• Sonuç bulunamadı

4.2.4. Konya Kenti

Konya kenti, düz bir alanda gelişmiş olup, Alâeddin Camii’nin bulunduğu eski bir höyük olan Alâeddin tepesi ile bu tepenin çevresinde yer alan ticaret merkezi odaklı tarihi bir çekirdek etrafında oluşan karakteristik ışınsal bir yapıya sahiptir (Önder, Aklanoğlu, 2002).Ortaçağ döneminde, Alâeddin Tepesietrafında kurulmuş bir ticaret kenti özelliği göstermektedir (Önder, Aklanoğlu, 2002; Uysal, 2010).

1077 yılında Selçuklular tarafından ele geçirilen kent, bu dönemdebilimsel, kültürel, sanatsal ve idari bakımdan bir başkent kimliği kazanmıştır. Konya’nın gerek sosyal ve siyasi yapısının, gerekse fiziki dokusunun ve kentgörünümünün biçimlenmesinde bu dönem, kentin tarihinde yaşadığı en görkemli dönemidir.Selçuklular döneminin en önemli kimliksel karakteristiği sur kapılarında (12 kapı) ticari faaliyetlerin yoğunlaşması ve bu kapıların alışveriş mahallesi haline gelmesidir denilebilir (Ergenç 1995).Bu kapıların yakınında kurulan pazarlar, dışarıdan gelenlerle kent sakinlerinin bu noktalarda buluşmasına olanak veren alışveriş mekanları olması nedeniyle önemlidir. Bu dönemde ticari yoğunluk, surun içinde, kentin doğusunda yani günümüzde geleneksel Konya çarşısının bulunduğu alanda geliştiği söylenebilmektedir(Durukan, 1997; Aktaş Yasa, 1998, Uysal, 2010 ).

Selçuklu döneminde ticaret alanları ve çarşılar hakkında bilgiler sınırlı olup hayvan, mamul mallar ve tarım ürünlerinin surların dışında yukarıda bahsi geçen kapılara yakın pazarlarda satıldığı bilinmektedir. Selçuklu dönemi Konya kenti ticaret dokusu mekânsal olarak değerlendirildiğinde;uzmanlaşmış çarşı ve pazarların var

olduğu, transit ticarete bağlı olarak gelişen hanların ve sıralı dükkânlarla oluşan sokak düzeninde uzmanlaşmış çarşılarınyer aldığı söylenebilmektedir(Özcan, 2007).

1229’da Mevlana’nın Konya’ya gelip yerleşmesi kenti daha cazip kılmış ve dönemin ilim ve düşünce adamları kente akın etmeye başlamıştır. Çevre illerden

Konya’ya yönelişin artması neticesinde, surlar kent için bir sınır oluştururken, daha çok dini etkilerle oluşan yerleşim bölgeleri sur dışına da taşmaya başlamıştır.Böylece binlerce yıldan beri şehrin merkezi olma özelliğini koruyan İç kale ve çevresi ile yarışan

yeni bir merkez ortaya çıkmıştır. Bu merkez daha çok sosyal merkez anlamında gelişmiş

ve giderek ticari fonksiyonları da cezbedip, esas Konya bedesteni ile bütünleşmiştir (Erdem ve ark.,2003).

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Konya; ticari, sosyal ve kültürel işlevli üç odak noktası etrafında gelişmiştir. Bunlar;

2. Kuzeydoğuda İbrahim Bey İmareti ve Hanı, Unkapanı ve Karatay Medresesinin oluşturduğu merkez,

3. Güneydoğuda Mevlana Dergâhı, Sultan Selim Camisi ve Kiremitli Hanın oluşturduğu merkezdir (Ergenç 1996).

16. yy.da Türk kentinin tanımlanmasında esas olan, bedesten, çarşı ve ulu cami

ilişkisi Konya’da da gözlenmektedir.

Konya geleneksel çarşısı en büyük değişim ve dönüşümünü 1867 yılında, Kapı Cami civarında çıkan ve üç gün süren yangın sonrasında yaşamıştır. Ahşap olan Konya Çarşısı neredeyse tamamen yanmış ve yangın sonrası çarşı merkezi yeniden düzenlenmiştir.

Konya çarşısında yer alan anıtsal ticaret yapılarından günümüze sadece birkaç örnek kalmıştır. Bunlar; Nakıpoğlu Hanı, Mecidiye Hanı, Piri Mehmet Paşa Külliyesi, Tevfikiye çarşısı, tuzcular içi, yeni çarşı (1950) olarak sıralanabilir (Uysal, 2004). Bunda Konya çarşısı ticari dokusunda 1900 yılların başında çıkan yangınların, yangın sonrası düzenlemelerin ve daha sonrasında yapılan imar planlarının (özellikle 1966 planı) ve plan tadilatlarının etkisi oldukça fazladır.

Konya kenti çalışmanın giriş kısmında bahsedilen küreselleşme sürecindeki değişim ve dönüşümü genelde Türkiye’deki diğer kentlerde olduğu gibi 1990’lı yıllardan itibaren yaşamaya başlamıştır. Bu yıllarda birbiri ardına açılan alışveriş merkezleri kentin kimliğinde ve mekânsal karakteristiğinde önemli değişimler meydana getirmiştir.

Kentin alışveriş mekânlarının değişim ve dönüşümü ile ilgili daha detaylı bilgiler, konunun bütünlüğünü bozmamak için ekte verilmiştir (bkz. Ek.7).

