• Sonuç bulunamadı

Araştırmada ele alınan dördüncü alt problem: Deney 1 grubu (Dienes ilkelerine göre

yapılandırılmış öğretimin yapıldığı ve sınıf öğretmenin yürüttüğü grup), Deney 2 grubu (Dienes ilkelerine göre yapılandırılmış öğretimin yapıldığı ve araştırmacının yürüttüğü grup) ve Kontrol grubu (MEB tarafından onaylanan kılavuz kaynak kitaba göre ders işlenen grup) öğrencilerinin "Akademik Benlik Ölçeği"nden elde edilen (son uygulama)

puan ortalamaları arasında manidar bir fark var mıdır?

a) Deney 1 grubu öğrencilerinin "Akademik Benlik Ölçeği"nden elde edilen (ön-son uygulama) puan ortalamaları arasında manidar bir fark var mıdır?

b) Deney 2 grubu öğrencilerinin "Akademik Benlik Ölçeği"nden elde edilen (ön-son uygulama) puan ortalamaları arasında manidar bir fark var mıdır?

c) Kontrol grubu öğrencilerinin "Akademik Benlik Ölçeği"nden elde edilen (ön-son uygulama) puan ortalamaları arasında manidar bir fark var mıdır?

Araştırmanın dördüncü alt probleminden elde edilen sonuç, deney ve kontrol gruplarında gerçekleştirilen öğrenme-öğretme süreci sonunda öğrencilerin akademik benlik algısı üzerine yapılan analizler ile ilgilidir. Denel işlem sonunda, hem deney hem de kontrol gruplarındaki öğrencilerin akademik benlik algılarında bir değişim olmamıştır. Deney 1 grubunun uygulama öncesi akademik benlik algısına ilişkin duyuşsal giriş davranışı ortalamaları 35,52 iken, uygulama sonunda ortalamaları 35,61 olmuştur. Deney 2 grubunun uygulama öncesi akademik benlik algıları ortalaması 33,69 iken, uygulama sonunda ortalamaları 35,31 olmuştur. Kontrol grubunda ise, uygulama öncesi 33,84 iken, uygulama sonrası akademik benlik algıları ortalaması 35,12'ye yükselmiştir. Ortalamalara ait bu farkın hem gruplar içerisinde hem de grupların kendi aralarında anlamlı olup olmadığını belirlemek için yapılan analiz sonucunda, farkın anlamlı olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlara dayanarak grupların akademik benlik algılarının uygulama sonrası istatistiksel olarak anlamlı bir değişime uğramadığı söylenebilir.

Uygulama sonunda öğrencilerin akademik benlik algılarında bir değişim olmamasının birçok nedeni olabilir. Öncelikle deney ve kontrol gruplarında denel işlemin yapıldığı sürenin öğrencilerin akademik benlik algısında fark yaratacak kadar yeterli olmadığı söylenebilir. Çünkü Schunk (2011) benlik kavramı ile öğrenmenin birbirlerini etkilediği ve benlik kavramını değiştirmeye yönelik tasarlanan kısa müdahalelerin bir etkisinin olamayabileceğini belirtmektedir. Belirli bir alana özgü olarak yapılan müdahaleler, genel akademik benlik algısından ziyade alana özel benlik kavramının değiştirilmesinde etkili olmaktadır (s.498). Benlik kavramının oluşumu zaman almaktadır ve benlik kavramı istikrarlı bir hal aldıkça öğrencinin motivasyonu ve çalışma davranışı daha fazla etkilenmektedir. Dolayısıyla bu durum öğrencinin akademik başarısına da yansımaktadır (Skaalvik ve Valas, 1999).

Araştırmada, denel işlem sonunda öğrencilerin akademik benlik algılarında değişim olmamasının diğer bir nedeni yaş ile ilgili olabilir. Dördüncü sınıf öğrencileri, somut işlemler döneminde yer almaktadır. Alanyazında küçük çocukların akademik benlik gelişiminin tam olarak oturmadığına dair güçlü bulgular vardır (Guay vd., 2003; Marsh, 1990; Marsh vd., 1998; Schunk, 2011; Shavelson vd., 1976; Skaalvik ve Valas, 1999). Shavelson ve arkadaşları (1976), benlik kavramının yaşla birlikte daha farklı bir hal aldığını varsaymaktadır. Marsh ve arkadaşları'da (1998) benzer şekilde çocukların benlik algılarının yaş ilerledikçe daha gerçekçi bir hale geldiği belirtilmektedir. Akademik benlik kavramı ölçeklerinin güvenilirliği, tutarlılığı ve etken yapısı çocuklar büyüdükçe artmaktadır. Küçük çocukların benlik kavramları çok olumludur ve bu durum, benlik kavramının dış göstergeleri konusunda önyargılı olabilir ama yaş ilerledikçe çok yüksek benlik kavramları daha az olumlu hale gelme ve değişiklik gösterme eğilimindedir (Guay vd., 2003).

