• Sonuç bulunamadı

DÜŞMANLIKLARDAN UZAK OLUŞU

Belgede Abdu l-mun im Mustafa (sayfa 138-145)

Allah İçin Dostluk ve Allah İçin Düşmanlık

DÜŞMANLIKLARDAN UZAK OLUŞU

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Taifetu’l-Mansura Allah yo-lunda ve Allah için olmayan bütün dostluk ve düşmanlıklardan uzaktır. Bu, onların ayrılmaz bir niteliğidir. Onlar bu vasıf ile bilinir ve diğer topluluklardan ayırdedilirler. Allahu Teala şöyle buyurur:

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir toplumun (babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa) Allah’a ve Rasulü’ne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, imanı yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir.

Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedi kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan hoş-nut olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah’ın tarafında olanlardır.”1 Kavmine, aşiretine veya grubuna bağlılık gibi toprak ve suya bağlılık temeline dayanan cahiliyye dostlukları adına Allah’a ve Rasulü’ne Sallallahu Aleyhi ve Sellem düşmanlıkta bulunanları dost edinenler, Taifetu’l-Mansura’dan olmaları bir yana mü’minlerden bile değillerdir.

Allahu Teala şöyle buyurur: “İbrahim’de ve onunla bera-ber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıkları-nızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a iman edinceye kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belir-miştir.”2 Bu ve benzeri birçok ayet ve nass, Taifetu’l-Mansura’nın bu sıfatına işaret etmektedir.

1 58 Mücadele/22

2 60 Mümtahine/4

139

www.islamibelgeler.com

UYARI

Bil ki! İslam’da, küfür ve nifak milletlerini öfkelendiren, endişelendiren ve intikam almaya sevkeden, dostluk ve düşman-lık ve Allah yolunda cihad akidesi dışında başka bir şey yoktur.

Müslümanın dininde, dostluk ve düşmanlık akidesi ve Allah yolunda cihad kadar, kafirleri korkutan başka hiçbir şey yoktur.

Dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akidesinden uzaklaştırılan bir İslam; küfür milletlerinin razı olduğu, medeni olarak tanımladıkları ve mutluluk ve kolaylık ile, onunla birlikte yaşayabilecekleri İslam’dır…

İslam’daki dostluk ve düşmanlık akidesini ve Allah yolun-da cihadı bırakan, söylemleri ve menhecinden dostluk ve düş-manlığı ve Allah yolunda cihadı çıkaran her cemaat veya taife;

kafirlerin yanında yakınlık ve kabul şansını yakalamış ve bütün imtiyazlar ve hürriyetleri kazanmış olan bir topluluktur...!

İslam’ın şiarlarından dilediğini göster, bu konuda sana herhangi bir zorluk çıkarmazlar… Bütün hak ve hürriyetler sana verilir… Ancak sakın ama sakın, İslam’daki dostluk ve düşmanlık akidesini yaşatmaktan ve Allah yolunda cihaddan bahsetme!

Onların savaş gemilerinde namaz kılabilirisin… Sarığı bile giyebilirsin... Dilersen sakalını uzatabilir ve oruç tutabilirsin…

İslami olarak hazırlanmış yemekler sunabilmek için ellerinden geleni yapmaya da hazırdırlar. Senden istenen tek şey ise, onlara dostluk göstermen ve Allah yolunda cihad akidesi ve söylevini bırakmandır...!

Evet...! Müslümanların ihtiyarlarını, kadınlarını ve çocuk-larını öldürmek, onların ev ve memleketlerini yıkmak için kıtalar arası balistik füzeler kullanıldığında, onlara “Hayır” dememen şartı ile savaş gemilerinde dahi namaz kılman için sana bütün hak ve özgürlükleri verirler. Sana İslami usullere göre kesilmiş etlerden

140

www.islamibelgeler.com

hazırlanan yemekler ikram ederler ve hazırladıkları konservelerin üzerine “İslami usullere göre hazırlanmıştır” ibaresini koyarlar.

Bununla birlikte senden istedikleri tek bir şart vardır... Müslüman kardeşini boğazladıklarında onlara “Hayır” dememen...!

“Çağdaş İslam”, “Şeffaf ve açık İslam”, “Mutedil İslam”

gibi kavramlar ile kastettikleri şey, dostluk ve düşmanlık akidesin-den uzaklaşmış ve Allah yolunda cihadı terketmiş olan İslam’dır.

Dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad ile ilgili olanlar haricinde senden herşeyi dinleyebilirler.. İslam’daki dost-luk ve düşmanlık akidesi ve Allah yolunda cihad ilgili olarak konuşman, aşırı, mutaassıp ve terörist olarak isimlendirilmen için yeterli bir sebeptir.

