• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.5. Başlıca Gelişmişlik Göstergeleri ve Sosyo-Ekonomik Yapı

2.5.2. Demografik ve Sosyo-Ekonomik Göstergelerin Önemi

Demografi, çeşitli sözlüklerde, sınırları belli bir coğrafyada bulunan nüfusun yapısını, özelliklerini ve değişimlerini inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler’in hazırladığı sözlükte ise demografi, amacı insan nüfusunu incelemek olan ve bu nüfusun boyutlarını, yapısını ve çeşitli niteliklerini sayısal açıdan irdeleyen bir bilimdir ifadesi kullanılmaktadır.

Demografların incelediği 4 temel olgu: doğumlar, ölümler, evlilikler ve göçlerdir.

Nüfusun demografik özellikleri; demografik, coğrafik ve psikolojik olarak sınıflandırılabilmekte ve çeşitli bilimsel araştırmalarda araştırmaların belkemiğini oluşturabilmektedir. Araştırmacılar demografik bilgilerden çıkardıkları sonuçları kendi araştırma bulgularıyla birleştirerek çeşitli politika önerilerinde bulunabilmektedirler.

 Demografik Karakteristikler: Cinsiyet,yaş, gelir düzeyi,

meslekleri, eğitimleri, etnik altyapıları, aile hayat döngüsü (aile yapıları) vb,

 Coğrafi Karakteristikler: Bölge, nüfus yoğunluğu vb,

 Psikolojik Karakteristikler: Davranışları, düşünceleri, ilgi alanları, güdüleri, hayat tarzları gibi özellikleri kapsamaktadır.

Bir ülkedeki nüfusun sosyal, demografik ve ekonomik niteliklerine ilişkin bilgi derlemesini sağlayan nüfus sayımları, araştırmalar ve idari kayıtlardan elde edilen istatistikler, toplumun ihtiyaçlarını karşılama ve hayatlarını daha iyi hale getirmeye yönelik politika ve planların oluşturulmasında en önemli unsurdur.

Politika ve planların yürütülmesinde; nüfusun günümüz ve gelecekteki demografik yapısı, gençler, üreme sağlığı, göç, yaşlanan nüfus ve aile planlamasına yönelik konularda sağlıklı verilerin elde edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Demografik çalışmaların başlıca getirileri şöyle sıralanabilir :

 Yakın çevrede planlanan ve mevcut alt yapı (Yollar, diğer ulaşım projeleri vb.) yatırımlarının belirlenmesini sağlar,

 Yeni yatırımların niteliğini, konseptini, hedef kitlesini, dizaynını vb.

kavramların belirlenmesini sağlar,

 İleriye yönelik olarak maliyetlerde, açılış süresinde ve işletme aşamasında önemli kazançlar sağlar,

 Ana konsept yanında alt konseptlerin geliştirilmesini ve çeşitlilik sağlar,

 Pazarlama stratejileri geliştirilmesine yardımcı olur,

 Planlanan yatırımlar kapsamında fırsat ve tehditleri ortaya çıkarır.

Kısacası; toplumsal yapı analizleri için kurumsal yapıyla birlikte bir toplumun nüfus yapısını yani “nüfusun büyüklüğünü” (bir ülkede yaşayan insan sayısı),”nüfusun bileşimini” (nüfusun bileşimi, doğum ve ölüm oranları) ve

“nüfusun dağılımını” (göç hareketleri) bilmek gerekir. Toplumsal yapının demografik etkeni onun dinamik yönünü oluşturur. Demografik yapının sürekli değişime açık olması toplumsal yapının da değişmesine yol açmaktadır.

Demografi nüfusu iki şekilde incelemektedir: birincisi o anki mevcut bulunan durumu yani statik yönden, ikincisi ise geleceğe yönelik doğum, ölüm, göçlerle ilgili değişmelerin dikkate alındığı yani dinamik yönden.

Yaşam kalitesi kavramı son yıllarda hem uygulamalı hem de deneysel çalışmaların önemli bir çıktısı olarak kabul edilmektedir. Bu araştırmalarda daha çok “Yaşam kalitesi nedir?” “Yaşam kalitesi neyi açıklar?” “Yaşam kalitesini ölçmek için kullanılan göstergeler ya da parametreler nelerdir?” Gibi bilgiler sorgulanmakta; bireysel, ailesel ve toplumsal düzeyde bu sorulara yanıt aranmaktadır.

Bazı araştırmacılara göre yaşam kalitesi kavramı:

 Geleceğe ilişkin umut,

 Yeterli gıda, giyecek,

 Barınma koşulları,

 Gelir düzeyi,

 İşle ilgili beklentilerin karşılanması,

 Anne ve çocuk sağlığı,

 Aile refahı ve

 Toplumsal refahı içermektedir.

Rice ve Tucker(1986) ise; yaşam kalitesini, yaşam yönetimi sisteminin bir çıktısı ve insanların yaşam biçimlerinden duydukları tatminin ölçümüne ilişkin bir standart olarak tanımlamaktadırlar.

Amerika Federal Çevre Koruma Ajansı (USFEPA) da ya am kalitesi kavramını “insanların içinde yaşadıkları çevrenin niteliklerinin iyileştirilmesi;

bireyler ve grupların refah içinde olma durumu” olarak açıklamaktadır. Bu tanım hem nitelik hem de niceliği vurgulamaktadır (http://www.epa.gov).

