• Sonuç bulunamadı

Birçok öğretmen ve psikolog, öğrencilerin okuldaki akademik baĢarıları ve baĢarısızlıklarının temel nedeninin bireysel yeteneklerin farklılığı olduğuna inanmaktadır. Bununla birlikte, öğrencilerin kimileri okulda baĢarılı olduğu halde,

neden hayatta baĢarılı olamamaktadır? Ya da tam tersi. Neden bazı öğrenciler hukuk, bazıları tıp ve bazıları da iĢletme gibi farklı alanları tercih etmektedirler? Neden bazı doktorlar öğrencilik yıllarında çok yüksek notlar almalarına rağmen, hastalarında baĢarısız olmaktadırlar? Merkezi sistemle yapılan sınavda birbirine yakın puan alan baĢarılı öğrencilerin bazılarının neden okuldaki baĢarıları çok yüksek iken diğerlerininki düĢüktür? Bu tür soruların açıklaması bireysel yeteneklerin yanında, baĢka açıklamalara da gerek duyulduğunu gösterir.

1960‟ların sonlarına doğru biliĢsel stillere yönelik ilginin baĢlamasıyla, araĢtırmacılar öğrenci öğrenmelerinde düĢünmenin rolü üzerinde çalıĢmaya baĢlamıĢlardır. DüĢünme stilleri ve düĢünme stillerine yönelik yapılan çalıĢmalar aĢağıda açıklanmıĢtır.

1.3.1. DüĢünme Stili Kavramı

Stil, tam olarak nedir? Stil, bireylerin bir Ģeyi yaparken ya da düĢünürken kullanmayı tercih ettiği yoldur. Stil, bireyin yeteneklerini kullanmadaki tercihi, bilgi ve becerisini uygularken tercih ettiği yoldur. BaĢka bir ifadeyle stil, yetenek ile kiĢilik arasında bir bağlantıdır. Yetenek ise bireyin yapabildiği beceri (skill) ya da beceri bileĢimleridir (Sternberg, 1997, 19; Zhang, Sternberg, 2000).

Son yıllarda, farklı isim altındaki farklı stil yapıları arasındaki iliĢkiyi ya da farklılıkları netleĢtirmek için çeĢitli kavram oluĢturma çalıĢmaları sürmektedir. DüĢünme stilleri (thinking styles), biliĢsel yaklaĢım odaklı çalıĢmalarda öğrenme stilleri (learning styles), psikoloji tabanlı çalıĢmalarda, psikolojik türler (psychological types) veya kısaca tür (type) olarak geçmektedir. Grigorenko ve Sternberg‟e (1997) göre düĢünme ve öğrenme stillerini tanımlamak için üç genel yaklaĢım kullanılmaktadır. Birinci yaklaĢım biliĢsel merkezlidir ve biliĢsel stillerle birlikte tanımlanır. Ġkinci yaklaĢım kiĢilik merkezlidir ve kiĢilik özellikleriyle birlikte tanımlanır. Üçüncü yaklaĢım ise etkinlik merkezlidir (Sternberg, Grigorenko, 1997, 705). Bu üç grup birbirinden kavramsal olarak farklıdır, fakat üçünün de ortak yanı, bireylerin yeteneklerini kullanmada ve bilgiyi iĢlemede kullanmayı tercih ettiği yollara odaklanmıĢlardır.

BiliĢ merkezli yaklaĢımlar biliĢsel stillerle, bireyin belirli bir bilgiyi nasıl biliĢe geçirdiği ile ilgilidir. Bireyin algısal ve zihinsel yeteneklerini içerir ve bilgi iĢleme üstüne odaklanır (örneğin, Witkin‟in alan bağımlı ve alan bağımsız modeli). KiĢilik

