• Sonuç bulunamadı

TÜRK SİYASİ TARİHİNDE DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI VE DENİZLİ’DEKİ SİYASAL GELİŞMELER

2.1. Demokrat Parti Döneminin Kuruluş Sürec

2.1.4. Demokrat Parti’nin Açılması

DP, bu olayların hemen ardından kuruluşunu tamamlamış ve 7 Ocak 1946 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na sunmuş olduğu kuruluş beyannamesiyle siyasi hayatına başlamıştır. Celal Bayar DP’nin ileri gelenlerinin de öncülük etmesiyle, partinin genel başkanlığına getirilmiştir. DP Teşkilatları, siyasi hayata başladığı tarihten itibaren büyük bir alaka görerek, CHP’nin politikalarını tasvip etmeyenlerin merkezi haline gelmiştir. Yeni kurulan partinin temel amacı isminden de anlaşılacağı üzere, ülke genelinde demokrasiyi hâkim kılmak olmuştur. Bu nedenle, DP, ilk anlardan itibaren vatandaşlar tarafından, “ Demir Kırat” olarak adlandırılmıştır. Adı geçen parti teşekkül ettikten sonra büyük kongresinin kurul azalarını belirleyene kadar, parti kurucuları genel idare kurulunu oluşturmuşlardır. DP, her iki yılda bir defa toplanıp temel kararları alan demokratik bir teşkilat olmayı planlamış ve parti çalışmalarını buna göre düzenlemiştir. Ayrıca, yeni parti programının ilk muhalefet partisi olan TCF ile son derce benzer olduğu görülmektedir50.

DP kurulduktan sonra 1946 seçimleri yapılmıştır. Nitekim partinin kuruluşunu takip eden kuşkulu günlerden sonra büyük kalabalıkların DP’yi desteklediği net bir biçimde görülmüştür. İşte bu tarihlerde, DP örgütleri daha tamamlanmadan, CHP'nin üstün olduğu Meclis, tek dereceli seçim kanununu ve seçimlerin 21 Temmuz 1946'da yapılmasını teklif ederek kendisini fesih etmiştir. İlk anda bu DP için kötü bir etki yaratmıştır. Çünkü örgütlenme gereken düzeye ulaşmadan seçimlerin yapılması, partinin zararına olacaktı. Parti içerisinde ve basında bu seçimlere girilip girilmemesi uzun uzun tartışılmıştır. Sonuçta, bir yerde partinin yasal anlamda kamuoyuna mal edilebilmesi için, seçimlere girilmesine karar verilmiştir. 1946 seçimleri II. Meşrutiyet döneminin ünlü 1912 seçimleri kadar çok tartışılan, dürüstlüğünden kuşku duyulan bir seçim olmuştur. Seçim yasasının istenilen güvenceleri sağlamaması, özellikle Anadolu'da iktidar partisinin birçok hileler yapmasına yol açmıştır. Bunların boyutu ise, iktidarın bağnaz tutumunu sürdürmesinden ötürü ortaya çıkmamış, böylece 1946

50 Enis Şahin Bilal ve Tunç, Demokrat Parti’nin Kuruluş Süreci ve DP-CHP Siyasi Mücadelesi (1945- 1947),Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi, cilt 1, sayı 2, 2015, s.41.

29 seçimleri CHP açısından bir galebeden çok bir yenilginin ezikliğini getirmiştir. DP ise bu durumun yarattığı uygun koşullardan yararlanmasını bilmiştir51.

