• Sonuç bulunamadı

1. SOSYAL HARCAMA OLARAK EĞİTİM HARCAMALARI

1.4. DÜNYADA EĞİTİM HARCAMALARI

gelişmiş ülkeler hariç dünyanın çoğu bölgesinde eğitim çıktılarındaki değişikliklerin gelir eşitsizliğini azaltacağı yönündedir. Eğitim eşitsizliklerindeki sürekli düşüş gelir eşitsizliğini azaltırken eğitim seviyesindeki artış gelir eşitsizliğini artırması beklenmektedir. Ancak her iki etkinin de bir önceki döneme kıyasla daha küçük olacağı tahmin edilmektedir209. Türkiye için yapılan çalışmada TÜİK’in 2008 yılı Hane Halkı Bütçe Anketi verileri kullanılarak farklı eğitim kademelerinin gelir dağılımı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Gelir dağılımındaki adaleti bozucu en yüksek etki ilkokul düzeyinde eğitim alan grup olduğu sekiz yıllık kesintisiz eğitim düzeyinde bozucu etkinin daha zayıf olduğu saptanmıştır210.

Eğitim temel bir insan hakkı olmasının yanında doğru politikalar ile toplumsal yaşamda varolan birçok problemin çözümünde kullanılabilecek bir araçtır. Bireyler için eğitim, insan sermayesini güçlendirir, ekonomik fırsatları artırır, sağlığı teşvik eder, etkili seçimler yapma kabiliyetini geliştirir. Toplumlar için ise eğitim ekonomik fırsatları arttırırken , sosyal hareketliliği genişletir, kurumları daha etkili mekanizmalar haline dönüştürebilir. Yüksek düzeyde eğitim okul başarısının ötesinde daha gelişmiş bir finansal kabilliyet ve daha iyi sağlık anlamına gelmektedir. Yoksul çocuklar daha iyi öğrenme çıktıları olan toplumlarda yetiştiklerinde gelir dağılımının daha adil olma ihtimali yükselmektedir211 .

gerekçesini oluşturur. Modern devlet eğitime müdahaleyi çoğunlukla kamu harcamaları yoluyla yapmaktadır. Gelişmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğunda eğitime yapılan harcamalar kamu kaynaklıdır. Aşağıdaki grafikte seçilmiş ülkelerin eğitim harcamalarının GSMH içindeki payı gösterilmiştir.

Grafik 9. Seçilmiş Ülkelerde Toplam Eğitim Harcamaları (2015)

%GSYİH

Kaynak: Eurostat verilerinden derlenmiştir. OECD ortalaması ve Türkiye’ye ait veriler OECD datalarından alınmıştır. Bu grafikte yer alan eğitim harcamalarına okul öncesi eğitim harcamaları dahil değildir. Grafik ilk ve orta öğretim ile üniversite eğitimine ilişkin harcamaları kapsamaktadır.

Grafik 9’da görüldüğü üzere toplam eğitim harcamalarının GSYİH’ya oranı en yüksek ülkeler Norveç, İzlanda, Finlandiya gibi Baltık ülkeleridir. Avrupa Birliği ve OECD ortalamaları yaklaşık % 5 düzeyindedir. Türkiye ise AB ve OECD ortalamasını 2015 yılı itibariyle yakalamış durumdadır. Bu grupta toplam eğitim harcamalarının GSYİH’ye oranı en düşük olan ülke ise %3,5 ile Yunanistan’dır.

Bu harcama oranlarının farklılaşmasında çok çeşitli faktörler rol oynabilir. Bunlar arasında kayıtlı öğrenci sayısı, eğitim süreleri, fonların etkin tahsisi önemli faktörlerdir.

Yüksek öğrenime erişimdeki kriter farklılıkları, ilgili ülkedeki sektörler, çalışma

alanları, araştırma faaliyetleri ile kayıtlı öğrenci sayıları arasında önemli ilişkiler harcamaların da boyutlarını belirlemektedir.

Aşağıdaki grafikte yüksek öğretim dışındaki kamu eğitim harcamalarının GSYİH içindeki payları görülmektedir.

Grafik 10. Yüksek Öğretim Hariç Eğitim Harcamaları (% GSYİH)

Kaynakça: OECD Education Glance 2018, s. 266 verilerinden derlenmiştir.

OECD ülkelerinde eğitime tahsis edilen kaynakların %70’i yüksek öğrenim dışındaki eğitim kurumlarına harcanmaktadır. Bu oran GSYİH’ın %3,5 u kadardır.

Bahsedilen oran İzlanda, İsrail, Yeni Zelanda, Norveç, İngiltere gibi eğitim harcamalarının nispeten daha yüksek olduğu ülkelerde GSYİH’nın %4,5’ nu oluştururken, Çekya, Yunanistan, Macaristan, İrlanda, Japonya, Rusya gibi ülkelerde ise

%3’den biraz daha azdır. Türkiye için ise yaklaşık %3’tür212. AB ortalaması ise grafikten görüldüğü üzere %3,5 seviyesindedir. Yunanistan ise toplamda %3,5 olan eğitim harcamasının %3’e yakın kısmını yükseköğrenim dışındaki eğitim kurumları için harcamaktadır.