Tezin mekânsal sınırlılıklarıve kavramsal-kuramsal çerçevesi kapsamında İzmir kenti genelinden seçim ölçütlerine (Çizelge 4.2) ve geleneksel çarşı, çağdaş alışveriş sokağı ve alışveriş merkezi tipolojilerine uygun olarakGeleneksel Konya Çarşısı (Arasta Kesimi), Kazım Karabekir Caddesi ve Kulesite AVM örneklem alanları olarak seçilmişlerdir. Seçilen bu alışveriş alanlarının kent içindeki konumları aşağıdaki şekilde görülmektedir (Şekil 4.9).

Şekil 4.9. Konya kenti genelinden seçilen örneklem alanlarının kent içi konumları

4.2.4.1.Geleneksel Konya Çarşısı (Arasta Kesimi)

Adını yıktırılan Kanuni bedesteninden alan,halk tarafından ‘Bedesten’ olarak bilinenbu bölge,bünyesinde dükkânlar, hanlar ve pazaryerlerini barındırmaktadır (Karpuz, 2010).

“Geleneksel ve perakende ticaretin yoğun olarak yaşadığı mekânların, kenti tanımlayan ticari, kültürel ve anıtsal öğelerin, kente ait değerlerinyer aldığı bu kesim, kenti tanımaya, anlamaya ve hissetmeye çalışanlar için önemli bir alandır. Bu bölge; gerek kentsel arazi kullanım deseni ve işlevsel bölgeleme gerekse coğrafi açıdan merkezi konumu ve kolay erişilebilirlik olanakları açısından kentsel nüfusun tümüne hizmet eden, ekonomik etkinlik hizmetlerin odaklandığı, kentsel merkez işlevinin

KULESITE AVM

KONYA GELENEKSEL ÇARŞISI KAZIM KARABEKİR ALIŞVERİŞ SOKAĞI

yanısıra kültürel miras değerleri eşliğinde biçimlenen mekânsal ve işlevsel örüntüsü ve yakın çevresindeki kültürel mirasa konu olan değerleri ile kültürel turizme odaklı, mekânsal ve işlevsel gelişmelere açık bir kentsel alan niteliğindedir”(Özcan, 2009).

Kentin en eski ticaret alanı olan bu çarşı (eski bedesten düzeninin korunacağı

alan–Arasta) Alâeddin Tepesi’nin doğusunda, kentin en önemli ulaşım arteri olan

Mevlana Caddesi’nin üzerinde ve ağırlıklı olarak güneyinde yer almaktadır. Mekânsal oluşumu Selçuklu dönemine dayanan, dış surların 12 kapısından biri olan Atpazarı kapısının çevresinde kurulan bir çarşıdır (Ergenç 1995).

Geleneksel çarşı, karakteristik dükkânları, bu dükkânların sokakla ilişkisi, insan ölçeğinde oluşu, yayaya uygun oranları,saçak detayları ve satılan malların sergilenişi açısından kendine has birtakım görsel özelliklerle geleneksel bir karakter barındırdığı gibi, Kapı Cami, Aziziye Cami, Mevlana Türbesi gibi anıtsal öğelere dolgu yapılar niteliğinde bir fon oluşturarak, bu kültürel varlıkları daha etkili hale getirmesi ile de genel siluette önemli görsel özelliklere sahiptir.

Bünyesinde Mecidiye Han ve Nakıpoğlu Hanı gibi geç devir Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan hanlar bulunmaktadır (Aydın, 1989).Bu çarşıda diğer birçok çarşı gibi tarihsel sürecinde birtakım yangınlar yaşamış ve fiziksel yapısı değişime uğramıştır. Bunlardan en önemlisi; 1867 yılında yaşananyangındır.

Selçuklu ve Osmanlı döneminin karakteristik özelliklerini taşıyan geleneksel çarşı, Cumhuriyet döneminde, dar sokakları üzerinde yüksek katlı, kitle ve gabari olarak geleneksel dokuya uymayan yapılaşma taleplerinin yoğunlaşması sonucunda özgün dokusunu yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Geleneksel çarşının özgün dokusunun bozulmasını hızlandıran en önemli etkenlerden biri 1966 yılında hazırlanan imar planı ve sonrasında yapılan imar planı tadilatlarıdır denilebilir.

Çarşıda halen ticari işlevlerin devam etmesinin sebebi, kentin köklü ticaret kurumlarının, resmi kurumların, kendine özgü ürünlerin(sobacılar, hırdavatçılar,

baharatçılar, sakatatçılar vb.) satıldığı işletmelerin ve Konya çevresinden gelen kırsal nüfusa hizmet veren kırsal terminalin yer almasıdır. Ayrıca bu dokuda, tarihi kökleri ve

altyapısı olan alışveriş alışkanlığının ve ticaret biçiminin devam etmesinin de etkili olduğu söylenebilir (Uysal, 2004).Kentin çevresindeki yerleşmelerden günübirlik alışverişe gelenler, çarşının ekonomik potansiyelini artıran en önemli unsurdur. Ayrıca geleneksel çarşının Mevlana türbesine yakın olması da kullanım yoğunluğunu arttırmaktadır (Uysal,2004).

Günümüzde halen ticaret işlevlerinin devam ettiği Nakıpoğlu Han ve Mecidiye Han dışında nitelikli geleneksel ticaret binaları artık yer almamaktadır. Konya çarşısında sokak isimleri halen devam ettirilse de bu işlere ait faaliyetler –istisnalar dışında- devam ettirilmemektedir. Bütün bu problemlere rağmen Konya çarşısını oluşturan açık çarşı dokusunun kısmen de olsa fiziksel, sosyal ve kültürel özelliklerini günümüzde de devam ettirdiği gözlenmektedir (bkz. Ek 8), (Fotoğraf 4.17).