Tarih boyunca kafir ve nifak milletleri tarafından, İslam’a karşı yapılan saldırı, tuzak ve çarpıtmalar incelendiğinde, bu saldırı ve tuzaklardan en fazla nasibi olanın, İslam’daki dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akidesinin olduğu görülür.

Müslümanların çocuklarına yönelik eğitim ve öğretim me-todunda zaruri gördükleri bazı değişim ve düzenlemelerin hedefi-ne bakıldığında, özellikle dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akidesinin kastedildiği görülür. Bütün gürültüler, ümmetin bu iki akideden uzaklaşması için yapılmaktadır. Teröristlere yöne-lik olduğunu iddia ettikleri ve açıkça ilan ettikleri bütün kızgınlıkla-rı, aslında bu dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akide-sine yönelik bir intikamdır.!

Bu nedenle, ileri gelenlerinin diliyle ve bütün yüzsüzlükle-riyle bunu açıkça ortaya koyduklarını görürsün… “Ya bizimle birliktesiniz ya da bizim karşımızdasın” derler… Bu iki seçeneğin dışında herhangi başka bir seçenek de bırakmazlar... “Bizimle değilseniz, teröristsiniz ve dolayısıyla da teröre karşı giriştiğimiz bu savaşımızın hedefisiniz” derler...

141

www.islamibelgeler.com

Bütün bunların sebebi nedir?... Neden dinimizden, genel olarak bütün akidemizden, özel olarak ise dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akidemizden nefret ediyorlar? Dilediğimiz kimseyi dost edinme ve dilediğimiz kimseyi de düşman edinme hakkımız yok mudur?..

Herkes için, hevaları ve planları uğruna savaşma, ordu kurma veya orduya katılma, onların planlarına ve hevalarına yardımda bulunma hakkı tanınmasına rağmen, Müslümanlar olarak bize, hanif dinimizin getirmiş olduğu bütün ilkeleri, hakla-rımızı, prensiplerimizi ve değerlerimizi korumak için cihad ve savaş hakkı neden tanınmamaktadır?..

Bizden başkalarının, batıl olarak ve şeytanın yolunda yap-tıkları savaşları için, kişilik hakkı ve gereklilik değerlendirilmesi yapılırken, bizim, gasbedilen değerlerimiz ve haklarımız uğruna cihad etmeyi düşünmemiz bile büyük bir suç ve kendisi ile müca-dele edilmesi gereken terörizm olarak nitelenmektedir.

Bütün bunların amacı nedir?!

Bana göre bütün bunlar, direnişi zayıflatmak ve ümmette-ki karşı koyma gücünü yok etmek için yapılmaktadır… Kullar ve memleketler üzerine yapmayı düşündükleri işgal hareketlerini, akılları, düşünceleri ve ilkeleri gasbederek kolaylaştırmak istemek-tedirler. Böylece, kendilerine göre can sıkıcı ve önemsiz olan itirazlar ile karşılaşmadan, gasbettikleri haklar ile birlikte güven içerisinde yaşamayı hedeflemektedirler.

Ta ki kullar ve memleketlerin haklarını tahrip edip darma-dağın hale getirdiklerinde, onlara “Hayır” diyen olmasın… Üm-metin akidesini, ahlakını ve kıyamını boğazladıklarında, sığınılan en son kaleyi de yok ettiklerinde onlara “Hayır” diyen olmasın...

Ceplerini ve bankalarını doldurmak için, ümmetin zenginlik ve

142

www.islamibelgeler.com

doğal kaynaklarını gasbettiklerinde, onlara “Hayır” diyen olma-sın...

Çünkü şuur ve itikad sahasında ve hayatın hakikatinde, İslami dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akidesinin bulunmaması, içgüdüleri ve şehvetlerinin doyurulması halinde;

ölüler gibi hiçbir harekete sahip olmayan, hayvanlar gibi hatta hayvanlardan daha da düşük değerde olan yaratıklarla birlikte yaşama garantisi sağlar.

Bu ümmetin şuur, vicdan ve akide sahasından, dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akidesi yok edilmediği sürece, kulları ve memleketleri gasbeden hırsız siyonist Yahudiler ile barış, onlarla birlikte güvenlik içinde yaşama ve gasbedilmiş olan haklardan sadece önemsiz kırıntılara razı olunması planı gerçek-leştirilebilir mi?

Bütün bir tarih incelendiğinde görülür ki, en fazla saldırıya uğrayan ve yitirilmesi halinde bu ümmetin bir çok saldırılara maruz kaldığı şey; dostluk ve düşmanlık akidesi ve Allah yolunda cihaddır.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmaktadır:

“İ’yne ile alışveriş yaptığınız, öküzlerin peşine takılıp çiftçilikle yetindiğiniz ve cihadı terkettiğiniz zaman Allah size bir zillet verir ve yeniden dininize dönmedikçe sizden onu gidermez.”

