• Sonuç bulunamadı

1. Davacı

718 SULUK, Tasarım Hukuku, s. 506-507;aynı yazar, Hükümsüzlük, s. 2-3; CAN, s. 87. 719 CAN, s. 87

720

SULUK, Tasarım Hukuku, s. 506-507; aynı yazar, Hükümsüzlük, s. 2-3. 721 Bkz. Yukarıda s. 85.

722 KARAHAN, Hükümsüzlük, s. 146; TEKİNALP, Fikri, s. 649. 723 SULUK, Tasarım Hukuku, s. 422

554 sayılı KHK’ nın 44. maddesinin birinci fıkrasına göre bir tasarımın hükümsüzlüğünü kural olarak herkes isteyebilir724. 551 sayılı KHK m. 130 ile patentler açısından ve 556 sayılı KHK m. 43 ile markalar açısından getirilen zarar görme veya zarar görme tehlikesinin varlığı bir koşul olarak belirtilmemiştir. Bu düzenlemesi ile 554 sayılı KHK usul hukuku yönünden dava açma şartlarından725 olan “hukuki yarar” kavramına yer vermemiştir726. Ancak tasarımla hiçbir şekilde ilgisi olmayan kişilerin yani zarar görmemiş veya zarar görme ihtimali

bulunmayanların727, hükümsüzlük davası açmasında hukuki yararı

bulunmamaktadır728. Gerek öğreti gerekse Yargıtay729 Anayasal bir güvenceye bağlanan dava hakkını hukuki yararla sınırlı olduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle hukuki yararın, her ne kadar 554 Sayılı KHK’ nın 43. maddesinde aranmasa da bir dava şartı olarak kabulü yerinde olacaktır730. Ancak, Yargıtay konuya ilişkin bir kararında bu davanın hukuki yarar şartı aranmaksızın herkes, tarafından açılabileceği yönünde hüküm kurmuştur731.

724 Sınai mülkiyet hukukumuzda hükümsüzlük davasını açabilecekler her bir sınai mülkiyet hakkı bakımından farklı şekilde ele alınmıştır. 556 sayılı KHK m. 43 ile markalar bakımından ve 551 sayılı KHK m. 131/1 patentler bakımından dava açma yetkisi kural olarak zarar gören kişiler, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili resmi makamlar tarafından istenebilir. 555 sayılı KHK m. 22 uyarınca coğrafi işaretler açısından 554 sayılı KHK ile aynı şekilde bir düzenlenmiştir. Yani bir coğrafi işaretin hükümsüzlüğünü herkes, talep edebilecektir. Faydalı modeller açısından patentlerden farklı olarak 551sayılı KHK’ nın 165/II hükmü bu belgelerin hükümsüzlüğünün zarar gören kişiler ve resmi makamlar tarafından istenebileceği düzenlenmiş ancak 3. fıkra ile bu kişilerin dava açabilmesi için daha önce tescil aşamasında itiraz etmiş olması şartı aranmıştır. Patent ve faydalı modellere ilişkin bu düzenlemenin Anayasa’ ya aykırılığı konusunda bkz. YALÇINER, Uğur: “Patent ve Faydalı model Belgelerinin Hükümsüzlük Davaları Farkları ve Anayasa Aykırılık”, FMR, Y.1, C.1, s. 2001/3, s. 73 vd ( Anılış: Anayasa Aykırılık). Ayrıca markanın hükümsüzlüğü davasında davanın tarafları konusunda ayrıntılı bilgi için Bkz. ARKAN, C.II, s. 165-167; KARAHAN, s. 138-141; KARAN/KILIÇ, s.410-411; ŞANAL, s. 105-110; TEKİNALP, Fikri, s. 441-443.

725 Dava açma şartları, mahkemeye, davanın taraflarına ve dava konusuna ilişkin olma üzere çeşitli ayrımlara tabi tutulmuştur. Dava konusuna ilişkin dava şartlarından en önemlisi ise hukuki yararın bulunmasıdır. Hukuki yarardan kasıt ise, davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bkz. KURU, Baki/ARSLAN, Ramazan; YILMAZ, Ejder: Medeni Usul Kitabı Ders Kitabı, 15. Baskı, Yetkin, Ankara 2004, s. 307 vd.