merkezli yaklaĢımlar bireysel kiĢilik özelliklerini içerir (örneğin, Myers-Briggs modeli). Etkinlik merkezli ya da diğer adı ile öğrenme merkezli yaklaĢımlar ise bireyin bir konuyu nasıl öğrenmeyi tercih ettiği üstüne odaklaĢır (örnegin, Kolb modeli) (Bkz., Bernardo, Zhang, Callueng, 2002; Cano-Garcia, Hughes, 2000; Grigorenko, Sternberg, 1997; Zhang, Sternberg, 2000). Aranması gereken yanıt ise düĢünme stillerinin ortak olarak „stil‟ terimi kullanılan bu kuram ya da modellerin neresinde yer aldığıdır. Sternberg‟in (1988) Zihinsel Özyönetim Kuramı‟na dayalı olarak Sternberg ve Wagner tarafından geliĢtirilen, öğrenirken ve öğrendikten sonra bireyin konu hakkında nasıl düĢünmeyi tercih ettiği ile ilgili olan düĢünme stilleri ise yukarıda belirtilen üç grubu da içeren oldukça kapsamlı, çok boyutlu bir modeldir. Zihinsel Özyönetim Kuramı (Theory of Mental Self-Government) düĢünme stillerini açıklamaya yönelik Sternberg‟in (1988, 1997) önerdiği düĢünme stillerinin genel kuramıdır. Kuram bireylerin düĢünme stillerini esas alır. Buna göre, nasıl bir toplum ya da hükümet kendini yönetirse, birey de kendini yönetir. Diğer bir deyiĢle kaynaklarını oluĢturur, sınırlarını ve önceliklerini belirler, değiĢikliklere tepki verir, hatta direnç gösterir. Kurama göre insanlar, kendilerini, eylem ve etkinliklerini yönetme gereksinimi duyarlar. Bu çerçevede düĢüncelerini ve eylemlerini iç ve dıĢ gereksinimlere uygun bir biçimde organize ederler. Kuramın temelini, düĢünmeyi organize eden birey zihninin, dıĢ dünyaya yansıma biçimi oluĢturur. Kurama dayalı olan düĢünme stilleri ise insanların zihinlerini ve bilgilerini kullanmak için seçtikleri, düĢünmeyi tercih ettikleri yoldur. Zeka ya da yetenek değildir, zekanın ya da yeteneğin kullanılma yoludur. Aslında bireyler tek bir stile değil, stillerden oluĢan bir profile sahiptir. Bireyler bir iĢi yaparken ya iĢi stillerine ya da stillerini iĢe uyumlu hale getirirler. Bunun için çeĢitli yollar bulunur ve insanlar kendilerini rahat hissedecekleri stilleri seçerler. BaĢka bir ifadeyle bireyler stillerini kullanmada bir ölçüde esnek davranırlar ve belirli bir durumda kendilerini gerekli olan stile adapte etmeyi denerler. Bireyin sahip olduğu düĢünme stilleri bir ölçüde sosyalleĢebilir; bir dereceye kadar zamanla bireyin yaĢadığı çevre ile etkileĢime girerek değiĢebilir. Stiller öğrenilebilir ve geliĢtirilebilir; okul, ev, iĢ, sosyal yaĢam gibi yaĢamın çeĢitli alanlarında kullanılabilir (Grigeronko, Sternberg, 1997; Sternberg, 1997, 19-20; Sternberg, Grigorenko, 1997; Zhang, Sternberg, 2000).

Zihinsel öz-yönetim kuramında Sternberg (1988), bireylerin zihinsel fonksiyonlarını toplumun yönetimleri ile karĢılaĢtırmakta ve stillere yönelik farklı yaklaĢımları

birleĢtirmektedir. Kurama göre Sternberg, insanların kendi düĢünme stillerini nasıl organize ettiklerine, yönettiklerine ve kullandıklarına yönelik beĢ farklı kategori oluĢturmaktadır. Bunlar zihinsel öz yönetimin iĢgörüleri, biçimleri, düzeyleri, yönelimleri ve eğilimleridir.

Zihinsel Öz-Yönetimin ĠĢgörüleri: Genel olarak hükümetler üç iĢgörüye hizmet

eder. Bunlar; Yasayapıcı (Legistlative), Yürütmeci (Executive), Yargılayıcı (Judicial) iĢgörüleridir. Ġnsanlar da kendi çalıĢmaları ve düĢünceleriyle bu iĢgörüleri kullanma ihtiyacı duyar.

