• Sonuç bulunamadı

BOA, DH.MKT 1261/

2.2.9. Darp ve Yaralama

Yaralama, Osmanlı hukuku içerisinde, failin, mağdurun vücudunda sebep olduğu yaranın büyüklüğüne göre cinayet, cünha veya kabahat olarak tanımlanmıştır. Öldürücü, bir uzvun kopmasına ya da kullanılmamasına neden olan veya kişiyi sakat bırakan, önceden planlanmış veya öldürme maksadıyla saldırıp hafifte olsa bir yaralanmaya olan kişiler, cinayet suçlusu olarak yargılanmıştır. Buna karşılık, hafif yaralanmalar, istemsiz gerçekleştirilen eylemler veya basit darplar, mağdurun vücudunda oluşan cerahatin büyüklüğüne göre kabahat veya cünha sınıfına dâhil edilmiştir.

655

BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

656

BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

657

BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

Vukuat-ı cinaiye cetvellerine yansıyan yaralama vakaları, cinayet olan yaralama vakalarıdır ve cünha veya kabahatler bu cetvellere yansımadığı için bu suçlara dair bölgesel bir dağılım verilmeyecektir. Aydın vilayetinde, Saruhan sancağında 86, İzmir sancağında 81, Aydın sancağında 43, Denizli sancağında 14 ve Menteşe sancağında 4 olmak üzere toplam 228 ağır yaralama vakası meydana gelmiştir658. Aylık yaralama vakası ortalaması 9,5’dur. Öldürme suçlarında olduğu gibi yaralama vakalarında da, İzmir’den uzaklaştıkça suçların azaldığı görülmektedir.

Yaralama vakalarıyla ilgili olarak vurgulanması gereken önemli bir husus da, bunların azımsanamayacak bir oranı ölümle sonuçlanmıştır. Vukuat-ı cinaiye cetvellerine yansımış olan 228 vakadan 89’unda, yaralı kişi hayatını kaybetmiştir ki, bu rakamlar, yaklaşık %39’luk bir oranı ifade etmektedir. Bu rakamın daha fazla olabileceği düşünülebilir. Şöyle ki, bir aylık zaman dilimi içindeki suçları kapsayan vukuat-ı cinaiye cetvellerinde, hazırlandığı ay içinde meydana gelen ve ölümle sonuçlanan bir yaralama vakası “cerh ve katl” yani “yaralama ve ölüm” şeklinde yazılmaktaydı. Ancak, yaralı bir kişinin cetvelin düzenlenmesinden sonraki aylar içerisinde ölmesi durumunda, cetvellere herhangi bir bilgi aktarılmamaktadır. Bu durum nedeniyle, ölüm oranlarının daha çok olabileceği akla gelmektedir.

Ölüm vakalarının bu denli çok olmasının temel nedeni, dönemin tıbbi koşulları ve hastanelerin yaygın olmamasıdır. Öte yandan ulaşım teknolojisinin zayıflığı da ölümlerin artmasında bir diğer faktördür. Özellikle yaralanan kişi kırsal alanda ise gerek hayvan sırtında yapılan taşımacılık, gerekse yolların bozuk oluşu veya hiç olmayışı, ağır yaralı bir insanın vaktini oldukça heba edebilmektedir.

İzmir sancağında gerçekleşmiş yaralama vakalarının kazalara göre dağılımı şöyledir: İzmir merkez kazada 7, Bergama’da 8, Kuşadası’nda 8, Karaburun’da 3, Nif’te 10, Ödemiş’te 20, Tire’de 8, Urla’da 7, Foça’da 2, Bayındır’da 8 vaka olmak üzere toplam 81. Bu vakalarda, 76 Müslüman, 8 Rum ve 1 Ermeni tutuklanmış, 7 Müslüman ve 2 Rum firar etmiştir. 25 vakanın ise faili tespit edilememiştir.

658

BOA, DH.EUM.EMN 19/12; 24/3; 26/29; 40/6; 54/3; 57/13; 58/26; 65/22; 99/1; 102/1; DH.EUM.MTK 16/37; 34/9; 35/8; 36/6; 42/7; 43/19; 45/13; 55/12; 58/1; 58/2; 58/8; 61/14; 76/30; 77/10.

Yaralanan 88 kişiden 35 tanesi hayatını kaybetmiştir659. İzmir sancağında meydana gelen yaralama olaylarının aylık ortalaması 3,37’dir.

