Kırsal bölgelerde bireylerin gelirlerinin arttırılması

 Kırda yaşayan kadınların sosyal ve ekonomik rolünün desteklenmesi

 El sanatları ve tarımın ve kırsal alanlarda gerçekleştirilen diğer ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi,

 Mimari ve kültürel mirasın desteklenmesi amaçlanmıştır.

Bütün bu amaçların gerçekleşmesi sonucunda; hem kırsal hem kentsel alanlarda yaşayan bireylerin gelirindeki artış, bireylerin farklı rekreatif faaliyetlere

yönelmelerini sağlayacaktır. Yapılan çalışmalar kırsal alanlarda yaşayan bireylerin eğlence ve kültür mal ve hizmetlerine olan taleplerinin oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Bu durumun sebebi ise; kırsal alanlarda yaşayan bireylerin daha az gelir elde etmeleri ve bu tür faaliyetlerin kırsal alanlarda yeterince desteklenmemesidir. Yunanistan’ın öncülük ettiği LEADER izlencesi çalışması, kırsal bölgelerde de bu tür etkinliklerin görülebileceğini kanıtlamaktadır.

Alpler, Amerikan ve Kanada Rockies dağlarında yapılan demiryolu yatırımları bir boş zaman faaliyeti olarak kırsal turizmin canlanmasını sağlayan öncü faaliyetlerden sayılabilir (OECD: 1994; Aydın, 2012: 40). Amerikan nüfusunun %70’i kırsal turizme katılmaktadır (Aydın, 2012: 40). Boş zaman faaliyetlerinin öneminin kavranması sonucunda; birçok ülke, ülke içerisinde gelir ve kalkınmışlık seviyelerini adaletli bir şekilde dağıtmak ve GSYH oranlarını arttırmak amacıyla bir takım faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu faaliyetler sonucunda, ülke içerisinde gelir getirici ek faaliyetler oluşturulmuş ve ülkenin refah seviyelerinde artış gözlenmiştir. Yapılan bu faaliyetlerin sadece devlet eliyle değil aynı zamanda özel sektör, kuruluşlar ve dernekler tarafından da gerçekleştirilmesi dikkat çekici bir durumdur.

İspanya’da toplumsal kalkınma enstitüsünün yürüttüğü kırsal turizm uygulamasının amacı bölgenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaktır. Bu amaçla kırsal turizmi geliştirerek kalkınmada öncelikli sektör haline getirmeye çalışmışlardır. Bu amaçla kırsal bölgelerde alt yapı çalışmalarına (çöp toplama, su ve elektrik dağıtımı vb.) ağırlık verilmiştir (Soykan, 2000: 28-29).

İtalya’da 1960-1980 yılları arasında 5 milyon İtalya’nın topraklarını terk etmesi ve tarımla uğraşan aktif nüfusun düşmesi sonucunda Agri-tourismı (tarımsal turizm) projesi geliştirilmiştir. Bu projede tarımla uğraşanların evlerini odalarını kiraya vermeleri, yerel ürünlerini ticarileştirmeleri gibi amaçlar benimsenmiştir. Bu proje sonucunda bazı bölgelerde göçün yavaşladığı, birçok bireyin bu turizm faaliyetlerini tercih ettiği çiftçilerin turistik işlere yöneldiği görülmüştür (Aydın, 2012: 41).

İngiltere’de de kırsal turizm faaliyetlerine ağırlık verilmiştir. Kırsal turizm faaliyetleriyle kültürel faaliyetleri canlandırmak, bireylere yeni rekreatif etkinliği kazandırmak sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak amaçlanmıştır. Bunun sonucunda

İngiltere’de 1991 rakamlarına göre her dört İngiliz’den üçü kısa veya uzun tatillerini (boş zamanlarını) kırsal alanlarda geçirmeyi tercih etmiştir (Soykan, 2000: 30).

Almanya’da 1970’li yılların başında Gıda Tarım ve Orman Bakanlığının özendirmesi sonucunda kırsal turizmine özellikle de çiftlik turizme ilgi artmıştır (Aydın, 2012: 42).

