• Sonuç bulunamadı

B. İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan

5. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama

Bu bölümde, öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları Tablo 15’te verilmiştir.

Tablo 15. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları

Öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri puanlarının ortalamalarına bakıldığında, sosyal paylaşım sitelerinde günde 1-2 saat zaman geçirenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır.

Yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda, elde edilen F değeri (2,220) ile öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeylerinin anlamlı olarak farklılık göstermedikleri (p>,05) tespit edilmiştir.

Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. Sosyal Paylaşım Sitelerinde

Harcanan Zaman n

X

s F p 1-2 saat 267 102,7191 9,53149 2,220 ,110

3-4 saat 95 100,2947 9,80867

53

6. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular

Bu bölümde, öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlikleri anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları Tablo 16’da verilmiştir.

Tablo 16. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları

Öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik puanlarının ortalamalarına bakıldığında, sosyal paylaşım sitelerinde günde 3-4 saat zaman geçirenlerin dışında kalanların daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır.

Yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda, elde edilen F değeri (2,891) ile öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılık göstermedikleri (p >,05) tespit edilmiştir.

Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir.

Sosyal Paylaşım Sitelerinde

Harcanan Zaman n

X

s F p 1-2 saat 267 30,2846 4,80224 2,891 ,057

3-4 saat 95 28,9263 4,78304

54

BÖLÜM V

TARTIŞMA VE YORUM

Bu bölümde, bulgular bölümünde ortaya çıkan araştırma sonuçları tartışılarak yorumlanmıştır. Öncelikli olarak öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre iletişim beceri düzeylerine ilişkin bulguların tartışması ve yorumlanması, sonra öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre öz yeterlik düzeylerine ilişkin bulguların tartışması ve yorumlanması verilmiştir. Daha sonra öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeylerine ilişkin tartışma ve yorum ile yine öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik düzeylerine ilişkin tartışma ve yorum sunulmuştur. Son olarak da öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri ile öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeylerine ilişkin tartışma ve yorum sırasıyla verilmiştir.

1. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışması ve Yorumu

Araştırmanın ilk hipotezinde, öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Araştırma sonucunda elde edilen bu bulgular kısmen desteklenmiştir.

55

Yapılan analiz sonucunda, interneti film izlemek veya oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. Bu sonuç, interneti daha çok film izlemek veya oyun oynamak amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerini olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir.

Araştırmada çıkan sonucun temel nedeni, internette film izleme ya da oyun oynama etkinliklerinin genelde tek başına ve herhangi sözel bir iletişimde bulunmadan gerçekleşen etkinlikler olmasından kaynaklanabilir. İnternet her ne kadar son yıllarda sahip olduğu çeşitli siteler aracılığı ile insanlara sınırsız, özgür bir şekilde istenilen filmi izleme ya da oyunlar oynama imkanlarını tanısa da aşırı kullanıldığında insanların iletişim beceri düzeylerine etki etmektedir.

Araştırmada çıkan bulgulara ilişkin ilgili literatür tarandığında interneti film izlemek ya da oyun oynamak amaçlı kullanma ile iletişim becerisi arasında ilişkiyi temel alan araştırmalara rastlanılmamıştır. Ancak, bilgisayarda oyun oynamanın kişiler üzerindeki etkisini inceleyen yurtiçi ve yurtdışında yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. Örneğin; Gürcan, Özhan ve Uslu (2008) yapmış oldukları çalışmalarında, 12-18 yaş grubu arasındaki çocukların internette oyun oynamalarının depresyon ve yalnızlık hissini arttırdığını, sosyal ilişkilerde kayıplar yaşanmasına neden olduklarını ortaya koymuşlardır.

