• Sonuç bulunamadı

TÜRK SİYASİ TARİHİNDE DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI VE DENİZLİ’DEKİ SİYASAL GELİŞMELER

2.1. Demokrat Parti Döneminin Kuruluş Sürec

2.1.2. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu

Türkiye’de Varlık Vergisi adlı kanunun kabul edilmesinden sonra, buna benzer yeni bir kanunun da tarım kesiminde çalışanların vergilendirilmesi için tasarlanmıştır. 1925 yılında Aşar Vergisi’nin yürürlükten kaldırılmasından dolayı ulusal gelirin büyük bir kısmını ihtiva eden tarım alanında çalışanlardan vergi alınamamıştır. Esasında harp döneminde ciddi kazançlar sağlayan büyük toprak sahiplerinden vergi alınması gerekmiştir. Adı geçen kanunun çıkarılma nedeni olarak da, bu durum gösterilmiştir42.

Türkiye’de tek parti hükümeti olan CHP, İkinci Dünya savaşının kötü etkilerini ortadan kaldırmak için iktisat alanında birtakım tedbirler almıştır. Adı geçen tedbirler arasında Varlık Vergisi ile Toprak Mahsulleri Vergisi önemli bir yer tutmaktadır. Bu tedbirlere ilave olarak Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nu da eklenebilir. Adı geçen kanuna göre, büyük arazi sahipleri varlıklarının bir bölümü Hükümet tarafından alınarak devletleştirilmiştir.

Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nu ile ilgili TBMM’deki görüşmeler sırasında yukarıda izah edilen arazilerin devletleştirilmesi görüşüne çok ciddi karşı çıkmalar olmuştur. Bu kanuna karşı olanların görüşüne göre, büyük işletmelerin büyük bir kısmı yok olmuştur. Söz konusu kanuna karşı çıkanların içinde Adnan Menderes, Refik Koraltan, Emin Sazak gibi zengin toprak sahipleri vardı ve bu kişiler, yasaya karşı çıktıkları gibi mensubu oldukları CHP’ye de ciddi tenkitlerde bulunmuşlardır. İktidarın 1945 yılına değin yaptıklarının nedenini sorgularcasına konuşan bahsi geçen mebusları, CHP’nin demokrasiye uygun idari yönetimi sergilemesi gerektiğini

41 Sina Akşin, Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi I, Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık, İstanbul 1997, s.162; Erdem Yavuz, “Milli Koruma Kanunu, Varlık Vergisi Kanunu ve Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunu Tartışmaları”, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, cilt: 3, sayı: 12 ( 2015), s. 165.

42 Tevfik Çavdar, Türkiye’nin Demokrasi Tarihi (1839-1950), 3. Baskı, İmge Kitabevi, İstanbul 2004, s.389.

26 belirtmişlerdir. CHP’nin niçin toprak reformunu istediğine dair en büyük eleştiri, bu tasarıyı Almanya’daki Nazi yönetiminden etkilenerek oluşturulduğunu ifade eden Adnan Menderes tarafından yapılmıştır43. Parti içindeki bütün itirazlara rağmen, sözü geçen yasasa 11 Haziran 1945 tarihi itibarıyla TBMM’de kabul edilerek yasallaşmıştır. Ancak Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü bu kanunun kabul edilmesinden önce parti grubuna Dörtlü Takrir adıyla anılan önergeyi vererek itirazlarını açıkça ortaya koymuşlardır44. TBMM’de Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu tasarısı görüşmeleri yapıldığı sıralarda, bu kanuna karşı ilk olarak tepki gösteren kişi toprak zengini mebuslardan birisi olan Cavit Oral olmuştur. Daha sonra diğer toprak sahipleri de kanuna karşı ciddi tepki göstermişler ve bu nedenle TBMM’de uzun süren tartışmalar yaşanmıştır45. Aslında söz konusu kanun,

sadece Meclis’teki milletvekillerinin değil; toprak sahiplerinin de büyük bir tepkisini çekmiştir. Bu olay, Dörtlü Takriri verenlerin işine yaramış ve yeni bir partiyi kurmalarını daha kolaylaştırmıştır şeklinde analiz edilebilir.

2. 1. 3. Dörtlü Takrir

DP’nin siyasi hayata atıldığı tarihlerde Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile başlayan ve bütçe görüşmeleri sırasında iyice büyüyen CHP Hükümeti’ne karşı olan tavır, adı geçen kanunun Meclis’te oylanması sırasında daha da belirginleşmiştir. Zaman içerisinde bu durum, basın ve halk tarafından da merakla takip edilmiştir. Dörtlü Takrir sahibi olan bu kişilerin hareketleri, yeni bir partinin kurulacağının da önemli bir işareti olarak görülmüştür. Bilhassa devrin gazetelerinde yeni bir siyasi parti teşekkül edeceği yönündeki haberler dikkati çekmiştir. Bu da beraberinde Bayar, Koraltan, Köprülü ve Menderes tarafından verilecek olan muhtıranın CHP Meclis Grubu’na verilme sürecini doğurmuştur46.