726

SULUK, Tasarım Hukuku, s. 423; CAN, s. 88. 727

Zarar gören kişiler, ibaresinin belirsiz olduğu bu terimin fiilen zarar gören kişiler yanında, zarar görme tehlikesiyle karşılaşan kişileri kapsayıp kapsamadığı Kararname metninden anlaşılmamakla birlikte bunun kabulünün Kararnamenin ruhuna uygun düşeceği marka ve patent hukuku açısından kabul edilmiştir. Bkz. KARAHAN, s. 137; TEKİNALP, Fikri, s. 441-442.

728 CAN, s. 88.

729 Yargıtay, verdiği kararda hukuki yararı şu ifadelerle vurgulamıştır: “ dava, subjektif haklarına

tecavüz edildiğini iddia eden kimsenin meşru hak ve menfaatlerinin korunması için mahkemeden hukuki koruma talep etmesidir”. Y.2.HD., 20.11.1970, E. 5577, K. 6142, bkz. İBD, C. 45, S. 11, s.1030-1031.

554 sayılı KHK’ da kural olarak herkes, davacı sıfatın sahip olacaktır. Ancak hükümsüzlük halleri arasındaki nitelik farkı732 gözetilerek 43. maddenin ikinci fıkrasında bunun iki istisnası düzenlenmiştir. Bunlardan ilki gerçek hak sahibi olmayan kişilere karşı açılacak hükümsüzlük davasını ancak gerçek tasarım sahibi isteyebilecektir733. Hak sahipliğini düzenleyen maddeler gereğince, gasp halinde hükümsüzlük davasını gerçek hak sahibi veya hukuki halefleri(m.13), tasarımı gerçekleştiren üniversite mensupları (m.15) veya tasarımcının işvereni (m.14 ve 16) açabilecektir734. Bu durumda gerçek hak sahibi, tescil tasarım belgesi sahibi açısından hak sahipliği konusunda bir karine teşkil ettiğinden bu karinenin aksini ispat etmeli735 başka bir ifade ile kendisinin hak sahibi olduğunu ispatlamalıdır. Bu karinenin aksi MK. m. 6 çerçevesinde her türlü delille kanıtlanabilecektir736. Uygulamada daha çok tasarım tescil belgesi sahibi tarafından, bu belgeye sahip olmayan kişiye karşı açılan tecavüz davasında, davalı tarafça karşılık dava şeklinde

hükümsüzlük davası açılmaktadır737.Öğretide, hükümsüzlük davasını, ortak

tasarımcılar arasında yer almasına rağmen adı tasarımcı olarak tescil edilmemiş paydaşın açamayacağı kabul edilmekte ve paydaşın bu durumda ancak gasp davası çerçevesinde adının tasarımcı olarak tescilini talep edebileceği savunulmaktadır. Zira sicilde görünenlerde gerçek tasarım sahipleridir738. Ancak aksi görüşe göre, paydaşa bu hak, tanımlamalıdır. Bu görüşe göre, hakkı gasp edilen ortağın kendi payına ilişkin bölümü etkileyen ürün ve ürünlerin iptali istemiyle kısmi hükümsüzlük davası açması 554 sayılı KHK m. 43/2 çerçevesinde mümkündür739. Kanımızca ilk görüş yerinde olup ikinci görüşün dayanağı zorlama gibi görünmektedir.

731 Y.11.HD., 10.10.2000, 2000/6593-7474.

732 Bu nitelik farkı, markalar açısından öngörülmemiştir. Davacı sıfatına sahip kişiler, 556 sayılı KHK 42. maddesinde yer alan hükümsüzlük hallerinin türlerine göre bir ayrım yapılmadan genel bir şekilde düzenlenmiştir. bu hallerin hepsi aynı nitelikte değildir. Kararnamenin m.7 ve m. 42/1-c, f arasındaki bentlerinde bendinde toplumun genel menfaati ön kulandayken diğer hallerde münferit kişilerin hak ve çıkarları ön plandadır. Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. ARKAN, C.II, s. 142; KARAHAN, s. 141-142.

733 Bu düzenleme 551 sayılı KHK’ nın 129/2 ile paralellik arz etmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. TEKİNALP, Fikri, s. 569.

734 ATAMER, s. 89-90.

735 SULUK, Tasarım Hukuku, s. 423. 736

ATAMER, s. 91. 737 CAN, s. 88.

