• Sonuç bulunamadı

3.2. Muharebeler

3.2.2. Deniz Muharebeleri

Irak’ın 1970’li yıllardaki büyümesinde deniz kuvvetlerine çok fazla önem verilmediğinden savaşın başladığı dönemlerde Irak donanması küçük ve körfez hakimiyetini elde edebilecek nitelikte değildir. Bu sebeple Irak donanması, Basra ve Fao yarımadasına saldıran İran gemileriyle kaşı karşıya gelmekten sakınmış ve İran’ın uyguladığı deniz ablukasını kaldırmaya zorlanmışlardır. Ayrıca Irak deniz unsurlarının zayıf olması sebebiyle Hürmüz Boğazı27 ile ilgili İran boğazın açık tutulacağı garantisi

27 Hürmüz Boğazı, Umman Körfezi ile Basra Körfezi arasındadır. Ortadoğu petrollerinin %40'ını (ABD,

vermiş olup, bu garanti batılı devletler tarafından olumlu karşılanmıştır (Saraç, 2000: 49). Hürmüz Boğazı, bölgeden geçen tüm dünya deniz yollarını Basra Körfezi üzerinden bölge ülkelerin ve dünyanın en zengin petrol rezervlerine bağlamaktadır. Böylece Balkanların bir kısmı dahil Türkiye, Kafkaslar, Arabistan Yarımadası, İran ve Irak, Mısır, Sudan, Etopya, Somali, Afganistan, Türkmenistan ve Özbekistan Ortadoğu denen coğrafya içinde birbirine bağlanmaktadır. (Kocaoğlu, 1995: 173).

1984 yılında Irak Tanker Savaşı denilen bir strateji geliştirmiştir. Savaşın ilk başladığı günden beri taraflar birbirlerine ait ticaret gemilerine veya yabancı gemilere saldırı düzenlemişlerdir. İran gemilere karşı ilk saldırısını 7 Ekim 1980 yılında icra etmiştir. Irak ise 21 Mayıs 1981’de buna karşılık vermiştir. Ancak 1984 yılına kadar bu saldırılar sınırlı düzeyde kalmıştır. Tanker savaşı ise önceki saldırılardan farklı bir amaca da hizmet etmekteydi. Irak’ı destekleyen ve yardım eden batılı güçlerin barışçıl bir çözüm bulmaları için dikkatlerini çekmeyi amaçlamıştır. İran Hürmüz Boğazını kapatmaya teşebbüs ederse özellikle batı ve ABD petrolsüz kalacağından bu devletlerin sert tedbirler alacağını varsaymıştır. Böylelikle batılı devletler tarafından körfeze müdahale gecikmeyecektir. Irak 1983 yılının sonunda savaşın tansiyonunu yükseltmeyi amaçlamış ancak İran’ın tepkisi sert olmuştur. Meclis Başkanı Haşimi yaptığı açıklamada “İran’ın petrol sevkiyatı durursa bundan sonra dünyada hiçbir ülke körfez petrolü kullanmaya muktedir olamayacaktır.” demiştir. Bu açıklama Irak’ın yukarda bahsettiğimiz varsayımını güçlendirmiştir. ABD ise İran’ı ikaz ederek böyle bir şey yaşanırsa duruma müdahale edeceğini açıklamıştır. Bu gelişmeler karşısında Irak gemilerini tansiyonun yükseldiği bölgelerden çekerek 1984 yılının başlarından itibaren Harg adası28 çevresine yöneltti. Böylelikle Harg adasında İran’ın yaptığı petrol

ticaretinin sekteye uğratılması planlanmıştır (Saraç, 2000: 23).

Hürmüz Boğazı enerji taşımacılığı açısından alternatifsizdir. Kuveyt, Irak, İran, Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE ve Katar ihraç ettikleri petrolü Hürmüz'den uluslararası pazarlara ulaştırmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bakınız: http://bilgibogazlar.blogspot.com.tr/p/hurmuz-bogaz.html (Erişim Tarihi: 14.03.2018).