Yasayapıcı insanlar, kendi yollarıyla iĢlerini yapmaktan hoĢlanırlar. Ayrıca ne yapacaklarını ve nasıl yapacaklarını kendileri kararlaĢtırmayı tercih ederler. Yasayapıcı insanlar kendi kurallarını oluĢturmayı sever ve önceden yapılmamıĢ veya oluĢturulmamıĢ problemleri tercih ederler. Yasayapıcı stile sahip olanların tercih ettiği bazı aktiviteler, yaratıcı yazılar yazmak, yeni projeler tasarlamak, yeni iĢ ve eğitim sistemleri yaratmak ve yeni Ģeyler icat etmektir (Sternberg, 1997, 20).

Yürütmeci insanlar, kuralları uygulamaktan hoĢlanır ve önceden yapılmıĢ veya oluĢturulmuĢ problemleri tercih ederler. Kendi yapılarını yaratmak yerine var olan yapılardaki boĢlukları doldurmaktan hoĢlanırlar. Yürütmeci stile sahip olanların tercih ettiği bazı etkinlikler, verilen matematik problemlerini çözmek, problemlerde kuralları uygulamak, baĢka kiĢilerin fikirlerine bağlı konuĢma yapmak ve kuralları yürütmektir (Sternberg, 1997, 21).

Yargılayıcı insanlar, kuralları ve yönergeleri değerlendirmekten hoĢlanırlar, var olan fikirleri, olayları analiz eden ve değerlendiren problemleri tercih ederler. Yargılayıcı stile sahip olanların tercih ettiği etkinlikler, eleĢtiri yazmak, fikir vermek, insanları ve iĢlerini yargılamak ve programları değerlendirmektir (Sternberg, 1997, 21).

Zihinsel Öz-Yönetimin Biçimleri: Zihinsel öz-yönetim kuramı dört biçim

açıklamaktadır. Bunlar; Tekerkçi (Monarchic), AĢamacı (Hierarchic), Çokerkçi (Oligarchic) ve AnarĢik (Anarchic) biçimleridir. Her bir biçim dünyaya ve problemlerine farklı yaklaĢımlar getirmektedir.

Tekerkçi insanlar, aynı anda tek amaca ve iĢe odaklanan kiĢilerdir. Aynı zamanda tekerkçi bireyler, yapılmıĢ olaylara güvenebilir ve akıllarını buna yöneltirler. Okullarda tekerkçi öğrenciler öğretmenin dikkatini çekmek için genellikle diğer

öğrencilerin yaptıklarından farklı Ģeyler yapmak veya farklı düĢünmek isterler (Sternberg, 1997, 22).

AĢamacı insanlar, hiyerarĢik amaçlara sahiptir ve öncelikleri belirleme ihtiyacını ayırt ederler. Bu kiĢiler, tekerkçilere göre karmaĢıklığı daha fazla kabul etme eğilimindedirler ve öncelikleri belirlemek için problemlere bir çok açıdan bakma ihtiyacı duyarlar (Sternberg, 1997, 23).

Çokerkçi insanlar, aĢamacı insanlar gibi aynı anda birden çok Ģey yapma isteğine sahiptirler. Fakat, aĢamacı insanlardan farklı olarak çokerkçi insanlar çeĢitlilik ile motive olma eğilimindedirler. Sıklıkla eĢit önemde algılanmıĢ hedeflerle rekabet eder. Genellikle ilk ne yapılması gerektiği veya her bir görevin tamamlanması için ne kadar zamana ihtiyaç duyulduğu konusunda emin değildirler. Bununla birlikte katıldıkları organizasyonlarda öncelikler hakkında verilen minimal düzeydeki yönlendirmelerle çok etkili olabilirler. Hatta, diğer stildeki insanlardan daha etkili olabilirler (Sternberg, 1997,23).

AnarĢik insanlar, diğerleri gibi kendisine zor gelen hedeflere ve ihtiyaçlara karĢı istekli gözükürler. AnarĢik insanlar problemlere karĢı rastgele gözüken yaklaĢımları kullanırlar. Sistemi reddetme eğilimindedirler, çünkü sistemleri kendilerini sınırlayan olarak görürler (Sternberg, 1997, 23).

