• Sonuç bulunamadı

Dükkân, mağaza vb alışveriş birimleri ile bunların yer aldığı yaya ya da

2. KAVRAMSAL & KURAMSAL ÇERÇEVE

2.3. Alışveriş Mekânları Sınıflaması ve Türleri

2.3.1. Kent mekânında zaman içerisinde kendiliğinden oluşarak gelişen, sürekl

2.3.1.3. Dükkân, mağaza vb alışveriş birimleri ile bunların yer aldığı yaya ya da

 Dükkân

Pazar alanları oluşumundan sonra gelişmeye başlayan satış eyleminin sabit ve kapalı bir alanda yapılmasını sağlayan birim olan dükkân, genellikle tek katlı ve tek hacimli bir yapı türüdür (Sayılı, 1992) ve 19. y.y.’da tüketim kalıpları farklı sosyal katmanların ve statü gruplarının zevklerine göre çeşitlerigörülmeye başlanmıştır (Kandiyoti, 2003). Ticaret veya üretim işlevlerinin gerçekleştiği, kapısı doğrudan sokağa, caddeye, hana veya pasaja açılan mekânlardır.

İlk olarak geleneksel çarşı düzeninde ortaya çıkan bu birimler zamanla, 16. yüzyıl Avrupa’sında cam yapım tekniğinin gelişmesi neticesinde gösterişli vitrinlerin oluşması ile de dönüşerek çağdaş alışveriş bulvarlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur (Sennett, 1999). Türk kentlerinde ilk olarak sokak üzerinde seyyar olarak bir

malzeme ile satılan malların bulunduğu mekânın kapalı hale getirilmesi ile en basit biçimdeki satış birimi olan dükkânlar genellikle tek cepheli biçimde oluşmuştur (Dülgeroğlu Yüksel, 1995; Özdeş, 1998; Cerasi, 1999).

 Mağaza

Tez çalışmasında alışveriş mekânlarının gelişim ve değişim süreçlerinin anlatıldığı bölümünde de belirtildiği üzere 1852 yılında ‘Bon Marche’lerle başlayan, Endüstri devriminin ardından daha çok tüketim yapabilecek kitlelere yanıt vermesi gereken ve devleşen ticaret sermayesinin ulaşım ve malı koruma teknolojisindeki gelişmeleriyle birlikte dükkânlardan daha büyük olan mağazaların(department store) oluşması süreci başlamıştır (Mackie, 1977).

Zincir Mağazalar

Mağazanın zamanla artan taleple birlikte büyüyebileceği maksimum boyutlara ulaşmasından sonra kentin farklı bölgelerinde aynı malı satan, aynı adı ve imajı taşıyan yeni şubelerin açılmasıyla “zincir mağazalar” görülmeye başlanmıştır (İkizler, 1996). 19. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere'de ortaya çıkan Woolworths, Marks and Spencer gibi mağazalar buna örnek olarak verilebilir.

 Butikler

19.yy. ortalarında tüketim-üretim ilişkileri de farklılaşmış, çok sayıda seri üretim genel mağaza limitlerini aşmıştır. Böylece perakendecilikte ihtisaslaşma ihtiyacı doğmuş, özel mağazalar oluşmuştur.

Çok özel mallar arayan, standart dışı gereksinimleri veya çok seçici beğenileri olan bir grup tüketiciye hitap eden, bu tür taleplere cevap verebilen küçük uzmanlık dükkân türleri olup, sayıları az da olsa varlıklarını büyük kentlerde sürdürmektedirler.

 Pasajlar:

18.yy sonunda, Fransa’da küçük kapalı çarşılar olarak ortaya çıkan, sanayi devrimi sonucu 19.yy’da İngiltere’de esas gelişimini gösteren pasajlar; vitrinli dükkânların sıralandığı bir sokak üzerinin, çelik strüktür ve camla örtülmesi ile oluşmuştur. Ticaret merkezinde paralel başka bir sokağa geçiş için işhanları ve büyük apartmanların zemin katlarında ya da binalar arasında bırakılmış, iki yanında dükkânlar bulunan sadece yayaların kullandığı, alışveriş, geçiş ve eğlence işlevlerini barındıran yapılardır.

Pasajlar, günümüz alışveriş merkezleri için bir arketip olarak kabul edilebilir (Örnek:

Paris pasajları; en yenisi, Avenue des Champs-Eysees).

İstanbul’da 19.yy ortalarında pasaj yapısı görülmeye başlanmasına rağmen 1950- 1960’lı yıllar itibari ile modern anlamda pasajlar tüm Anadolu’ya yayılmıştır (Göçer, 1984; Say Özer, 1996).

