• Sonuç bulunamadı

B. İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan

1. Dünyada İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle

Kraut ve arkadaşları (1998) internet kullanımının sosyal ve psikolojik iyilik üzerindeki olumsuz etkilerini incelemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırma sonucunda internetin daha çok iletişim amaçlı kullanıldığı, öte yandan internetin fazla kullanılmasının evdeki aile üyeleri ile olan iletişimin düşmesi, sosyal grupların azalması, depresyon ve yalnızlık duygularının artmasına yol açtığı bulunmuştur.

Weiser (2001) internet kullanımının işlevleri ve insanlar üzerindeki sosyal, psikolojik etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Çalışmasını 984 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirmiştir. Çalışma için elde edilen tüm veriler internet anketi aracılığıyla gerçekleşmiştir. Yapılan analizler sonucunda internet kullanımının hem sosyal ve kişilerarası ilişkilerde hem de bilgi edinmek amaçlı işlevi olduğu tespit edilmiştir. İnternetin bilgi edinmek amaçlı kullanımı kişilerarası ilişkilerde katkı sağlarken, sosyal ve kişilerarası ilişkiler amaçlı kullanımı ise sosyal bütünleşmeyi azaltarak, insanların ruh sağlığını etkilediği bulunmuştur.

Kraut ve arkadaşları (1998) yaptıkları araştırmalarında internet kullanımının sosyal ve psikolojik iyilik üzerinde olumsuz etkiler yarattığını bulmuşlardır. İnternet kullanımı ile ilgili bu durumu tekrar gözden geçirmek amacıyla Kraut, Kiesler, Boneva, Cummings, Helgeson, Crawford (2002) internet çelişkisini gözden geçirme adlı bir araştırma

25

yapmışlardır. Yaptıkları bu araştırmalarında daha önceki (1998) araştırmalarına katılan katılımcıları üç yıl takip etmişlerdir. Araştırmanın ilk aşamasında internet kullanımının yalnızlık ve depresyonu beraberinde getirerek olumsuz bir etki yaratırken, daha sonra internet kullanımı ile ilgili pozitif sonuçların kazanıldığı görülmüştür. Önceki araştırmanın tersine sonradan yapılan araştırmada internet kullanan katılımcıların daha çok toplumsal katılım gösterdikleri ve ruh sağlıklarının iyi olduğu tespit edilmiştir.

Coget, Yamauchi ve Suman (2002) internet, sosyal ağlar ve yalnızlık konusu üzerine bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarının temel amacı; bazı çalışmaların internet kullanımının artan yalnızlıkla birlikte arkadaş sayısı ve onlarla geçirilen zamanın azalmasıyla ilişkili olduğunu savunurken bazı araştırmalar da böyle bir ilişkinin olmadığını savunmasıdır. Araştırma bu düşünceden hareketle oluşturulmuş ve bu konular tekrar gözden geçirilmiştir. Araştırmaya interneti kullanan ve kullanmayanlar katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımı yalnızlık düzeyi ile düşük ilişkili, insanların sosyal ağlar üzerindeki etkisi ise bağımsız çıkmıştır. İnternet kullanıcıları arasında, online olarak sosyalleşme ise yalnızlığın artış seviyesi ile ilişkili olmasına rağmen yine insanların sosyal ağlar üzerindeki etkisi ise bağımsızdır. Çevrimiçi sosyalleşme ve yalnızlık arasında ise pozitif yönlü, anlamlı bir korelasyon bulunmuştur.

Caplan (2003) online sosyal etkileşimin tercih edilmesi ile ilgili bir araştırma yapmıştır. Araştırmaya 270’i bayan, 116’sı erkek toplam 386 kişi katılmıştır. Araştırma sonucunda online olarak yapılan sosyal etkileşimin sosyal desteği ve etkileşimi azalttığı ve bunun sonucunda yalnızlık ve depresyona sebep olduğu, yine online olarak yapılan sosyal etkileşimin problemli internet kullanımının bir olumsuz etkisi olarak şiddet eğilimini arttırdığı tespit edilmiştir.

Kim (2003) çocukların internet kullanım davranışını ve internet kullanımının çocukların günlük hayatlarını nasıl değiştirdiğini dair bir araştırma yapmıştır. Araştırmasına 4 ile 9. sınıflardan toplam 297 çocuk katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımının çocukların günlük aktivitelerinde herhangi bir etki yaratmadığı bulunmuştur. Ancak sosyal katılımla ilgili olarak internette daha fazla zaman harcayan çocukların sosyal etkinliklerde

26

daha fazla zaman geçirdikleri bulunmuştur. Bu ise interneti eğlence ve bilgi amaçlı kullananlarda değil, interneti iletişim amaçlı kullananlarda görülmüştür. İnternet kullanım miktarı kardeşlerle yüzyüze görüşmeyi azalttığı, bununla birlikte çocukların interneti arkadaşları ile iletişimde bulunmak için kullandığı saptanmıştır.

