• Sonuç bulunamadı

1.4. Araştırmanın Amacı

2.1.2. Müzik Eğitiminde Çağdaş ÖğrenmeYöntemleri (Oyun, Dans, Müzik Bileşeni)

2.1.2.1. Dalcroze-Eurhythmics Yönteminin Eğitimsel Felsefesi

İsviçreli eğitimci ve besteci Emile Jaques Dalcroze 1865 yılında Viyana’da doğdu fakat hayatının çoğunu Cenevre’de geçirdi. 1892 yılında Cenevre Konservatuvarı’na armoni ve solfej profesörü olarak atandı. Kendi adını taşıyan yönteminin tohumları, bu solfej derslerinde atıldı (Mead, 1996: 38).

"Dalcroze Eurhythmics" olarak bilinen bu yaklaşım müziğin temel öğesinin ritim olduğu ve müzikteki tüm ritimlerin kaynağının insan bedeninin sahip olduğu doğal ritimlerde var olduğu önermesine dayanmaktaydı. Aslıda "Eurhythmics", "Ritmik Solfej" ve "Doğaçlama" gibi üç aşamadan oluşan yöntem, genel bir isimlendirmeyle sadece "Eurhythmics" olarak anılmaktadır (Choksy vd., 1986:27).

Müzikteki cresendo, diminuendo, gibi gürlük değişimleri, accelerando ve ritardando gibi hız değişimleri, uzun ya da kısa sesli ve sessiz süreler, aksanlar gibi birçok öğe, Eurhythmics çalışmalarında bedende hissedilmeye çalışılır. Yerçekiminin ve iç-kassal yapının varlığının hissedilmesi Eurhythmics çalışmalarında öncelikli hedeflerden biridir. Öğrencilerin bedenlerine yoğunlaşarak bedenlerinin her bir bölümünü ve oradaki hareket enerjisini hissedebilmeleri, hareketten önce var olması gereken bir noktaya işaret eder: Bedensel farkındalık. Bedensel farkındalık, beden bölümlerini birbirinden ayırt edebilmeyi, alınan desteği dengeleyebilmeyi, bedeni sınırlı bir hareket alanında çeşitli biçim ve pozisyonlara sokabilmeyi içerir (Zachopoulou vd., 2003:53).

Eurhythmics çalışmalarla kazanılan, müziğin en temel unsurlarından olan ritim, usuller ve nüans; müziksel işitme, çalgı çalma, şarkı söyleme gibi müziğin bütün boyutlarına katkı sağlamaktadır.

Choksy (1986: 27), E. J. Dalcroze’un geliştirdiği müzik öğretim yönteminin temellerini şöyle özetlemişti: Müzik seslerin ve hareketlerin bileşiminden oluşur. Ses, hareketin bir biçimi olarak ikinci sıradayken, ilk sırada ritim vardır. Bu yüzden müziksel çalışmalarda öncelik bedensel hareket çalışmalarına verilmelidir... Müzikteki en güçlü ve yaşamla en ilişkili öğe ritmik bedensel hareketlerdir… Kuram eylemi takip etmelidir. Çocuklar öğretilmek istenenleri deneyimlemeden önce kurallar öğretilmemelidir… Bu deneyimler kuralların öğrenilmesine destek olacaktır… Bir çocuğa öğretilecek ilk şey tüm yeteneklerini kullanmaktır… Eurhythmics’in amacı öğrencilere “biliyorum” değil, “deneyimledim” dedirtmektir (Akt; Özmenteş ve Bilen, 2005: 89).

Eurhytmics çalışmalarında kullanılan en temel eğitim materyali insan bedeni olmakla birlikte yöntem, pahalı, ağır ve bulunması zor eğitim materyalleri gerektirmemektedir. Derslerde beden hareketlerine müziğe eşlik edecek top, ip, çember,

gibi malzemeler Eurhytmics çalışmalarında kullanılan en uygun eğitim materyalleridir (Choksy vd. 1986:118).

Dalcroze öğretmeni doğaçlama konusunda yetkin olmalıdır. Çünkü bu yöntemin odak noktasını piyano ve vurmalı çalgılarla yapılan doğaçlamalar ve bu doğaçlamalar eşliğinde öğrenciler tarafından yapılan beden hareketleri oluşturmaktadır (Türkmen, 2017:84).