Hadiste sayılanlara, cihadın ve dostluk ve düşmanlık aki-desinin terkedilmesi de ilave olunursa acaba durum nasıl olur?

Şüphesiz böyle bir şey, hadiste belirtilen zilleti artırıp, pekiştirdiği gibi küfre ve dinden uzaklaşmaya da götürür... Allahu Teala korusun.

İslam’ın getirmiş olduğu dostluk ve düşmanlık ve Allah yolunda cihad akidesinden uzak olarak bu dini yaşamak isteyen, bununla birlikte kendisini bir şey üzere sanan ve doğru yaptığını

143

www.islamibelgeler.com

düşünen kimselere bütün açıklığı ile uyarı ve nasihat babından şunu söylüyoruz: İsimleriniz İslami olsa da, Müslümanların mem-leketlerinde doğup büyümüş olsanız da, siz hiçbir hak üzere değilsiniz... Dostluk ve düşmanlık yok, Allah yolunda cihad yok…

Peki ne ile cennete gireceksiniz…?!

Dininize dönün… Allahu Teala’nın Kitap’ını yeniden oku-yun… Allah’tan size hidayet ve başarı vermesini dileyin!

Bu nedenledir ki, küfür ve nifak milletlerinin, İslam’daki dostluk ve düşmanlık akidesini, Allahu Teala’nın, hakkında hiçbir şey indirmediği iğrenç cahiliyye dostluklarıyla değiştirmeye çalış-tıklarını görürüz. Maalesef bu görevlerini yerine getirme konusun-da büyük bir başarıya imza attılar. Bu hedeflerini gerçekleştirmek için mümkün olan bütün yol ve yöntemleri kullanmaktan kaçın-madılar. Teşvik, yönlendirme ve satın alma yöntemleri ile kendi saflarına katamadıkları kişiler için korkutma ve tehdit yöntemlerini kullandılar. Allahu Teala’nın kurtardığı ve sabit kıldığından başka-sı, bu tuzaklardan kurtulamamaktadır..!1

Muhammed bin Abdulvehhab Rahimehullah şöyle der: “Yemin olsun ki ey kardeşlerim, dininizin aslına sarılın.. Dinin başı, sonu

1 Bütün küfür milletleri ve özellikle Yahudiler ve Hristiyanlar, dostluk ve düş-manlık bağlarını dini temeller üzere kurmaktadırlar. Bundan önce Bosna-Hersek’te, günümüzde ise Filistin, Afganistan ve Çeçenistan’da olanlara bakıldı-ğında bu hakikat açıkça görülür. Bütün bunlar, Yahudi ve Hristiyanların, İslam ve Müslümanlar ile yaptıkları savaşlarında sahip oldukları dini nefretin ne derece olduğunu ve nasıl bir rol oynadığını izah etmektedir. Onlar, Allahu Teala’nın şu ayetlerinde belirtilen kimselerdir: “Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler.” (2 Bakara/217) “Ehl-i kitapdan çoğu, hak ve doğru olan kendilerine apaçık belli olduktan sonra sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek isterler.” (2 Bakara/109) “Sen onların dinine uyuncaya kadar ne Yahudiler, ne de Hristiyanlar senden razı olurlar.” (2 Bakara/120) Dolayısıyla ey Allah’ın kulu, ey Müslüman! Aman dikkat et!... İşte kendisine karşı önlem alınması gereken tehlike budur...

144

www.islamibelgeler.com

ve temeli Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet etmek, bunun manasını bilmek, bunu ve bunun ehlini sevmek ve uzakta dahi olsalar onları kardeş edinmektir. Tağutları reddedin, onlara düş-manlık besleyin, onlardan ve onları savunanlardan, onları seven-lerden, onları tekfir etmeyenlerden ve; “Allah beni onlar hakkında mes’ul kılmadı” diyenlerden nefret edin.. Bunu söyleyen kişi Allah’a karşı yalan uydurmakta ve O’na iftira atmaktadır. Şüphe-siz ki Allahu Teala o kimseyi onlar hakkında mes’ul kılmış ve kardeşleri veya evlatları dahi olsa onlardan uzak durmasını em-retmiştir. Bu aktardıklarıma sarılın.. Belki de buna sarılmanız sebebiyle hiçbir şeyi O’na şirk koşmadan Rabbinize kavuşursu-nuz. Allah’ım bizim canımızı Müslümanlar olarak al ve bizi salihlerden eyle.”1

1 Mecmuatu’t-Tevhid: 111.

145

www.islamibelgeler.com

DOSTLUK VE DÜŞMANLIK KONUSU HAKKINDA

Belgede Abdu l-mun im Mustafa (sayfa 138-145)