Aydın sancağında meydana gelen 43 yaralama vakasında 42 İslam ve 4 Rum olmak üzere 46 kişi yaralanmış, bu kişilerden 7’si hayatını kaybetmiştir. 51 Müslüman ve 4 Rum fail tutuklanırken, 2 Müslüman ve 2 Rum firar etmiş, 7 vakanın da faili tespit edilmemiştir. Bu vakaların kazalara göre dağılımı şöyledir: Aydın merkez kazada 9 vaka, Çine’de 22 vaka, Bozdoğan’da 4 vaka, Karacasu’da 2 vaka, Nazilli’de 3 vaka, Söke’de 2 vaka660. Görüldüğü üzere Aydın sancağında meydana gelmiş vakaların yarısı Çine’de meydana gelmiştir. Bu vakalarda 3’ü Rum olmak üzere 25 kişi yaralanmış, yaralılardan sadece 1 kişi hayatını kaybetmiştir. Çine’de gerçekleşen yaralama hadiselerinden 4 tanesinin nedeni olarak “aşiretler arası

çatışma” gösterilmiştir661.

Denizli sancağında meydana gelen yaralama vakalarından 5 tanesi Tavas’ta gerçekleşmiştir. Bu vakalar için 8 kişi tutuklanmıştır. Yaralanan 5 kişiden 1’i hayatını kaybetmiştir. Çal’daki 6 vakadan 1 tanesi ölümle sonuçlanmış ve 8 fail tutuklanmıştır. Garbikaraağaç’ta ise 3 vaka için 8 kişi tutuklanmıştır. Denizli sancağında meydana gelen vakalardaki tüm failler ve mağdurlar Müslüman’dır662.

Menteşe sancağında, Marmaris’te 2 ve Milas’ta 2 olmak üzere toplam 4 yaralama vakası meydana gelmiştir. Marmaris’te meydana gelen vakalarda fail ve mağdur Rum’dur. Yaralanan kişilerden 2’si de hayatını kaybederken, faillerden de 1

659 BOA, DH.EUM.EMN 19/12; 24/3; 26/29; 40/6; 54/3; 57/13; 58/26; 65/22; 99/1; 102/1; DH.EUM.MTK 16/37; 34/9; 35/8; 36/6; 42/7; 43/19; 45/13; 55/12; 58/1; 58/2; 58/8; 61/14; 76/30; 77/10. 660 BOA, DH.EUM.EMN 19/12; 24/3; 26/29; 40/6; 54/3; 57/13; 58/26; 65/22; 99/1; 102/1; DH.EUM.MTK 16/37; 34/9; 35/8; 36/6; 42/7; 43/19; 45/13; 55/12; 58/1; 58/2; 58/8; 61/14; 76/30; 77/10. 661 BOA, DH.EUM.MTK 58/2. 662 BOA, DH.EUM.EMN 19/12; 24/3; 26/29; 40/6; 54/3; 57/13; 58/26; 65/22; 99/1; 102/1; DH.EUM.MTK 16/37; 34/9; 35/8; 36/6; 42/7; 43/19; 45/13; 55/12; 58/1; 58/2; 58/8; 61/14; 76/30; 77/10.

tanesi firar etmiştir. Milas’ta meydana gelen vakalarda ise failler ve mağdurlar Müslüman’dır. 2 fail de tutuklanmıştır663.

En fazla yaralama vakasının meydana geldiği yer olan Saruhan sancağında vakaların kazalara göre dağılımı şöyledir: Manisa merkez kazada 21, Kasaba’da 14, Akhisar’da 9, Alaşehir’de 3, Demirci’de 5, Eşme’de 1, Gördes’te 7, Kula’da 11, Salihli’de 10, Soma’da 4 olmak üzere toplam 85 vaka. Bu vakalarda 77 İslam, 9 Rum, 1 Ermeni, 1 Bulgar ve 1 Yahudi olmak üzere toplam 89 kişi yaralanmıştır. Yaralılar arasından 43 kişi hayatını kaybetmiştir. Hiçbir vakanın faili meçhul kalmadığı Saruhan sancağında 97 İslam, 6 Rum ve 1 Ermeni tutuklanmış, 21 İslam ve 3 Rum firar etmeyi başarmıştır664.

