• Sonuç bulunamadı

Dönüşümün Adı

Bu tema katılımcının “Yaşamış olduğunuz bu dönüşüme bir isim verseydiniz hangi ismi verirdiniz? Neden bu ismi verdiğinizi açıklayabilir misiniz?” şeklinde yöneltilen sorulara verilen cevaplardan alıntılar içermektedir. Böylece temadan elde edilen bulgular ışığında yaşanılan dönüşümün katılımcı için önemi ortaya çıkarılmaya ve onun için ne anlam ifade ettiği anlaşılmaya çalışılmıştır. Her katılımcının görüşleri sırasıyla verilmiş olup katılımcının kodu parantez içerisinde belirtilmiştir. Her bir katılımcının dönüşümüne verdiği isimden sonra neden bu ismi verdiğine dair görüşleri aşağıda yer almaktadır.

“İnsan olmayı anlamak” (YMK-38). “Ya belki bu dönüşüm sürecinin tamamını irdelediğimizde tasavvufi açıdan da değerlendirebiliriz. ... Hani insanın dönüşümü esnasında hiçlik makamını idrak etmesi belki de insan olmayı, insan olmayı özümsemeyi

65

anlaması, insan olmanın da ötesinde o duyguların tümünü özümsemeyi anlaması. Bu sürecin bana en çok hissettirdiği bu oldu. Bir şeyler öğrendikçe daha insani duygularımın çıktığını fark ettim. Belki bu şekilde adlandırılabilir bu süreç.” (YMK-38).

“Kabuğundan çıkmak” (KÖE-43). “… Çalışırken farkına varmadan aslında bu koca şehirlerde dünyanın gerçeklerinden bi haber yaşıyormuşuz. Kendi dünyamızda dışarda ne olup bittiğini çok da umursamadan yaşıyormuşuz. … Varsa yoksa okuldu, dersti, kurstu egzersizdi. Nasıl diyeyim, dünya telaşesine düşmekten bizim dışımızda ne

olduğunun bile farkında değilmişiz. Sanki bütün dünya nimetleri sadece bizim için. … Varsa yoksa biz biz. Hâlbuki bizim dışımızda da insanlar var ve acaba onlar yani ne

şartlarda yaşıyor, ne hissediyorlar, açlar mı, toklar mı? … Hani bunun farkına varabilmek. İşte bunun farkına vardığım için “kabuğundan çıkmak” dedim. Dışarıyı görmek için, gerçek hayatı görmek için kabuğunu kırıp çıkman gerekiyor. İnsanların

farkına varman gerekiyor, hayatın farkında olman gerekiyor. Mesela Antep’i düşünüyorum, o kadar çok ihtiyaç sahibi var ki. Bunun birçoğumuz farkında bile

değiliz.” (KÖE-43).

“Güzelliğe giden yol” (GYK-50). “Çünkü… Bir hayatı hep güzelleştirmek istiyorum. İnsan olarak güzelleştirmek istiyorum. İnsanların yüzünün gülümsemesi bana

mutluluk veriyor. Bunu yaparken benim hayatımda güzelleşiyor. … Emeklilik sürecinin üstüne döndüğüm bir yol. Tabi çok ciddi projelerle dönülen bir yol. Hani bugün de hadi

kalkayım da bir güzellik uzmanı olayım dediğim bir şey değil ama. … İnsanları mutlu ettiği için belki, güzel olduğu için belki, insanları güzelleştirdiği için benim hayatımı güzelleştirdiği için ve daha da güzelleştirmesini umut ettiği için. Öyle diyelim.” (GYK-

50).

“Her yeni öğrenme bir cehalet farkındalığı yaratır” (MÖE-34). “Her yeni öğrenmem cehaletimi fark ettirdiği için -her yeni öğrenme bir cehalet farkındalığı yaratır- diyebilirim. İstanbul’da doktora yaptığım süreç için söylemek gerekirse haftanın 3 gününü ben İstanbul’da geçirdim. … Beni çok zorladı. Ama her gittiğimde

orda küçük bir şey öğrendiğimde diyordum ki artık, ben bir şeyleri bilmiyormuşum. Bilmediğimi bilmek bana farklı bir mutluluk verdi. Buradan şunu hissettim; demek ki

öğrenmenin gerçekten sonu yok. Yani matematik öğretmeni olarak ortalıkta dolaşıyorduk ama -kendimizi tanıtırken o şekilde tanıtıyoruz ama- biz matematik

manasında bir deryadaki bir damla sudan farksızız. Hatta buna da şöyle hitap edebiliriz. Zerrecik olarak görüyorum kendimi bu noktada. Bunun için böyle bir isim

vermeyi uygun buldum.” (MÖE-34).

“Alın terine dönüş” (TCE-29). “Aslında başımdan geçenlerle de alakalı olmasından dolayı bu isim daha doğru olur diye düşünüyorum sanki. … Eğer helal

olanın yani alın terimin peşinde koşmasaydım şuanda başka bir hayatım olacaktı. Aslında babam kuyumcu tabi… Bu dönüşümden önce aslında öyle çok rahat bir hayatım

vardı. … Ama babamın kazancı biraz benim açımdan sıkıntılıydı. Nasıl diyeyim, aslında biraz haksız bir kazançtı. Ben ondan ayrıldığımda resmen diyebilirim ki ceketimi aldım

çıktım. Öyle ki sıfırı bile tükettim. İşte arkadaşın yanında sığıntı gibi yaşadım. Niye? Ben helal yolla kazancımı elde etmek istiyordum. Babam gibi başkasının sırtından aslında başkasını emeğini-hakkını yiyerek para kazanmak istemiyordum.” (TCE-29).

66

“Gerçeklik yoluyla hayal yolunu birlikte yürümek” (MYE-22). “Şimdi hukuk fakültesini kazandığım zaman bu gerçek olan bir kısımdı; hani çok hayal ettiğim bir şey

değildi. Sınava girdim en yüksek puanı aldım, en yüksek puanlı okula giriş yaptım. İstanbul Üniversitesine. Ama bu hayalim değildi yani. Okula girdikten sonra hayalim

yazılımcı olmaktı. Bu hayalimi de gerçekleştirmek için çok çaba sarf ettim ama ikisinden birini tercih edip devam etmedim. İkisini birlikte götürmeye çalıştım. İkisini de birlikte götürebiliyorum şuan. … yani hem hayalimdeki işte hem de mevcut gerçeklikteki okul durumunu birlikte yürütmek istedim. O yüzden böyle bir isim geldi aklıma.” (MYE-

22).

“Çığ düşmesi” (DÖE-33). “Yüksek lisans eğitiminde aldığım derslerden edindiğim bilgiler, okuduğum kitaplar ve makalelerle birlikte eğitim felsefemde ve eğitime bakış açımda değişiklikler oldu. Özellikle yetişkin eğitimi dersinde yetişkinlerin

öğrenmesi üzerine yaklaşımlar ve teoriler yalnızca eğitimle ilgili görüşlerimi sorgulamamı sağlamadı dünya görüşümü de yeniden değerlendirmemi sağladı. Araştırma sürecinde insanların dönüşümlerinden, düşüncelerinden yararlanarak kendi düşüncelerimi yeniden oluşturmaya çalıştım. Bu yeni durum öncekilerin üzerine bir çığ

gibi düştü. Eski düşüncelerim çığın altında duruyor. Öldüler mi kaldılar mı zaman gösterecek. Ama şuanda çığın üstündekilerle ilgileniyorum.” (DÖE-33).