Subrahmanyam, Kraut, Greenfield ve Gross (2010) ise bilgisayarın oyun oynamak amaçlı orta derecede kullanımının arkadaşlık ve aile ilişkilerine olumsuz yönde etki ettiğini, bunun da yalnızlık ve depresyonla ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Akçay ve Özbece (2012) de özellikle şiddet içerikli bilgisayar oyunların oynanmasının, çocuk ve gençlerde saldırgan davranışlara neden olduklarını tespit etmişlerdir. Bu çalışmaların tam tersi olarak Griffiths, Hussain, Grüsser, Thalemann, Cole, Davies ve Chappell (2011) ise, devasa çok oyunculu çevrimiçi oyun oynayanları inceledikleri çalışmalarında, bu tarz oyunların sosyal etkileşimde önemli bir yere sahip olduklarını bularak oyun oynamanın sosyal etkileşimde olumlu etki sağladığını tespit etmişlerdir.

56

Öte yandan yapılan araştırmada, interneti ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek veya yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Buna göre, interneti daha çok ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek veya yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadığı söylenebilir.

Araştırmada çıkan bulgulara ilişkin ilgili literatür tarandığında internetin ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanımı ile iletişim becerisi arasında ilişkiyi temel alan araştırmalara rastlanılmamıştır.

İnternetin bilgi edinmek amaçlı kullanımı ile iletişim arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların mevcut olduğu görülmüştür. Weiser (2001) internetin bilgi edinmek amaçlı kullanılmasının kişilerarası ilişkilere katkı sağladığını tespit etmiş, Ayhan ve Balcı (2009) ise internetin daha çok bilgi edinmek ve etkileşimde bulunmak amacıyla kullanıldığını ve ayrıca internetin sosyal kaçış mekanizması olarak algılandığını bulmuşlardır. Ceyhan (2011) ise intenetin bilgi edinmek nedeniyle kullanma ile iletişim beceri düzeylerinin farklılaşmadığı sonucunu bulmuştur. Yapılan araştırma ile internetin bilgi edinmek amaçlı kullanımının öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde etkili olmadığı tespit edilmişti. Dolayısıyla da bu sonuç Weiser (2001) ile Ayhan ve Balcı (2009)’nın çalışmasıyla ters düşerken, Ceyhan (2011)’ın çalışmasıyla paralellik göstermektedir.

Öte yandan araştırmanın bu problem durumuna ilişkin çıkan sonuçlarla ilgili önceden yapılmış çalışmalar tarandığında, önceki çalışmaların daha çok internet kullanım amaçlarına yönelik oldukları görülmüştür. Orhan ve Akkoyunlu (2004) yaş ilerledikçe bilgiye ulaşma ve haberleşme amaçlı internet kullanımının arttığını, Atav ve arkadaşları (2006) internetin en çok iletişim amaçlı kullanıldığını, iletişimden sonra ise internetin genellikle bilgiye ulaşma, ödev veya proje yapma amaçlı kullanıldığını bulmuşlardır. Bessière ve arkadaşları (2008) ise internetin daha çok aile ve arkadaşlarla iletişime geçmek ve bilgi edinmek amaçlı, en az ise insanlarla tanışmak amaçlı kullandığını tespit etmişlerdir. Ceyhan (2010) ise internet kullanım amacını problemli internet kullanımı ile

57

ilişkillendirmiş, öğrencilerin genel olarak tanımadıkları kişilerle sosyal ilişkiler kurmalarını, tanıdıkları ve yakınları ile iletişim kurmalarını ve interneti eğlenme amacıyla kullanmalarını problemli internet kullanmanın bir yordayıcısı olarak ortaya çıkarmıştır. Kılavuz (2013) ise öğrencilerin interneti daha çok oyun oynamak veya yeni bilgiler öğrenmek için, genel olarak ise sosyal paylaşım sitelerine girmek, sitelerde çeşitli araştırmalar yapmak amaçlı kullandıklarını belirlemiştir.

2. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışması ve Yorumu

Araştırmanın ikinci hipotezinde, öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Araştırma sonucunda elde edilen bu bulgular kısmen desteklenmiştir.

Yapılan analiz sonucunda, interneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğunu bulunmuştur. Bir başka değişle, interneti daha çok oyun oynamak amacıyla kullanmanın, öğrencilerin öz yeterlik düzeylerini olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.

