• Sonuç bulunamadı

Dava ZamanaĢımının Durması Ġle Ġlgili Diğer Düzenlemeler

2.5. DAVA ZAMANAġIMI ENGELLERĠ

2.5.1. Dava ZamanaĢımının Durması

2.5.1.2. Dava ZamanaĢımının Durması Ġle Ġlgili Diğer Düzenlemeler

Dava zamanaĢımının durmasına iliĢkin TCK dıĢında bazı diğer kanunlarda da hükümler bulunmaktadır. ZamanaĢımının durmasının düzenlendiği diğer yasalar; 5411

41

Sayılı Bankacılık Kanunu, 353 Sayılı Askeri Mahkemeler KuruluĢu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun, 5271 Sayılı CMK‟da düzenlenen UzlaĢma (CMK m. 253/21), Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi (CMK m.171), Hükmün Açıklanmasının Ertelenmesi (CMK m.231/8) düzenlemeleridir.

2.5.1.2.1. Bankacılık Kanunu Kapsamında Yapılan BilirkiĢi Ġncelemesi

5411 Sayılı Bankacılık Kanunu‟nun bilirkiĢi incelemesi baĢlığını taĢıyan 165. maddesinde, Bankacılık Kanunu ve diğer kanunlarda öngörülen suçlardan dolayı açılan ceza davalarında dosyanın bilirkiĢiye teslimi tarihinde dava zamanaĢımının duracağı düzenlenmiĢtir. BilirkiĢinin raporunu mahkemeye verdiği tarihten itibaren bu süre kaldığı yerden iĢlemeye devam edecektir.

Ancak belirtmemiz gerekir ki 5237 Sayılı TCK‟nın 5. maddesi uyarınca, özel ceza kanunları ile ceza hükmü içeren kanunlar, zamanaĢımı konusunda TCK‟nın genel hükümleri içerisinde düzenlenen kriterlere bağlı olacaklar, yasalar arasındaki farklılıklar somut olaya uygulanamayacaktır. TCK‟nın 5. maddesi karĢısında bu düzenlemenin uygulanma imkânının bulunup bulunmadığı konusunda ise 5411 Sayılı yasanın sonraki tarihli olması ve özel bir yasa olması nedeniyle uygulanması gerektiği savunulmaktadır. Zira yasa koyucunun daha sonra getirdiği bir yasal düzenlemenin önceki tarihli yasal düzenlemeye aykırı olması düĢünülemeyecektir (Certel, 2008:78).

Ceza yargılamalarında bilirkiĢi incelemesi yapılmasının dava zamanaĢımını durdurucu sebep olmadığını bekletici mesele baĢlığında açıklamıĢtır. Bankacılık Kanunu‟nda böyle bir düzenlemenin getirilmesinin nedeni ise anlaĢılamamıĢtır. Nitekim bilirkiĢi incelemesi ile hükümler CMK‟da yer almaktadır. Yasa koyucunun genel zamanaĢımına iliĢkin düzenlemelerinin yanı sıra, zamanaĢımını durdurucu etki tanıyan özel bir hükmü özel bir yasada getiriyor olması yasaları uygulamayı zaafa düĢürebilecek niteliktedir.

2.5.1.2.2 Asker KiĢiler Hakkında Dava ZamanaĢımının Durması

353 Sayılı Askeri Mahkemeler KuruluĢu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanunun 05.07.2006 tarih ve 5560 Sayılı yasa ile değiĢtirilmiĢ 20. maddesinde, “Asker

42

ve erbaĢlar ile yedek subayların askere girmeden veya silah altına çağrılmadan önce iĢledikleri yukarı haddi iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlara ait davalarda soruĢturma ve kovuĢturma iĢlemleri askerliklerini bitirmelerine kadar geri bırakılır.” düzenlemesi bulunmaktadır (Yargıtay (1993), Yargıtay C.G.K. 08.02.1993., E. 1992/3- 366, K. 1993/27; TaĢdemir, 2001:168-170). Madde düzenlemesine göre yedek subayların askerlikten çıkarmayı gerektiren suçlardan sanık olması halinde bu hüküm uygulanmayacaktır. SavaĢ halinde ise aĢağı haddi beĢ yıla kadar olan suçlardan sanık sıfatıyla yargılanan asker kiĢilerin barıĢa ya da askerliklerinin bitimine kadar dava zamanaĢımı iĢlemeyecektir. Maddenin dördüncü fıkrasına göre ise zamanaĢımının savaĢ zamanı geri bırakılmasının uygulanmamasının istenebileceği düzenlenmiĢtir.

