• Sonuç bulunamadı

Davos Ruhu ile Porto Alegre Ruhu Arasındaki Mücadele

5. BÖLÜM: WALLERSTEİN’IN YAKLAŞIMIYLA VENEZUELA’NIN KRİTİĞİ

5.1. W ALLERSTEİN P ERSPEKTİFİNDEN V ENEZUELA

5.1.4. Davos Ruhu ile Porto Alegre Ruhu Arasındaki Mücadele

Dünya Ekonomik Formu (WEF), 1971 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde kurulan uluslararası bir vakıftır. Toplantılarını her yıl İsviçre’nin Davos kentinde yapmasından dolayı ismi Davos ile anılmaya başlayan WEF’in internet sitesinde, misyonu şu şekilde tanımlanmaktadır: “ Küresel, bölgesel ve endüstri ile ilgili gündemleri tanımlamak, tartışmak ve çözümlemek amacıyla toplumun önde gelen siyasetçileri ile iş dünyasından insanları arasında ortaklıklar yaratarak kendisini dünyanın durumunu iyileştirmeye adayan bağımsız bir örgüttür” (World Economic Form, 2019).

WEF, kurulduğu ilk yıllarda önemli etkileri olmasa da, 1978’de ilan edilen Washington Uzlaşısı ile birlikte daha görünür olmaya başlamıştır. Bu tarihe kadar geçerli olan “gelişme yazınının” geçerliliğini yitirdiğini deklare eden Uzlaşı, devlet teşekküllerinin özelleştirilmesi, piyasalar üzerindeki devlet kontrollerinin kısıtlanması, tabana yayılan vergilerin arttırılması (Yıldırım, 2011: 5-6) gibi başlıklara vurgu yapmaktaydı. Aslına bakılırsa, Washington Uzlaşısı, 1978 yılında yaşanan petrol krizinin ardından ortaya atılmıştı ve ABD ile İngiltere, krizden çıkmanın tek yolu olarak bu politikaları öngörüyorlardı. Tamda bu yüzden -liberal politikalar dışında- “Hiçbir alternatif yok- There is no alternative (TINA)” demişlerdir. Yaşanan ekonomik krizin de etkisi ile çoğu ülkede devlet gelirlerinin düşmesi nedeniyle hükümetler borç para arayışına girmiştir. Fakat borç para sadece Washington Uzlaşısını kabul eden ülkelere verilmekteydi. Kısacası dünya-sistem içerisindeki ülkelere tek çözüm yolu olarak liberal politikalar dayatılıyordu. Aslına bakılırsa TINA’yı uygulayan ülkeler borç para bulma konusunda sıkıntı yaşamıyorlardı, fakat Uzlaşı gereği kemer sıkma politikalarını uygulamaları gerektiği için kitleler tarafından tepki ile karşılanıyorlardı. 2001’de Dünya

132

Ekonomik Formuna (WEF) karşı Porto Alegre’de kurulan World Social Form (WSF) tam da bu tepkilerin sonucunda oluşturulmuştur (Wallerstein, 2017f). Walerstein’a göre WSF;

emperyalizmin herhangi bir biçimine, sermaye tahakkümüne ve neoliberal politikalara karşı insanı merkeze alan sivil toplum kuruluşları ile düzen karşıtı hareketlerin deneyimlerini özgür bir şekilde paylaşabilecekleri bir platform niteliğindedir ve “Başka bir dünya mümkün” sloganı etrafında bir araya gelinmiştir (Wallerstein, 2013a: 255).

2001 yılında Brezilya’nın Porto Alegre şehrinde kurulan WSF; 2002, 2003 ve 2005 yıllarında Brezilya’da, 2004 yılında Hindistan’ın Mumbai kentinde toplanmıştır.

2006 yılında ise bir değişiklik yaparak Venezuela (Caracas) , Afrika (Mali ve Bamako) ve Pakistan (Karachi) olmak üzere 3 ayrı bölgede gerçekleştirilmiştir. Genellikle güney ülkelerinde yapılmasına özen gösterilen WSF forumları, 2016 yılında bir değişikliğe gidilerek Kanada (Montreal)’de düzenlenmiştir.

