• Sonuç bulunamadı

C) Kosta Rika

III.3. Art Niyetli Borçlar Doktrini Çerçevesinde İnsan Hakları Sorunları

Uluslararası hukuka göre selef hükümetin niteliğine bakılmaksızın halef hükümet, selef hükümetin uluslararası insan hakları, yetenekleri ve yükümlülükleri açısından sorumluluğunu üstlenir. Bununla beraber, art niyetli borçlar doktrini söz konusu olduğunda bu yaklaşımın kısmen ya da tamamen kullanılmadığına ilişkin durumlar bulunur.

Son yıllarda Üçüncü Dünya ülkelerinin dış borçlarının hafifletilmesini savunanlar, kamu dış borçlarının iptal edilmesini ve ödenmemesini sağlamak üzere art niyetli borçlar doktrinini geniş anlamda yorumlamışlardır. 2007 yılında yaklaşık 495 milyar dolar olduğu tahmin edilen yoksul ülkelerin dış borçlarının art niyetli borçlar olduğu iddia edilerek ödenmemesi gerektiği savunulmuştur.243

Ayrıca insan hakları kapsamında, art niyetli borçlar doktrini sorunu tartışılmıştır. Art niyetli borçlar doktrininin uluslararası alanda kesin bir tanımının bulunmadığı vurgulanarak, kavramına kısaca göz atılmıştır. Daha sonra dış kamu borçları ve insan hakları arasındaki bağlantı incelenerek, kamu dış borçlarının art niyetli olup olmadığını nitelendirmek üzere insan haklarının ilkeleriüzerinde durulmuştur.

III.3.1. Art Niyetli Borçları Tanımlamak Sonuçsuz bir Arayış Mıdır?

Art niyetli borçların resmi bir tanımının bulunmamasıyla birlikte, bu kavram tanımlamak amacıyla çeşitli girişimler yapılmış olsa da art niyetli borçlar kavramı uluslararası hukuktaise kesin bir biçimde tanımlanmamıştır244.

Bu bağlamda dış borçların hafifletmesini savunanlar, genellikle borçların art niyetliliğini tespit etmek amacıyla çeşitli borç yaklaşmalarınabaşvurmaktadırlar. Bu yaklaşımlardan, demokratik olmayan yollarla alınan dış borçlar, alınan borçlar kullanıldığında şeffaflık sağlamayan borçlar, sivil toplum temsilcilisinin katılmamasıyla alınan borçlar, temel insan haklarının hizmet verilmesini tehdit eden borçlar, alacaklıların çıkarlarını kurtarmak amacıyla baskı altında alınan borçlar, alacaklıların baskısıyla özel borçlardan kamu borcu dönüştürülmüş borçlar, halkın demokratik hareketlerini bastırmak amacıyla alınan borçlar, halkına ve çevreye zarar veren borçlar, kalkınma hedeflerine uluşmayan borçlar gibi çeşitli art niyetli borçlar geniş anlamda sayılır245.

242 Max M., Ramiro Chimuris Sosa vd, a.g.e., s. 29.

243 Hanlon, J. (2006), Sovereign Debt and the Crossroads : Challenges and Proposals for resolving the Third world Debt Crisis, Oxford university Press, s. 211, 226

244 Hanlon, J. (2002), Defining Illigimate Debt and Linking its Cancellation to Economic, Mimero, Norvegian Church, s. 3.

245 Hanlon, J. (2002), a.g.e., s. 7,19.

64

Ayrıca dar anlamda ise, art niyetli borçlar kesinlikle hukuki bir doktrin olarak düşünülmemekle beraber, geniş anlamda dış borçların siyasi, etik ve ekonomik sorunları kapsayan bir kavram olarak görülmelidir. Bununla beraber art niyetli borçlar doktrininin savunucuları tarafından ileri sürülen art niyetli borçların tanımlarında ortak bir sorun olarak adaletsizlik teması kabul edilir. Öte yandan gayri meşru borçlar kavramı bazen art niyetli borçlara benzetilmiş olsa da, iki kavramın farklı olduğunu belirtmek gerekir.

