• Sonuç bulunamadı

DÜZCE İLİNDE GELİR DAĞILIMINI İYİLEŞTİRMEYE YÖNELİK ÖNERİLER.41

7.1 Hedef ve Politikalar

Bir toplumun yarattığı geliri toplumda yaşayan bütün fertler arasında eşit bir şekilde dağıtmak pratikte mümkün değildir. Yetenek, şans, tesadüfi faktörler, doğal kaynaklar, miras, kültür, yaşa bağlı hayati evreler, eğitim eşitsizliği ile zeka gibi kontrolü zor veya imkansız olan faktörlerden ötürü bireyler arası gelir farklılıkları her zaman olabilecektir. Bu faktörlerden ötürü toplumlar belli bir dereceye kadar bireysel gelir farklılıklarına tahammül edebilmektedir.

Toplumların tahammül sınırına ilişkin önceden belirlenebilmiş bir değer veya ölçüt yoktur.

Başka bir ifade ile, toplumlar için olması gereken Gini katsayısı diye bir şey yoktur. Her toplum, gelir dağılımı bozukluluğunun doğurduğu sorunların kendi içinde var olup olmadığını tespit etmek suretiyle mevcut gelir eşitsizliğinin tahammül sınırını aşıp aşmadığını anlayabilir. Genel olarak, Gini katsayısını 0,20 ile 0,30 arasında olması durumunda gelir dağılımı eşitsizliğinden ötürü öngörülen sorunların ortaya çıkmadığı gözlemlenebilmektedir.

Düzce ili için Gini katsayısı 0,50 gibi oldukça yüksek bir değer olarak tahmin edilmiştir. Bu katsayının 2020 yıllarına doğru 0,30 değerinin altına düşürülmesi hedeflenmelidir. Bu hedefi gerçekleştirebilmenin “olmazsa olmaz” temel koşulu ekonomik büyümedir. Ekonomik büyüme gerçekleştirilmeden hedeflenen gelir dağılımı iyileştirilmesi, Pareto optimum temel ilkesine aykırı sonuçlar doğurur. Başka bir ifade ile, ekonomik büyüme olmadan gelir dağılımının iyileştirilmesi, bazı hanehalklarının geliri artırılırken diğer bazı hanehalklarının gelirinin düşmesi ile sonuçlanır. Piyasa ekonomisinde bunun doğuracağı temel sorunlar ise, uygulanacak politikaların toplumsal destek bulamaması, bu yaklaşımın toplumsal refah üzerindeki etkisinin bilinememesi ve paylaşılması hedeflenen toplumsal gelir büyüklüğünün azalması (pastanın küçülmesi) olacaktır.

O halde, gelir dağılımını iyileştirmek için iki temel politikanın uygulanması gerekir.

• Birinci politika bütün sektörlerde ekonomik büyümeyi gerçekleştirecektir.

• İkinci politika ise gelir dağılımını iyileştirecektir.

İl bazında böyle bir politikanın başarılı olması, ilde gelir dağılımını bozan faktörlerin tespit edilmesi ve politika hedeflerinin doğrudan bu faktörlere yönelik olması ile mümkündür. Ancak bu hedefleme yapılırken, belirlenen hedeflerin ekonomik büyümeyi gerçekleştirecek politika araçları ile eşgüdümü gerçekleştirilmelidir.

Gelir dağılımını bozan fakat ilden kaynaklanmayan faktörler için il idaresinin veya politika geliştiricisinin yapabileceği tek şey ise devlet politika yapıcılarına önerilerde bulunmak olacaktır.

Her iki politikanın farklılığını ve gelir dağılımını iyileştirmeyi hedefleyen politikanın önemini basit bir simülasyon ile göstermek mümkündür. Burada gerçekleştirilen simülasyonun temel varsayımı, bütün ekonomik sektörlerde ve yerleşim yerlerinde aynı oranda ekonomik büyümenin gerçekleştiğidir. Cevabı aranan soru ise, Düzce il genelinde yüzde 3’lük bir büyümenin

gerçekleşmesi halinde 15 yıllık zaman diliminde gelir dağılımının bu büyümeden etkilenip etkilenmediğidir. Benzer soru yüzde 5’lik büyüme için de sorulmuştur.

Simülasyonun oldukça katı varsayımlar altında gerçekleştirildiğini gözardı etmemek gerekir.

Gelir seviyesi veya ortalama gelir dışındaki diğer bütün faktörler sabit varsayılmış ve böylece gelirdeki artışın gelir dağılımı üzerindeki etkisinin en uç noktası tespit edilmiştir. Dolayısıyla, ekonomik büyüme ile beraber diğer faktörlerin de iyileştirilmesi durumunda, her zaman simülasyon ile elde ettiğimiz sonuçlardan daha iyi sonuçlar elde edilecektir.