Araştırmada çıkan sonucun temel nedeni, internette oyun oynadıkça, karşılaşılan zorluklarla baş edebilme düşüncesinin oyunla birlikte kaybolmasına bağlanabilir. Öte yandan yapılan araştırma ile interneti film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme veya yeni bilgiler edinme amaçlı kullanmanın öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinde etkili olmadığı bulunmuştur. Buna göre, interneti daha çok film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme veya yeni bilgiler edinme amaçlı kullanmanın öğrencilerin öz yeterlik düzeyinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadığı söylenebilir.

58

Bu alt probleme ilişkin ortaya çıkan sonuçlara paralel ya da ters düşen araştırmalar incelendiğinde bu konuyu kapsayan çalışmaların bulunmadığı saptanmıştır. Ancak Tsai ve Tsai (2010) yapmış oldukları çalışmalarında erkeklere göre kızların interneti daha yoğun olarak kullandıklarını, interneti erkeklerin daha çok keşif amaçlı, kızların ise daha çok iletişim amaçlı kullandıklarını tespit etmişler ve bu yönelimde internet öz yeterliğin önemli bir rol oynadığını bulmuşlardır.

3. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu

Araştırmanın bir diğer hipotezinde, öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Ancak, araştırmadan elde edilen bulgular bu hipotezi desteklememektedir.

Hipotezin oluşturulmasında, internette çok fazla zamanın harcanması nedeni ile yüz yüze kurulacak ilişkilere yeteri kadar önem verilmeyeceği ve bundan kaynaklı olarak da iletişim beceri düzeyinde bir etki olacağı düşünülmüştü. Hipotezin desteklenmemesinin nedeni, öğrencilerin eğitim yaşantılarından dolayı internette geçirdikleri zamanı etkili bir şekilde kullanmayı öğrenmiş olmalarından kaynaklanabilir.

Çıkan sonuç ile ilgili yapılan yurtiçi ve yurtdışı araştırmalar tarandığında internet kullanma sıklığı ile iletişim arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırma bulgularının tutarsız olduğu görülmüştür. Kraut ve arkadaşları (1998) internetin daha çok iletişim amaçlı kullanıldığı, öte yandan internetin fazla kullanılmasının evdeki aile üyeleri ile olan iletişimin düşmesine, sosyal grupların azalmasına, depresyon ve yalnızlık duygularının artmasına yol açtığını bulmuşlardır.

Kim (2003) internet kullanım miktarının kardeşlerle yüzyüze görüşmeyi azalttığını, öte yandan internetin daha çok arkadaşlarla iletişimde bulunmak için kullanıldığını saptamıştır. Rehm ve arkadaşları (2003) ise internet kullanımının sorunları çözmek ve

59

insanların ilişki yeteneklerini arttırmada olumlu bir etki yaratmasına rağmen, sosyal ilişkilerin ve ahlaki değerlerin körelmesine, olumsuz duyguların gelişmesine ve aile kurumu açısından ise olumsuz etkilere neden olduğunu ortaya çıkarmışlardır.

İnternet kullanımını farklı boyuttan yaklaşan Karaca (2007) ise internet kullanımının yaş, cinsiyet, lise türü, sınıf dağılımı, sağlık durumlarına göre değişiklik gösterdiğini tespit etmiştir. Ortaya çıkan bu durumun ise öğrenciler üzerinde hem bireysel ve toplumsal olarak hem de ailevi problemlerin ve internete dair değerlendirmelerinin oluşumunda etkin rol oynadığı saptamıştır. Tüysüz ve arkadaşları (2012) de 11 saatten fazla internet kullananların sosyal, fiziksel ve psikolojik gelişimlerinin tehlike altında olduklarını, bilgisayar başında sürekli oturmanın iletişimden soyutlanmaya neden olduğunu ortaya çıkarmışlardır.