Sack’ın ifade ettiği gibi aşağıdaki üç temel şartı yerine getiren borcun, art niyetli borç olduğu söylenir:

• bir despotik rejim tarafından devlet menfaati aleyhine alınan borçların,

• halkın ihtiyaçları lehine kullanılmayan borçların,

• alacaklılar, borçların halk yararına olmayacak şekilde kullanılacağının farkında olarak, borçlu devlete verilen borçlar.

Sack, alacaklının farkında olması, halkın rızasının olmaması ve borçlu devletin halkının hakları aleyhine borcu kullanılacak olması durumunda, art niyetli borçlar olarak nitelendirmiştir. Ancak art niyetli borçlar doktrini günümüzde geniş anlamda diktatörler tarafından devlet adına alınan ve diktatörlerin kendi çıkarları uğruna kullanılan dış borçlardır.

Buna ilişkin olarak art niyetli borçlar, kamu düzenine zarar veren borçlar ve kanuna aykırı olan diğer borçlar gayri meşru borçlar kapsamına girer246. Başka bir deyişle sürdürülemez projeler açısından, standardın altındaki kaliteli mal veya hizmetler karşılığında, koşulların adil olmadığı durumda tahakkuk edilen borçlar da, art niyetli borçların kapsamına girmektedir.

III.3.2. Art Niyetli Borçlar, Bir İnsan Hakları Sorunu Mudur?

Dış borçların insan hakları sorunu olup olmadığı konusunda ciddi tartışmalar halen sürmektedir.

BM İnsan Hakları Komisyonu’nun ve İnsan Hakları Konseyi'nin kararlarının incelenmesinde dış borçların insan hakları sorunu olup olmadığı konusu az gelişmiş ülkeler, gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki bakış açısı farkını ortaya koymaktadır.

Gelişmiş ülkeler (özellikle alacaklılar) sürekli olarak BM insan hakları organları tarafından insan haklarının yükümlülüklerinin yerine getirilmesi hakkında, dış borçların etkisini dikkate alınarak, bu organlar dış borçlar sorununu çözmek üzere tek sorumlu kendisi olmadığını öne sürmektedir.

Bununla birlikte Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 22.

maddesi uyarınca Ekonomik ve Sosyal Konsey (ECOSOC), sözleşmenin bu bölümünde belirtilen raporları, bu sözleşmenin etkili bir biçimde yerine getirilmesine katkıda bulunmalarını sağlamak üzere ve uluslararası tedbirler hakkında karar verebilmelerine yardımcı olmak amacıyla, BM’e teknik yardım vermekle yükümlü diğer organların ve bu

246 Africa Action, Africa Action Statement on Illegitimate Debt, 13 April 2007, available at http://allafrica.com/stories/200704130762.html, erişim tarihi 08 Haziran 2015.

65

organlara bağlı alt organların ve uzman kuruluşların, bu kurumların yetki alanlarına girdiği ölçüde dikkatlerine sunabilmektedir.247

1990 No'lu 2 Genel Yorumunda, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi "hemen hemen tüm organları ve BM’nin uluslararası kalkınma işbirliği tüm yönleriyle ilgili olan ajansları dâhil etmek üzere sözleşmenin 22. maddesini yorumlayıp insan hakları Komisyonu’nu, kadın hakları Komisyonu’nu, sosyal kalkınma Komisyonu’nu gibi genel sekreterlerine 22. madde uyarınca çözüm önerilerini teslim edilmesi gerektiği öngörülmüştür.

Bu bağlamda sözleşmede belirtilen insan hakları yükümlülüklerinin yerine getirilmesi üzerinde dış borçlar etkisini incelemek üzere İnsan Hakları Komisyonu’nun yerine geçen İnsan Hakları Konseyi yetkili olan organdır. İnsan haklarına dış borçların etkisininin BM insan hakları kuruluşları tarafından incelenmesine karşı olan ülkelerin görüşü, 25 Haziran 1993 tarihli Viyana Bildirgesi ve Eylem Planı’nın 13. paragrafında248 insan haklarının geliştirilmesi ve korunması ile ilgili öngörülen bütüncül yaklaşıma aykırı olmaktadır. Bu bütüncül yaklaşıma göre, devletlerin haklarından yararlanılmasında tüm insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve bunların nedenlerinin yanı sıra önündeki engellerin kaldırılmaya çalışılması gerekmektedir. Ayrıca Viyana Bildirgesi ve Eylem Planı devletlere bağlayıcı yükümlülükler yaratmadığı halde, içerdiği konularda küresel görüş belirtmektedir.