Yöntemin işlerliğini sağlama görevi büyük ölçüde öğretmene bağlıdır. Dalcroze uygulayıcısı olabilmek için verilen uzun, yoğun ve ağır eğitim sürecinin amacı, yöntemin her aşamasını mükemmel biçimde uygulayabilecek değerli öğretmenler yetiştirmektir (Özal, 2007: 8).

Dalcroze, Eurhythmics çalışmalarında ilk olarak, piyano eşliğinde yapılan yürüme çalışması sadece bir yürüme ve hazırlık amacını taşımaz, ritimlerin öğrenilmesine de yardımcı olur. Ölçüyü ele veren vurgular bedeni her türlü yoruma hazırlar ve müzikteki ifadeleri kolayca algılamaya katkıda bulunur. Öğretmen ve öğrenciler arasında güçlü bir bağ kurulmasına da olanak sağlayan bu çalışmalar iletişimi güçlendirirken, öğrencilerin öğretmenin ne yapacağını önceden kestirmelerine, şefin her davranışını takip edebilmelerine ve tepkilerini kontrol altına almalarına destek olur. Ritim çalgılarıyla yapılan eşliklerde ise öğrenciler bir hareketi icra ederken diğerlerine de odaklanır ve bir sonraki adımı takip ederek çok boyutlu düşünmeye sevk edilirler (Türkmen, 2017:84).

Dalcroze’un ritmik jimnastik yönteminde öğrencinin yalnız ritim duygusu değil, genel müzikalitesi de sistemli bir şekilde geliştirilir. Yöntem, ritim duygusunu sağlamlaştırdığı gibi, karakteri, kararlılığı, kendine güven duygusunu da güçlendirmekle birlikte öğretmen-öğrenci ilişkisinin ilk temelini de sağlam bir şekilde atmaktadır (Bektaş, 2001: 41).

E. J. Dalcroze’a göre, müziksel seslerin hızı zaman boyutunda, seslerin süresi hareket alanı boyutunda ve seslerin hareketini yönlendiren enerji ise bedensel kuvvetle ilişkili olarak ele alınmalıydı. O dönem için oldukça radikal ilke ve stratejiler dizisi getiren bu yönteme E. J. Dalcroze, öteden beri etkilendiği Eski Yunan’ın “Zıtlıkların Dengesi” felsefesinden yola çıkarak, eski Yunanca’da “iyi akış” ya da “iyi hareket” anlamına gelen “Eurhythmics” adını vermişti (Mead, 1996: 38). “Eurhythmics”, “Ritmik Solfej” ve

“Doğaçlama” gibi üç aşamadan oluşan yöntem, genel bir isimlendirmeyle sadece “Eurhythmics” olarak anılmaktadır (Choksy,1986: 27). Bu durum, yöntemin yalnızca ilk ayağını oluşturan Eurhythmics’in, yöntemin en yaygın kullanılan aşaması olması sonucu ortaya çıkmıştır. Eurhythmics üç alanda gelişimi hedeflemekteydi:

• Zihinsel ve Duyumsal Hedefler (Farkındalık, Konsantrasyon, Sosyal Bütünleşme, Müziksel değişimlerin anlaşılması ve ifade edilmesi)

• Fiziksel Hedefler (Performansın kolaylaşması, Performansın belirginliği, Zaman- hareket alanı-enerji-ağırlık-denge/yerçekimi kanunlarını müziksel ifadenin gelişimi amacıyla kullanmak)

• Müziksel Hedefler (Hızlı, doğru, sıkıntısız ve güçlü bir müziksel işitmenin gelişimi ve bunun da müziksel icrayı, çözümlemeyi, okumayı, yazmayı ve doğaçlamayı yönlendirmesi (Choksy, 1986: 35; akt. Özmenteş ve Bilen, 2005: 89-90).

Dalcroze için müziğin temel eğitimde en önemli şey; ritim, solfej gibi konuların ritmik jimnastik ya da vücut hareketleri ile öğretilmesi ve eğitimin her zaman için hayal gücüne, emprovizyona açık kalmasıdır (Pamir, 1984: 5).