Zihinsel Öz-Yönetimin Düzeyleri, Yönelimleri ve Eğilimleri: Zihinsel öz-

yönetimde insanların düzeyleri: Bütüncü (Global) ve ayrıntıcı (Local); yönelimleri: içedönük (Internal) ve dıĢadönük (External) ve eğilimleri: yenilikçi (Liberal) ve tutucu (Conservative) olmak üzere ikili gruplara ayrılmıĢtır.

Bütüncü bireyler, nispeten büyük ve soyut olaylarla ilgilenmeyi tercih ederler. Onlar deteyları sevmezler veya ihmal ederler ve ağacı görmek yerine ormanı görmeyi tercih ederler (Sternberg, 1997, 24).

Ayrıntıcı bireyler, detaylar ile çalıĢmayı gerektiren somut problemlerden hoĢlanırlar. Onların eğilimleri durumların pragmatik yönüne doğrudur. Tehlikeli yönü ise ağaçlar için ormanı kaybedebilir olmalarıdır (Sternberg, 1997, 24).

Bütüncü ve ayrıntıcı insanlar özellikle birlikte iyi çalıĢırlar. Çünkü üzerinde çalıĢtıkları görevin farklı yönlerini tamamlamada biri diğerinin unuttuğunu tamamlama eğilimindedir (Sternberg, 1997, 24).

Ġçedönük bireyler, içsel olaylarla ilgilidirler, yani içedönüktürler. Ġçine kapalı, göreve yönelimli, uzak duran ve bazen sosyal olarak dikkat çekmeme eğilimindedirler. Yalnız baĢına çalıĢmayı severler (Sternberg, 1997, 25).

DıĢadönük bireyler, hislerini açığa vuran, insan yönelimli ve dıĢadönük eğilimdedirler. Genellikle sosyal olarak duyarlı, diğerlerinin neler yaptığının farkında ve diğer insanlarla çalıĢmayı severler (Sternberg, 1997, 25).

Yenilikçi bireyler, bir Ģekilde belirsiz anlamlılığı olan durumlar araĢtırmak ve değiĢikliği maksimize etmek için var olan kurallar ve yönergelerin ötesine gitmeyi severler (Sternberg, 1997, 26).

Tutucu bireyler, iĢ ve profesyonel hayatta, var olan kurallara ve yönergelere bağlı kalan, değiĢikliği minimal tutan, belirsiz durumlardan mümkün olduğunda kaçınan, bilinen durumlara sıkı sıkıya bağlı kalan kiĢilerdir. Bu bireyler iyi yapılanmıĢ ve nispeten tahmin edilebilir çevrelerde çok mutludurlar. Böyle bir yapı var olmadığında, birey bunu yaratmak için uğraĢır (Sternberg, 1997, 26).

Sternberg‟in zihinsel öz yönetim kuramına dayalı olarak Sternberg ve Wagner (1992) tarafından geliĢtirilen, beĢ temel boyut altında 13 farklı düĢünme stilinin boyutları ve temel özellikleri Tablo 1‟de özetlenmiĢtir.

Tablo 1: DüĢünme Stillerinin Boyutları ve Temel Özellikleri I. ĠĢgörüler (Functions)

1. Yasayapıcı (Legistlative): Yenilikçi, yaratıcı, fikir üreten.

2. Yürütmeci (Executive): Uyumlu, düzenli, verilen talimatları izleyen. 3. Yargılayıcı (Judical): Yargılayan, değerlendiren, görüĢ belirten

II. Biçimler (Forms)

4. Tekerkçi (Monarchic): Aynı anda tek amaca ve iĢe odaklanan.

5. AĢamacı (Hierarchic): Çok iĢi, aynı anda, öncelik belirleyerek yapan.

6. Çokerkçi (Oligarchic): Çok iĢi, aynı anda, öncelikleri belirleyemeden yapan. 7. AnarĢik (Anarchic): ĠĢlere rasgele yaklaĢan, sistemlerden kaçınan

III. Düzeyler (Levels)

8. Bütüncü (Global): Soyut düĢüncelerle, genel çerçeveyle uğraĢan. 9. Ayrıntıcı (Local): Somut düĢüncelerle, ayrıntılarla uğraĢan.

IV. Yönelim (Scope)

10. Ġçedönük (Internal): Bağımsız, kendine yeten, iletiĢimden kaçınan. 11. DıĢadönük (External): BaĢkalarıyla çalıĢan, sosyal olan, bağımlı olan.