Her yıl gerçekleştirilecek yüzde 3’lük ekonomik büyümenin, gelecek 15 yılda gelir dağılımı üzerindeki etkisi Şekil 1’de sergilenmektedir. Dikey eksende Gini katsayısındaki değişimler ve yatak eksende yıllar yer almaktadır. Şekilden de görüleceği gibi ekonomik büyüme ile beraber Gini katsayısında ufak çaplı değişimler olmakla beraber, değişim her zaman Gini katsayısının 2000 yıllı için tahmin edilen 0,5 değerine yakın olacak şekilde gerçekleşmektedir. Pozitif değişimin görüldüğü dönemi, negatif değişimin görüldüğü dönem izlemektedir. Bu şekilde devam eden dalgalanma sonuç itibariyle Gini katsayısını 0,50 noktasında tutmaktadır.

-0.00004 -0.00002 0 0.00002 0.00004 0.00006

2000 2005 2010 2015

Yıllar

Gini Katsayısı (% Dim))

Şekil 1. Yıllık Yüzde 3 Ekonomik Büyümenin Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkisi

Benzer sonuçlar (Şekil 2), yüzde 5’lik büyüme için de elde edilmiştir. Ancak gelir dağılımına yönelik bir politikanın ayrıca uygulamaya sokulmaması veya genel bir ekonomik büyüme politikasının belirlenmesi aşamasında gelir dağılımının gözönünde bulundurulmaması durumunda uzun dönemde daha yüksek büyüme oranı daha eşitsiz gelir dağılımını doğurabilecektir.

Şekillerden de görüleceği gibi yüzde 5’lik büyümenin gerçekleştirilebilmesi durumunda uzun dönemde gelir dağılımında daha fazla dalgalanma görülebilmektedir.

Özetlemek gerekirse, il genelinde ekonomik büyümenin gerçekleşmiş olması tek başına gelir dağılımı eşitsizliğini ortadan kaldıramayacaktır. Ekonomik büyümeyi hedefleyen genel bir planın yanı sıra, gelir dağılımını bozan temel faktörleri ortadan kaldırmaya yönelik uygulamaların bu plan içerisinde yer alması gerekir.

Düzce ili için hazırlanan İl Gelişme Planı’nda, yukarıda belirtilen gelir dağılımını bozucu faktörler gözönünde bulundurulmuştur. Bu nedenle, bu bölümde gelir dağılımını ve yoksulluğu iyileştirici önerilere ayrıca yer verilmeyecektir, çünkü düşünülen önerilerin tümü Düzce İl Gelişme Planı çerçevesinde hazırlanan diğer projelerin ilgi alanına girmektedir. Öneriler arasında eşgüdüm Ana Plan dahilinde gerçekleştirilmiştir.

-0.00004 -0.00002 0 0.00002 0.00004 0.00006

2000 2005 2010 2015

Yıllar

Gini Katsayısı (% Dim))

Şekil 2. Yıllık Yüzde 5 Ekonomik Büyümenin Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkisi

7.2 Verilerin Toplanması ile ilgili Öneriler

Genel bir plan çerçevesinde uygulamaya konulan ve ekonomik büyümeyi hedefleyen projelerin ekonomik büyüme ile beraber, gelir dağılımı, yoksulluk oranı, istihdam ve insan kaynaklarının etkin kullanımı üzerindeki etkisinin gözlemlenebilmesi ve gözlemler sonucunda tespit edilen eksikliklerin veya yanlışlıkların giderilebilmesi periyodik aralıklarla elde edilecek veriler ile mümkün olabilir. Bu verilerin uygun analizlere tabii tutulması halinde, sözü edilen projelerin

amacına ulaşıp ulaşmadığı anlaşılabildiği gibi, aynı zamanda, il ekonomisinin güçlü ve zayıf yönleri de tespit edilir.

Tablo 49’da, kesintisiz olarak elde edilmesi gereken verilerin genel hatları ile ilgili öneriler yer almaktadır.

Tablo 49. Gelir Dağılımı, Tüketim, Yoksulluk ve İstihdam Verilerinin Elde Edilme Kılavuzu

Veri Türü Elde Ediliş

• Eğitim, cinsiyet, yaş ve yerleşim yeri itibariyle gelir dağılımları

• Hanehalklarının büyüklükleri itibariyle gelir dağılımı

• Meslek türleri itibariyle gelir kaynakları ve dağılımı

• İşgücüne dahil edilmeyenler

• Mevcut eğitim durumu

• Okuryazar olmayanların oranı

• Okullaşma oranı

• Sektörel büyüme oranları

• Kişi başına düşen gelir

• Tüketici Fiyatları

• Üretici Fiyatları

Benzer Belgeler