212 OECD, Education at a GLANCE 2018 OECD Indicators, OECD Publishing: Paris, 2018, s. 260

Aşağıdaki grafikte eğitim harcamalarının toplam kamu harcamaları içerisindeki oranına yer verilmiştir.

Grafik 11. Eğitim Harcamalarının Toplam Kamu Harcamalarına Oranı (2015)

Kaynakça: Eurostat ve OECD verilerinden derlenmiştir.

Grafik 11‘da görüldüğü üzere eğitim harcamalarının kamu harcamaları içerindeki en yüksek pay %16 ile İzlanda’ya aittir. Norveç, Belçika, Finlandiya gibi ülkeler ise

%12 ve üstündeki oranları ile İzlanda’yı takip etmektedirler. AB ortalaması ve OECD ortalaması ile eğitim harcamalarının kamu harcamaları içindeki payı yaklaşık olarak

%11olarak görülmektedir. Türkiye’nin oranı ise yaklaşık %12’dir.

2005-2011 arasında 2008 Mali Krizi’nin de etkisiyle toplam kamu harcamalarında birçok ülkede düşüşler yaşanmıştır. Bu dönemde toplam eğitim harcamalarında da aynı eğilim mevcuttur. OECD ülkelerinin 2/3’ünde eğitim harcamalarının toplam kamu harcamaları içindeki oranı yaklaşık olarak %0,4 oranında düşmüştür. Ancak Meksika, İzlanda ve Litvanya gibi ülkelerde bu düşüş yaklaşık %2’dir. Bu trendin tam aksi ise Brezilya, Şili ve İsrail’de yaklaşık %2 artışla tamamlanmıştır. 2011-2015 yılları arasında ise özellikle mali konsolidasyon baskısı altında olan ülkelerde bir önceki döneme benzer şekilde eğitim harcamalarında düşüş eğilimi vardır. Bu dönemde OECD ülkelerinin 18’inde eğitim harcamalarındaki artış toplam kamu harcamaları artışından daha azdır. Bu duruma ters örnekler ise İsrail ve Letonya olmuştur213.

213 OECD, 2018, s. 283

Aşağıdaki tabloda eğitim harcamalarının yatırım ve cari harcama olarak yüzde dağılımlarına yer verilmiştir.

Tablo 8. Eğitimde Yatırım ve Cari Harcamaların Payı (2015)

Ülkeler

İlk öğretim, Orta öğretim

ve Üstü Yüksek Öğretim

% cari yatırım cari yatırım

Fransa 92 8 91 9

Belçika 97 3 95 5

Finlandiya 89 11 96 4

Norveç 87 13 91 9

Japonya 87 13 87 13

Kore 90 10 88 12

İzlanda 95 5 95 5

Hollanda 90 10 89 11

Almanya 93 7 91 9

Türkiye 90 10 78 22

Yunanistan 52 48

AB 22 ort. 94 6 87 13

OECD ort. 93 7 88 12

Kaynakça: OECD Education Glance 2018, s. 314

Cari harcamalar okulların faaliyetleri için her yıl kullanılan hizmet ve mallara yapılan harcamalardır. Sermaye ya da yatırım harcamaları ise bir yıldan daha uzun süren varlık alım ve bakımları için yapılan harcamaları kapsar. Tablodan görüldüğü üzere yüksek öğretime kadar olan eğitim kurumlarındaki eğitim harcamalarının yaklaşık yüzde 90’nını cari harcamalar oluşturmaktadır. Yüksek öğrenim dışında kalan eğitim kurumlarında yatırım harcamalarının en yüksek olduğu ülke %13 ile Japonya ve Norveç’tir. Bu grup içerisindeki yatırım harcamalarında en düşük cari harcamalarda en yüksek oranlara sahip ülke Belçika’dır. OECD ve AB ortalamaları birbirine yakın oranlara sahip ve yatırım harcamaları %6-7 olarak görülmektedir. OECD ülkeleri arasında yüksek öğretim kurumları dışındaki eğitim kurumları tarafında yapılan cari harcamaların %78’ini personele yapılan harcamalar oluştururken bu oran yüksek öğretim kurumlarında %68’dir214.

214 OECD, 2018, s. 308

Yükseköğretimdeki harcamaların içeriğine bakıldığında ise bu eğitim seviyesindeki en yüksek yatırım harcamalarına sahip iki ülkenin Türkiye ve Yunanistan olduğu görülmektedir. Yüksek öğretimde yatırım harcamalarının yüksek olması üniversite binalarının mülkiyet düzenlemesi ile açıklanabilir. Çeşitli durumlarda eğitim için kullanılan binalar, arsalar kuruma ait olabilir, kiralanabilir, ücretsiz kullanılabilir.

Bu nedenle yatırım harcamalarında ülkeler arası farklar fiziki altyapı düzenlemesine kısmen bağlı olduğu söylenebilir215.