BarıĢ zamanı üst sınırı iki yıla kadar, savaĢ zamanı ise alt sınırı beĢ yıla kadar olan suçlardan yargılanan er, erbaĢ ve yedek subayların askerliklerini bitirmelerine ya da barıĢ haline kadar iĢledikleri suçlardan dolayı dava zamanaĢımı iĢlemeyecektir. Dava zamanaĢımını durduran bu sebebin varlığı halinde mahkeme yargılamanın terhis tarihine kadar geri bırakılmasına karar verecektir.

2.5.1.2.3. UzlaĢma Süresi ve Dava ZamanaĢımının Durması

UzlaĢma, Ceza Muhakemesi Hukuku‟nda mağdurların haklarının korunması, aynı zamanda da faillerin de topluma kazandırılması için getirilen yeni bir düzenlemedir. UzlaĢtırma, Ceza Muhakemesini tamamlayan, sorunların çözümünü sağlamaya yönelik bir düzenlemedir. Kuzey Amerika ve Avrupa‟nın birçok ülkesinde uzlaĢtırma programları kurulmuĢtur (Özbek, 2005:314).

CMK‟nın 253. maddesinin 21. fıkrası uyarınca; “ġüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaĢma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaĢtırma giriĢiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaĢtırmacının raporunu düzenleyerek Cumhuriyet savcısına verdiği tarihe kadar dava zamanaĢımı ile kovuĢturma koĢulu olan dava süresi iĢlemez” düzenlemesi ile uzlaĢma/uzlaĢtırma sürecinde dava zamanaĢımının duracağı hüküm altına alınmıĢtır. CMK‟da soruĢturmanın sürüncemede bırakılmasını engelleme amacıyla 30 günlük uzlaĢtırma süresi öngörülmüĢtür. Bu süre Cumhuriyet savcısı tarafından re‟sen ya da talep üzerine 20 güne kadar uzatılabilecektir.

43

SoruĢturma evresinde varılan uzlaĢma sonucunda mağdura ödenecek tazminat defaten ödendiği takdirde kavuĢturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir. UzlaĢma sonucu ödenecek tazminat belirli taksitlere bağlanabilir. Böyle bir durumda CMK‟nın 171. maddesindeki Ģartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair karar verilecektir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra uzlaĢma koĢullarının yerine getirilmemesi halinde CMK 171. maddesinin dördüncü fıkrasındaki koĢullar aranmaksızın kamu davası açılacaktır. ġüphelinin, edimini yerine getirmemesi hâlinde uzlaĢma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı Ġcra ve Ġflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır (Uz. Yön. m. 23).

UzlaĢma görüĢmelerinin kovuĢturma evresinde de gerçekleĢmesi mümkündür. KovuĢturma aĢamasında uzlaĢma sağlanmıĢsa davanın düĢmesine karar verilir (CMK m.253/2). Edimin yerine getirilmesi için faile süre verilmesi ve sürenin sonunda failin edimi yerine getirmemesi halinde savcı iddianame düzenleyerek kamu davasını açar. Bunun için Cumhuriyet savcısı uzlaĢma sürecinde de delil toplamaya devam etmelidir.

UzlaĢma süresi kanunda çok kısa olmasına karĢın bazı kanunlarda bulunan dava açma sürelerinin kısalığı karĢısında düzenleme önem kazanmaktadır. Nitekim 5187 Sayılı Basın Kanununun 26. maddesine göre basılmıĢ eserler yoluyla iĢlenen veya Basın Kanununda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmıĢ eserler yönünden dört ay içinde açılması gerekmektedir. Bu nedenle de uzlaĢtırmanın etkinliğinin sağlanabilmesi için uzlaĢtırma süresince dava zamanaĢımı ile kovuĢturma koĢulu olan dava süresinin iĢlememesi savunulmaktadır (Özbek, 2007:178).

2.5.1.2.4. Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 19. maddesinde öngörülmüĢ olan bir uygulamadır. Ġlerleyen süreçte ise 5560 Sayılı yasa ile CMK‟da gerekli değiĢikliklerin yapılması ile bu kurumun yetiĢkinler bakımından da uygulanması sağlanmıĢtır. CMK‟nın 171. maddesi gereği

44

Cumhuriyet savcısı kamu davasının açılmasını yetiĢkinler için beĢ sene, çocuklar için ise üç yıl erteleyebilecektir.