Rehm, Allison ve Johnson (2003) bireyler ve aileler için önemli olan sorunlarda internetin olumlu ve olumsuz etkilerini, sorunlar arasındaki ilişkiyi ve eğitimcilere akıllıca interneti kullanma yolunu öğretmek amacıyla Aile ve Tüketici Bilimleri Amerikan Derneği’nin Eğitim ve Teknoloji Bölümü üyelerine anket uygulanmıştır. Araştırmaya toplam 230 Aile ve Tüketici Bilimleri öğretmeni katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımının bireyler ve ailelerin hem sorunların sayısında hem de inanç güçlerinde daha olumlu bir şekilde etkilediği, internetin birey ve gurupların yaşam kalitelerini arttırmak ve hedeflerini gerçekleştirmek için geniş bir bilgi tabanı sunduğu, internet kullanımının sorunları çözmek ve insanların ilişki yeteneklerini arttırmada olumlu bir etki yaratmasına rağmen, sosyal ilişkilerin ve ahlaki değerlerin körelmesine, olumsuz duyguların gelişmesine ve aile kurumu açısından ise olumsuz etkilere sahip olduğu belirlenmiştir.

Ellison ve arkadaşları (2007) sosyal sermaye diye adlandırılan yaşanılan toplumun üyeleri ile ilişkilerin bağlı kalması ve sürdürülmesi ile popüler bir sosyal paylaşım sitesi olan Facebook arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarına Michigan Eyalet Üniversitesinden rasgele seçilmiş toplam 800 lisans öğrencisi katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımının tek başına sosyal sermaye birikimini tahmin etmediği, ancak Facebook’ un yoğun kullanımı sosyal sermaye birikimi ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin Facebook’u lise arkadaşları ile olan ilişkilerini devam ettimek amacıyla kullandıkları belirlenmiştir. Aynı zamanda Facebook kullanımı ile psikolojik refah arasında da pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur.

Ofcom (2008) sosyal paylaşım sitelerininin sosyal ve iletişim yönlerine odaklı bir araştırma yapmıştır. Araştırmada çocukların % 59’unun sosyal paylaşım sitelerini yeni arkadaşlıklar edinmek amaçlı kullandıkları, bunlara ek olarak bireylerin sosyal paylaşım

27

sitelerini görüştükleri arkadaşları ile iletişimlerini sürdürmek ve eski arkadaşlarını bu siteler sayesinde bulup onlarla iletişime geçmek amaçlı kullandıklarını tespit etmişlerdir.

Bessière ve arkadaşları (2008) internet kullanımının etkisi ve depresyon değişimleri üzerindeki sosyal kaynakları tespit etmek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırma sonuçlarında katılımcıların internet kullanımını daha çok aile ve arkadaşlarıyla iletişime geçmek ve bilgi edinmek amaçlı, en az ise insanlarla tanışmak amaçlı kullandıkları tespit edilmiştir. Cinsiyet, yaş ve gelirdeki demografik farklılıklar internetin kullanımı ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Daha çok bayanların, bekarların, gelir düzeyi yüksek ve geniş bir sosyal paylaşımı olanların interneti aile ve arkadaşlarla iletişim için kullandıkları, bunun tersi olarak erkeklerin, gençlerin, düşük gelire sahip olanların ise interneti daha çok yeni insanlarla tanışmak amaçlı kullandıkları görülmüştür. Ortaya çıkan bu sonuçlar sosyal yönü eksik olan kişiler internet üzerinden arkadaşlık ederek teselli bulmak istedikleri yönündedir. Araştırmalarında aynı zamanda çevrimiçi iletişimin sadece zayıf iletişimi olanlarda olumsuz etkiye sahip olduğu bulunmuştur.

Coyle ve Vaughn (2008) sosyal paylaşım sitelerinin literatürünü incelemek ve Amerikan üniversite kampüslerindeki öğrencilerin sosyal ağda kendilerini nasıl meşgul ettiklerini öğrenmek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Araştırmaya 18 ile 22 yaş arasında toplam 68 lisans öğrencisi katılmıştır. Araştırma sonucunda sosyal ağı kullanmanın temel amacının arkadaşlarla temas halini korumak olduğu bulunmuştur. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerinin samimi olan ve olmayan arkadaşlarla önemsiz iletişim (önemsiz mesaj içeriği gibi) kurmak için kullanıldığı tespit edilmiştir.

Tsai ve Tsai (2010) ortaokul öğrencilerinin internet kullanımı ve internet öz-yeterliğinde cinsiyet rolünün farkılılık yaratıp yaratmadığını tespit etmek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarına rasgele seçilmiş toplam 1080 ortaokul öğrencisi katılmıştır. Araştırmada çevrim içi arama ve online iletişimde öğrencilerin internet öz yeterliğini tespit etmek amacıyla öz-yeterlik ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarında erkeklere göre kızların interneti daha yoğun olarak kullandıkları, interneti erkeklerin daha çok keşif

28

amaçlı, kızların ise daha çok iletişim amaçlı kullandıkları ve bu yönelimde internetin öz yeterlikte önemli bir rol oyadığını tespit etmişlerdir.

Wu ve arkadaşları (2012) öz yeterliği, çevrimiçi topluluk çalışmalarındaki bireysel güveni ve çevrimiçi sosyal ağlara katılmayı etkileyen unsurları belirlemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarına toplam 415 kişi katılmıştır. Araştırma sonuçlarında etkileşimli çevrimiçi toplulukların gerçek dünyada yaşanan sosyal etkileşimlerin bir uzantısı olduğu, sosyal öz yeterliğin sosyal güven üzerinde, sosyal güvenin ise sosyal sermaye üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur.

2. Türkiye’de İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili