• Sonuç bulunamadı

Dava Dilekçesinde Geçici Talep Sonucunun Belirtilmesi

HMK’nın 119. maddesinin 1. fıkrasında dava dilekçesinin içeriğinde bulunan hususlar sayılmış, (d) bendinde “dava konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda dava

konusu değeri” ifadesi yer almıştır241

. Dolayısıyla dava dilekçesinde, HMK m. 120 gereğince harç ve avans ödenmesi ve bunların hesaplanması adına talep sonucunda dava değeri belirtilmelidir. Dava konusu ve onunla doğrudan bağlantılı olarak talep konusunu belirlemek, tasarruf ilkesinin bir gereğidir (m. 24), ayrıca hâkimin taleple bağlı olmasıyla da (m. 26) yakından ilgilidir242

.

Yukarıda incelendiği üzere belirsiz alacak davasında davacı dava tarihinde alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyememektedir. Hal böyle olunca, tahsili gereken harç için bir dava değeri gösterilmesi zorunluluğu karşısında kanun koyucu çözüm bulmak amacıyla HMK. m. 107/1’de “asgari bir miktar ya da değeri

belirtmek suretiyle” ifadesini kullanmıştır. Yani davacı belirsiz alacak davasını açarken

her ne kadar talep sonucunu tam ve kesin olarak belirtmiyorsa da geçici bir asgari miktar belirtmelidir243. Doktrinde bu husus “geçici talep sonucu” olarak adlandırılmaktadır244. Bu tanımlamanın yaygın kullanımına karşın diğer bir görüş; hem

241 Ayrıca Harçlar Kanunu m. 16/3’te dava dilekçesinde dava konusunun değerinin gösterilmemiş olması

dava dilekçesinin işleme konulmasını engelleyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde belirtilmesi zorunluluğunu doğurmuştur.

242

Özekes, s. 273.

243 Görgün/Börü/Toraman/Kodakoğlu, s. 289; Yılmaz, Zekeriya, s. 306; Arslan/Yılmaz/Taşpınar

Ayvaz, s. 300.

244 Pekcanıtez, s. 42; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 213; Yavaş, İş Hukukunda Güncel Sorunları, s. 63;

kanun metnini ve kullanılan terimleri eleştirmiş hem de “geçici talep sonucu” yerine, “geçici miktar veya değer” ifadesinin daha doğru olduğunu savunmuştur245

.

Kanun koyucu asgari bir miktar veya değerin belirsiz alacak dava dilekçesinde belirtilmesi gerektiğini düzenlemişse de bu asgari miktar veya değerden ne anlaşılması gerektiğini yahut asgari miktar veya değerin nasıl belirlenmesi gerektiğini düzenlememiştir.

Maddenin gerekçesinde kanun koyucu “belirsiz alacak davası veya tespit davası açılması halinde, alacaklının, tüm miktarı belirtmese dahi, davanın başında tespit edebildiği ölçüde asgari miktarı göstermek durumunda olduğunu” belirtmiştir. Alacaklı dava dilekçesinde, dava açtığı ana kadar belirleyebildiği ölçüde bir miktar veya değer belirtecektir246. Davanın yargılama sırasında alacağının belirlenmesi halinde kesin talep sonucunu belirleme hakkı HMK m. 107/2 ile saklıdır247

. Kural olarak bir dava açıldığında, davacının hakkını kötüye kullanmaması, özenli davranması ve yargılamayı gereksiz uzatmaması gereğiyle dava değeri iddianın genişletilmesi yasağına tabidir248

.