Aşağıdaki grafikte hizmet türlerine göre yıllık öğrenci başına düşen eğitim harcamalarının 2015 yılına ait verileri Amerikan Doları cinsinden verilmiştir.

Grafik 12. Hizmet Türlerine Göre Öğrenci Başına Düşen Eğitim Harcaması (2015)

Kaynak: OECD, 2018, s. 246’den derlenmiştir.

Not: Grafikteki değerler Amerikan Doları cinsindendir. Öğrenci başına yıllık olarak gerçekleştiren ilkokuldan yükseköğretime kadar tüm eğitim harcamalarını kapsamaktadır.

Grafik 12’de görüldüğü üzere eğitim harcamaları temel hizmetler, yan hizmetler ve AR-GE olarak üç kısımda incelenmektedir. Temel hizmetler tahmin edileceği üzere öğretime ilişkin hizmetlerdir. Yardımcı hizmetler ise ilk ve orta öğretim seviyesinde

215 OECD, 2018, s. 310

öğrenci refahına ilişkin hizmetlerden oluşur. Bunlar yemek, okul sağlık servisi, ulaşım gibi hizmetlere ayrılan harcamalardır. Yüksek öğretimde ise yan hizmetleri öğrenci yurtları, yemekhane ve sağlık koruma gibi hizmetler oluşturur. AR-GE hizmeti ise tüm eğitim kurumlarında araştırma geliştirme faaliyeleri için ayrılan harcamalardan oluşmaktadır. Grafikde OECD ve AB ülkelerinde her öğrenci için yapılan yıllık yatırımın bir değerlendirmesini sunmaktadır. OECD ve AB ortalaması yaklaşık 10500 Dolar seviyesindedir. Grafikte en düşük harcamaya sahip olan ülkeler yaklaşık 5000 Dolar seviyesinde kalan Macaristan, Türkiye ve Litvanya’dır. İlk ve orta öğretim seviyesinde harcamaların büyük kısmı temel hizmetlere ayrılmaktadır.

Yükseköğretimde ise yardımcı hizmetler ve AR-GE faaliyetleri harcamaların ağırlıklı kısmını oluşturmaktadır 216. Ülkeler arasındaki farklılıklar kadar ülkelerin kendi bölgeleri arasında da büyük farklılıklar vardır. Örneğin Rusya’da dokuz bölge arasında en yüksek harcama yapan bölge ile en düşük harcama yapan bölge arasındaki fark yaklaşık 22000 dolardır. Öğrenci başına harcama açısından bölgesel farklılıkların en az olduğu ülkeler Belçika ve Almanya’dır217.

Eğitim harcamalarına dünya genelinde bakıldığında AB ülkelerinin ortalama veya ortalamanın üzerinde harcamalar yaptıkları ve kendi içlerinde daha adil bir harcama dağılımı hedefledikleri söylenebilir. Bununla birlikte 2020 yılı için belirledikleri strateji çalışmaları arasında eğitim konusu ulaşmak istedikleri sosyal ve ekonomik hedeflerin odak noktasını oluşturmaktadır. Avrupa Birliği 2020 yılı için önemli hedefler belirlemiştir. Bunlar: bilgi ve inovasyona dayalı akıllı büyüme, kaynakların daha verimli kullanımını amaçlayan sürdürülebilir büyüme, sosyal ve bölgesel uyum için yüksek istihdamlı kapsayıcı büyümedir. Bu hedeflere ulaşabilmek için yapılması gerekenlerden en önemlileri ise şöyle sıralanmıştır: 20-64 yaş arası nüfusun %75’i istihdam edilmelidir. Eğitimi erken bırakanların oranı %10’un altına indirilmelidir.

Genç nüfusun en az %40’ı yüksek öğretim seviyesine getirilmelidir. 20 milyondan daha az kişi yoksulluk riski altında olmalıdır. Tüm bu hedefler birbiri ile ilişkilidir. Daha iyi eğitim almış bireyler istihdam oranını arttırmada ve dolayısıyla yoksulluğu azaltmada yardımcı olacaktır. Artan kaynak verimliliği ile tüm sektörlerde araştırma ve geliştirme için daha yüksek kaynaklar ayrılacak, eğitim ile AR-GE yapacak personel sayısı

216 OECD, 2018, s. 247

217 OECD, 2018, s. 248

hızlanacaktır. AR-GE ve inovasyondaki gelişmeler ise ülkenin rekabet edebilme gücünü arttırabilir, istihdama katkıda bulunabilir ve yeni iş imkanları yaratabilir218.

AB hedeflerinden de görüldüğü üzere eğitim hem sosyal hem ekonomik açıdan ülkelerin üzerinde hassasiyetle durmaları gereken en temel konudur. Özellikle günümüzde küresel rekabetle baş edebilecek, yoksulluğu azaltabilecek, gelir eşitsizliklerini azaltabilecek ve bunları yaygınlaştırarak istikrara kavuşturabilecek araçların başında eğitim gelmektedir.