738 Bkz. SULUK, Tasarım Hukuku, s. 421;TEKİNALP, Fikri, s. 650. 739 Bkz. ATAMER, s. 92.

Kararname m. 41/1’ e göre, tasarım başvurusu veya tescilli tasarım hakkından doğan kullanma yetkisi ulusal sınırların bütünü içinde veya bir kısmında geçerli olacak şekilde lisans sözleşmesine konu olabilir. Bu durum akla lisans alanın hükümsüzlük davası açıp açamayacağını getirmektedir. Eğer tasarım lisansı inhisari nitelikte ve lisans sicile kayıtlı ise aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa lisans alan kendi adına bu davayı açabilecektir740.

Genel kuralın ikinci istisnası ise, Kararname m. 43/1-c maddesine dayanarak hükümsüzlük davasını sadece önceki başvuru sahibi, sonraki başvuru sahibine karşı açabilecek olmasıdır741. Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Taslağında 54. maddede düzenlenen hükümsüzlük sebeplerinin kimin tarafından açılacağı 55. maddede ayrı bentler halinde *düzenlenmiştir742.

2. Davalı

Hükümsüzlük davasında davalı taraf ise dava tarihinde tasarım sicilinde

tasarım belgesi sahibi olarak kayıtlı bulunan kişidir743. Bu kişi, koruma şartları mevcut olmadığı halde bir tasarımı adına tescil ettirmek için başvuran veya tescil ettiren kimse, gerçek olmayan hak sahibi veya sonraki başvuru sahibi olup da önceki başvuru sahibinden önce tasarımı tescil ettirten kişidir744. Başvuru hakkı sahibine karşı hükümsüzlük davasının açılabilmesi mümkün ise de bu durumda itiraz prosedürünü işletmek daha doğrudur. Çünkü bu halde TPE nihai kararını Yeniden

İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’ nun kararı ile verdiğinden idari işlemler henüz sonuçlanmamıştır745.

740 Lisans alanın dava hakkı konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. ERGÜN, Mevci: “Tasarım Korumasında Dava Lisans Alanın Dava Hakkı, FMR, Y.1, C.1, S.2001/3, S. 85 vd.

741

CAN, s. 88.

742 Taslak 55. maddeye göre, “(1) Tasarım hakkının hükümsüzlüğü koruma süresince veya hakkın

sona ermesini izleyen beş yıl içinde; a) 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen nedenlerle herkes tarafından b) 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen nedenlerle sadece tasarım hakkına sahip kişiler tarafından, c) 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (c), (ç) ve (d) bentlerinde belirtilen nedenlerle sadece önceki hak sahibi tarafından, ç) 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen nedenle sadece söz konusu işaretlerin kullanımı ile ilgili gerçek veya tüzel kişiler tarafından, mahkemeden istenilebilir”.

743

SULUK, Tasarım Hukuku, s. 423. 744 CAN, s. 88.

745 SULUK, Tasarım Hukuku, s. 421-422; Bu durum patentler içinde geçerli olmakla birlikte markalar açısından marka tescil edildiği takdirde hükümsüzlük davası açılabileceği ve başvuru sahibine bu

Hükümsüzlük davasında husumet TPE’ e yöneltilemez. Haksız olarak

yapıldığı ileri sürülen tescil TPE tarafından yapılsa da tescilden sonra hükümsüzlük davasında davalı, olarak gösterilemez746. Uygulamada Yargıtay’ ın kararları da bu yöndedir. Yargıtay bir kararında bu durumu,“anılan KHK' nın(44/4) bu açık hükmü

karşısında, hükümsüzlük davasının TPE'ye de yönetilmesine gerek yoktur. Her ne kadar, bu dava sonucu verilecek terkin hükmünü icra edecek makam TPE olması nedeniyle, O'nu da ilzam eden bir karar olması düşünülebilir ise de, 554 sayılı Kanunun 45/son fıkrasında bir tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleşmiş kararın herkese karşı hüküm doğuracağının açıklanmış olması nedeniyle, bu tür davalarda TPE'nin hasım gösterilmesine gerek bulunmamaktadır” şeklinde haklı bir gerekçe ile

ifade etmiştir747. Lisans alana ve dava alacaklısına karşı hükümsüzlük davası, açılamaz748. Bu kişilerin davaya katılmalarını sağlamak amacı ile kendilerine tebligat yapılması gerekir (554 sayılı KHK m. 44/son).