Ceraim-i umumiye cetvellerinde, darp ve yaralama vakaları kayıt altına alınırken, suçun türüne bakılmaksızın yani cinayet, cünha veya kabahat ayrımı yapılmaksızın yazılmıştır. Bu nedenle basit yara ve bereler dahi bu cetveller içerisinde darp ve yaralama başlığı altına alınmıştır. Bu durum ise cinayet kapsamında olan yaralama vakalarının ceraim-i umumiye cetvelleri içerisinde kapladığı yerin öğrenilmesini imkânsız hale getirmektedir. Bu türden vakaların ceraim-i umumiye cetvellerindeki adedi 4973’tür ve 38 vakanın faili tespit edilememiştir. Toplam fail sayısı 494’ü firari olmak üzere 6068 kişidir ve faillerin %8,14’ü firar etmiştir665. Buna göre Aydın vilayetinde meydana gelen darp ve yaralama vakalarının aylık ortalaması 292,52’dir. Vaka başına düşen fail sayısı ise 1,22’dir.

Kimliği tespit edilmiş faillerin medeni durumlarına göre failler içerisindeki oranı, sayısı ve firar oranı şöyledir (bk. Grafik 18): Bekâr erkek %48,81, 2962 fail, firar oranı %9,45; evli-çocuklu erkek %29,53, 1792 fail, firar oranı 6,92; evli- çocuksuz erkek %7,04, 427 fail, firar oranı %5,39; dul-çocuklu erkek, %2,69, 163 663 BOA, DH.EUM.EMN 19/12; 24/3; 26/29; 40/6; 54/3; 57/13; 58/26; 65/22; 99/1; 102/1; DH.EUM.MTK 16/37; 34/9; 35/8; 36/6; 42/7; 43/19; 45/13; 55/12; 58/1; 58/2; 58/8; 61/14; 76/30; 77/10. 664 BOA, DH.EUM.EMN 19/12; 24/3; 26/29; 40/6; 54/3; 57/13; 58/26; 65/22; 99/1; 102/1; DH.EUM.MTK 16/37; 34/9; 35/8; 36/6; 42/7; 43/19; 45/13; 55/12; 58/1; 58/2; 58/8; 61/14; 76/30; 77/10. 665 BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

fail, firar oranı 3,68; dul-çocuksuz erkek %1,50, 91 fail, firar oranı 12,09; bekâr kadın, %1,77, 108 fail, firar oranı %9,62; evli-çocuklu kadın %6,18, 375 fail, firar oranı %7,20; evli-çocuksuz kadın %1,32, 80 fail, firar oranı %2,50; dul-çocuklu kadın %0,69, 42 fail, firar oranı %27,27; dul-çocuksuz kadın %0,46, 28 fail, firar oranı %7,69666.

Tablo 16667: Darp ve Yaralama Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımları668

Failin Mesleği Tutuklanan

Fail Sayısı Firar Eden Fail Sayısı Genel Ortalama İçindeki Payı (%) Firar Oranı (%) Memur 125 1 2,08 0,79

İlim Adamı (Avukat, Eczacı, Doktor vb.) 6 1 0,12 - Tüccar 44 3 0,77 6,38 Çiftçi 2.183 280 40,59 11,37 Balıkçı 14 1 0,25 - Sarraf - - - - Zanaatkâr 887 227 15,06 2,95

Kira Geliriyle Geçinen Kimse 30 4 0,56 -

İşçi 1.468 112 26,04 7,09

Denizci (Kaptanı, Kayıkçı ve Tayfa)

24 - 0,40 -

Tüccar ve Sarraf Çalışanı 28 - 0,46 -

Ev Hizmetçisi 71 7 1,29 8,97 İşsiz 694 58 12,39 7,71 TOPLAM 5574 494 100 8,14 666 BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

667 Bazı meslek gruplarında, fail sayısının azlığı bir ortalama almak adına şaşırtıcı ve yanıltıcı

olabileceğinden bu gibi meslek grupları için firar ortalaması belirtilmemiştir.

668

BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

Darp ve yaralama suçu faillerinin mesleki dağılımlarına bakıldığında, diğer pek çok suç içerisinde olduğu gibi bu suçta da nüfusun büyük çoğunluğu oluşturan ve ziraatla geçimini sağlayan kişilerin ön planda oldukları görülmektedir. Ziraatla meşgul kişilerin failler içerisindeki oranı %40,59’dur. İşçiler, failler içerisinde %26,04’lük bir yer işgal etmektedir. Zanaatkârların oranı %15,06, işsizlerin oranı %12,39, memurların oran %2,08, ilim adamlarının oranı %0,12, tüccarların oranı %0,77, balıkçıların oranı %0,25, kira geliriyle geçinen mülk sahiplerinin oranı %0,56, denizcilerin oranı %0,40, tüccar ve sarraf hademelerinin oranı %0,46 ve ev hizmetçilerinin oranı %1,29’dur.