Asgari miktar ya da değerin yahut geçici talep sonucunun belirlenmesinde elbette dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edilmelidir249

. Asgari miktar gerçekten de alacağın dava tarihinde belirlenebildiği kadarını karşılamalıdır250. Asgari miktarın tümüyle alacaklının iradesine bırakılmayarak, somut vakıanın şartları ve özelliklerine göz önüne alınarak objektif çerçevede tespiti yapılmalıdır251. Doktrinde bir görüş, aksi halde yalnızca düşük harç ödemek için düşük geçici talep sonucu gösterildiği dava dilekçesinden anlaşılıyorsa, yargıç tarafından bu hususta davacıya kesin süre verilerek, kesin süre içerisinde talep sonucunun belirlenebilir kısmının gösterilmesi ve eksik

245 Simil, s. 249.

246 Aslan/Akyol Aslan/Kiraz, s. 984; Ercan, Makale, s. 26. 247 Pekcanıtez, s. 48. 248 Görgün/Börü/Toraman/Kodakoğlu, s. 289. 249 Aslan/Akyol Aslan/Kiraz, s. 985. 250 Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 214. 251 Tanrıver, s. 587.

harcın tamamlatılması gerekmektedir252. Harç tamamlanmazsa dosya işlemden kaldırılmalıdır253

.

Asgari talebin belirlenmesinde, alacaklının davayı açtığı ana kadar belirleyebildiği kısmı dava dilekçesinde geçici talep sonucu olarak belirtmesi gerektiği görüşüne karşın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin “kısmi eda külli tespit” adı altında belirsiz alacak davası açılabileceğini savunduğunu ve buna temerrüt ve faiz bakımından farklı bir sonuç yüklediğini bir önceki bölümde izah etmiştik. Hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, alacağın asgari olarak belirlenebilen kısmının geçici talep sonucu nu oluşturması kuralının aksine bir görüşle 2018 tarihli yeni bir karar vermiştir254

: Bu karara göre, geçici talep sonucu ister sembolik bir değer olarak belirtilsin ister davanın açıldığı tarihte belirlenebilir bir değer olarak belirtilsin, belirsiz alacak davasının temerrüt ve faize ilişkin sonuçları doğacaktır. Yani aslında Hukuk Genel Kurulu bu karar ile kısmi eda külli tespit davasına ilişkin ayrımı neredeyse ortadan kaldırmıştır. Belirsiz alacak davasında geçici talep sonucunun sembolik bir değer olabileceğine karar vermiştir.

252 Pekcanıtez, s. 49; Simil, s. 265; Postacıoğlu/Altay, s. 254. 253 Postacıoğlu/Altay, s. 254.

254 “Davacı vekili, ….. iddia ederek 750-TL ücret farkı, 100-TL akdi ilave tediye farkı, 100-TL yasal ilave tediye farkı ve 50-TL yıpranma prim farkı olmak üzere toplam 1000-TL fark işçilik alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. -Mahkemece dava konusu edilen alacakların davanın açıldığı tarih itibari ile tartışmalı olup miktarı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabileceği benimsenmiş ve bu kabul doğrultusunda dava görülüp sonuçlandırılmış; alacakların tümü için dava tarihinde zamanaşımının kesildiği kabul edildiği gibi, talep artırım dilekçesi verilerek arttırılan miktarlar dâhil alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmiştir.

Özel Dairece mahkemenin davayı belirsiz alacak davası olarak görüp sonuçlandırması yerinde bulunmuş, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.-O hâlde davanın 6100 sayılı HMK'nın 107'inci maddesi anlamında belirsiz alacak davası olduğu yönünde mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.-Bu durumda dava belirsiz alacak davası olduğuna göre, bu davanın açılması ile doğacak olan maddi ve şekli hukuk sonuçlarının (zamanaşımının kesilmesi ve diğerleri) bu dava için de geçerli olması gerekeceğinden, mahkemece talep artırım dilekçesi verilerek arttırılan miktarlar dâhil alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmuştur.-Her ne kadar Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, davacının belirleyebildiği asgari miktar yerine cüzi miktarlar üzerinden dava açtığı, bu hâlde davanın 6100 sayılı HMK'nın 107'nci maddesinin gerekçesinde belirtilen "kısmi eda külli tespit" davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu durumda talep artırım dilekçesi verilerek arttırılan alacak kısımlarına talep artırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, bu nedenle Özel Daire bozma kararı yerinde olup direnme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir.” Yargıtay HGK E: 2015/9-3162 K: