• Sonuç bulunamadı

Uzun dönemde yüksek getiri sağlamak için, kısa ve orta dönemde birikim değerinin sert dalgalanmasından rahatsızlık duymayan, hisse senetlerine ilgi duyan

200 Milyon TL Üstü

Agresif 1: Uzun dönemde yüksek getiri sağlamak için, kısa ve orta dönemde birikim değerinin sert dalgalanmasından rahatsızlık duymayan, hisse senetlerine ilgi duyan

ve risk almak suretiyle uzun dönem yüksek getiri hedefleyen katılımcılar için uygundur

Fon Karması Yatırım Aracı Yapısı:%8.3 ters repo, %60.7 tahvil/bono, %1,00 Eurobond, %29 hisse senedi, %1 mevduat.

SONUÇ

Bireysel emeklilik sistemi ile ülkemizde yeni bir dönem başlamıştır. Bireysel emeklilik sistemi, ülkemizin demografik fırsat penceresini avantaja dönüştürecek önemli işlevleri üstlenebilir bir yapıdadır. Ayrıca, emekliliğe yönelik uzun vadeli fonların da ülkemiz mali sisteminde önemli değişimlere neden olacağı açıktır. Bu değişimin sonucunda, daha istikrarlı, daha rekabetçi ve dinamik bir mali sistem ile finansal açıdan daha sağlam bir sosyal güvenlik sistemine geçiş yönünde olumlu gelişmeler beklenmektedir.

Bu sistem aracılığı ile birikecek fonlar hem kişilerin emekliliklerinde ek bir gelir elde etmelerine hem de ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratılmasına olanak sağlayacaktır. Uzun vadeli fonların oluşması ile kurumsal yatırımcılar artacak, vadeler uzayacak, piyasalar derinleşecek, özel kesimin borçlanabilme olanağı genişleyecektir. Böylelikle, istihdam artırıcı yatırımlar için daha kolay kaynak bulunacak, istihdam artacak, kayıtdışılık azalacak ve sürdürülebilir ekonomik büyüme olanağına kavuşulacaktır. Diğer taraftan, ülkemizde kurumsal yatırımcıların para ve sermaye piyasalarında etkinliği azdır. Bireysel emeklilik sistemi bu açıdan ülkemizde kurumsal yatırımcıların oluşmasına ve sermaye piyasalarının derinleşmesine neden olacak önemli bir gelişmedir.

Bireysel emeklilik sisteminde bireylerin emekliliğe yönelik tasarruflarından oluşan uzun vadeli fonlar, bu fonları işleten şirketlerin üstlendikleri riskleri azaltmak amacıyla artan oranda uzun vadeli yatırım araçlarına olan talebi artıracaktır. Bireysel emeklilik sisteminde yaratılan uzun vadeli fon arzının para ve sermaye piyasalarında yatırım araçlarının çeşitlenmesine ve daha uzun vadeli yatırım araçlarının geliştirilmesine olanak sağlayacaktır.

Piyasalarda uzun vadeli fonların varlığı beraberinde hem kamu kesiminin hem de özel kesimin sermaye talebi yapısında değişime katkıda bulanacaktır. Böylelikle hem kamu hem de özel kesim daha uzun vadede borçlandıkça piyasalardaki faiz oranının kısa süreli ve devamsız olma

durumu azalacak, bireyler ve işletmeler ekonomik kararlarında daha uzun vadeli hareket edebileceklerdir. Özellikle, özel kesimin uzun vadeli borçlanabilmesi ve faiz oranların tahmin edilebilir olması ekonomik büyümenin ivmesini oluşturacaktır.

Ayrıca, hem kamunun ve özel kesimin hem de bireylerin ve işletmelerin beklentilerindeki değişim, ekonominin istikrara kavuşmasına ve enflasyonla mücadelede önemli kazanımlar elde edilmesine de katkıda bulunacaktır.

