• Sonuç bulunamadı

C) Kosta Rika

III. 4.4.4.2. Mücbir Sebep

IV.1. Art Niyetli Borçlar Doktrini Çerçevesinde Irak ve Demokratik Kongo

IV.1.2. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Art Niyetli Borçlarının İncelenmesi

IV.1.2.6. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Dış Borçları Art Niyetli Midir?

a) Rıza eksikliği: Kongo Halkı Razı Olmamıştır

Kongo’nun dış borçları, büyük ölçüde Mobutu döneminde alınmış dış borçlar ve onların geciktirilmiş ödemelerinden oluşmaktadır. O dönemde Kongo’nunbütün kamu kurumlar Mobutu’nun kontrol altında olmakta, 1965 yılında askeri darbeyle iktadara gelmiş olan Mobutu kısa bir zaman içinde tüm muhalifleri yok etmeyi başarmıştır. İktidara gelir gelmez, Mobutu tarafından çok partili sistemi, grev hakkı, ifade özgürlüğü gibi temel insan hakları

364Demain Le Monde, a.g.m, s. 7.

365Zacharie, A. (2003), La Stratégie DSRP- PPTE en R. D. Congo, Bruxelles, s. 18-19.

107

yasaklanmıştır. Ayrıca kendi rejimi daha güçlendirmek amacıyla Mobutu 1967 yılında Mouvement Populaire de la Révolutionadlıparti devletin tek partisi olarak kurulmuştur.

Mobutu rejimi esasen yolsuzluk ve terör saçmaya dayanıyordu. Mobutu rejimi döneminde insan haklarını savunan uluslararası kurum ve kuruluşların raporları kanıtlandığı gibi Kongo’da sistematik olarak insan hakları ihlalleri bulunmaktadır366. Resmen çok partili sisteme izin vermesinin ardından, 1990 yılında Lubumbashi Üniversitesi’nde elli öğrenciyi öldürülmesiyle kanıtlandığı gibi Mobutu rejimi herhangi protesto hareketlerini baskı uygulayarak sindiriyordu.

b) Yarar Eksikliği: Mobutu Rejimi tarafından Alındığı Borçlar Kongo Halkına Yararlı Olmamıştır.

Sayısız delillere dayanarak Mobutu rejimi tarafından uluslararası finans kuruluşlardan ve diğer uluslararası alacaklılardan alınmış olan borçların fonları Kongo’nun halkına hiç yararlı olmadığını gösterilmektedir.

c) Yolsuzluk Kurumsallaşmış bir Sistemidir: Mobutu rejimi döneminde, Kongo’nun dış borçlarından tek yararlanan Mobutu ve yakınları oldukları kabul edilmektedir. 1997 yılında, Kongo’nun dış borçlarının stoku yaklaşık 13 milyar dolar olduğu tahmin edilmekte iken Mobutu’nun kişisel serveti 8 milyar olarak dolarlık tahmin edilmiştir. Gerçek şu ki Mobutu'nun hükümdarlık tarihi ve Kongo’nun doğal kaynaklarının yağmasını birbirine karıştırmaktadır. Nitekim 1965 iktidara geldiğinde, Mobutu Kongo’ya ulusal sermayeyi vermeyi bahane ederek, yabancı yatırımcılar tarafından elde tutulan varlıklarını kamulaştırmıştır (Zairianisation). Siyasi ve ekonomik bağımsızlık bağlamında, Zairianisation reformu çok popüler olduğu halde, ancak yararlananlar özenle seçilmişlerdir. İlk yararlananlardan Mobutu ve eşidir. Bu bağlamda 1974 yılında Mobutu ve onun eşi hem 14 şirket toplayan bir konsorsiyum adlandırılmış olan CELZA, hem de iki tarımsal sanayi bölgesine sahip olmuşlardır.