Darp ve yaralama suçuna karışmış olan faillerden %91,56’lık bir dilim ilk kez bir suça karışmışken %7,28’i sabıkalı, %0,51’i zanlı, %0,64’ü ise mazanne-i sû olarak tanımlanmış ve kendisinden her türlü kötü hareketin beklenebileceği kişilerdir. Öte yandan nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar faillerin de %81,47’sini oluşturmaktadır. Ermenilerin oranı %1,33, Bulgarların oranı %0,08, Rumların oranı %12,87, Musevilerin oranı %0,92, Osmanlı tebaasından olan diğer milletlerin oranı ise %0,82’dir. Osmanlı tebaası dışındaki faillerin dağılımında ise Yunanlar %1,85, Avrupa devletlerinden olan kişiler ise %0,66’lık bir paya sahiptir. Avrupalı faillerin sayıları şöyledir: Alman 5 fail, Fransız 7 fail, İngiliz 9 fail, Avusturyalı 7 fail, İtalyan 11 fail, Yunan 110 fail669.

Osmanlı nüfusunun yaklaşık %90’a yakın bir kısmı okuma yazma bilmemekle670 beraber, darp ve yaralama suçlarına karışmış failler için bu oran %78,96’dır. Faillerin %20,98’i okuyup yazmak bilirken, %0,07’lik bir kesim ise yüksek tahsil sahibi kişilerdir. Köylü faillerin oranı %47,13, şehirli faillerin oranı %52,49, ikametgahı olmayan faillerin oranı ise %0,38’dir. Suçların ise %56,58’i şehirlerde, %43,42’si ise kırsal alanda gerçekleşmiştir671.

669 BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29;

DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

670

Akyüz, agm., s.21.

671

BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

Faillerin yaş gruplarına göre dağılımı şöyledir (bk. Grafik 19): 14 yaşından küçük %1,37; 14-20 yaş arası %18,67; 20-30 yaş arası %50,40; 30-40 yaş arası %22,38; 40-50 yaş arası %6,10; 50-60 yaş arası %0,94; 60-70 yaş arası %0,13; 70 yaşından büyük faillerin oranı %0,02’dir672.

Darp ve yaralama vakalarının nedenlere göre dağılımına bakıldığında (bk. Grafik 20) faillerin %1,62’si servet hırsı nedeniyle bu suça karıştıklarını ifade etmişlerdir. Bu durum, gasp olaylarını ifade etmektedir. Mesela, Şubat 1914 cetveline yansıyan bir vakada Bozdoğan’da Mehmed ve Abdi isimli iki kişi, geceleyin ve silahlı olarak Halil oğlu Veli’nin yolunu kesmişler, beş buçuk lirasını, gümüş saatini ve revolverini gasp ederek Halil oğlu Veli’yi yaralamışlardır673. Bir diğer vakada 3 Temmuz 1912 tarihinde Kasaba’da, Postacı Mustafa Efendi’nin evine zorla giren 2 kişi, karısına tecavüz edip yaraladıktan sonra evdeki altınları alarak kaçmaya çalışmışlardır674.

Faillerden %14,04’ü, suçun nedeni olarak “düşmanlık ve intikam” demişlerdir. Buna benzer bir örnek, faili meçhul kalsa da 25 Temmuz 1913 tarihinde Tirede gerçekleşmiştir. Hekim Çelebi mahallesinde ikamet eden Hacı Mehmed, akşam namazı dönüşü evine dönerken, pusuya düşmüş ve kolundan yaralanmıştır675.

Darp ve yaralama faillerinden %1,24’ü suçun gerekçesi olarak “aşk” demişlerdir. Aşk, nedeniyle işlenen yaralama vakasına bir örnek 11 Şubat 1914 tarihinde Bozdoğan’da reji kolcularından İsmail bin Mehmed’in talip olduğu kızın, Arnavut Necib’e verilmesi üzerine, reji kolcusu Arnavut Necib’i vazgeçirmek için ona revolver ile saldırmış ve tehlikeli bir şekilde yaralamıştır676.

