• Sonuç bulunamadı

D. Soy bağının Reddi Davası

1. Davacı

TMK madde 286 gereği koca, soy bağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.

86 2.HD.26.1.1996, 95/14263 96/867 kararı ile “Babalık davasında DNA testleri davalının kurtuluş

beyyinesidir. Bu testin masrafları davalı tarafından karşılanmalıdır. Test masrafları yatırılmadığı takdirde çocuğun babası kabul edileceği ihtarı ile davalıya süre verilmelidir.”denilmiştir.

31 Soy bağının reddi davası açma hakkı kocaya, çocuğa, diğer ilgililere ve baba olduğunu iddia eden kişiye tanınmıştır.88 Çocuğa tanınan soy bağını ret hakkını, eğer çocuk henüz ayırt etme gücünü kazanmamışsa, bir temsil kayyımı atanır. Ayırt etme gücüne kavuşmuş olan çocuk bu kişiye sıkı sıkıya bağlı hakkını tek başına buyruk kullanabilir89(MK. m.16).

Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar için yasal temsilci devreye girer. Soy bağı ret hakkı yasal temsille bağdaşmayan bir hak olarak kabul edilmez90.

a. Koca

Soy bağının reddi davasında asıl davacı kocadır. (TMK m.286/1) Soy bağının reddi davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olması nedeniyle koca tarafından bizzat kullanılmalıdır. Koca ayırt etme gücüne sahip fakat kısıtlı, yani sınırlı ehliyetsiz olsa bile, tek başına yasal temsilcisinin iznine gerek olmaksızın dava açma hakkına sahiptir. Kocanın tam ehliyetsiz yani ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun olduğu durumlarda ise ne kendisi ne de yasal temsilcisi dava açamaz91. Yasal temsilcilere soy bağının reddi davası açma hakkı verilmemekle birlikte, koca bir avukata vekâlet vererek davanın açılıp sürdürülmesini sağlayabilir; bu durumda vekâletnamede soy bağının reddi konusunda özel bir yetki aranır. Koca adına, açılan soy bağının reddi davasını sürdürme hakkı, yasal temsilciye bir tek durumda geçer. O da dava açıldıktan sonra kocanın ayırt etme gücünü kaybetmesi durumudur. Eğer koca ayırt etme gücünü davayı açtıktan sonra kaybederse, yasal temsilcisi açılan davaya devam edebilir92. Kocanın dava hakkından feragat etmesi de hiçbir şekilde söz konusu değildir. Ayrıca koca, soy bağını reddetme hakkını dilerse kullanır, bu konuda zorlanamaz. Kendi isteği ile dava açması ise evlilik birliğinin devamı veya sona ermesine de bağlı değildir

88 Akıntürk, s.331. 89 Serozan, s.192. 90 Serozan, s.192. 91 Oguzman/Dural, s.210; Zevkliler, s. 868. 92 Fevzioğlu, s.434.

32

b. Çocuk

Yeni Türk Medeni Kanunu, süre dışında herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın, çocuğun da kocadan bağımsız dava hakkına sahip olduğunu kabul etmiştir. Şayet çocuk ergin değilse, çocuk adına soy bağının reddi davası ona atanacak bir kayyım tarafından açılır. Buna karşın, çocuk ergin olmuşsa ve kısıtlı da değilse, kendi başına, soy bağını reddetmek için dava açabilir. (MK m.286/II)

Eğer somut olayda çocuğun yararı soy bağını ret davasını açmayı yerinde göstermiyorsa, örneğin gerçek genetik babanın kimliği “meçhul” olduğundan soy bağının reddinden sonra çocuk babasız kalacaksa, kayyıma bu davayı açtırmamak doğru olur93.

c. Diğer İlgililer

Önceki Medeni Kanun, kocanın ölmesi, ayırt etme gücünü kaybetmesi, çocuğun doğduğundan haberdar olamaması veya bulunduğu yerin bilinmemesi gibi durumlarda çocukla birlikte mirasçı olanlara yahut çocuk nedeniyle mirasın dışında kalanlara nesebin reddi davası açma hakkı tanımıştı.(Eski MK. m. 245) Yeni Türk Medeni Kanunu, bu konuda önceki Medeni Kanun’dan oldukça farklı bir düzenleme getirmiştir. Buna göre kocanın süresi içinde dava açması olanaksız hale gelirse onun “altsoyu, anası, babası ve baba olduğunu iddia eden kişi” soy bağının reddi davası açabilecektir. Bu hükümle birlikte dava açabilecek kişilerin çevresi daraltılmıştır94 (MK. m. 291/I).

Kocanın altsoyunun, anasının, babasının veya baba olduğunu iddia eden kişinin dava hakkı birbirinden bağımsızdır. Bunlar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunur. Yani bu kişilerden biri yahut birkaçı dava açmış ve nesep reddedilmişse, bu hükümden diğerleri de yararlanır. Ancak davanın kaybedilmesi durumunda verilen mahkeme hükmü, dava açmamış olan diğer ilgilileri etkilemez, yani bu kişiler isterlerse yeni bir dava açabilirler. Bununla birlikte MK. m. 291/III’ göre diğer ilgililerin açacağı soy bağının reddi davasında kocaya ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.

93 Serozan, s. 188.

33 Diğer ilgililerin dava hakkıyla ilgili olarak belirtilmesi gereken en önemli hususlardan bir tanesi de, bu kişilerin dava hakkının ikincil (tali) bir nitelik taşımasıdır. Kocanın altsoyu, anası, babası ve baba olduğunu iddia eden kişi yalnızca dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi, gaipliğine karar verilmesi veya temyiz kudretini sürekli olarak yitirmesi halinde dava açabilirler. Koca henüz hayattayken, nerede olduğu biliniyorken ve ayırtım gücünü haizken, dava açma süresi geçmese dahi ilgililer dava açamazlar. (MK. m. 291) Bununla birlikte kocanın dava açma süresi geçtikten sonra dava hakkını yitirmesi (örneğin ölmesi) durumunda da ilgililerin dava hakkı kendiliğinden ortadan kalkar95.

2. Davalı

a.Ana ve Çocuk

Koca, kocanın altsoyu, anası ve babası soy bağının reddi davasını ana ve çocuğa karşı açarlar (MK m. 286/I). Yani dava yalnızca anaya yahut yalnızca çocuğa karşı açılamaz; ana ve çocuk arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.

Nesebin reddi davası, ana veya çocuktan biri ölmüşse, sağ kalana karşı; şayet her ikisi de ölmüşse mirasçılarına karşı açılmalıdır96. Fakat her ikisinin ölmesi durumunda dava hakkı, ancak davacının nesebin reddinde menfaati bulunduğu durumlarda söz konusu olur.

b. Ana ve Koca

Çocuk tarafından açılacak olan soy bağının reddi davasında davalı, ana ve kocadır. (MK. m.286/II) Çocuğa tanınan dava hakkının anaya ve onun kocasına, buna karşılık, ilgililere ve baba olduğunu ileri süren erkeğe tanınan dava hakkının da, koca ortada bulunmadığına göre, anaya ve çocuğa (çocuğu temsil eden kayyıma) yöneltileceği kendiliğinden anlaşılır97.

Çocuğa atanacak kayyımın açacağı dava da davalının ana ve koca olduğu kabul

95 Akıntürk, s.333.

96 Oğuzman/Dural, s.219.

34 edilir. Bu durumda da ana ve koca arasında zorunlu bir dava arkadaşlığı meydana gelir; bu nedenle bunlardan yalnız birine açılan dava reddedilir.