Yukarıda belirtilen araştırmaların tamamı internet kullanım sıklığının iletişim üzerinde olumsuz yönde etkilediğini gösteren araştırmalardır. Bu araştırmaların tam tersi olarak, Kraut ve arkadaşları (2002) internet kullanan katılımcıların daha çok toplumsal katılım gösterdiklerini ve ruh sağlıklarının iyi olduğunu tespit etmişlerdir. Coget ve arkadaşları (2002) ise internet kullanımının yalnızlık düzeyi ile düşük ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Fuat ve Him (2013) ise internetin sosyalleşme aracı olarak kullanıldığını, internette zaman geçirmenin gerçek yaşamdaki ilişkileri rahatsız edici boyutta olmadığını ortaya çıkarmışlardır.

Araştırma bulgularına bakıldığında kimi araştırmacılar internet kullanım sıklığını iletişim becerisi üzerinde olumlu bir etki yarattığını ifade ederlerken kimileri ise olumsuz bir etki yarattığını ortaya çıkarmışlardır. Yapılan araştırmada ise bu sonuçlardan farklı bir sonuç çıkmış, internetin kullanılmasının iletişim beceri düzeyinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadığı tespit edilmiştir. Ortaya çıkan bu sonucun nedeni araştırma için seçilen çalışma grubundan kaynaklanabilir. Dolayısıyla da araştırmada çıkan sonuç konuyla ilgili önceden yapılan araştırma sonuçları ile ters düşmüştür.

60

4. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu

Araştırmanın bir diğer hipotezinde, öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Diğer bir ifade ile öz yeterlik düzeyi üzerinde internette harcanan zamanın etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Ancak, araştırmadan elde edilen bulgular bu hipotezi desteklememektedir.

Bu araştırmanın diğer araştırmalardan elde edilen sonuçlarla karşılaştırılması konusunda, literatürde internette harcanan zaman ve öz yeterlik düzeyi arasındaki ilişkiyi araştıran bir araştırmaya rastlanamamıştır. Ancak yapılan araştırmaların daha çok internet kullanım sıklığından ziyade bilgisiyar kullanımı ile öz yeterlik ilişkisine bakıldığı görülmüştür. Seferoğlu ve Akbıyık (2005) öz-yeterlik algısı düşük olan öğretmenlerin bilgisayar kullanmayı büyük bir çoğunlukla okullarında sunulan bir kurs aracılığıyla öğrendiklerini, öz-yeterlik algısı yüksek olan öğretmenlerin ise bilgisayar kullanmayı çoğunlukla deneme- yanılma yoluyla kendilerinin öğrendikleri tespit etmişlerdir. Daha açık bir ifade ile sahip olunan öz yeterlik algısı ile bilgisayar kullanıp kullanmama arasında bir ilişkinin olduğunu bulmuşlardır.

5. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu

Araştırmanın bir diğer hipotezinde, öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Ancak, araştırmadan elde edilen bulgular bu hipotezi desteklememektedir. Diğer bir ifade ile iletişim beceri düzeyleri üzerinde sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama harcanan zaman etkili olmadığı ortaya çıkmıştır.

61

Çıkan sonuç ile ilgili yapılan yurtiçi ve yurtdışı araştırmalar tarandığında sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı ile iletişim arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırma bulgularının tutarsız olduğu görülmüştür. Coget ve arkadaşları (2002) çevrimiçi sosyalleşme ve yalnızlık arasında pozitif yönlü, anlamlı bir ilişkinin olduğunu ve online olarak sosyalleşmenin yalnızlığı arttırdığını bulmuşlardır. Caplan (2003) online olarak yapılan sosyal etkileşimin sosyal desteği ve etkileşimi azalttığı, bunun sonucunda yalnızlık ve depresyona sebep olduğu, yine online olarak yapılan sosyal etkileşimin problemli internet kullanımının şiddet eğilimini arttırdığını tespit etmiştir. Bessière ve arkadaşları (2008) ise çevrimiçi iletişimin sadece zayıf iletişimi olanlarda olumsuz etkiye sahip olduğu bulmuşlardır. Bunlarla birlikte Belin ve Yıldız (2011), Facebook kullanımının sosyalleşme oranını azalttığını, öğrencilerin Facebook’u arkadaş edinme amaçlı kullandıkları ve bunun sonucunda Facebook kullanımının gerçek yaşamdaki arkadaşlık hissini zayıflattığını ortaya çıkarmışlardır.

