• Sonuç bulunamadı

4.2. Gelişim Dönemleri

4.2.2. Cumhuriyet Dönemi

Turhal’ın şehirsel gelişimi, Cumhuriyet’in kuruluşunu takiben gerçekleşir. 1932 yılında demiryolu hattının, 1934 yılında şeker fabrikasının kurulması, 1944 yılında da ilçe statüsü kazanmasıyla birlikte şehirsel gelişim hızlanır. İlçe merkezi olmasıyla birlikte yönetim merkezi olma, yani idari bir fonksiyon yüklenmesinin yanında şehir; devlet tarafından sağlanan sosyal, kültürel ve ekonomik yatırımlarla birlikte süratle büyümüştür.

Cumhuriyet döneminde şehirsel özellik kazanan araştırma alanında, şehirsel gelişim dört dönemde incelenmiştir.

4.2.2.1. 1935 Öncesi Dönem

Şehirde 1935’e kadar kabul edilen ilk oluşum, kale ve çevresinde, bugünkü Camikebir, Hamam, Kova ve Celal mahallelerinin bir bölümünü kapsar. Şehrin belirlenen bu alanlarda kurulmasının en önemli nedeni Kale Tepe’nin ulaşım açısından hâkim bir noktada olması ve bu özelliğiyle savunmayı kolaylaştırmasıdır. Turhal’ın buraya kurulmasının bir başka nedeni ise taşkınlardan korunmaktır. Bahsedilen bu ilk oluşumda, özellikle kale etrafındaki yerleşim birimi eğimli bir arazide kurulmuş olup 1- 2 katlı, bitişik ya da ayrık yapı nizamının bir arada görüldüğü doku özelliğindedir (Foto 4.3, Foto.4.4, Foto.4.5.).

Foto 4.3. Kentin İlk Kuruluş Yerlerinden Kova Mahallesinde 2 Katlı Bitişik Nizamın Hâkim Olduğu Doku

Foto 4.4. Cami Kebir Mahallesi ve Ulu Cami’nin Çekim Tarihi Belli Olmayan Eski Hali (http://www.facebook.com/turhal60).

4.2.2.2. 1935-1945 Arası Dönem

Turhal, 1935-1945 yılları arasında ise özellikle 1934 yılında açılan şeker fabrikasına endeksli olarak gelişmiş (Foto.4.6.). Günümüzdeki Seyfi Demirsoy Mahallesi merkezli olmak üzere şehrin batısı, kuzeyi ve kuzeybatısının bir kısmını içine alan üç yönlü bir gelişim gerçekleşmiştir. Bu dönemde yatay büyümeyi sağlayan bir başka önemli faktör ise Turhal’ın 1944 yılında ilçe statüsü kazanmasıdır.

1935- 1945 yılları arası on yıllık süre içerisinde batıda Cumhuriyet ve M.Fevzi Çakmak Mahallesi ile; kuzeyde Yeşilırmak, Gündoğdu mahalleleri, kuzeybatıda Bahar ve Mevlana mahallelerinin önemli bir kısmı oluşur (Harita 4.1.). Söz konusu oluşum dönemi, bahsedildiği gibi şeker fabrikasının damgasını vurduğu bir oluşum olup 1945 yılından sonra şehrin yeni oluşan kısımlarına yön veren önemli bir alan olur. Belirtilen bu zaman dilimi içerisinde oluşan alanda, ayrık yapı düzeni hâkimdir. Ayrıca, yerleşimin kuzeyinde ve doğusundaki iki bölgede bu dönemde oluşmuş kısımlar vardır.

Foto 4.6. Şeker Fabrikası (Kaynak: http://www.facebook.com/turhal60 Çekim Tarihi Belli Değil)

4.2.2.3. 1945-1985 Arası Dönem

1945-1985 yılları arasında, kale ve çevresi ile fabrika çevresindeki gelişimlere bağlantılı olarak şehrin alansal gelişimi devam eder. Bir başka ifade ile ovanın orta

kısımlarını kapsayan alan ile kuzey, kuzeybatı ve batı kısımlarını çevreleyen, aynı zamanda şehrin güneyinde ve güneydoğusunda yeni bir oluşum başlar. Günümüzde şehrin merkezinde bulunan Müftü ve Yavuz Selim mahalleleri ile güneyde yer alan Yunus Emre ve Ray mahalleleri ile batıda yer alan M. Fevzi Çakmak ve Mimar Sinan mahalleri söz konusu dönem içerisinde gelişim gösteren mahallelerdir (Harita 4.1.). Turhal’ın ilçe statüsü kazanmasıyla birlikte hizmet sektörünün gelişmesi, 1973 yılında Tokat’ın il olarak teşvik kapsamına alınmasıyla sanayi fonksiyonun gelişiminin devam etmesi ve Turhal’ın göç alması, bu dönemde şehirsel yayılmayı sağlayan temel faktördür.