Ülkenin bugünü ve geleceğini ilgilendirmesi nedeniyle sosyal güvenlik sisteminin sağlam idari ve finansal bir yapıya kavuşturulması uzun yıllar ülkemizin gündemini oluşturmaya devam edecektir.

Sosyal güvenlik alanındaki uluslararası uygulamalara bakıldığında reformların nedenlerinin her ülkede büyük farklılıklar gösterdigi görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde sorunun temel nedeni, nüfusun yaşlanması ve dağıtım esaslı sistemlerin zaman içerisinde finansal dengelerinin bozulacağına ilişkin beklentidir.

Gelişmekte olan ülkelerde ise, sağlam finansal temellere oturan bir sosyal güvenlik sistemi ile daha nitelikli ve daha geniş kesimlere hizmet sunulmasının amaçlandığı görülmektedir.

Ülkemizin oldukça genç bir nüfusa sahip olduğu ve ileriki yıllarda bu nüfus yapısının tersine döneceği görülmektedir. Bu noktada, bireysel emeklilik sistemi, demografik fırsat pencerisini kullanmada bize önemli seçenekler sunmaktadır. Ülke olarak bu gunun genç nüfusunun yarın yaşlanacağı ve yaşlı nüfusun toplam nüfus içerindeki payının artacağı dikkate alınarak gelecek sosyal güvenlikte gereksinme duyulacak fonların bu gunden biriktirilmesi gerekecektir. Bu husus, daha az çalışanın daha çok emeklinin olacağı ileriki yıllarda sosyal güvenlik sisteminin finansal yapısının daha sağlam mali temeller üzerine kurulmasına ve güçlenmesine olanak sağlayacaktır.

Sistemin dolaylı ancak bazı yönleriyle doğrudan tarafı olan devletin; emeklilik şirketlerinin ve katılımcıların mevzuat hükümlerine uygun hareket edip etmediğini denetlemesi, gerekli uyarıları ve müeyyideleri zamanında ve gerektiği gibi yapması, emeklilik şirketleri arasında haksız rekabete fırsat vermemesi ve tekelleşmenin önüne geçmesi, sisteme daha fazla katılım için alt gelir grupları için vergi teşviklerini artırması, orta ve üst gelir düzeyindeki katılımcılar için ise, vergi indirimine tabi olacak katkı payı tutarının asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacağına ilişkin hükmü kaldırması, emeklilik yatırım fonlarında oluşacak birikimlerle kolaylaşacak kamunun borçlanma olanağını iyi değerlendirmesi ve bu sayede yeni yatırımları yapması, sistemin işleyişinde ortaya çıkabilecek aksaklıklara zamanında müdahale etmesi ve gereken değişikliklere zamanında gitmesi gibi hususlar bireysel emeklilik sisteminin başarıya ulaşmasında devleti ilgilendiren temel unsurlar arasında yer almaktadır.

Ayrıca devletin; yıllık gelir sigortası sözleşmesi ile ilgili ayrıntılı düzenlemeleri en kısa zamanda yapması, grup emeklilik planlarında işveren ve katılımcı haklarının ve yükümlülüklerinin daha açık düzenlemesi, emeklilik şirketlerinin birbirleriyle rekabet edebilmeleri için gerekli ortamı her zaman sağlaması ve tekelleşmenin önüne geçilmesi için gerekli tedbirleri zamanında alması, katkı payı öderken vergi teşviklerinden yararlanmayan katılımcıları sistem ayrılırken vergi stopajına tabi tutmaması, 56 yaş sınırının 20 yıl katkı payı ödeyenler için aranmaması ve taraflardan gelebilecek rasyonel tekliflerle ilgili yeni düzenlemeleri yapmayı göz ardı etmemesi gerekmektedir. Özellikle son yıllarda ekonomik yapıyı ve piyasaları oldukça sarsan ve milyarlarca dolarla ifade edilen batık banka olaylarının bireysel emeklilik birikimlerinde de yaşanabileceği, birikimlerin reel olarak çok değer kaybedebileceği iddiaları da bulunmaktadır. Ancak, ülkemizde görülen ve büyük reel kayıplara yol açan krizler göstermiştir ki tasarruflar hangi yatırım aracında değerlendirilirse değerlendirilsin kısa ve orta vadede hepsi zarara uğramaktadır. Zira, döviz sahipleri kısa vadede zarar etmemiş olsalar da takip eden yıllarda reel kayıplarla karşılaşmışlardır.

