• Sonuç bulunamadı

107 silah için olmasa da kendi içerisinde farklı kavramsal kullanımları içermektedir. Yani, bu bağlamda Alman Ceza Kanunu’nun 11. maddesinin silah kavramını zikrediyor olması da düşündürücü niteliktedir. Bununla birlikte, eğer Alman Ceza Kanunu özel hükümler kitabındaki fiillerde kavramsal kullanılabilirlik ile birlikte farklı bir şekilde sistematiğe uygun bir belirlilik, gerekli olarak gözükmektedir. Kavramsal bir belirlilik olmaksızın silah ve alet kavramı için bir görünürlük ortaya koyduğundan bu hüküm hukuki güvenliğe hizmet etmektedir. Silah kavramı için her iki ceza hukuku da benzer problemler göstermektedir. Seçilen model, açık bir kanuni tanıma yer vermeye ilişkin hangi modelin tercih edilmesinden daha ziyade, bir taraftan kavramla bağlı bir belirlilik, diğer taraftan da her iki ceza kanununun özel hükümler kitabındaki somut fiillerde uygunluğa bağlı somut kullanımdan kaynaklanmaktadır. Yani, burada önemli olan süpürge sapının silah olup olmaması değildir. Aksine, burada önemli olan husus her iki hukuk sisteminin de süpürge sapını somut olayda cezai fiilin gerçekleştirilmesi bağlamında uygunluğa bağlı olarak olanak sağlayıp sağlamaması esas alınmaktadır.

Dolayısıyla, süpürge sapının silah olarak nitelendirilip nitelendirilmemesi önemli değildir. Önemli olan somut olayın koşullarında o fiilin gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesine ilişkin olarak cezai fiilin tanımlanmasındaki uygunluğa bağlı bir olanağa imkân verip vermemesidir.

E. DEĞERLENDİRMEMİZ

Yukarıdaki açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere, mukayeseli hukukta “silah”

kavramı çeşitli tasniflere tabi tutulmuştur. Buna göre, Alman doktrininde üçlü bir tasnif yapıldığı görülmektedir. Bu tasnif çerçevesinde “silah” kavramı şu şekilde incelenmektedir:

1- Silah, tehlikeli alet ve diğer aletler (araçlar),

2- Dar anlamda silah, geniş anlamda silah ve silah benzeri aletler, 3- Teknik anlamda silah ve teknik olmayan anlamda silah.

Salt silah kavramından, teknik anlamda amaçlandığı şekilde kullanıldığı takdirde önemli yaralanmalara neden olabilecek veya somut olaya göre herhangi bir suç tipini ihlal edecek şekilde kullanılan, ayrıca suç fiilini gerçekleştirmeye elverişli olabilecek türden nesneler anlaşılmaktadır. Daha ziyade, salt silah ifadesinden, ağırlıklı olarak barut gücüyle mekanik sistemi çalışan ve atışa elverişli olan tabancalar

108 bu kategoride değerlendirilir. Örneğin, tabanca, otomatik silah, tüfek, dürbünlü tabanca gibi.

Dar anlamda silah kavramı, salt silah kavramı ile nispeten örtüşmektedir.

Çünkü, dar anlamda silah, doğası gereği saldırı ve savunma amaçlı kullanılan ve bu amaçla üretilmiş olan nesnelerdir. Bununla paralel olarak, suç fiilini gerçekleştirmeye de elverişlidir. Bu ifade, saldırı ve savunma amaçlı üretilmeyen, ancak insan vücuduna zarar verecek bazı nesneleri kapsamamaktadır. Örneğin, ameliyathanelerde kullanılan neşter vb. aletler, yaralama suçu için elverişli olmasına karşın üretiliş amacı saldırı ve savunma olmadığından bu kapsama dahil edilmez.

Tehlikeli alet, bir nesnenin amaç dışı kullanımından dolayı somut olayda elverişli bir alet konumuna gelmesidir. Başka bir ifadeyle, sıradan kullanımı zararsız olan, ancak somut olay çerçevesinde kullanıldığında zararlı hale gelen nesneler bu kategoride değerlendirilir. Örneğin, ayakkabı, yüzük, dolma kalem gibi.

Geniş anlamda silah kavramı, salt tehlikeli alet kavramı ile nispeten örtüşmektedir. Çünkü, bu kategoriye giren nesneler salt saldırı ve savunma amaçlı üretilmemiş olan ve somut olayda elverişli şekilde kullanıldıkları takdirde silah olarak kabul edilecektir. Örneğin, ekmek bıçağının üretiliş amacı insan yaralamak değil, bilakis günlük bir işlevi yerine getirmektir.