Fransa’da 1951 yıllarının başında kırsal bölgelerde de turizmi ve turizme bağlı olarak kültürel etkinlikleri geliştirmek amacıyla köy evleri açılmıştır. Böylece köylülere hem ek gelir sağlanarak bölgenin kültürel özelliklerinin korunup yayılması hedeflenmiştir. Kırsal turizm ayrıca av turizmini, rekreasyonel ve sportif balıkçılık faaliyetlerini, golf turizmini ve binicilik faaliyetlerini geliştirmiştir. Ayrıca Fransa’nın gayri safi milli hasılasının %7’lik kısmı turizm gelirlerinden oluşmaktadır. Dünyadaki turist sayısının %11’ini kendi ülkesine çekmektedir (Aydın, 2012: 41).

2003 yılı itibariyle Akdeniz bölgesinde turizm alanında en fazla pazar payına sahip ülke % 34.1 ile Fransa’dır (Bahar ve Kozak, 2005: 140).

Ozan Bahar ve Metin Kozak’ın “Türkiye turizmin Akdeniz ülkeleri ile rekabet gücü açısından karşılaştırılması” adlı makalesinde, Akdeniz bölgesinde turizm alanında Türkiye’nin rekabet gücüne en yakın ülkelerin İspanya, Yunanistan, İtalya, Fransa ve Kıbrıs olduğunu açıklamıştır (Bahar ve Kozak, 2005: 144).

Yukarıda sayılan ülkeler yüksek insani gelişmişlik endeksine sahip ülkelerdir. Bu ülkelerde boş zaman yönetimi genellikle 2. Dünya savaşı sonrasında önem kazanmıştır. 2. Dünya savaşı sonrasında gelişen sanayileşme hareketleri sonucunda insan gücüne olan ihtiyaç azalmış ve işçi hareketleri sonucunda insana verilen değer artmıştır. Özellikle ABD’de sanayileşme sonucunda ulusal gelirde, toplam üretimde, satın alma gücünde, eğitim seviyesinde ve kentleşme hareketlerinde ortaya çıkan yükseliş teknolojik gelişmeyle beraber kültürel eylemlere olan ilgiyi arttırmıştır. Boş zaman alanındaki mesleksel gelişim sonucunda boş zamanın önemi ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler insanların çalışmak için mi yaşamaları ya da yaşamak için mi çalışmaları gerektiği konusunda düşünmelerine yol açmıştır. Artan kapitalizmin de etkisiyle boş zaman yönetimi önem kazanmıştır.

Şekil 1.2 incelendiğinde dolar cinsinden kişi başı GSYH ile GSYH’ dan kültürel mal ve hizmetlere ayrılan pay arasında doğrusal bir ilişkinin olmadığı

görülmektedir. Dikkat çeken bir başka sonuç ise; Türkiye’nin diğer ülkelerden daha düşük gelir seviyesine sahip olmasına karşılık, kültürel mal ve hizmetlere ayırdığı payın birçok ülkeden yüksek olmasıdır. Türkiye’de yaşayan bireylerin kişi başı geliri ABD’de yaşayan bireylerin gelirlerinden düşük olmasına karşılık, kültürel mal ve hizmetlere daha fazla pay ayırdığı gözlenmektedir. Bu çıkarıma uyan bir başka sonuç ise; en yüksek gelir seviyesine sahip olan Lüksemburg, kültürel mal ve hizmetlere birçok ülkeden daha az pay ayırmıştır. Aynı durum Norveç için de geçerli olmaktadır. Estonya, Slovak Cumhuriyeti, Macaristan ve Türkiye nispeten düşük gelir grubunda bulunmalarına karşılık, kültürel mal ve hizmetlere yönelik daha fazla harcama yapmaktadırlar. ABD, İsviçre, Almanya, Avusturya nispeten yüksek gelir grubunda olan ülkeler olmalarına rağmen, GSYH’dan kültürel mal ve hizmetlere ayırdıkları pay %1’in altındadır.

Şekil: 1.2: Kültür Harcamalarının GSYH’ya Oranı İle GSYH Arasındaki İlişki