Bu yöntemde, ritmik eğitim tarz ve sisteminde ritim, ölçü ve nüanslar; ayaklar, eller ve kollarla, bütün vücutla ifade edilir. Fakat bu yöntemin gayesi hiçbir zaman mutlak olarak beden eğitimi değildir. Dalcroze ritmik jimnastiği bir dans metodu da değildir. Onun amacı, müziğin nüfusu altında vücutla beynin sıkı bir el birliği sayesinde ritmik bir zihniyet, yani ritim duygusu yaratmaktır (Yönetken, 1952: 120).

Dalcroze’a göre ritmin yani müzik öğretme yönteminin temelinde üç düşünce vardır:

1. Müziğin her öğesi harekete yansıtılabilir.

2. Müzik, seslerin hareketiyle başlar ve sürer. Bu süreç bedene yansır. Bu aşamada beden de müziğin bir aracına dönüşür. İlk olarak bu araç, yani beden eğitilmelidir.

3. Kimi zaman bir ses ya da bir ses grubu bile bedende bir hareket ya da bir hareket grubu ile karşılanabilir (Ay, 2003: 22).

Dalcroze eğitim sistemine göre; zihin ve beden aktiviteleri arasında uyum yaratıldığı zaman çocuklar yaptıkları işten daha fazla zevk almaktadırlar. Öğrenci duyduğu müziği olduğu gibi vücuduna yerleştirmelidir. Daha sonra zekasını kullanıp, duyduğu şeyi analiz etmeli ve anlamalıdır. Son olarak da hareket gelmektedir. Vücut harekete geçer ve çocukların müziğe hareketle katılma dereceleri, onların dikkat ve ilgi derecelerini göstermektedir. Çocuktaki bu düşünsel aktivite ve vücut hareketlerinin birlikteliği, müzik etkinliğinden zevk almasını ve onun rahatlamasını sağlamaktadır (Yıldırım, 1995: 3).

Beden zihnin ayrılmaz bir parçasıdır. Eurhythmics etkinlikler, zihinde algılanan, kavranan müziğin ve müziğin ayrılmaz bir bütünü olan ritmin beden diliyle duyumsanarak aktarılmasını hedefler.

Eurhythmics etkinlikler, algılanan müziğinduygularını, ritmini bir bütün olarak duyumsayıp, bedensel hareketler yoluyla ifade etmesidir. Bu etkinliklerde müziği ifade ederken kullanılan en önemli araç insan bedenidir.

Dalcroze, kendi yöntemiyle ilgili düşüncelerini: “Bedenin, sesle düşünce arasında köprü olduğu ve duygularımızı dolandırmadan ifade etmemize yarayan bir enstrümana dönüştüğü müzik eğitim biçiminin hayalini kuruyorum” (Dalcroze, 1898; akt. Özal, 2007:3) şeklinde ifade etmektedir.

Bu yöntemin çocuklar üzerindeki faydaları ise şöyle sıralanabilir: 1. Kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı olur.

2. Kendi bedeniyle beyni arasında düzenli ve sürekli bir etkileşim sağlar. 3. Ritim duygularını geliştirir.

4. Müziksel dikkat yeteneklerini artırır. 5. Müziksel belleklerini güçlendirir.

6. İçten dinleme ve içten işitme yeteneklerini ortaya çıkarmaya yardımcı olur. 7. Müziksel anlatımları hareketsel anlatımlarla ifade etmeleri, müziği harekete dönüştürme yeteneklerinin ortaya çıkmasına yardımcı olur (Sökezoğlu, 2010:42).

“E.J. Dalcroze tarafından 20. yy’ın ilk yarısında geliştirilen ve Dalcroze- Eurhythmics adıyla anılan bu yaklaşım, Carl Orff, Zoltan Kodaly ve Shinicki Suzuki

tarafından geliştirilen müzik öğretim yaklaşımlarının tarihsel açıdan öncüsü durumundadır” (Özmenteş ve Bilen, 2005: 88).

Bu yöntem yalnızca müzisyenler tarafından değil, aynı zamanda dansçılar, aktörler, terapistler ve eğitimciler tarafından da kabul görmüş, dünya çapında bir yöntemdir (Mead, 1996: 38).