4.2.2.4. 1985 Sonrası Dönem

1985 sonrası oluşmuş dördüncü alan, şehrin önceki oluşumlarını çevreleyen ve özellikle doğu kesiminde yer alan merkezden kopuk gelişen bir sahadır. Boyacılar, Yeşilırmak, Emek, Dere, Cumhuriyet, G. O. P, K. Karabekir, Yunus Emre ve Ray mahallelerinin bu dönemde de yayılımı devam eder. Bunlara ek olarak şehrin kuzeyinde yer alan Hacılar Mahallesi, güneydoğusunda yer alan Güneş Mahallesi ile kuzeydoğusunda bulunan Borsa Mahallesi yeni gelişim alanları olarak belirir (Harita 4.1.). Ek olarak kuzeybatıda yer alan Kayacık Mahallesi daha önce köy statüsünde iken bu dönemde belediye sınırlarına dâhil edilmiş ve şehrin yeni bir mahallesi olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca şehrin doğusunda yer alan Fatih Mahallesi bu dönemde oluşmaya başlamış bir mahalledir (Harita 4.1.). Bu alanların oluşumunda meslek yüksekokulu ve yaygın olarak yapılan besicilik faaliyetleri, 2004 yılında Tokat’ın il olarak teşvik kapsamına alınması ve yeni sanayi tesislerinin kurulması etkili olmuştur. Bu dönemdeki oluşumda özellikle şehrin batısındaki alanlarda ayrık yapı düzeninde çok katlı, modern mimari tarza sahip binalar dikkat çeker. Sonuç olarak Cumhuriyet devrinde Turhal’da şehirsel gelişim, jeolojik ve jeomorfolojik kriterlerin ihmaliyle dört dönemde gerçekleşir. Bu gelişim 1935 yılına kadar Turhal Kalesi ve çevresini kapsayan yüksek, eğimli alanlardan oluşurken 1935 yılından sonra özellikle şeker fabrikasının kurulmasıyla ova tabanında orta kısımlarla, kuzey, kuzeybatı, batı, güney ve güneydoğu yönlü oluşumlar gerçekleşir. 1985 yılından sonra ise ova tabanındaki yayılma devam etmiş, belediye sınırlarının tamamına yönelik bir gelişim söz konusu olmuştur. Ancak bu gelişim, jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerin ihmaliyle devam ederse Turhal sürdürülebilirliği olmayan, dönüşemeyen ve kimlik bulamayan bir şehir olmaya mahkûm olacaktır.

5.TURHAL’IN ŞEHİRSEL FONKSİYONLARI ve ŞEHİR İÇİ ARAZİ KULLANIMI

Fonksiyon kavramının yerleşmeler açısından önemi büyüktür. Yerleşmelerin sahip olduğu fonksiyonel özellikler, bu fonksiyonlardaki çeşitlilik ve uzmanlaşma, kendi aralarında görev, sorumluluk ve etki alanı farklılıklarına, dolayısıyla da bir yerleşme kademelenmesine (hiyerarşiye) yol açar. Fonksiyonel özellikler ile yerleşmenin büyüklüğü ve büyüme süreçleri arasında da ilişki vardır. Bunun yanı sıra her bir yerleşmenin özel işlevleri de olabilir. İşlevsel uzmanlaşmaya bağlı olarak yerleşmelerin, özellikle de şehirsel yerleşmelerin bazı faaliyetlerde öne çıktıkları belirlenir ki, bu durumda imalat, madencilik, ticaret, ulaştırma (liman, istasyon vb.), garnizon, turizm, üniversite şehirlerinden veya karma işlevli yerleşmelerden söz etmek mümkün olur (Özgür, 2010: 14).

Fonksiyon kavramı coğrafyada ilk kez 1891 yılında F. Ratzel tarafından kullanılmış ve daha sonra birçok tanımı yapılmıştır. Tolun-Denker (1976), fonksiyon kavramını mekana ihtiyaç duyan genel ve özel hizmetleri ya da etkinlik ve yararlanmaları, bir yandan şehrin yakın ve uzak çevresiyle olan bağlantıları olarak açıklar. Keleş (1998), ise şehirler için fonksiyon kavramını insanlara barınma, ticaret, yönetim, dinlenme, eğlenme, ulaşım vb. işgörü ve etkinlikleri sunan ve ancak kentlerde bulunabilen, kırsal yerleşmelerde sağlanma olanağı bulunamayan faaliyetler olarak tanımlar. BeauJeu-Garnier ve Chabot (1976) ise bir şehir yerleşmesinin ortaya çıkışını, gelişimini ve büyümesini mümkün kılan faaliyetleri şehirsel fonksiyonlar olarak tanımlamışlardır (Aliağaoğlu ve Uğur, 2010: 131). Karaboran (1989) ise fonksiyon terimini geniş ve dar anlamları ile açıklamaya çalışır. Buna göre, geniş manasıyla fonksiyon terimi, zaman içinde akıp giden faaliyetler ya da yapılan iş anlamına gelirken dar anlamıyla bireysel hareketlerin birbirine karşılıklı bağlılığının ifadesidir. Aynı zamanda fonksiyonlar, coğrafyada birbirine karşılıklı bağımlı durabilen faaliyetler olarak tanımlanır.

