• Sonuç bulunamadı

2.1. ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ ÖĞRETİMİ

2.1.4. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Dersinin Öğretiminde

2.1.4.3. Ders Kitapları

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi derslerinde ağırlıklı olarak kullanılan öğretim materyali ders kitabıdır. Yükseköğretimdeki derslerin tek bir kitap üzerinden takip edilmesi bilimsel anlamda büyük bir eksiklik olmasına rağmen Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ders kitabı, dersin temel kaynağı olarak görülmektedir. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinin temel kaynağı olarak görülen ders kitaplarının, birkaç istisna dışında çağdaş toplum bilimleri çözümleme araçlarıyla donatılmış bir yapıda olmadığından, orta öğretim ders kitaplarından, ayrıntıların aşırı vurgulanması dışında bir farkları bulunmamaktadır (Kalaycıoğlu, 1985, s.39). Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi için tavsiye edilen kitapların İnkılâp Tarihimizi bütün yönleriyle

ele aldığı, konuyla ilgili bütün kaynaklara inilerek yazıldığı iddia edilemez. Mevcut kitapların, yakın tarihimizi her yönüyle ilmî olarak bize aktarmada yetersiz kaldıkları gibi, bazı kitaplardaki mevcut bilgilerin de zaman aşımına uğradığı görülmektedir (Köstüklü, 1991, s.37).

Mevcut ders kitapları çağdaş standartların çok gerisindedir. Tasarımları yaratıcılıktan son derece uzak, görsel unsurları yetersizdir. Ayrıca, kitaplardaki üslup, eğitim felsefesine uygun olarak “telkin” edicidir. Bu üslup, bireylerde problem çözme, eleştirel düşünme gibi temel becerilerin gelişimine imkân vermez. Aksine, bireyleri zihinsel tembelliğe iter. Böyle bir eğitim durumunda, XXI. yüzyılın küreselleşen dünyasının girişimci ve rekabetçi bireylerini yetiştirmek çok zor, hatta imkânsız görünmektedir (Öztürk, 2005, s.55). Bu ders için hazırlanmış yardımcı ders kitapları olarak çeşitli üniversitelerde okutulmakta olan kitaplara baktığımızda da bir kargaşa göze çarpmaktadır. Devrin modasına göre kitaplar “Devrim Tarihi”, “Türk Devrim Tarihi”, “İnkılâp Tarihi”, “Türk İnkılâp Tarihi” isimleri altında yayınlanmış hatta birkaç sene önce yayınlandıkları ve üstelik birkaç baskısı da yapılan “Türk Devrim Tarihi” kitapları hemen “Türk İnkılâp Tarihi”ne çevrilerek tekrar basılmışlardır. Bu kitapların içeriğinde de bir tutarsızlık göze çarpmaktadır. Kimi kitaplar sadece ilke ve inkılâplardan bahsederek aşağı yukarı 1960’lı yıllara kadar gelmekte, kimi kitaplarda ise Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden biraz bahsettikten sonra Millî Mücadele dönemine geçmekte ve daha çok siyasi hadiselere önem verip birkaç sayfa ile de ilke ve inkılâplara yer ayrılmaktadır (İzgi, 1985, s.22).

1980’lerden önceki programlarda yetersiz de olsa konular kitapların basım tarihlerine yakın önemli bir siyasal olaya kadar getirilirken, 1980 sonrasının programlarında konular 1938’de sona erdirilmiştir. Oysa programda derslerin verilmesindeki amaç; Atatürkçülün öğretilerek benimsetilmesi olarak belirlendiğine göre öncelikle ilkelerin geçirdiği evrimin ve günümüzdeki durumların belirlenmesi ve bu yönde çözümlerin önerilmesi gerekir. Bu da ancak çağdaş tarihin konusu içinde yer alan olay ve olguların işlenmesi ile gerçekleştirilebilir. Günümüz Türkiye’sinin yaşamına yön veren önemli gelişmelerin yer aldığı 1938 sonrasının hiçbir olayına herhangi bir şekilde değinilmeden, Türk İnkılâbının getirdiği düzenin

ve ilkelerin anlaşılması, demokrasimizin gelişimi ve özelliklerinin öğretilerek benimsetilip bir yaşam biçimi hâline getirilmesi mümkün değildir (Aslan, 1992, s.192).

Eğer Türkiye'de yaratıcı düşünceli, insan haklarına saygılı, laikliği, demokrasiyi ve insanlığın günümüzde geçerli tüm çağdaş değerlerini özümsemiş yurttaşlar yetiştirmek gibi bir kaygımız varsa, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ders kitaplarını, tarih ve sosyal bilimlerin diğer dallarınca yapılan araştırmaların ortaya koyduğu birikim ışığında, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş siyasal gelişmelerini, dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi günümüze dek uzanan bir süreklilikle, kültürel ve toplumsal değişmeleri, gelişmeleri de kapsayan bir içeriğe büründürmek zorundayız (Aslan, 1998, s.317-318).

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinde kaynak bakımından yapılması gereken tek bir kitabın okutulması yerine konu ile ilgili bilgileri birinci elden veren kaynakların kullanımı olmalıdır. Tarihî dokümanlar, dönemin gazeteleri ve dergilerden yapılan transkripsiyon veya tercümeler kaynak olarak kullanılmalı; bu kaynaklar mutlaka tarih ve siyaset bilimi ağırlıklı bir çerçevenin içine oturtulmalıdır (Hanioğlu, 1985, s.42).