Diğer aletler (araçlar), objektif olarak bir suç fiilini gerçekleştirmeye elverişli olmayan, üretiliş amacı doğrudan veya dolaylı şekilde saldırı ve savunma aracı olmayan nesnelerdir. Dolayısıyla bu nesneler, zararsız olmasına karşın somut olayda fiilin aldatıcı etkisi nedeniyle elverişli hale gelmektedir. Burada nesnenin elverişli hale gelmesi, nesnenin dış görünüşü itibariyle veya failin aldatıcı hareketi neticesine bağlıdır. Örneğin, koli bandı gibi.

Silah benzeri aletler kavramı, hem dar anlamda silah hem de geniş anlamda silah kavramıyla tam olarak örtüşmemektedir. İlgili başlığa bakıldığında görüleceği üzere, litaretürde bu ayrımın varlığına çoğu yazar inanmamaktadır. Aslında, dar anlamda silah ve geniş anlamda silah ayrımının yanına üçüncü ayrım olarak bu kavramın eklenmesi isabetli olmamıştır. Kanaatimizce bu ayrım, doktrinde kafa karışıklığına yol açmaktan başka bir işlev görmemektedir. Çünkü, silah benzeri aletlerin bazı özellikleri aslında dar anlamda silah kavramıyla örtüşmektedir. Sadece, objektif amacın eksikliği nedeniyle birbirlerinden ayrılmaktadırlar.

109 Teknik anlamda silah kavramı, esasında birinci kategoride yer alan silah kavramıyla nispeten örtüşmekle birlikte, tehlikeli alet kavramıyla birebir örtüşmediğinden dolayı ortak bir takım özellikleri mevcuttur. Buna göre, teknik anlamda silah üretiliş amacı doğrudan saldırı ve savunmada kullanılmaya yöneliktir.

Bu açıdan silah kavramıyla örtüşmektedir. Çünkü, teknik anlamda silahlar, saldırı ve savunma amacına hizmet eden ve bu amacı yerine getirirken mekanik veya kimyasal etki meydana getirebilen araçlardır.

Teknik olmayan anlamda silah, tam olarak olmasa da büyük oranda tehlikeli alet ile örtüşen bir kavramdır. Teknik olmayan anlamda silah kavramında tartışma konusu yapılan husus üretim amacı değil, kullanım amacıdır. Dolayısıyla, bu iki kavramın çıkış noktaları birbirinden farklılık arz etmektedir. Çıkış noktaları farklı olmakla birlikte, sonuç aşamasında yolları kesişmektedir. Bundan dolayı, her iki kavram nihai amaçta bir araya gelmektedir.

Bu tasniflendirme çalışmaları her ne kadar yüzde yüz bir sonuç vermese de, en azından bu konuda bir ön adım niteliğinde olduğu söylenebilir. Türk doktrinine baktığımız zaman, bugüne kadar böyle bir çalışma içine girilmediğini görmekteyiz.

Her ne kadar Alman doktrininin çalışmaları tam anlamıyla bizi tatmin etmese de, yapmış oldukları çalışmalar alkışı hak etmektedir. Çünkü, Alman doktrinindeki bu tasniflendirmeler bizim yeni bir takım tasnif çalışması yapmamıza ışık tutmuştur.

Yukarıda bahsedilen tasnif çalışmaları sonucunda vardığımız sonuç ve tasniflendirmeler neticesinde ikili bir ayrım yapılması kanaatindeyiz. Bizce silah kavramı; objektif açıdan tipe uygun silah ve sübjektif açıdan tipe uygun silah olarak olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulmalıdır. Objektif açıdan tipe uygun silah ise kendi içerisinde doğrudan objektif açıdan tipe uygun silah ve dolaylı objektif açıdan tipe uygun silah olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulmalıdır.

1. Birinci Derecede Tipe Uygun Silah a. Doğrudan Tipe Uygun Silah

Bizim bu silah tasnifini yaparken kullanacağımız ölçüt özgülenen amaçtır. Bu açıdan bir nesnenin üretilişindeki amaç salt saldırı ve savunmada kullanılmak ise bu nesne doğrudan objektif açıdan tipe uygun silahtır. Dolayısıyla bu tür bir nesne,

110 sadece suç fiilini gerçekleştirmek üzere imal edilmiş olup, bu amaç dışında herhangi bir şekilde kullanılması söz konusu değildir. Örneğin, tabanca, tüfek, hançer, kama gibi. Bu açıdan bakıldığında doğrudan objektif açıdan tipe uygun silah kavramı, yukarıdaki tasniflerden silah, dar anlamda silah ve teknik anlamda silah kavramlarıyla büyük oranda örtüşmektedir.