Ayrıca devletin hazinesindeki kamu gelirlerinin yolsuzluğu, devlet bütçesindeki %15-20 civarında Cumhurbaşkanlığına verilmiş olan resmi gelir, 1989 yılındaki Dünya Bankası’nın raporuna göre bütçenin % 18’i kaçak transferi operasyonlar, askeri teçhizat alımı, diğer kamu gelirler ve hizmetlerin üzerinde gerçekleştirilmiş olan yolsuzluk operasyonları Mobutu rejimine zenginleşmenin istikrarlı ve sağlam kaynaklardan biri olduğu iddia edilmiştir. Diğer yandan yurtışında satılmış olan madenlerin gelirlerini yolsuzluk yapılması nedeniyle Mobutu rejimine zenginleşmenin istikrarlı ve sağlam diğer kaynak olduğunu da ifade edilmiştir.

Mobutu rejimi döneminde yıllık Bakır, Kobalt, Elmas, altın gibi satılmış madenlerin gelirlerin yolsuzlukların miktarı 150-400 milyon dolara civarında lduğu tahmin edilmiştir367.

d) Prestijli Yatırımlar

70’lerde uluslararası piyasada bakır ve diğer madenlerin fiyatları iyimserliğe teşvik etmekte iken, Mobutu rejimi büyük ölçüde borçlanmıştır. Kongo’nun halkın ihtiyaçlarını

366Rapports Annuels 1991 et 1993 d’Amnesty International, Publications du Département d’Etat des Etats-Unis en 1991 de la Commission des Droits de l’Homme des Nations Unies en 1993. FIDH (1996), Zaïre : le Vide de Droits, N° spécial 625-626 ; Braeckman, C. (1992) Le Dinosaure : le Zaïre de Mobutu, Edition Fayard, Paris, sy.

367Askin, S. ve Collins, C. (1993), “External Collusion with Kleptocracy: Can Zaïre Recapture its Stolen Wealth?” Review of African Political Economy, n°57, s. 73,

108

karşılamaksızın o dönemde büyük batılı sanayileşmiş güçler tarafından Kongo’da büyük yatırım projeleri faaliyete geçirilmiştir. Nitekim bazı yatırım projeler hayâli olmakla beraber diğer yarısı gerçekleştirilmekteydi ya da halkın temel menfaatlerini karşılamamıştır. Örneğin 1972 ABD’li bir fırmadan 7,7 milyon dolarlık satın alınmış pamuk çırçır yapan 30 fırmanın malzemeleri paketlenerek Kongo’nun havalımalarında ve limanalarında terk edilmişlerdır368. Diğer altyapı işleri ise işletme ve bakım bağımlılığını yaratarak aşırı yüksek fıyatlara sahip olmuştur. Örneğin Kongo Radio Televizyon Tesisleri (la Cité de la Voix du Congo) inşaa edilmesinin ardından, işletme ve bakım bedeli yüksek olması ve ekipmanın kalitesi düşük olduğundan dolayı tesislerin % 20kapasite ile çalışıyordu.

Altyapı (limanlar, havaalanları, istasyonlar, yollar, enerji santralleri vs.) ekonomik doğa yatırımları tamamen uygunsuz olmakla beraber, çok az veya hiç kullanılmamış kalıyorlardı.

Bunlardan en tanınmış olan Inga elekrik barajı projesine bakıldığında, Shaba madencilik bölgesinin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli enerji kaynaklarına sahip olmakta iken, tüm ekonomik mantığa karşı, Mobutu tarafından Inga hidroelektrik santrali bölgesinden 1900 km’lik bir elektrik enerji hattı inşa edilmesini karar alınmıştır. O dönemde dünyanın en uzun elektrik enerji hattı oldu. Fakat Mobutu rejiminin temel amacı bu elektrik hattı aracılığıyla Shaba madencilik bölgesi kontrol edebilmek, böylece Katanga bölgesinin Kongo’dan ayrılma eğilimine karşı çıkmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla Inga hidroelektrik barajının inşa edilmesinin bedeli, faiz ve finansal masraflar hariç olmak üzere, 850 milyon dolara mâl olmuştur. Bu miktar 1980 yılında Kongo’nun dış borçlarının yaklaşık beşte birini yansıtıyordu. Bununla ilgili 1991 yılındaki Ulusal Konferansı tarafından kurulmuş olan OBMA’nın (Office des Biens Mal Acquis, Agency of the Property wrongly Acquired) raporuna göre Mobutu kişisel olarak Inga barajı projesinin tutarının toplam değerinden %7’si kişisel olarak bir komisyon ele geçtiği açıklanmıştır369.

