• Sonuç bulunamadı

D. Liberalizasyonun Teorik Temelleri

II. DALGALANMA VE OYNAKLIK KAVRAMLARI

Dalgalanma ve oynaklık kavramlarını tanımlamadan önce bu kavramların kriz kavramından ve birbirlerinden farkını tanımlamak gerekir. Dalgalanma, finansal piyasalar açısından, bu piyasalarda yaşanan aşağı ve yukarı yönlü hareketlerin tümünü kapsayan bir kavramdır. Fakat birçok çalışmada yanlış biçimde kriz ve dalgalanma kavramları eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Oysa dalgalanma, aşağı ve yukarı yönlü hareketlerin ikisini de kapsayan geniş bir kavramken, kriz ise dalgalanmanın dip noktasını gösteren daha dar bir kavramdır. Ekonomik canlanma

36

Selim Soydemir, “Türkiye’de Finansal Fon Akımları (1982-1993)”, SPK Yayınları, No. 122, Ankara, 1998, s. 9.

döneminin en yüksek düzeyini gösteren dalgalanmanın en üst noktası ise refah dönemini temsil eder.

Bununla birlikte yine genellikle birbirinin yerine kullanılan iktisadi dalgalanma ile finansal dalgalanma kavramlarının da birbirinden ayrılması önemlidir. Đktisadi dalgalanma iktisadi faaliyetlerin tümünü kapsayacak biçimde daha genel bir kavram olarak ele alınırken, finansal dalgalanma finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaları işaret etmektedir. Her ne kadar, iktisadi dalgalanmalara ve krizlere günümüzde ağırlıklı olarak finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmalar sebep olsa da, iktisadi dalgalanmalar ekonominin tümünü kapsayacak şekilde daha geniş bir alanı temsil etmektedir.

Dalgalanma iktisadi açıdan genişleme, zirve, daralma ve dip dönemlerine karşılık gelmektedir. Eski dönemlerde dalgalanma kavramı yerine farklı çalışmalarda “iş çevrimleri”, “iş döngüsü”, “devresel dalgalanmalar”, “ticari çevrimler”, “ekonomik çevrimler” gibi çeşitli kavramlar kullanılmıştır. Fakat konuya ilişkin çalışmalar arttıkça, çevrim kelimesinin kavramsal açıdan kısıtlayıcı olduğu ileri sürülmüştür. Çevrim kavramı iktisadi faaliyetlerdeki yükselme ve düşme sürelerinde bir düzenlilik içermektedir. Oysa iktisadi dalgalanmalarda genişleme ve daralma dönemleri düzensiz aralıklarla ortaya çıkan ve uzunlukları değişen hareketlerdir37. Bu açıdan genel bir kavram olarak dalgalanma adının kullanılması daha doğru olacaktır.

Finansal piyasalardaki dalgalanmalar, uygulamalı çalışmalarda, özellikle finansal istatistik ve ekonometri disiplinlerinde oynaklık olarak nitelendirilmektedir. Oynaklıktan kasıt aşağı ve yukarı yönlü hareketlerdir. Bu hareketin sıklıkla olması ve iki yön arasındaki farkın artması oynaklığın yükselmesi, dolayısıyla dalgalanmanın büyümesi anlamına gelmektedir. Bu tanımlar, dalgalanma ve oynaklık kavramlarının eş anlamlı olduklarını ifade etse de, gerçekte ikisinin anlamları ince bir noktada ayrılmaktadır. Bu konuda oynaklığın yazında yapılan tanımları referans alınabilir. Oxford Üniversitesi Ekonomi Sözlüğünde yapılan bir tanım şu şekildedir: “Oynaklık,

37

Aykut Ekinci, “Đktisadi Dalgalanmaların Kavramsal ve Teorik Analizi”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Trabzon, 2006, s. 5.

ekonomide belli bir dönem boyunca yaşanması muhtemel dalgalanmaların olasılığıdır. Söz konusu dalgalanmalar mutlak terimlerle ya da trendlere bağlı olarak ölçülebilir. Çoğu ekonomik değişken oynaktır ancak bazı değişkenlerin oynaklık düzeyi diğerlerinden daha fazladır. Örneğin hisse senedi ve hammadde fiyatları, ücret oranlarından ve ürün fiyatlarından daha yüksek oynaklığa sahiptir. Oynaklık çoğunlukla ele alınan değişkenin varyansı ve standart sapmasıyla ölçülse de, bu tek başına yeterli bir ölçüm aracı değildir”38.

Bununla birlikte aynı kapsamı belirtecek şekilde benzer tanımlar yapılmıştır. Bu tanımlara göre; oynaklık, bir veya birden çok finansal varlığın değerinde meydana gelebilecek değişimlerin bir ölçüsüdür. Oynaklık, bir menkul değerin veya piyasa endeksi getirilerinin dağılımlarının istatistiksel bir ölçümüdür. Diğer bir ifadeyle, oynaklık bir menkul kıymetin değerine ilişkin risk ve belirsizliğin miktarıdır. Daha yüksek bir oynaklık düzeyi, menkul kıymetin değerinin yüksek aralıklarla değişebileceğini gösterir. Bu, menkul kıymetin değerinin kısa bir dönemde bile yüksek düzeyde dalgalanarak herhangi bir yönde değer alabileceği anlamına gelmektedir. Düşük bir oynaklık düzeyi ise, belli bir dönemde menkul kıymetin değerinin yüksek düzeyde dalgalanmayarak, değer değişiminin sabit bir ilerlemeye sahip olduğu anlamına gelir39.

Tanımlardan anlaşılacağı üzere, oynaklık dalgalanmanın kendini değil, olasılıkla ilgili boyutlarını ifade etmektedir. Nitekim, finansal piyasalardaki genel değişimleri belirtmek için dalgalanma, bu dalgalanmaların temel sebebi olan finansal varlık getirilerindeki değişimlerin olasılığını ifade etmek için oynaklık kavramı kullanılmaktadır. Bu farklılığın çok küçük olmakla birlikte, önemli olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Ekonomik performans üzerindeki belirsizlik ve oynaklık, karar vericilerin teori ve politika belirleme aşamalarında dikkate aldıkları en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Bunun sebebi oynaklığın özellikle, gelişmekte olan ülke piyasalarını

38

The Oxford Dictionary of Economics, “Definition of Volatility”, http://www.enotes.com/econ- encyclopedia/volatility, (20.01.2009), index, “v”

39

etkilemesidir. Bu etkiler küresel bir olayın sonucu olabileceği gibi ulusal düzeyde gerçekleşen bir olayın etkisiyle de olabilir. Bu açıdan küresel ve bölgesel sosyal, politik ve ekonomik olaylar oynaklık üzerinde belirleyici etkilere sahip olabilmektedir40.

Bununla birlikte yüksek oynaklık, doğurduğu yüksek kazanç olanakları sayesinde yatırım düzeylerini özendirip likiditeyi arttırmak gibi bir etki sağlayabilir. Ancak yüksek oynaklığın, özellikle fazla risk almayı sevmeyen (risk averse), bireysel ve kurumsal yatırımcıların talebini olumsuz etkilemesi de bir başka gerçektir. Risk sevmeyenler, oynaklık artışı sonucu piyasalardan uzaklaşmaktadır ki bu da borsaların derinleşmesini engellemektedir. Bu yüzden oynaklığın olumlu ve olumsuz yanları ve bunlara bağlı olan risk faktörleri, ayrıntılı olarak incelenmelidir41.