Ders kitabı yazımında yazarlar tarafından yeni yazım teknikleri kullanılmalıdır. Kitap yazarı, temel anlatısını kısa tutarak, birinci elden ve ikinci elden kaynakları kitaba eklemeli, öğrencilerin bunları okuyarak, farklı yorumlara ulaşmalarını sağlamalıdır. Bazen istatistikî bir verinin, bir grafiğin, bir tablonun, bir resmin onlarca sayfadan daha önemli olduğu unutulmamalıdır (Ata, 2006, s.126).

İnkılâp Tarihi ders kitabı, yükseköğretim düzeyinde disiplinler arası yaklaşımı içermekle birlikte, Türk Kurtuluş Savaşı’na hâkim ruhun öğrencilerce hissedilmesini ve onların geçmişteki insanlarla empatik ilişki kurabilmelerini sağlamalıdır. Bunlar, olayların değil de onları yaratan insanın merkezde olduğu eserler olmalıdır. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinde kullanılacak kitap, Kurtuluş Savaşı yıllarındaki Anadolu insanının, coşku ve heyecanını ve geleceğe dair

umudunu aktarabilmelidir. Unutulmamalıdır ki, olayların bilgisi unutulabilir, ama coşku ve heyecan nesilleri birbirine bağlayacaktır (Aksoy, 2006, s.68).

İnkılâp tarihi derslerinin anlamını yitiren bir ders olmaktan kurtarılabilmesi için programlar ve ders kitapları tarihin ve sosyal bilimlerin diğer dallarınca “Türk İnkılâbı ve Kemalizm” konusunda yapılmış olan araştırmalara önem verip, ortaya koydukları sonuçlardan yararlanarak hazırlanmalıdır. Dersler sadece Atatürk dönemi ile sınırlandırılmamalı; çağdaş tarihçiliğin bir boyutu olarak algılanmalı ve günümüz Türkiye’sinin sorunlarının anlaşılmasını sağlayacak bir içerikle değerlendirilmelidir. Bu yaklaşımın Atatürk devrimlerinin günümüzde ulaştıkları yere de ışık tutacağından bu noktanın gözden kaçırılmaması gerekir. Kitaplarda gözlenen bu tür eksik ve hataların giderilebilmesi için Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi bütün ön yargılarından arındırılmış olarak yeniden ele alınmalıdır. Yoksa gelip-geçici siyasal iktidarların ya da kadroların istekleri doğrultusunda yapılan düzenlemeler hep bir aldatmaca olarak kalacaktır. Bu yüzden derslerde tek bir kitaba bağlı kalınmaktan kaçınmalı, ancak böyle bir kitabın mutlaka olması gerektiğinde ısrar ediliyorsa da bu eğitim uzmanlarının ve Türk İnkılâbı, Kemalizm ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik ve toplumsal tarihi üzerine yaptığı araştırmalarla yetkinliğini bilimsel olarak gerçekten kanıtlamış olan kişilerin iş birliğiyle hazırlanmalıdır. Bu yapılmadığı sürece İnkılâp Tarihi ders kitapları olayların ve olguların toplumsal temellerine inmeyen, nitelikten uzak, bilgi kırıntılarıyla dolu ve dersin amaçlarına hizmet edecek yapıdan uzak hâlini devam ettirecektir (Aslan, 1992, s.195).

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde, Atatürk ile ilgili yerli ve yabancı dilde yayınlanan bibliyografyalar taranmış, “İnkılâp Tarihi” adı altında üniversitelerimizde ders kitabı olarak okutulan eserler incelenmiş; bu eserlerin kapsam, metot ve yaklaşımları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ele alınan eserlerde yapılan taramada, yazarların çalışmalarını daha ziyade bu konuda yazılmış genel eserlere dayandırdıklarını; bunların içinde de makalelere kıyasla kitapların ağırlık kazandığı gözlemlenmiştir. Söz konusu İnkılâp Tarihi ders kitaplarında verilen bibliyografyalarda atıf yapılan veya kaynak olarak gösterilen kitapların sayısı yirmi ile iki yüz arasında değişmektedir. Yine taranılan bibliyografyalardan çıkan bir

başka tespit ise hatırat, otobiyografi ve devrin heyecanını yansıtan eserlere pek yer verilmemiş olduğudur. İncelenen pek çok eserde konu edilen dönemde çıkan gazete, dergi ve mecmualardan, o devirdeki siyasî gelişmelerin merkezi durumunda olan TBMM’nin oturumlarını yansıtan zabıt ceridelerinden çoğunlukla yararlanma yoluna gidilmediği görülmektedir. İncelenen Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ders kitaplarının çoğunda gerek incelendiği dönemdeki, gerek güncel, gerekse yabancı yayınlardan yararlanılmadığı görülmektedir. İnkılâp tarihi ders kitaplarının çoğunluğunun ortak özelliği arşiv araştırmalarına dayanmamış olmalarıdır. Baskı tarihi günümüze yaklaşan İnkılâp Tarihi çalışmalarının başta belgeler olmak üzere yeni kaynaklara gidecek yerde, kendinden önce aynı amaçla yazılmış konudaki eserlerden etraflıca yararlanmak yaklaşımını benimsediği ortaya çıkmaktadır. Bu da, doğal olarak İnkılâp Tarihi ders kitaplarının birbirini tekrar etme özelliğini de beraberinde getirmektedir (Öke, 1985, s.14).