Ayrıca Mobutu rejimi tarafından finanse edilmiş olan gereksiz diğer proje ise Maluku demir izabesi fabrikasıdır. Nitekim bu fabrika iki katı fiyatla kullandığı çeliği İtalya'dan ithal etmekle beraber ürettiği hurda demirin yerel pazara uygun olmadığı görülüyordu. Dolayısıyla günümüzde Kongo’da inşatlarda kullanılan çiftçilerin araçları Maluku demir izabesi fabrikası tarafından üretilmek yerine Brezilya’dan ithalat edilmektedir.

e) Uluslararası Alacaklıların Farkındalığı

Art niyetli borçlar doktrini incelendiğinde, Dünya Bankası’nın raporları dikkate alınarak Mobutu rejiminindiktatör olduğunu, IMF ve Dünya Bankasının farkında olup olmadıkları sorunu her zaman aklına gelir. Hiç kuşkusuz bu soruna yanıt, evet olduğu iddia edilmektedir.

Bilindiği gibi Dünya Bankası ve IMF Mobutu rejimi diktatörlüğünün aşırılıklarının farkında oldukları halde, Mobutu rejimine dış borçları vermeye devam etmekteydi. Nitekim Mobutu döneminde Kongo Merkez Bankası, rejimin lidelerleri tarafından çok sayıda yolsuzlukları gidermek üzere, 1978 yılında IMF tarafından Kongo Merkez Bankasına Bundes Bank Yönetim Kurulunun eski üyesi olan Erwin Blumenthal’ın atanması karar alınmıştır. Fakat Temmuz 1979 yılında Erwin Blumental, Kongo ordusunun Generalleri, özellikle Mobutu’nun kişisel koruma başkanı General Eluki tarafından edilmiş olan ölüm tehditleri korkusuyla

368Askin, S. ve Collins, C. (1993), a.g.m, s.74.

369Askin, S. ve Collins, C. (1993), a.g.m, s.77.

109

görevinden ayrılmaya karar vermiştir370. Ayrıca görevinden ayrılmaya karar vermesinin ardından Erwin Blumenthal siyasi ve ticari burjuvazi Mobutu rejimine ilişkin mafya uygulamalarını ayrıntılı bir rapor halinde yazmıştır371. Bu bağlamda 1982 yayımlanmış olan Erwin Blumenthal’in raporunda «Kongo'nun yağmasına katılmış olan yabancı firmaların isimleri verip uluslararası toplumu uyarıda bulunarak, Mobutu rejimini karakterize eden kurumsallaşmış yolsuzluk sistemini açıkca suçlamıştır. Erwin Blumenthal’a göre Mobutu rejimine daha dış borçlar ve uluslararası krediler verilmemesi gerekiyor. Başka bir deyişle Mobutu rejiminin dış borçlarının stoku sürdürülemez olduğu halde Mobutu tarafından Kongo adına yeniden dış borçlanma planlandığını uyarıda bulunmuştur. Son olarak Mobutu rejimine dış borçlar verilmesinde halkın ihtiyaçlarını karşılamaktansa Mobutu ve kendi yakınlarını zenginleştireceğini vurgulamıştır372 ».

Göründüğü gibi 1979 yılından beri bütün uluslararası finansal kuruluşlar Kongo’da hem Mobutu rejimi tarafından kurumsallaşmış yolsuzluk sistemi hem de o rejime borç vermeye devam ederek oluşacak riskin farkında olmaktaydı. Buna karşın Erwin Blumenthal’in uyarısı olduğu halde Dünya Bankası ve IMF dâhil olmak üzere, bütün uluslararası kuruluşlar Mobutu rejimine dış borç vermeye devam etmekteydiler.