Araştırmada, deney ve kontrol grubu öğrencilerinin akademik benlik ölçeği ön- uygulamadan 40 puan üzerinden ortalama 33 ilâ 35 arası puan almaları öğrencilerin kendi benlik algılarını çok olumlu gördüğünün bir kanıtı olabilir. Denel işlem sonunda öğrencilerin akademik benlik algılarının istatistiksel olarak anlamlı bir değişime uğramamasının duyuşsal giriş özelliği bakımından yüksek düzeyde olumlu benlik algısına sahip olmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu nedenle çok küçük çocuklarda benlik kavramının etkili bir şekilde ölçülmesi için; basitleştirilmiş işlem içerikleri ya da resimli anlatımlar, kolaylaştırılmış formlar ve geleneksel kâğıt kalem testlerinden ziyade

grup şeklinde yönetilen bireysel görüşmelerin etkili olabileceği ifade edilmektedir (Marsh vd., 1998).

Öğrencilerin akademik benlik algılarında değişim olmamasının diğer bir nedeni; mevcut araştırmanın sonucuyla da uyumlu olarak benlik kavramının akademik başarıdan etkilenmemesi olabilir. Başka bir deyişle, akademik başarıdaki artış akademik benlik algısında bir değişime neden olmamaktadır. Bu sonuca ilişkin yeterli kanıtlar olmasa da alanyazın ile paralellik gösteren araştırmalar mevcuttur. Çalışkan (2014) tarafından 4-8. sınıf arası öğrencilerle yapılan araştırmada matematik benlik kavramının öğrenci başarısının anlamlı bir yordayıcısı olmadığını tespit etmiştir. Araştırmacı, matematik benlik kavramının öğrencilerin ön öğrenmelerinin ve çalışmaya ayrılan zamanın sağlandığı takdirde gelişebileceğini ifade etmektedir. Marsh, Byrne ve Yeung’un (1999) yapılan çalışmada da akademik başarı ve akademik benlik arasında bir ilişkinin olmadığı ortaya çıkmıştır (Aktaran, Huang, 2011).

Benzer şekilde Byrne’nin (1986) dokuzuncu ve on ikinci sınıflardan 929 öğrenciyle iki aşamalı ölçümden elde edilen verileri analiz etmişler ve önceki benlik kavramının ileriki başarıda ya da önceki başarının ileriki benlik kavramında etkisinin olmadığı sonucuna varmışlardır (Aktaran Huang, 2011). Bu nedenle Huang, benlik kavramının akademik başarı ile ilişkili olmadığını varsayan bir durumunda söz konusu olduğunu belirtmektedir. Fakat bu bakış açısını destekleyen çalışmaların az olduğuna dikkat çekmektedir (2011). Alanyazında, mevcut araştırmadan akademik benlik algısına ilişkin elde edilen sonuçlarla uyumlu olmayan araştırmalar da vardır. Matematiğe yönelik akademik benlik algısının başarıdan etkilendiğine dair sonuçlar alanyazında daha ağır basmaktadır (Guay vd., 2003; Newman, 1984; Senemoğlu, 1989; Singh ve Sarkar, 2015; Skaalvik ve Valas, 1999; Şahan, 2008; Şahin-Yanpar, 1998). Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar matematik başarısı ile matematiğe yönelik akademik benlik algısı arasında bir ilişkinin olduğu yönündedir.

Matematik başarısı ile matematiğe yönelik akademik benlik arasındaki ilişkiyi ortaya koyan çalışmalar şu şekildedir: Guay ve arkadaşları (2003) tarafından yapılan araştırmada, 10 farklı ilköğretim okulundan 2, 3 ve 4. sınıf öğrencileriyle aralıklarla üç ölçüm gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler sonucunda başarının benlik kavramı üzerinde bir etkiye sahip olduğunu ve akademik benlik kavramının da başarı üzerinde bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Newman (1984) yaptığı çalışmada ise; 2, 5 ve 10. sınıflardaki çocukların matematikteki başarısının ve kendini algılama becerisi arasındaki ilişkiyi ortaya

koymayı amaçlamıştır. Araştırma sonucunda matematik başarısının benlik kavramı ile ilişkili olduğunu sonucuna varmıştır. Skaalvik ve Valas'ın (1999), Norveç öğrencileriyle yaptığı araştırmada öğrencilerin matematik başarısının akademik benlik algılarını etkilediğini ortaya konulmuştur.

Yurt içinde öğrencilerin matematik başarıları ile akademik benlikleri arasındaki ilişkiyi ortaya koyan araştırmalar da mevcuttur. Örneğin Senemoğlu (1989), üniversite öğrencileriyle yaptığı araştırmada, matematik derslerinde öğrenme düzeyinin güçlü yordayıcı olarak duyuşsal özelliklerden akademik benlik kavramının olduğunu ortaya koymuştur. Şahin-Yanpar (1998) ise, dördüncü sınıflarda öğrenim görmekte olan 61 öğrenciyle yaptığı araştırma sonucunda, matematik dersinde öğrenme düzeyini yordayan değişkenlerden birisinin de akademik benlik olduğu sonucunu elde etmiştir. Şahan'da (2008) zenginleştirilmiş öğretim etkinliklerinin uygulanmasına yönelik olarak yaptığı deneysel çalışma sonunda, denel işlemin öğrencilerin akademik benliklerinde etkili olduğu sonucunu ileri sürmüştür.

Deney ve kontrol gruplarında yürütülen öğrenme-öğretme süreci sonunda öğrencilerin akademik benlik algılarında bir değişim olmamasının nedeni alanyazın sonuçları ile ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak, grupların ön-uygulamaya ait akademik benlik puan ortalamalarına bakıldığında zaten yüksek benlik algısına sahip olan öğrencilerin en azından yapılan öğretimle daha geriye gitmedikleri söylenebilir.