2008 yılında yayımlanan New Economics Foundation’ın raporuna göre, yaklaşık yirmiülkedış borçların ödenmesini sağlamak üzere, devlet bütçesinin %20’sinden fazlasını harcamaktadır.

Bu bağlamda 2005 yılında Lübnan, eğitim ve sağlık hizmetleri için % 23,1 oranı ile kıyaslayarakdış borçların ödenmesini sağlamak üzere öngörülen oranı, bütçesinin % 52 civarında gerçekleştirmiştir. Ayrıca Jamaika ve Lübnan’da olduğu gibi eğitim ve sağlık bütçesi % 16,1 olurkendış borçlar ödenme bütçesi ise % 27,9 oranında ayırmıştır.

Bulgaristan’da borç için ayrılan pay % 23 iken eğitim ve sağlık % 11,6 oranındadır.249

Ayrıca uluslararası insan hakları hukukuna göre, devletler kendi yetkisi altındaki tüm insanlara sağlık, eğitim, gıda, temiz içme suyu ve barınma hakkı gibi temel insan haklarını sağlamak sorumluluğundadır. Bu sebeple, aşırı dış borçlanma sebebiyle borçlu devletlerin temel insan haklarını yerine getirmesine ilişkin bu hakların sağlanmasını imkânsız hale geldiği görülmektedir. Dolayısıyla devletin halkına karşı sorumlu olduğu insan hakları yükümlülüklerini yerine getirme yeteneğine zarar verdiği zaman dış borçlar, bir insan hakları sorunu haline gelmektedir. Başka bir deyişle, devletler yoksulluğu azaltma programları ve toplumsal koşulların çeşitliliğininin geliştirilmesi yükümlülüklerini yerine getirmekten vazgeçerek devlet bütçelerinin büyük payını dış borçları ödemek için ayırmaktadırlar. Borç ödeyen devletlerin, sağlık, eğitim, çalışma, barınma hakları dâhil olmak üzere birçok insan hakları tehdit altında olduğu söylenmektedir. Örneğin korunmasız halka yeterli gıda, barınma, sağlık ve eğitim gibi sosyal hizmetleri sağlamak yerine, dış borçlara mali gelirleri harcanmış, halkın tehlikeye atılması anlamına gelir. 2002 yılında, Malavi hükümeti dış borçların ödenmesi amacıyla Ulusal Gıda Rezervi adlı işletmesinden mısır satmak zorunda kalmıştır.

247Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi,

http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/metin134.pdf , erişim tarihi 23.09.2015.

248http://www.unesco.org/education/nfsunesco/pdf/VIENNA.PDF erişim tarihi 23.09.2015.

249 New Economics Foundation, 2008, s. 11

66

2003 yılında ise zayıf hasat nedeniyle 11 milyon Malavi nüfusunun 7 milyonu gıda açısından ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır.250

Dış borçlar yükü ve insan hakları arasındaki bağlantı zımni olarak gösterilmekte, BM’nin organları tarafından insan hakları yükümlülüklerinin yerine getirilmesi aşamasında, dış borçlar yükünün pek çok soruna yol açtığı ileri sürülmektedir. Ayrıca BM’nin insan hakları organları, uluslararası dış borç yükünün azaltılması girişmelerinde, insan haklarının korunmasına daha fazla önem verilmesi amacıyla uluslararası finans kuruluşlarını uyarmalıdır.

III.3.2.1. Art Niyetli Borçlar Üzerinden İnsan Haklarına Bir Yaklaşım

BM kuruluşları tarafından kalkınma ve insan haklarına dayalı bir yaklaşım onaylanmıştır. Bu yaklaşımın temel özellikleri aşağıda sayılmıştır:

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ortaya konulan kalkınma işbirliği, tüm politika ve teknik yardım programları, insan haklarının gerçekleşmesinin teşvik edilmesi gerektiğini öne sürmektedir. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ve diğer uluslararası insan hakları belgelerinde yer alan insan hakları hukukunun kuralları, tüm sektörlerde ve tüm aşamalarda kalkınma ve işbirliği açısından yol göstericidir.251 Bu bağlamda kalkınmanın ilkelerinde, hükümetin siyasi programlarında kalkınma hakkının insan haklarını sağlaması gerektiği vurgulanmaktadır.