Yaşam kalitesi; bireylerin belirli bir zamanda sahip oldukları kaynakları, yaşadıkları yerleri, fiziksel, sosyal, çevresel ve psikolojik koşullarını içermektedir.

Bu noktada bazı yaşam kalitesi tanımlarında, yaşam kalitesi kavramının sübjektif/öznel refah göstergeleri ile açıklandığı dikkati çekmektedir. Yaşam kalitesi bireyin umutları ve beklentileri ile bunların deneyimlere dönüştürülmesi arasındaki farkı yansıtmaktadır. Bireylerin yaşadıkları çevreyi algılama biçimleri yaşam beklentilerini belirlemektedir. Bu beklentilerin karşılanma düzeyi ise bireylerin yaşama uyumunu kolaylaştırmakta ya da güçleştirmektedir. Bu uyum sürecini başarabilen bireyler, zor yaşam koşullarında da geçerli bir yaşam kalitesi sürdürebilme olanağına sahip olabilirler (Andrews ve Withey, 1976).

Toronto Üniversitesi Yaşam Kalitesi Araştırma Merkezi, yaşam kalitesini;

bireyin yaşamındaki önemli fırsatlardan/olanaklardan zevk alma derecesi veya yaşamdaki temel psikolojik ihtiyaçların karşılanma düzeyi olarak tanımlamaktadır. Bireylerin yaşamlarının her döneminde karşılanması gereken temel ihtiyaçlarını ise yaşam kalitesi ile ilişkilendirerek üç başlık altında irdelemektedir: (i) “Var olmak”, (ii) “Ait olmak” ve (iii) Kendini gerçekleştirebilmek.

Şekil 1. Yaşam Kalitesi Sistem Modeli

Kaynak : (Oklahoma Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü, http://www.clinicalsocialwork.com)

Bireyin “var olabileceği”, “ait olabileceği”, ve “kendini gerçekleştirebileceği”

destekleyici bir aile çevresi, yaşam kalitesinin gelişmesine de önemli katkı sağlamaktadır. Yaşam kalitesi belirleyicilerine ilişkin yaklaşım, birey yaşamının farklı boyutlarına ilişkin değişkenlerin de yaşam kalitesi ölçümüne dahil edilmesini içermektedir. Çünkü, her yaşam alanı yaşam kalitesinin ayrıntılarını belirlemede katkıda bulunmaktadır. Bu alanların en önemlilerinden biri ailedir.

Kültürel yapı, demografik özellikler ve sosyo-ekonomik düzeyin belirlediği aile yaşamında, bireylerarasındaki olumlu etkileşim ve iletişim deneyimleri, yaşam kalitesinin de olumlu algılanmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda arkadaşlar ile ilişkiler, işyaşamı, bireylerarası ilişkiler ve komşuluk ilişkileri, sağlık ve eğitim hizmetlerinden yaralanabilme bireyin içinde yaşadığı çevreye ilişkin algılarını belirlemekte ve yaşam kalitesini ortaya koymaktadır (Campbell, Converse ve Rodgers, 1976) ( Şekil 1).

Yaşam kalitesi araştırmalarında başlıca iki perspektifin ele alınmaktadır.

İlk olarak sosyal göstergelerin araştırılmasına duyulan ihtiyaçtır. Ki bu bireylerin ihtiyaçlarına verilen de eri dikkate almaktadır. Diğeri ise geleneksel yaşam kalitesinin araştırılmasıdır. Gerçekte her iki perspektifte bireylerin ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklanmaktadır. Bu noktada; bireylerin fiziksel ve psikolojik olarak ihtiyaçlarının karşılandığı ilk kurum ailedir. Ailenin bireyin ihtiyaçlarının karşılanmasına sağladığı destek, hem objektif, hem de sübjektif olarak bireylerin ailesel ve toplumsal düzeydeki yaşam kalitesi algısını belirlemektedir. Bireyin diğer aile üyeleri ile kaliteli ve hoş zaman geçirebilmesi, ailenin sorunlarına etkili çözüm önerileri üretebilmesi, aile üyeleri arasındaki yakın ve destekleyici ilişkiler, ailenin bireylerine eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanma olanağı sunabilmesi ile güvenli ve konforlu bir çevrede yaşama gibi olanaklar bireylerin ailesel düzeydeki yaşam kalitesini belirlemektedir (Andrews ve Withey, 1976;

Campbell, Converse ve Rodgers, 1976).

Yukarıda da çeşitli örneklerle anlatıldığı gibi demografik bilgilerin bireylerin yaşam kalitesinin belirlenmesindeki önemi büyüktür. Yeni politikalar ve çözümler üretmek, bireylerin demografik bilgilerini incelemekle mümkündür. Bu nedenle araştırma sırasında demografik bilgilere önem verilmiş ve veriler önce statik açıdan ele alınmış ve mevcut durum incelenmiş daha sonra dinamik açıdan ele alınarak değişimler ve ileriye dönük beklentiler saptanmaya çalışılmıştır. Çalışma sırasında TÜİK’in kullandığı gelişmişlik göstergeleri araştırmada baz olarak

alınmış ve Trakya’daki il, ilçe ve köylerin yaşam kalitelerine ilişkin bulgular elde edilmiştir.