7 Haziran 1945 tarihinde CHP Meclis Grubu Başkanlığı’na, altında sonradan imzası bulunan DP’nin kurucuları arasında yer alan dört mebus şu kişilerden mürekkeptir: İzmir Mebuslarından Mahmut Celal Bayar, Aydın mebuslarından Adnan Menderes, İçel mebuslarından Refik Koraltan ve Kars mebuslarından birisi olan Fuat

43 Erdal İnce, Köylüyü Topraklandırma Kanunu’nun Türk Siyasal Yapısının Oluşumu Üzerindeki Etkileri, ÇTTAD, cilt:7, sayı: 13, (2006), 59-78.

44 Emel Aslan, Türkiye’nin İç Siyasetinde Demokrat Parti, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ahi

Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kırşehir 2014,s. 7.

45 Gülden Çamurcuoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Toprak Reformu ve Milli Burjuvazi Yaratma Çabası,

Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt: 13 (2009), s.174.

46 Feroz ve Bedia Turgay Ahmad, Türkiye’de Çok Partili Politikanın Açıklamalı Kronolojisi 1945-1947, Bilgi Yayınevi, Ankara 1976, s.13.

27 Köprülü. Adı geçen mebuslar, 1945 yılının başlarından itibaren CHP içinde ve TBMM’de tek parti idaresine karşı ciddi bir muhalefet hareketi içinde olamaya başlamışlardı47. Bu durum, CHP’nin yani tek parti döneminin hiç de alışık olmadıkları

bir durumdu. Söz konusu gelişmeler, aynı zamanda Türkiye’de siyasim alanda ciddi gelişmelerin de ortaya çıkacağının ciddi bir göstergesi olmuştur şeklinde analiz edilebilir.

Takrir sahipleri “bütün dünyada özgürlük ve demokrasi akımlarının geliştiğini, demokratik özgürlüklere uyulma ilkesinin milletlerarası teminata bağlandığı bu günlerde artık Türk halkının da siyasi hak ve hürriyetlerini bilinçli şekilde kullanacak düzeye geldiğini” ifade ederek 1921 Anayasası’nda egemen olan demokratik anlayışın, o dönemini siyasetinde yer alması gerektiğini bilhassa belirtmişlerdir. Bu bağlamda, Takriri veren kişiler söz konusu durumla alakalı olarak şunu ifade etmişlerdir: “Meclis denetiminin, Anayasamızın yalnız şekline değil ruhuna da tamamıyla uygun olmasını sağlayacak tedbirler aranmalı, vatandaşların siyasal hak ve hürriyetlerini Anayasamızın öngördüğü genişlikte kullanabilme imkânları sağlanmalı ve bütün parti çalışmaları belirtilen esaslarca uygun olarak yeniden düzenlenmelidir”48.

Devrin başvekili olan Şükrü Saraçoğlu, dörtlü takriri veren kişilerin vermiş oldukları önergelerini geri almaları gerektiğini düşünmüştür. Bir grup CHP’li, partiyi ikiye bölme amacı taşıyan söz konusu dört kişiye baskı yapılmasını önermişlerdir. Cumhurbaşkanı olan Milli Şef İsmet İnönü ise, yeni bir siyasi oluşumu tesis etme isteği içinde olduğunu düşündüğü önergeyi veren kişilerin, CHP içerisinde değil de parti dışında hareket etmeleri gerektiğini düşünmüştür. Bundan önce ise Cumhurbaşkanı, Çankaya’da yaptığı toplantılarda önergenin kabul edilmemesini ve önergeyi imzalayanların grup içinde hırpalanmasını istemiştir. Bütün bu gelişmeler sonunda parti grubu içinde yapılan görüşmeler neticesinde Dörtlü Takrir reddedilmiştir. Takriri veren kişiler, taleplerinin CHP Grubu’nca kabul edilmeyeceğini bilmelerine rağmen, sadece halkın ve TBMM’nin kendilerinin düşüncelerini öğrenmesi için bu teşebbüste bulunduklarını ifade etmişlerdir49. Başta Celal Bayar

olmak üzere dört kişi tarafından verilen Dörtlü Takrir’in üzerinden çok fazla vakit

47 Lewis, s. 303-305.

48 Osman Akandere, Bir Demokrasi Beyannamesi Olarak “ Dörtlü Takrir’in Amacı ve Mahiyeti, Selçuk

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, cilt: 9 (2003), ss. 7-10.

28 geçmeden DP kurulmuş ve bu hareket Türkiye’de çok partili hayata geçişi sağlama açısından önemli bir başlangıcı oluşturmuştur şeklinde değerlendirilmektedir.