Bir nesnenin doğrudan objektif açıdan tipe uygun silah olarak kabul edilebilmesi için tek ölçüt salt saldırı ve savunma amacıyla üretilmiş olması değildir.

Buna ilave olarak, söz konusu nesnenin suç fiilini gerçekleştirmeye elverişli olması da gerekir. Eğer bir nesne salt saldırı ve savunma amacıyla üretilmiş olup, elverişlilik ölçütünü sağlamıyor ise aşağıda yer alan sübjektif açıdan tipe uygun silah kapsamında değerlendirilmesi kanaatindeyiz.

b. Dolaylı Tipe Uygun Silah

Bu tasnifte yer alan silahlar, salt saldırı ve savunma amacıyla üretilmemiş olmalarına rağmen somut fiil açısından elverişli bir şekilde kullanıldığı takdirde saldırı ve savunma işlevi gören nesnelerdir. Bu açıdan bakıldığında dolaylı objektif açıdan tipe uygun silah kavramı, yukarıdaki tasniflerden tehlikeli alet, geniş anlamda silah ve teknik olmayan anlamda silah kavramlarıyla büyük oranda örtüşmektedir. Bir nesne objektif olarak silah niteliğine haiz olup olmadığı her somut olayın şartlarına göre farklılık gösteriyor ise, bu tür nesneleri biz dolaylı objektif tipe uygun silah olarak nitelendiriyoruz. Örneğin, ekmek bıçağı, tornavida, atkı, ameliyathanede kullanılan neşter vs. Bu tasnifte yer alan silahların, doğrudan objektif açıdan tipe uygun silahtan farkları üretiliş amaçlarının salt saldırı ve savunma olmamasıdır. Bunun dışında, bu tasnifte yer alan silahların da suç fiilini gerçekleştirmek için elverişlilik ölçüsüne haiz olması gerekiyor.

2. İkinci Derecede Tipe Uygun Silah

Bizim bu silah tasnifini yaparken kullanacağımız ölçüt elverişliliktir. Bu tasnifte yer alan silahlar salt saldırı ve savunma amacıyla üretilmiş olsun ya da olmasın, suç fiilini gerçekleştirme bakımından elverişsizdirler. Bundan dolayı, bu

111 tasnif açısından dikkate alınan ölçüt üretiliş amacı değil, nesnenin elverişli olup olmadığıdır. Örneğin, kurusıkı olarak tabir edilen ses tabancaları öldürme suçu bakımından sübjektif tipe uygun silah olarak değerlendirilirken, tehdit suçu bakımından dolaylı objektif tipe uygun silah olarak değerlendirilecektir. Bu tasnifte yer alan silahlar sadece suç fiiline göre değişkenlik göstermez. Ayrıca, söz konusu silahlar üzerinde bir takım teknik değişiklikler yapılarak da tasnif değişikliğine gidilebilir. Örneğin, kurusıkı olarak tabir edilen ses tabancalarının teknik aksamında değişiklik yapılarak öldürme suçu açısından elverişli hale getirilebilir. Söz konusu değişiklik sadece teknik aksamda olmayabilir. Yapılacak olan değişiklik her nesneye göre farklılık arz edebilir. Örneğin, gözlük camı salt öldürme suçu için elverişsiz bir nesne iken, kırıldıktan sonra ufak parçalara ayrılmış şekli pekâlâ kesici/delici/bereleyici niteliğe haiz olacağından öldürme suçu için elverişli nesne konumuna gelebilir. Dolayısıyla söz konusu tasnifin, yukarıda yer alan tasniflerden farkı salt saldırı ve savunma amacıyla üretilmiş olup olmamasının dikkate alınmamasıdır. Yukarıdaki tasniflerin çıkış noktası salt saldırı ve savunma amacıyla üretilmiş olması iken, bu tasnif açısından çıkış noktası elverişliliktir.

112 İKİNCİ BÖLÜM

6136 SAYILI KANUNDA DÜZENLENEN SİLAH KAÇAKÇILIĞI SUÇLARI

I. 6136 SAYILI KANUNUN 12. MADDESİNDE DÜZENLENEN ATEŞLİ SİLAH KAÇAKÇILIĞI SUÇU