• Sonuç bulunamadı

4. PARLAMENTER SİSTEM VE TÜRKİYE UYGULAMASI

4.1. Parlamenter Sistem

4.1.2.2. Parlamenter Sistemin Dezavantajları

4.2.4.1.1. Cumhurbaşkanının Yasama Alanındaki Yetki ve Görevleri

1982 Anayasası’nın özellikle 104. maddesinde düzenlenen ‘cumhurbaşkanının görev ve yetkileri’ başlığında, cumhurbaşkanının özellikle yasama organına yönelik

yetkilerine de geniş yer vermiştir. Bu başlıkta cumhurbaşkanının yasama organına yönelik yetileri incelenecektir.

• Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılış Konuşmasını Yapma

Cumhurbaşkanının yasamaya yönelik birinci görev ve yetkisi, yasama yılının başında TBMM’de açılış konuşması yapmaktır. Cumhurbaşkanı, bu açılış konuşmasında TBMM’ye mesajlar gönderebilir, belli konularda görüş bildirebilir (1982 Ana., md, 104). Verilen bu yetki, cumhurbaşkanının gözetme ödevini yerine getirmesine yönelik olarak kullandığı sembolik yetkilerinden biri olarak kabul edilmektedir (Gözler, 2000: 495).

• Türkiye Büyük Millet Meclisini Toplantıya Çağırma

Anayasaya göre, TBMM bir yasama döneminde en çok 3 ay tatil yapabilmekte ve yine TBMM içtüzüğünün 6. maddesi uyarınca zaman zaman çalışmalarına ara verebilmektedir (TBMM İç Tüzüğü, md, 6). Anayasanın 104. maddesine göre cumhurbaşkanı, TBMM’nin tatilde olduğu veya ara verdiği dönemlerde gerekli görmesi halinde TBMM’yi toplantıya çağırabilir. Anayasanın 93. maddesi uyarınca, cumhurbaşkanı doğrudan veya bakanlar kurulunun istemi üzerine TBMM’yi toplantıya çağırabilmektedir (1982 Ana, md 194). Cumhurbaşkanının Meclisi doğrudan toplantıyı çağırması, tek başına kullanabileceği bir yetkidir (Gözler, 2000: 495).

• Kanunları Yayınlama

Anayasanın 104. maddesine göre cumhurbaşkanının yasama organına ilişkin diğer bir yetkisi, TBMM’de usulünce görüşülüp oylanan kanunları yayımlamaktır. Cumhurbaşkanının kanunları yayımlaması yetkisi tek başına kullandığı bir yetkidir. Anayasanın 89. maddesi uyarınca cumhurbaşkanı, TBMM tarafından kabul edilen kanun tasarılarını 15 gün içerisinde yayımlatır. Yani kanunun cumhurbaşkanı tarafından yayımlanmaması kanun için bir varlık şartı olmamakla birlikte, yayımlanmayan kanun kişileri bağlamayacaktır (1982 Ana., md, 89,104).

• Kanunları Geri Gönderme

Cumhurbaşkanının kanunları hangi usulle ve ne kadar sürede geri göndereceği Anayasanın 89. maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre cumhurbaşkanı, yayımlanmasını uygun görmediği kanunları tekrardan görüşülmesi amacıyla, gerekçesi ile birlikte TBMM’ye geri gönderebilir (1982 Ana., md, 89). Çünkü Anayasamızın 89. maddesinde cumhurbaşkanına kanunun çıkmasını mutlak olarak engelleme yetkisi tanınmadığı gibi, geri gönderilen kanunların, TBMM tarafından tekrar kabul edilmesi için nitelikli bir çoğunluk da öngörülmemiştir. Dolayısıyla, cumhurbaşkanına tanınan geri gönderme yetkisi aslında bir güçleştirici bir yetki olarak kabul edilmemektedir (Özkul, 2011: 88-89).

Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilen kanun, TBMM basit çoğunlukla kabul edebilmektedir. Dolayısıyla, cumhurbaşkanına tanınan bu yetki, yasama organınca çıkarılan kanunu Anayasada belirtilen süre içerisinde bir kez daha görüşülmek üzere geri göndermektir. Kanunların cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilmesi bir yasa önerisinde bulunma niteliğinde değil, fakat cumhurbaşkanına tanınmış uyarı yetkisi niteliğinde kabul edilebilir (Aliefendioğlu, 1998: 1).