V. Eğilimler (Leanings)

12. Yenilikçi (Liberal): Yenilikçi, geleneğe karĢı çıkan, hayalci.

13. Tutucu (Conservative): Geleneksel, denenmiĢi tercih eden, gerçekçi.

Tablo 1‟de zihinsel öz yönetimin kuramının beĢ temel boyutu olan iĢgörüler, biçimler, düzeyler, yönelim ve eğilimler görülmektedir. ĠĢgörüler boyutunda yasayapıcı, yürütmeci ve yargılayıcı düĢünme stilleri, biçimler boyutunda tekerkçi, aĢamacı, çokerkçi ve anarĢik düĢünme stilleri, düzeyler boyutunda bütüncül ve ayrıntıcı düĢünme stilleri, yönelim boyutunda içedönük ve dıĢadönük düĢünme stilleri, eğilimler boyutunda ise yenilikçi ve tutucu düĢünme stilleri özet olarak verilmiĢtir.

Zihinsel öz yönetim kuramının temel özellikleri Ģöyle özetlenebilir: (1) Tek değil, beĢ boyut altında 13 düĢünme stilini açıklamaya yönelir. (2) Tek bir stil yerine, bireyin stillerinin profilini içerir. (3) Stiller, iyi ya da kötü olarak sınıflanmaz çünkü stil tercihi, bireyin yaptığı iĢ ile etkileĢimini içerir. (4) Ġkili karĢıtlık (dichotomous) yerine, süreklilik (continua) gösterir (Sternberg, 1997‟den aktaran Fer, 2005).

Sternberg‟e (1997, 79-98) göre zihinsel öz yönetim kuramında düĢünme stillerinin genel ilkeleri ise Ģu Ģekilde açıklanmıĢtır: (1) Stiller yeteneklerin kullanımındaki tercihlerdir, yeteneklerin kendisi değildir. (2) Stiller ve yetenekler arasındaki eĢleĢme bir sinerji yaratır. (3) YaĢam tercihleri yeteneklere uygun olduğu kadar stillere de uygun olmalıdır. (4) Ġnsanlar sadece bir stile sahip değildir, stillerin profillerine sahiptir. (5) Stiller iĢ ve durum bağlamındaki değiĢkenlerdir. (6) Ġnsanların tercihlerindeki devamlılık birbirinden farklıdır. (7) Ġnsanların stilistik esneklikleri birbirinden farklıdır. (8) Stillerin geliĢiminde sosyalleĢmenin rolü etkilidir. (9) Stiller hayat boyunca değiĢkenlik gösterir. (10) Stiller öğretilebilir. (11) Stiller ölçülebilir. (12) Bir dönem değerli olan stiller baĢka bir dönemde değerli olmayabilir. (13) Bir yerde değerli olan stiller baĢka bir yerde değerli olmayabilir. (14) Stiller orta, iyi veya kötü değillerdir. Sadece sınıflanabilir. (15) Ġnsanların yetenek düzeyi ile stilistik uygunluğu karıĢtırılır.

Sternberg‟e (1997) göre kültür, cinsiyet, yaĢ, ebeveyn stillleri, eğitim ve meslek düĢünme stillerinin geliĢimini etkilemektedir. Eğitimin etkisi ise düĢünme stillerinin öğretim ortamında nasıl kullanıldığıyla ilgilidir. Sternberg‟e göre (1997, 115) öğrencilerin, öğretimden ve değerlendirmelerden en üst düzeyde yaralanmalarının anahtar ilkesi, en azından bazılarının düĢünme stillerine uygun öğretim ortamları içinde bulunmalarıdır. Herkes gibi öğrenciler de öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Dünya bireylerin tercih ettiği öğrenme yoluna uygun eĢlemeleri her zaman sağlamaz. Esneklik öğretmenler için olduğu gibi öğrenciler için de önemlidir. Eğer öğretmenler

öğrencilere gerçekten ne yapabileceklerini göstermek istiyorlarsa, öğretimin ve değerlendirmenin stillerle eĢlemesi gereklidir. Farklı öğretim metodlarıyla düĢünme stillerinin kendi aralarındaki en uygun eĢleĢmesi Tablo 2‟de gösterilmiĢtir.