Jean Ziegler’e göre Kongo’da Mobutu rejimi tarafından uygulanmış olan rüşvet sistemi açısından Dünya Bankası, IMF ve diğer batılı finansal güçler olmasaydı (...) bu rüşvet sistemi ise yaramaz olacağını ifade etmiştir373. 2004 yılı Nisan ayında Kongo’nun Sayıştay Başkanının ifadesine göre ‘’Mobutu rejimi tarafından bırakılmış dış borçlar incelendiğinde bu borçlarının % 30’u büyük ölçüde yolsuzluk yoluyla kullanıldığını ifade etmiştir. Dolaysıyla verilmiş olan dış borçlar genel olarak uluslararası finansal kuruluşların ve özellikle Mobutu rejiminin menfaatini karşıladığı vurgulanmıştır374.

Bilindiği gibi art niyetli borçlar doktrini kapsamında, bu borçlar bir yandan Mobutu rejimi ve diğer yandan o rejime borç veren kuruluşların sorumlusu olduğunu söz konusudur. Bu durum öyleyse Kongo ve onun halkının ihtiyaçları karşılamayan borçlara neden bağlanmak istenmektedir? Onların ihtiyaçlarını hiç karşılamayan borçların ödenmesininin neden Kongo ve kendi halkı sorumlututulmaktadır?

Art niyetli borçlar doktrininin yaklaşımları dikkate alınarak hem şekli hem de maddi koşulları yerine getirdiği halde 2003 yılındaki Saddam’ın dış borçlarına yapılan muamele gibi neden Mobutu rejimi (1965-1997) tarafından alınmış olan dış borçlara yapılmamıştır? Bununla birlikte Saddam’ın dış borçlarısilinmek üzere öne sürülen yaklaşımlar dikkate alındığında, ekonomik yapısal uyum programlarından mağdur olan Demokratik Kongo Cumhuriyeti, diğer Üçünçü Dünya ülkeleri gibi başka çare kalmaksızın dış borçlarınınsilinmesi gerektiğini tek çözüm olarak savunmalıdır, çünkü diğer üçüncü dünya ülkeleri gibi, Kongo 32 yıl boyunca

370Pain pour le prochain, (1998), a.g.m.

371 Blumenthal, E. (1982), “Zaïre: Report on her Financial Credibility”, April 7, s.19, https://assets.documentcloud.org/documents/230169/world-bank-world-development-report-2011-drc.pdf

372Millet, D. (2004), a.g.m.

373Toussaint, E. ve Zacharie, A. (2001), Afrique: Abolir la Dette pour Libérer le Développement, Edition Syllepse, Paris, s. 231-232.

374Ziegler, J. (2004), a.g.e, s. 134.

110

Afrika’nın en çirkin ve ahlaksız diktatör rejimi tarafından mağdur olarak etkilenmiştir. Bu rejim kendi otoritesini sağlamak ve çıkarlarını ele geçirmek üzere, esasen ülkenin zenginliğinin yağmalanmasıyla halkın temel insan hakları ihlal ediliyordu. Fakat Mobutu rejimi iktidardan devrilmesinin ardından Kongo kendi halkının menfaatlerini yerine getirmekten vazgeçip Mobutu rejiminin dış borçlarını ödemeye devam etmektedir.

Bu bağlamda Kongo kendi kalkınması ve halkın sosyo-ekonomik refahını sağlamak amacıyla, art niyetli borçlar doktrininin yaklaşımın göz önünde tutarak en iyi çare olduğunu görünmektedir. Mobutu rejimi tarafından alınmış olan tüm ahlaksız, haksız ve hukuksuz dış borçların ödenmesinin reddedilmesi gerekir. Bu bağlamda uluslararası hukukun bilinen Pacta sunt servanda ilkesi, Rebus sic stantibus ilkesi olduğu gibi art niyetli borçlar doktrini bir istisna olarak sayılması gerekir. Rebus sic stantibus ilkesine bakıldığında, bir sözleşmenin yapılışı sırasında var olan ve sözleşmeyi etkileyen koşullarda değişiklik olması halinde taraflar bu sözleşmeye son verme ya da uygulamayı durdurma hakkına sahiptir. Aynı mantıkla Mobutu rejiminin dış borçları açısından art niyetli borçlar doktrini bir çözüm olarak kullanılmalıdır.

IV.2. Art Niyetli Borçlar Doktrininin Çerçevesinde Perspektif Analizi ve Hukuki Görüşler