Bu araştırmaların tamamı sosyal paylaşım sitelerinin kullanılmasının iletişimi olumsuz yönde etkilediğini gösteren araştırmalardır. Bu araştırmaların tam tersi olarak, Ellison ve arkadaşları (2007) öğrencilerin Facebook’u lise arkadaşları ile olan ilişkilerini devam ettirmek amacıyla kullandıklarını ve Facebook kullanımı ile psikolojik refah arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu bulmuşlardır. Ofcom (2008) sosyal paylaşım sitelerini görüşülen arkadaşlarla iletişimi sürdürmek ve eski arkadaşları bu siteler sayesinde bularak onlarla iletişime geçmek amaçlı kullanıldıklarını tespit etmiştir.

Coyle ve Vaughn (2008) sosyal ağı kullanmanın temel amacının arkadaşlarla temas halini korumak olduğunu bulmuşlardır. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerinin samimi olan ve olmayan arkadaşlarla önemsiz iletişim (önemsiz mesaj içeriği gibi) kurmak için kullanıldığı tespit etmişlerdir. Şener (2009) sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’un yeni arkadaşlıklar edinmekten çok varolan arkadaşlarıyla iletişime geçiren bir platform olarak kullanıldığı, kullanıcıların Facebook’u genel olarak arkadaşlarıyla iletişim kurmak, izini kaybettikleri arkadaşlarını bulmak, hoşuna giden video ve fotoğrafları paylaşmak amaçları ile kullandıklarını saptamıştır. Benzer bir bulgu da Mazman’ın çalışmasında ortaya çıkmıştır. Mazman (2009) Facebook’un sosyal ilişkileri sürdürme, çalışma ve günlük etkinliklerde yararlanmak amaçlı kullanıldığını tespit etmiştir.

62

Öztürk ve Akgün (2012) sosyal paylaşım sitelerinin olumlu özellikleri olarak kendilerini rahat ifade ettikleri ve iletişimde kolaylık sağladığını bulmuşlardır. Deniz (2012) sosyal paylaşım sitelerini arkadaşları ile iletişime geçmek ve onlarla mesajleşmak amacıyla kullandıkları, öğrencilerin yaklaşık yarısı günlük hayatta konuştuğu aynı kişilerle, benzer konuları Facebook’ta da konuştukları, Facebook kullanımının iletişimleri konusunda herhangi bir fark yaratmadığı belirtilmiştir.

Balaman ve Karataş (2012) Facebook’ta yapılan yorumların herkese açık olmasından dolayı kalabalığa hitap ediliyormuş gibi algılandığını ortaya çıkarmışlardır. Özkan (2013) ise sosyal paylaşım sitelerindeki bireylerle daha kolay iletişime geçtikleri, ancak bu siteler aracılığı ile iletişim kuran kullanıcıların kendilerini güvende hissetmedikleri ortaya çıkmıştır. Bilen ve arkadaşları (2014) Facebook’ un genel olarak arkadaşlarla iletişim kurmak amacıyla kullanıldığı, öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde genel olarak yeni arkadaşlar bulmaktan çok var olan arkadaşlıklarını sanal ortamda sürdürmek amaçlı kullanıldıklarını tespit etmişlerdir.

Araştırma bulgularına bakıldığında, kimi araştırmacılar sosyal paylaşım sitelerini kullanmanın iletişim üzerinde olumlu bir etki yarattığını ifade ederlerken kimileri ise olumsuz bir etki yarattığını ortaya çıkarmışlardır. Yapılan araştırmada ise bu sonuçlardan farklı bir sonuç çıkmış, sosyal paylaşım sitelerini kullanmanın iletişim beceri düzeyinde