Bu bilgiler ışığında, 21 Temmuz 1946’da yapılan seçimlerde, DP 465 milletvekili için,273 aday gösterebilmişti. Bu adayların yalnızca 62 tanesi parlamentoya girebilmişti. Türkiye’nin her yerinde düzenlenen binlerce kişilik mitinglerde, Demokrat Parti’nin fırsatının çok daha yüksek olduğu görülmüş; halkın genel seçimlerde DP’yi parlamentoya daha güçlü götüreceği hesapları yapılmıştı. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’nde yapılan bu çok partili seçim uygulamasında, antidemokratik yöntemlerin ve uygulamaların zorlamalara şahit olunmuştu. Özellikle, CHP’nin devlet olanaklarını kullandığı eleştirisi ciddi bir seviyeye ulaşmıştı. Dahası, açık oy gizli tasnif sistemi, bu baskıcı yöntemlerin önemli bir parçası olarak görülmüştü. Seçim çalışmaları çoğunlukla baskısız ve düzen içinde geçmiş; İnönü halkın isteği ne şekilde kendini gösterirse kabul edeceğini; Celal Bayar da önceden yaşanılanların unutulacağını söylemiş fakat birbirlerinin fikirlerini ve liderleri oldukları partilerin yöntemlerini eleştirmekten de geri kalmamışlardır. Böylece DP 14 Mayıs 1950’ de gerçekleştirilen genel seçimlerine CHP ile yumuşama ortamında girmiş ve 487 milletvekilinin 408’ini alarak yönetimi ele geçirmiştir52.

2. 1. 5. 1950 Seçimleri

14 Mayıs 1950’de yapılan Milletvekili Genel Seçimleri, Türk siyasi tarihinin çok önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu seçimler sonucunda 27 yıllık tek parti iktidarı sona ermiş ve CHP’nin hâkimiyeti bitmiştir. Esasında adı geçen seçimlerde uygulanan gizli oy ve açık sayım yönetimiyle halkın iradesi sandıklara daha rahat bir şekilde yansımıştır. Zira bundan önceki seçimlerde uygulanan açık oy ve gizli sayım gibi yöntemlerle vatandaşların rahat bir ortamda seçimlere katılması engellenmiştir. Bu yüzden 1946 seçimleri dâhil, 1950’den önceki seçimlerde halk üzerinde ciddi baskıların olduğu bilinmektedir. Söz konusu durumlar göz önüne alındığında 1950 seçimlerinin seçim özgürlüğü bağlamında büyük bir önem taşıdığı şeklinde düşünülebilir.

1946’dan sonra Recep Peker ve Hasan Saka başkanlığında kurulan CHP hükümetleri döneminde, demokratikleşme doğrultusunda atılan adımlar çok azdır.

51 Cavdar, s.410.

52 Leyla Kırkpınar, Demokrat Parti ve Muhalefet Stratejisi, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmalar Dergisi Ankara 2002, s.95-98.

30 1946-1950 döneminin son Başbakanı Şemsettin Günaltay, CHP’nin içerisinde ortaya çıkan ve otuzlar diye bilinen milletvekillerinin de desteği ile yumuşak bilir hükümet meydana getirdi. Hükümet ve muhalefetin de katılımıyla yeni seçim yasası hazırlandı. Bu yasa o güne kadar tanınmayan, hatta tartışılmayan güvenceler getirdi. Bu güvenceler seçmen listelerinin hazırlanmasından oyların ayrımına kadar tüm aşamaları kapsamıştır53.

Atatürk’ün partisi CHP 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinden çoğunluk yöntemi içinde büyük bir yenilgi ile çıkmıştır. DP’nin aldığı yüzde 53,3 oranındaki oy ve 408 milletvekiline karşı, CHP’nin sağlayabildiği oy oranı yüzde 39 ile 161 milletvekili olmuştur. DP’nin oy oranı 1954 seçimlerinde daha da yükselerek yüzde 56,6’ya çıkmış, buna karşılık CHP’nin oy oranı ise yüzde 39’dan yüzde 34,8’e düşmüştür. Adı geçen seçimde DP’nin kazandığı 490 milletvekiline karşılık CHP’nin çıkardığı milletvekili sayısı ancak 31 olmuştur54. Böylece, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ve

devrimin siyasal örgütü CHP 27 yıllık bir hizmetten sonra halkın oyu ile düşmüş ve devlet yönetimini DP devralmıştır. Bu, devrimin siyasal gelişmesi açısından çok önemli bir adım şeklindedir olarak değerlendirilmektedir.