Tecavüz nedeniyle gerçekleşen darp ve yaralama vakalarının oranı %0,56’dır. Bu oran, daha önce incelenmiş olan tecavüz vakalarıyla kıyaslandığında gerçek dışı görünmektedir. Zira ceraim-i umumiye cetvellerine göre Aydın vilayeti içerisindeki

672

BOA, DH.EUM.MTK. 74/10; 6/38; 3/17; 8/56; 18/8; 71/20; 4/43; 54/14; 73/44; 20/25; 68/29; DH.EUM.EMN 109/32; DH.EUM.THR 81/1; 88/75; 88/77; DH.EUM.ADL 10/34; 7/29.

673 BOA, DH.EUM.MTK 35/8. 674 BOA, DH.EUM.EMN 24/3. 675 BOA, DH.EUM.EMN 54/3. 676 BOA, DH.EUM.MTK 35/8.

aylık tecavüz ortalaması 53,70’tir. Darp ve yaralama suçlarında ise yalnızca 34 fail tecavüzü bir neden olarak göstermiştir. Tecavüz suçunun aynı zamanda insan bedenine karşı işlenmiş bir suç olması sebebiyle, tecavüz vakalarında gerçekleşen yaralama vakalarının daha yüksek olması gerekmektedir. Ancak ceraim-i umumiye cetvellerinin tek suç üzerinden hareket etmesi nedeniyle bu rakam düşük kalmıştır.

Faillerin %15,75’i vukuatların nedeni olarak “sarhoşluk” gerekçesini ifade ederken, %7,99’u da “meyhanede çıkan tartışma” demişlerdir. Fuhuş ve eğlence sırasında yaşanan vakaların oranı %1.65’tir. 8 Nisan 1914 tarihinde meydana gelen bir vakada hayat kadınları ile pazarlık eden ve reddedilen Zenci Hasan Ali, Sarıoğu Ahmed, İnceoğlu Abdullah oğlu Mustafa, Acemoğlu Ali, Hasan oğlu Bayram ve Mehmed adındaki kişiler, olaya nasıl dâhil olduğu bilinmeyen Kocalı Murat oğlu Süleyman ve Bayındırlı Hacı Musa oğlu Mustafa’yı yaralamışlar, ardından kadınları zorla olay yerinden götürmüşlerdir677.

“Türlü nedenlerle” gerçekleşen vakaların oranı %57,15’tir. Türlü nedenler olabilecek vakalara dair ilk örnek bir nefsi müdafaa vakasıdır. 31 Mayıs 1913 tarihinde Tire’de, Kavaklıoğlu Abdullah, önünü keserek saatini ve parasını gasp etmek isteyen Kocabıyıkoğlu Asker Tevfik’i yaralamıştır678. Bu durum bir suç olmakla birlikte cezai bir işlem gerektirip gerektirmediğine mahkemelerde karar verilmektedir. Zira kişi, kendi nefsine, ırzına veya malına yönelik bir saldırıda, eğer bir başka kurtulma çaresi yoksa saldırganı öldürmesi veya yaralaması halinde suçlu bulunmaz. Ancak bir başka kurtulma çaresi varken, yaralama veya öldürme gerçekleşirse, bu durumda nefsi müdafaa aşılmış olur679. “Türlü nedenler” seçeneğini ifade eden vakalara bir diğer örnek ise 30 Haziran 1913 tarihinde, hayvan otlatma meselesinden başlayan tartışma sonucu gerçekleşmiştir. Tarlasına giren büyük baş hayvanlara kızan Hafız İbrahim, hayvanların sahibi Gezekçi oğlu Zekeriya’ya çıkışmış ve akabinde revolver kurşunuyla yaralanmıştır680.

677 BOA, DH.EUM.MTK 77/10. 678

BOA, DH.EUM.EMN 102/1.

679 Mustafa Avcı, Osmanlı Hukukunda Suçlar ve Cezalar, Gökkubbe Yayınları, İstanbul 2004,

s.107.

Ceraim-i umumiye cetvellerinin gerekçeleri arasında gösterilmese de, türlü nedenler arasında sayılabilecek bir diğer faktör de, kutsal değerlere karşı yapılan hakaretlerdir. Lisan-ı fezahat olarak Osmanlı ceza hukukunda yer alan bu durumda fail, gerekirse sürgün cezası dahi alabilmekteydi. Gayrimüslimler ve Müslimler arasındaki tartışmalar esnasında, özellikle, İslamiyet, Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed, Osmanlı Devleti veya sultanları ile ilgili olarak bir kişinin hakaret etmesiyle derhal bir kavga başlamakta veya hükümet yetkilileri devreye girerek hakaret eden kişiyi tutuklamaktaydı681.