Böylece dış borçlara dayanan insan hakları temelli yaklaşım açısından, borçların sürdürülebilirliğinin analizinin şeffaflığı, hesap verebilirliği, katılımcılık ve ayrımcılık gibi borçların insan haklarına etkilerinin dikkat alınması gerektiği vurgulanmaktadır.252

Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların üzerinde, art niyetli borçların etkisine bakıldığında bazı BM insan haklarının kuruluşlarının ifade ettiği gibi bir yanda insan haklarına riayet edilmesi, bu hakların korunması ve yerine getirilmesi gerekirken diğer yandan aşırı borçlu devletlerde ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı gibi hakların sağlanması ve karar alma süreçlerinde halkın tam katılımının sağlanması gerekir.

III.3.2.2. İnsan Hakları İlkelerine Uygunluğu

Art niyetli borçlar, esas itibariyle adaletsizlikten kaynaklanır. Özellikle, katılım hakkı, kamu yönetiminin şeffaflığı, uluslararası sorumluluğu, adalet ve ayrımcılık yapmamanın gerekliliği gibi uluslararası insan hakları hukukunda yer alan ilkeler dış borçların art niyetliliğinin değerlendirilmesi hususunda evrensel normlardır. Ayrıca bunun arkasında uluslararası insan hakları, hukukunun gövdesi ve çok iyi donatılan insan hakları dili, dış borçların art niyetli niteliğinin açıklanması konusunda belirli kriterlerin yeterli gelişiminin sağlaması amacıyla çok önemli bir araç olarak görülmektedir. Art niyetlilik niteliğinin referans olarak dikkate

250 Pettitfor, A., ‘’Debt is still Lynchpin: The Case of Malawi, online in www.jubileeplus.org, erişim tarihi 8 haziran 2015.

251 United Nations, (2003), The Human Rights Based Approach to Development Cooperation: Towards a Common Understanding Among UN Agencies.

252 İMF, (2007) The Debt Sustainability Framework for Low-Income Countries (October), online in

http://www.un.org/esa/ffd/wp-content/uploads/2007/03/20070306_nihal-kappagoda-debt-sustainability-framework.pdf.

67

alınmasıyla halkın rızası olmaksızın, alınan borçlar veya insan haklarına karşı kullanılan borçların art niyetli borçlar olduğunu kabul edilir. Uluslararası insan hakları hukukuna göre, birincil yükümlülüğe sahip olan devletler, insan haklarına uymakla yükümlüdür. Böylece insan haklarının uluslararası belgelerde yer alan hukuki norm ve standartlara uyması gerekir.

Dolayısıyla devletler, insan haklarına uyulmadığı durumlarda, hakları ihlal veya tehdit edilmiş olan bireyler veya insan grupları öngörülen kural ve prosedürlere uygun olarak yetkili organlara tazminat talebinde bulunabilmelidirler.

Öte yandan ayrım yapmama ilkesi, tüm bireylerin insan olarak eşit olduğu anlamına gelir.

Böylece, hiç kimse ırk, etnik köken, cinsiyet, dil, sosyal ve coğrafi köken gibi niteliklere dayalı ayrımcılığa maruz kalmamalıdır. Dolayısıyla ayırım yapmama ilkesince devletlerin insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmesini gerektirerek, toplumdaki tüm grupların, özellikle yoksul grupların, temel kamu hizmetlerine erişim eşitliğinin sağlanması için tedbirler alınması gerekir. Bunun bir boyut, alınan borçların halkın tüm bireylerine adil bir şekilde paylaştırılması gerekliliğidir. Art niyetli borçlar doktrininin dayanaklarından biri ise, alınan borcun halkın yararına kullanılmak yerine diktatör hükümetlerin otoriteleri ve yankıları lehine kullanıldığında iddiasıdır. Bu sebeple, borç sözleşmesinin her aşamasında hesap verebilirlik, katılım hakkı, şeffaflık ve ayrımcılık yapmama gibi insan hakları ilkelerine hem alacaklı, hem de borçlu devlet tarafından uyulması lazımdır.