• Anayasa Değişikliğine İlişkin Kanunları Geri Gönderme ve Halkoyuna Sunma

1982 Anayasası, önceki anayasalarımızdan farklı olarak, cumhurbaşkanına anayasa değişikliğine ilişkin kanunları da TBMM’ye geri gönderme yetkisi tanımıştır. 1982 Anayasası’nın 175. maddesi ile, ilk kez cumhurbaşkanına anayasa değişikliklerinin onaylanması aşamasında geniş yetkiler sunmuştur. Buna göre, cumhurbaşkanı mecliste kabul edilen bir anayasa değişikliğine ait bir kanunu, tekrar görüşülmek üzere geri gönderebilir (1982 Ana., md, 175).

Anayasaya göre, cumhurbaşkanının halkoyuna sunma yetkisi iki halde olabilmektedir. Birinci durum; TBMM tarafından beşte üç çoğunluğuyla kabul edilmiş olan anayasa değişiklikleri, cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilmeyecekse halk oylamasına sunulması gerekir. İkinci durum ise, cumhurbaşkanının doğrudan veya geri göndermesi halinde TBMM üye tam sayısının

2/3 çoğunluğu ile bir daha kabul edilmiş anayasa değişikliği kanunlarını halkoyuna sunma yetkisidir (1982 Ana, md,175). Bu durumda halkoylaması, cumhurbaşkanının takdirinde olan bir halk oylamasıdır (Özkul, 2011: 98).

Dolayısıyla bu yetki, özellikle anayasa değişiklerinde meclise karşı cumhurbaşkanına önemli bir pozisyon sağlamıştır. Siyasal partiler, cumhurbaşkanının bu güçleştirici veto yetkisini göz önünde bulundurmak zorundadırlar.

• Anayasa Mahkemesinde İptal Davası Açma

Anayasanın 104. maddesi, cumhurbaşkanına görev ve yetkileri ile ilgili olarak; kanunların, Kanun Hükmünde Kanunların (KHK), TBMM İçtüzüğünün şekil veya esas açısından anayasaya aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açma hakkını vermiştir. Anayasanın 151. maddesine göre, esas bakımından açılacak davalarda ilgili düzenlemenin resmî gazetede yayım tarihinden itibaren altmış gün içinde iptal davası açılmalıdır. Ayrıca 148. maddeye göre de cumhurbaşkanı anayasa değişikliklerini yayını tarihinden itibaren on gün içinde şekil açısından Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açma yetkisi vardır (1982 Ana., md, 148,151).

• TBMM Seçimlerinin Yenilenmesine Karar Verme

Anayasanın 77. maddesine göre, TBMM seçimleri beş yılda bir yapılmasına karşın Meclis bu süreyi beklemeden de seçime gitme kararı alabilir. Aynı şekilde, cumhurbaşkanı da anayasada yazılı bulunan durumların ortaya çıkması halinde meclisin seçime gitmesine karar verebilir. Anayasanın 116. maddesi ile cumhurbaşkanının seçimleri yenilemesini belli şartlara bağlamıştır. Bu şartlar (1982 Ana, md,77,116):

• Anayasanın 110. maddesi uyarınca yeni kurulan bakanlar kurulunun TBMM’den güvenoyu alamaması,

• Anayasanın 99. maddesi uyarınca hakkında gensoru önergesi verilen bakanlar kurulunun TBMM tarafından güvensizlik oyu ile düşürülmesi,

• Anayasanın 111. maddesi uyarınca başbakanın bakanlar kurulunda görüştükten sonra, Meclisten güvenoyu istemesi sonucu yapılan

oylamada, bakanlar kurulunun TBMM’ce güvensizlik oyu ile düşürülmesi

Bu durumların gerçekleşmesi halinde, kırk beş günlük sürede yeni bakanlar kurulu kurulamaması ya da kurulsa dahi güvenoyu alamaması durumunda, cumhurbaşkanı TBMM başkanı ile görüştükten sonra yeniden seçime gidilmesine kararı verebilmektedir.

Ayrıca, anayasanın 116. maddenin 2. fıkrası uyarınca cumhurbaşkanı, başbakanın istifası halinde kırk beş günlük sürede bakanlar kurulunun kurulamaması veya yeni seçilen TBMM’de başkanlık divanı seçiminden sonra yine kırk beş gün zarfında bakanlar kurulunun kurulamaması durumlarında, cumhurbaşkanı TBMM başkanına danıştıktan sonra seçimlerin tekrarlanmasını isteyebilmektedir (1982 Ana, md,116).