Tablo 2: DüĢünme Stilleri ve Öğretim Metodları

Öğretim Metodu Öğretim Metoduyla En

Çok UyuĢan Stil(ler)

Düz anlatım (lecture) Yürütmeci, AĢamacı

DüĢünme tabanlı soru sorma Yargılayıcı, Yasayapıcı

ĠĢbirlikli öğrenme DıĢadönük

Verilen problemleri çözme Yürütmeci

Projeler Yasayapıcı

Küçük gruplar: Öğrencilerin gerçek soruları cevaplaması

DıĢadönük, Yürütmeci Küçük gruplar: Öğrencilerin fikirleri

tartıĢması

DıĢadönük, Yargılayıcı

Okuma Ġçedönük, AĢamacı

Kaynak : Sternberg (1997, 116)

Tablo 2‟deki en önemli nokta, farklı öğretim metodlarının farklı düĢünme stilleri ile daha iyi çalıĢtığını ortaya koymasıdır.

Amerika, Çin, Ġspanya ve Filipinler‟de, orta öğretim ve üniversite öğrencilerinde düĢünme stilleri çeĢitli araĢtırmalara konu olmuĢtur. AraĢtırmacılar (Bkz., Cano- Garcia, Hughes, 2000; Zhang, Sternberg, 1998) öğrenci performanslarının sadece yetenek düzeyleri ve çeĢitleriyle değil, aynı zamanda düĢünme stilleri ile de iliĢkili olduğunu ortaya koymuĢlardır. Aynı zamanda bu araĢtırmalar öğrencilerin akademik baĢarılarının düĢünme stillerinden etkilendiğini ve düĢünme stillerinin akademik baĢarılarına da katkıda bulunduğunu göstermiĢtir. Diğer yandan yapılan bazı araĢtırmalarda öğrencilerin sahip oldukları düĢünme stilleri ile akademik baĢarı arasındaki iliĢki incelendiğinde farklı bulgulara ulaĢılmıĢtır. Örneğin Grigorenko ve Sternberg (1997) yargılayıcı ve yasayapıcı stiller ile farklı programlardaki öğrenci baĢarıları arasında pozitif bir iliĢki olduğunu, bunun yanında yürütmeci stil ile akademik baĢarı arasında negatif bir iliĢki olduğunu belirtmektedir. Bernardo, Zhang ve Callueng (2002) ise yürütmeci, yargılayıcı, tutucu, aĢamacı, anarĢik ve içe dönük öğrenci stilleri ile öğrencilerin akademik baĢarıları arasında pozitif yönde anlamlı bir iliĢki olduğunu belirtmektedir. Bernardo, Zhang ve Callueng (2002) çalıĢmalarında Grigorenko ve Sternberg‟ten (1997) farklı olarak yürütmeci stil ile akademik baĢarı arasında pozitif bir iliĢki bulmuĢtur.

Sternberg (1997, 120-121) düĢünme stillerinin sınıf içi uygulamalarına yönelik yapılan çalıĢmalarda, öğrencileri değerlendirmeye yönelik hazırlanan test maddelerinin, düĢünme stilleri dikkate alındığında bazı öğrencilere avantaj sağladığını belirtmektedir. Örneğin, matematik test maddeleri, eĢ anlamlılık test maddeleri veya okuduğunu anlama test maddeleri gibi analiz gerektiren çoktan seçmeli test maddeleri ayrıntıcı ve yargılayıcı öğrencilere daha fazla yarar sağlamaktadır. Öğretmenler öğrencilere belirli bir zaman aralığında bitirmek üzere bu testlerin hepsini verdiğinde, aĢamacı stile sahip öğrenciler zamanı testteki en fazla

maddeyi tamamlamak için daha iyi ayarlayabildiklerinden avantajlı

olabilmektedirler. Ayrıca kısa cevaplı maddelerden oluĢan çoktan seçmeli testler yalnız çalıĢmayı seven içedönük bireylere yarar sağlama eğilimindedir (Sternberg, 1997, 120-121).