Cumhuriyet savcısının verdiği kamu davasının ertelenmesi kararı ile verilen süre içinde dava zamanaĢımı iĢlemeyecektir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç iĢlenmesi halinde, duran zamanaĢımı, sonraki suçun iĢlendiği tarihten itibaren yeniden iĢlemeye baĢlayacaktır. Kasıtlı bir suç iĢlenmemesi halinde ise sürenin dolması ile birlikte kovuĢturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

2.5.1.2.5. Kamu Davasında Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması da, kamu davasının açılmasının geri bırakılması gibi Çocuk Koruma Kanunu ile getirilmiĢ bir düzenlemedir. 5560 Sayılı Kanun ilen CMK‟nın 231 ve ÇKK‟nın 23. maddelerinde yapılan değiĢiklikler ile bu kurum yetiĢkinler için uygulanabilir hale gelmiĢtir. CMK‟nın 231. maddesi gereği mahkeme kamu davasında verilen hükmün açıklanmasını yetiĢkinler için beĢ sene, çocuklar için ise üç yıl erteleyebilecek ve denetimli serbestlik koruma tedbirine hükmedebilecektir.

Mahkemenin verdiği kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında verilen süre içinde dava zamanaĢımı iĢlemeyecektir. Denetimli serbestlik süresi içinde kasıtlı bir suç iĢlenmesi halinde, duran zamanaĢımı, sonraki suçun iĢlendiği tarihten itibaren yeniden iĢlemeye baĢlayacaktır. Kasıtlı bir suç iĢlenmemesi halinde ise sürenin dolması ile birlikte CMK‟nın 231/10. maddesi uyarınca kamu davasının düĢmesine karar verilecektir (Yargıtay (2008), Yargıtay HD. 25.06.2008., E. 2008/11405, K. 2008/9269).

2.5.1.2.6. UzlaĢma Teklifinde Bulunulması

CMK‟nın 253. maddesinin 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunla değiĢik 21. fıkrası uyarınca “ġüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaĢma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaĢtırma giriĢiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaĢtırmacının raporunu düzenleyerek Cumhuriyet savcısına verdiği tarihe kadar

45

dava zamanaĢımı ile kovuĢturma koĢulu olan dava süreleri islemez.” UzlaĢma teklifi yapmaya yetkili makam Cumhuriyet savcılığıdır (CMK m. 253/4). 5560 sayılı Kanunun gerekçesinde yer alan “her ne kadar uzlaĢtırma sürecinde oldukça kısa süreler öngörülmekte ise de, bazı dava sürelerinin kısalığı karsısında düzenleme önem arz etmektedir” ifadesiyle, hükmün dava zamanaĢımından çok, dava süreleri bakımından önem taĢıdığının altı çizilmektedir. CMK‟nın 254. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 253. maddede yer alan soruĢturma aĢamasında uzlaĢma hükümleri, kovuĢturma evresinde de kıyasen mahkeme tarafından uygulanacaktır. Buna göre, dava zamanaĢımı süresi, mahkemenin sanığa, mağdura ya da suçtan zarar görene ilk uzlaĢma teklifinde bulunduğu tarihte duracaktır.

CMK‟nın 253. maddesinin yirmi birinci fıkrası uyarınca dava zamanaĢımı süresi, “uzlaĢtırma giriĢiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç uzlaĢtırmacının raporunu düzenleyerek Cumhuriyet savcısına verdiği tarihe kadar duracaktır.” Hükümde dava zamanaĢımı süresinin durmasının sınırı hüküm altına alınmaktadır. Öte yandan uzlaĢma teklifinin reddedilmesi halinde, ise uzlaĢtırıcıya gitmeyeceğinden, dava zamanaĢımı süresi o günden itibaren islemeye baĢlayacaktır.

Durma nedenlerinin kabul edilmesinin nedeni, yukarıda da belirtildiği üzere ortaya çıkan bazı engel nedenlerden dolayı davanın yürütülmesinin mümkün olmamasıdır. Oysa uzlaĢma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruĢturma konusu suça iliĢkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir (CMK m. 253/8). Hükümle amaçlananın, uzlaĢma sırasında geçen zamanın kasıtlı olarak uzatılarak dava zamanaĢımı süresinin geçmesini önlemek olduğu düĢüncesindeyiz. Öte yandan uzlaĢma sürecinin çok uzun sürmesinin kanunda belirlenen süreler nedeniyle imkânsız olduğu ve uzlaĢma halinin gerek savcılık gerekse mahkemenin iĢlemlerini durdurmadığı düĢünüldüğünde, uzlaĢma sürecinden dava zamanaĢımının durmasının kabul edilmesinin, zamanaĢımı teorisine uygunluğunun tartıĢmalı olduğunu ifade etmeyi gerekli görüyoruz.