Şehirlerin fonksiyonel olarak sınıflandırılması çeşitli metotlarla birçok coğrafyacı tarafından yapılmıştır. “Harris’in (1943) Functional Urban Classification”, Nelson’ın (1955) “Multifunctional Classification”, Alexandersson’ın (1956), Webb’in

(1959) “Analysis of Minnesota Towns”, Forstall’ın (1970) “Classification of American Cities” en dikkat çekici olanlarıdır. Türkiye’de bu konuyla ilgili olarak yapılmış ilk çalışma Tümertekin’e aittir. Tümertekin 1960 yılı verilerini kullanarak 10.000 ve daha fazla nüfuslu 146 şehir yerleşmesi ile 10.000’den daha az nüfuslu 5 yerleşmeyi fonksiyonlarına göre sınıflandırmış. Bu yapılırken sadece 1960 yılı verileri esas alınmış, yerleşmelerin geçmişteki durumu ve geçirdikleri değişiklikler dikkate alınmamıştır. Buna göre Türkiye’deki şehirler ziraat şehirleri (51 adet), imalat şehirleri (42 adet), gayri muayyen faaliyetlerin olduğu şehirler (40 adet), genel hizmetlerin ağırlık kazandığı şehirler (13 adet), istihraç (çıkarım) faaliyetlerinin ağırlıklı olduğu şehirler (4 adet) ve inşaat şehirleri (1adet) olarak sınıflandırılmıştır (Tümertekin,1965:10). Yine Tümertekin’in 1973’teki “Türkiye’de Şehirleşme ve Şehirsel Fonksiyonlar” isimli çalışması araştırmacının bu alanda yapılmış bir başka önemli eseridir. Türkiye genelini kapsayan dikkate değer bir diğer çalışma ise Tunbul’a aittir. Tunbul, 1990 yılı verilerini kullanarak Türkiye’de şehirlerin fonksiyonel sınıflandırmasını yapmıştır. Buna göre Toplu Hizmetleri (133 adet), Sanayi ve Hizmet (46 adet), İmalat Sanayi (41 adet), Ziraat (33 adet), Ziraat ve Hizmet (31 adet), Hizmetler ve Ticaret (20 adet), Ticaret (9 adet), Sanayi ve Ziraat (9adet), Madencilik (5adet), İnşaat (2 adet), Ulaştırma- Haberleşme ve Depolama (1 adet)’dan oluşan 11 farklı şehir tipi belirlemiştir (Tunbul, 2000). Tümertekin’in “Türkiye’de Şehirleşme ve Şehirsel Fonksiyonlar” isimli çalışmasında da şehirleri fonksiyonlarına göre ziraat, sanayi, genel hizmetler, gayrimuayyen faaliyetler ve çıkarım faaliyetleri şeklinde sınıflandırmıştır. Söz konusu çalışmalar dışında daha dar alanları kapsayan birçok çalışma yapılmıştır. Bunlar arasında Doğanay’ın (1983) “Erzurum’un Kentsel Fonksiyonları ve Başlıca Plânlama Sorunları”, Köse’nin (1996) “Fonksiyonel Özellikleri Yönünden İvrindi”, Özgür’ün (1996) “Yeni İlçe Merkezlerimizin Fonksiyonel Bakımdan Gösterdiği Özellikler”, Güner’in (1997) “Iğdır’ın Kentsel Fonksiyonları ve Fonksiyonel Sınıflandırmadaki Yeri”, Kadıoğlu ve Bekdemir’in (2004) “Akçabaat’ta Şehirleşme ve Şehirsel Fonksiyonlar”, Alaeddinoğlu’nun (2011) “Batman Şehri, Fonksiyonel Özellikleri ve Başlıca Sorunları”, Temurçin’nin (2009) “Dinar Şehri’nde Kuruluş, Gelişme, Nüfus ve Fonksiyonel Özellikler”, Aleddinoğlu, Toroğlu ve Elibüyük’ün (2007) “Gevaş Kasabası ve Fonksiyonları”, Doğanay’ın (2011) “Yomra’nın Başlıca Fonksiyonel Özellikleri” gibi çalışmaları örnek verilebilir.