Aynı durum, gayrimenkul sahipleri için, altın yatırımcıları için, borsa oyuncuları için hatta devlet tahvili sahipleri için söz konusu olmuştur. Profesyonel yatırımcıların ise, bu tür krizlerde en az zarar eden, hatta çoğu zaman kar edenler arasında yer aldıkları görülmektedir. Yine batık banka olaylarında yatırım fonlarının bu süreçten etkilenmedikleri ve de yatırım sahiplerini zarara uğratmadıkları da bilinmektedir. Çünkü, profesyonel piyasa oyuncuları ne zaman hangi yatırımın en iyi değerlendirme aracı olabileceğini tahmin edebilmekte ve ona göre hareket etmektedir. Sonuç olarak, uzun vadeli bir tasarruf ve yatırım aracı olan bireysel emeklilik sisteminin, önümüzdeki yıllarda karşılaşılabilecek olası krizlerde katılımcılarını zarara uğratması ihtimalinin, diğer yatırım araçlarının yatırımcılarını zarara uğratması ihtimalinden daha az bir ihtimale sahip olduğu söylenebilecektir. Emeklilik şirketleri batsa dahi, katılımcıların birikimleri saklayıcı kuruluşta saklandığından zarar görmemektedir. Dolayısıyla katılımcılara ait birikimler emeklilik şirketlerinden bağımsız olarak güvence altında bulunmaktadır. Bu nedenle, insan için özel olan her şeyin daha güzel olduğu gerçeğinin bireysel emeklilik sisteminde de gerçekleşmesi umulmalıdır. Bu umut, bireysel emekliliğin başarıya ulaşmasında en belirleyici faktör olacaktır.

Bireysel Emeklilik Sisteminin Türkiye’deki gelişimini incelediğimizde; yürürlüğe girdiği 2003 yılından bu güne kadar beklentilerin üzerinde bir gelişim göstermiştir. Şu anki trend göz önünde bulundurulduğunda bireysel emeklilik sisteminin amaçlanan hedeflere ulaşabileceği, krize girmiş olan sosyal güvenlik sistemlerine ilave bir yatırım enstrümanı olabileceği ve bireylere ilerleyen yaşlarında ilave bir gelir sağlayacağı düşünülebilir.

Bireysel emeklilik sistemi kapsamında yatırılan aidatların, emeklilik yatırım şirketleri tarafından bilinçli bir şekilde işletildiğinde diğer yatırım araçlarına göre daha fazla getiri sağlayabileceği çalışmanın son bölümünde açıklanmıştır. Ancak ilerleyen yıllarda enflasyon ve faizin, hisse senetlerinin, dövizin trendi bireysel emeklilik sistemi kapsamında yapılan yatırımların ve neticesinde elde edilecek gelirin seyrini dolaylı olarak etkileyecektir

Sonuç olarak, bireyler için çalışırken sahip olunan refah seviyesi Kamu Sosyal Güvenlik Sistemlerinden(SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) alınacak maaşlarla emeklilik döneminde devam ettirilemeyecektir. Gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara paralel olarak ülkemizde de yapılan düzenlemelerle kişilerin emeklilik günleri adına kendi hesaplarına tasarruf yapabilmeleri için Bireysel Emeklilik Sistemi geliştirilmiş ve vergi teşvikleri sağlanarak bireyler bu sistem dahilinde tasarrufa özendirilmiştir. Kamu sosyal güvenlik kurumlarından alınacak emekli maaşının yetersiz olacağını düşünenlerin, bu sisteme katılmak ve adlarına açılacak olan hesablarında emeklilik günleri için tasarrufta bulunmaları gerekmektedir.

EK-1