Düşünme stilleri ile ilgili çalışmalarda düşünme stillerinin yaş, cinsiyet, kültür, önceki yaşantılar ve eğitim değişkenlerinden etkilendiği saptanmıştır. Örneğin, Sternberg ve Grigorenko (1995) düşünme stilleri ile sınıf düzeyi, öğretim deneyiminin uzunluğu ve öğretilen konu alanı arasında önemli ilişkiler olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Buna ek olarak öğrencilerin, sahip olduğu düşünme stillerinin yaş, doğum sırası ve cinsiyetin yanı sıra öğrenme çevreleri gibi kişisel karakteristiklere dayandığını ve farklılık gösterdiğini ileri sürmüşlerdir. Zhang (1999) da düşünme stillerinin yaş, cinsiyet ve daha önceki çalışma tecrübelerinden etkilendiğini ileri sürmüştür. Ayrıca Zhang (2002), üniversite öğrencilerinin düşünme stillerinin yaş, cinsiyet ve sosyo-ekonomik düzey gibi kişisel özelliklerin yanı sıra iş, seyahat ve liderlik tecrübeleri gibi durumsal özelliklerinden de etkilendiğini bildirmiştir. Zhang (2001) tarafından gerçekleştirilen bir başka çalışmada ise belirli düşünme stillerinin yaş, liderlik deneyimi, seyahat deneyimi ve hobi sayısıyla ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır. Buna karşın Grigorenko ve Sternberg (1997) iyi akademik performans gösteren üniversite öğrencilerinin akademik başarıları ve cinsiyetleri ile düşünme stilleri arasında anlamlı bir fark gözlemlememişlerdir. Aynı şekilde Zhang (2002) da üniversite öğrencileri arasında yaş, cinsiyet ve çalışma deneyimleri ile düşünme stilleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkiye rastlamamıştır.

1.3.2. DüĢünme Stillerinin Ölçülmesi

Sternberg ve çalıĢma arkadaĢları çalıĢmalarında insanların düĢünme stillerini belirlemeye yönelik farklı ölçme araçları kullanmıĢlardır. Bunlardan bazıları tüm bireyler için kullanılabildiği gibi bazıları sadece öğrenci ve öğretmenlere yöneliktir (Sternberg, 1997, 124). Bu ölçme araçları:

DüĢünme Stilleri Envanteri (Thinking Styles Inventory) : Ġnsanlara “Eğer bir

projede çalıĢırsam, ne yapacağımı ve nasıl yapacağımı planlamaktan hoĢlanırım” (yasayapıcı stil) gibi ifadeler verilerek kendilerini en iyi tanımlayan ölçütü 1-7 arası puanlamaları istenir.

Öğrenciler Ġçin DüĢünme Stilleri ĠĢ Kümesi (Set of Thinking Styles Tasks for

Students): Bu ölçek performansa göre stilleri belirlemeye yöneliktir. Öğrencilere açık uçlu ifadeler ve bu ifadeleri tamamlayan seçenekler verilerek öğrencilerin kendilerine uygun olan bir maddeyi iĢaretlemeleri istenir.

Öğretmenler Ġçin DüĢünme Stilleri Anketi (Thinking Styles Questionnaire for

Teachers): Öğretmenlerin öğretirken kullandıkları stilleri belirlemeye yöneliktir. Bu stiller öğretmenin kendi tercih ettiği stil veya stillerle uyuĢmayabilir. Örneğin, yasayapıcı öğretmen öğrencilerinin kendi fikirlerini kabul etmelerini isteyebilir. Bu durumda öğretmede yürütmeci stil olmaktadır. Bu ölçekte kullanılan maddelerden biri “Öğrencilerimin kendi problem çözme yollarını geliĢtirmelerini isterim” (yasayapıcı) Ģeklindedir.

Öğretmen Değerlendirmelerine Göre Öğrenci DüĢünme Stilleri (Students‟

Thinking Styles Evaluated by Teachers): Öğretmen her bir öğrencinin stilini değerlendirir. Stiller, öğretmenlerin öğrenci düĢünme stillerini yansıtan maddeleri puanlamasıyla değerlendirilir. Örneğin “Problemleri kendi yoluyla çözmeyi tercih eder” (yasayapıcı) kullanılan maddelerden biridir.

Benzer Belgeler