Wallerstein iki farklı dünya görüşü arasındaki bu mücadeleyi Davos ruhu ile Porto Alegre arasındaki mücadele olarak adlandırmaktadır. Orta vadede (20-40 sene civarı), yoksulların çektiği acıyı azaltmanın hiçbir değişime yol açmayacağını belirten Wallerstein’a göre, [dünya solu] Davos ruhunu temsil edenlerle olan mücadeleye odaklanması gerekmektedir. (Wallerstein, 2017g). Wallerstein’a göre Porto Alegre Ruhu (Davos Ruhunun aksine) her türlü -ulusaşırı, bölgesel, ulusal ve yerel, ama en önemlisi hem Güney'den hem de Kuzey'den- hareketi bir araya getirmeye ve dünya sistemini yeniden yapılandırmaya çalışırken bunu genelde Güney'in tarafında olmaya çalışarak yapmaktadır (Wallerstein, 2013a: 256).

Chavez, iktidarda olduğu süre boyunca, WSF toplantılarını yakından takip etmiş ve Ocak 2003 tarihinde Porto Alegre’de düzenlenen toplantıya davet edilmemesine rağmen katılmış ve bir konuşma gerçekleştirmiştir. Yine 30 Ocak 2005’de Porto Alegre şehrinde gerçekleştirilen Beşinci Dünya Sosyal Forumunun ise Venezuela tarihinde ayrı bir yeri vardır. Zira Chavez, 30 Ocak 2005 tarihinde Porto Alegre'de yapmış olduğu

133

konuşma da ilk defa “21. Yüzyıl Sosyalizminden”19 bahsetmiş ve Venezuela’nın o tarihten sonra uygulayacağı ekonomik politikaların netleşmesini sağlamıştır. Bu konuşma forum katılımcılarının büyük çoğunluğu tarafından coşku ile karşılanmış ve 2006 yılında üç merkezde gerçekleştirilecek olan forumların bir ayağının da Caracas’da düzenlenmesine karar verilmiştir.

WSF prensipleri gereği gerçekleştirilen forumlar; siyasi partiler, devlet başkanları ve bürokratların katılımına kapalıdır. Bu sebeple forum bileşenlerinin bir kısmı Caracas’ta gerçekleştirilen toplantıları boykot etmiştir. Buna rağmen resmi kayıtlara göre 2.000 civarında etkinliği 80.000 katılımcı izleme olanağı bulmuştur. Bu toplantılardan birinde Chavez tarafından yapılan tarihi konuşmada Dünya Sosyal formunun serbest ticaret anlaşmalarına ve neo-liberalizme karşı çözüm önerileri sunan enternasyonalist bir yapıya kavuşması gerektiği belirtilmiş ve ancak bu yolla ABD emperyalizminin tarihe gömülebileceğini belirtmiştir (Morgül, 2006).

Wallerstein düzenlenen pek çok WSF toplantısına katılmakla birlikte Venezuela’nın forum içerisindeki yerine ilişkin bir açıklamada bulunmamıştır. Bu durum Chavez’in devlet başkanı olması ve WSF’nin bu konudaki tavrından kaynaklanıyor olabilir. Fakat Chavez’in WSF’yi emperyalizme karşı mücadele platformuna dönüştürmek istediği ortadadır. Tıpkı Wallerstein’ın modern dünya-sistemine karşı mücadele platformu görmesi gibi. Wallerstein’in dünya-sistemi içindeki mücadeleyi Davos ruhu ile Porto Alegre arasındaki mücadele olarak tanımlaması gibi, Chavez WSF içerisindeki toplantılarda yapmış olduğu konuşmalarda Davos ruhunun temsil etmiş olduğu değerlere karşı politikalar önermeye çalışmış ve WSF bileşenlerini Davos ruhunun temsil ettiği değerlere karşı mücadeleye davet etmiştir. Verilen mücadelenin başarılı olup olmadığı tartışması bir tarafa, biri sosyolog olarak bir diğeri ise devlet

19 21. Yüzyıl Sosyalizmine ilişkin Marksizm içi değerlendirmeler için bknz : (Birdal, 2008; Savran, 2013)

134

başkanı olarak, “başka bir dünya” özlemlerini defalarca dile getirmişlerdir. Wallerstein hala Davos ruhuna karşı yazılar kaleme almakta, etkinliklere katılmaktadır. Chavez’in selefi Maduro ise Davos ruhunu temsil eden ABD ve müttefiklerinin ağır saldırısı altındadır.