28 Harg Adası; Basra Körfezinin kuzeyinde İran'a bağlı küçük adadır. Buşir limanının 55 km kuzeybatısı,

İran kıyılarının 25 km batısı ve Hürmüz Boğazının 483 km kuzeybatısında yer alır. 15. yüzyılda Felemenkliler burada bir ticaret merkezi kurdular. Kısa süren Felemenk etkisinin ardından, 1766'da Buşir'in kuzeyindeki küçük İran limanı Bender-i Rig'de üslenmiş olan korsanlar Harg Adasını ele geçirdiler. Bu tarihten sonra adada uzun süre yerleşme kurulmadı. 20. yüzyılda İran'ın petrolden elde ettiği zenginliğe bağlı olarak Harg Adası da önemli bir işleme ve arıtma merkezi durumuna geldi. 1960'larda bir ham petrol yükleme istasyonu olarak gelişti. Dev tankerler zamanla yüklerini Abadan yerine buraya boşaltmaya başladılar. Adadan yüklenen öteki mallar arasında sülfatlı gübreler, sıvı gaz ve başka petrol ürünleri bulunur. Adadaki petrol yükleme istasyonu İran-Irak Savaşı sırasında ağır hasar gördü. Ayrıntılı bilgi için: https://www.turkcebilgi.com/harg_adas%C4%B1 (Erişim Tarihi: 24.03.2018).

Harita 3. Hürmüz Boğazı29

Irak 1986 yılı içinde İran’ın petrol sevkiyatını engellemek için tanker savaşını sürdürmüştür. Ancak İran rafinerilerin tamiri ve tankerlerin kurtarılması konusunda uzmanlaşmıştır. Saldırılara kısa sürede cevap vererek zayiatı en aza indirgemeyi başarmıştır. 1986 yılındaki tanker savaşları kapsamında yaşanan gelişmeler şu şekildedir (Saraç, 2000: 33):

 1 Ocak, Kıbrıs tankerlerinin vurulması,

 9 Ocak, İran donanmasının Alman, ABD ve İngiltere gemilerine müdahale etmesi,

 19 Ocak, Alman tankerlerinin vurulması,

 3 Mart, İran helikopterlerinin Türk tankerlerini vurması,

 4 Mayıs, İran helikopterlerinin Suudi Arabistan tankerlerini vurması,

 İran’ın Irak hava kuvvetlerinin menzili dışında kalan bölgelerde yeni rafineri ve petrol dolum tesisleri inşa etmiştir.

2 Eylül 1986 tarihinden itibaren İran körfezde seyreden gemileri durdurup savaş malzemesi taşıyıp taşımadıklarını kontrol etmeye başlamıştır. Bir Rus gemisinin de

29 http://akademikperspektif.com/2012/08/15/arap-baharinda-hurmuz-bogazi-degisen-enerji-politikalari-

aranması Rusları tedirgin etmiştir. Ayrıca 23 Eylül’de Abu-Musa adasından havalanan helikopter bir İngiliz gemisini vurmuştur (Saraç, 2000: 34).

Irak, 1987 yılının başında Harg adasına hava saldırısı düzenleyerek tanker savaşlarını sürdürmüştür. Sırrı adasına petrol taşıyan Liberya tankerine, Larak civarındaki başka bir tankere ve bir Yunan tankerine Irak hava kuvvetleri tarafından saldırı düzenlenmiştir. İran ise Kuveyt’ten gelen bir tankere füze atmış ancak füze ateşlenmemiştir. Ayrıca bir İngiliz ve ABD gemisini durdurarak aramışlardır. Yaşanan bu gelişmeler karşısına İngiltere’de bulunan Uluslararası Gemicilik Odası ABD’ye çağrıda bulunarak körfezdeki gemi trafiğinin korunmasını istemiştir. Son iki yıl içinde 180 geminin saldırıya uğradığını iddia etmişlerdir. ABD sözcüsü Carter Doktrini30

gereği boğazın açık tutulduğunu 1986 yılında 98 gemiye bir önceki yılda 47 gemiye saldırı düzenlendiğini açıklamıştır (Saraç, 2000: 39).