Perakendeciler genelde bir alanda veya coğrafi olarak birbirine yakın alanlarda konumlanmak isterler. Bu mekânsal kümelenme ve yoğunlaşma eğilimi, yazılı kaynaklarda ‘perakende kümelenmesi-retail agglomeration’ olarak adlandırılmaktadır. Aglomerasyon etkisinden yararlanmak için bu kümeleşmeler MIA’da, kentiçindeki yerleşmelerde ve ana caddelerde görülmektedir (Oppewal ve Holyoaka 2004; Levy ve Weitz 2006; akt, Teller, 2008). Nelson (1958) bu olguyu ‘birikimli etki-cumulative

attraction’ olarak nitelemekte ve dükkânların yan yana gelmesiyle ortaya çıkan

sinerjinin kar payını ve iş yapma oranını arttırdığını belirtmektedir (Teller, 2008). Zamanla dükkânlar, mağazalar, giderek zincir mağazalar, butiklerden oluşan perakende satış birimlerideğişen tüketim alışkanlıkları ve belirtilen bu kümeleşme eğiliminden faydalanmak üzere geleneksel çarşılardan ayrı veya devamı niteliğinde bir cadde veya sokak üzerinde gelişim göstermeye başlamıştır. Bu tür caddeler taşıt odaklı olabildiği gibi yayalaştırılmış örnekleri de bulunmaktadır.

Tarihsel süreç içinde, özellikle 1890’lı yıllardan I. Dünya Savaşı’nın başladığı 1914’e kadar, Paris, Berlin, Londra, Chicago ve New York gibi şehirler ulaşım ağlarını geliştirmişler ve mekânsal olarak tüketime daha yatkın hale gelmişlerdir. Yeniden tasarlanıp bir bulvarlar şehri haline gelen Paris’te, bulvarlar, ışıklı ve gösterişli vitrinleriyle Parislilerin giysilerini sergileyip, buralardan alışveriş yapabilecekleri tüketim mekânları haline gelmiştir (Bocock, 1997). Söz konusu bu bulvarlar, günümüzde görülen çok biçimli ve çok amaçlı alışveriş merkezlerine en yakın form olmuştur. 1800’lerin sonlarına doğru Paris dışında Avrupa ve Amerika'da da yaygınlaşan bir tüketim zinciri haline gelen bu bulvarlar, bir dönem için çoklu mağazaların hepsine adını veren ‘Bon Marche’ mağazaları olarak anılmıştır (Williams, 1984). Tüketimin yaygınlaştırılma çabaları dâhilinde alışveriş eyleminin özellikle niceliksel olarak salt ihtiyaçlar alanı dışına çıktığı bu yerlerde, toplumsal, politik, kültürel ve iktisadi ilişkiler birbirine karışmıştır (Batı, 2007).

Türkiye’deki çağdaş anlamdaki alışveriş caddeleri ve sokaklarının gelişim süreci örnek kentler üzerinden çalışmanın ilerleyen kısımlarındadaha ayrıntıda verildiğinden,

sokaklarının gelişiminin İstanbul Pera-Beyoğlu,İzmir Frenk çarşısı gibi örneklerlegelişmeye başladığı söylenebilir.

Kent genelinde nüfus artışı ve araç kullanımının artması kaynaklı yayılmaya paralel olarak zamanla alt merkezlerin oluşmaya başlaması, alışveriş merkezlerinin sayısının artması ve niteliklerinin genişlemesiyle birlikte bu merkezlere olan artan ilgiyi azaltmak amaçlı alışveriş cadde ve sokaklarında alternatif mekânlar oluşturulmaya başlanmıştır. Buna yönelik olarak yayalaştırma, yaya bölgeleri oluşturma çabaları görülmektedir (Dökmeci, 1995; Osmay; 1999, Oğuz, 1999; Bademli, 2000). İlk yaya yolları oluşturma çabaları, 20. yüzyılın ilk yıllarında Avrupa ülkelerinin geleneksel çarşılarında görülmektedir (Göçer, 1984). Genelde alışveriş caddeleri, kesiştiği akslarla beraber yayalaştırılmış, monotonluktan kurtulmak ve insanları buralara yöneltmek için de yaya akslarındatasarım ve fonksiyon çeşitliliği oluşturma çalışmaları başlamıştır. Böylelikle alışveriş sokakları, hem alışverişin hem de diğer işlevlerin merkezi haline gelmiştir (Dökmeci, 1990). İlk olarak yayalaştırma çabalarının, alışverişe gelenlerin sayısını azaltacağı endişesi, yapılan uygulamaların başarı getirmesi üzerine ortadan kalkmıştır (Kuntay, 1994).

Yol boyu iki sıra dükkândan oluşan geleneksel çarşı modeli ve bunun zamanla mağazalar, zincir mağazalar, butiklerin ortaya çıkmasına paralel olarak evrimleşmesiyle yükselen apartman bloklarının alt katlarında (zemin kat+asma kat veya 1. kat ticaret) merkezleşme olgusuna;‘geleneksel çarşı modelinin modernize olmuş göreli olarak yeni

aşamasıdır’ denilebilir. Tüm bu oluşum süreci “kendiliğinden oluşan” alışveriş

mekânları olup, planlama bu eğilim ve kendiliğinden oluşumu desteklemiştir.

Aşağıda çağdaş alışveriş sokaklarından görünümler yer almaktadır (Fotoğraf 2.16).

2.3.2. Alışveriş Merkezi Olarak Programlandırılıp Tasarlanan Bina Ölçeğindeki Üniteler