• Sonuç bulunamadı

3. YARI BAŞKANLIK SİSTEMİ VE FRANSA UYGULAMASI

3.2. Fransa’da Yarı Başkanlık Sistemi Uygulaması

3.2.1.2. Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri

3.2.1.2.1. Cumhurbaşkanının Yürütme Organına İlişkin Yetkileri

Yarı başkanlık sisteminde cumhurbaşkanı yürütme yetkisini parlamento içinden çıkan bakanlar kurulu ile paylaşmaktadır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine yönelik kullandığı yetkiler bakanlar kurulu lehine daraltılmıştır. Bu başlık altında cumhurbaşkanının yürütme yetkileri incelenecektir.

• Başbakanı ve Bakanları Atamak ve Azletmek

Cumhurbaşkanının yürütme organına yönelik kullandığı önemli yetkilerinden biri, başbakanı atamasıdır. Anayasanın 19. maddesine göre, başbakanı atama yetkisi karşı imza kuralına tabi olmadığından dolayı, cumhurbaşkanını bu yetkisini tek başına kullanır. Anayasada, başbakan olarak atanacak kişi hakkında bir şart ya da nitelik belirtilmemiştir. Bundan dolayı, cumhurbaşkanı meclis dışından da birini başbakan olarak atayabilir. Uygulamada devlet başkanı, başbakanı belirlerken genellikle parlamentonun çoğunluğunu göz önünde bulundurur ve özellikle yeteri kadar destek alabilecekler arasından seçimini yapar. Başbakan da birlikte çalışacağı bakanları seçerek ve cumhurbaşkanından onayı alarak hükümetini kurar ve programını belirler. Hükümet programının mecliste okunmasından sonra, Anayasanın 49/1 maddesine göre başbakan, meclisten güvenoyu talep eder. Meclisten güvenoyu alan hükümet kurulmuş olur (Yüksel, 2014: 56).

Devlet başkanı olarak cumhurbaşkanının başbakanı atama yetkisinden dolayı, başbakanın cumhurbaşkanına karşı herhangi bir sorumluluğunun olup olmadığı konusu önem arz etmektedir. Anayasada bu konu ile ilgili herhangi bir sorumluluk belirtmemesine rağmen, uygulamada başbakanın millet meclisi önünde anayasal sorumluluğuna ilave olarak fiilen de cumhurbaşkanına karşı sorumlu olduğunu göstermektedir.

Cumhurbaşkanının “başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek” yetkisi, Anayasanın 8. maddesi “cumhurbaşkanı başbakanı tayin eder, onu ancak hükümetin istifa etmesi

halinde görevinden uzaklaştırabilir” hükmü gereğince kullanılabilen bir yetkidir. Görüldüğü üzere bu yetki, anayasa tarafından belli şartlara bağlanmıştır (1958 Fransa Anayasası, md, 8).

Hükümeti kurmak amacıyla cumhurbaşkanınca atanan başbakan, yeni hükümeti kurarken Millet Meclisi'nden güvenoyu almak zorunda değildir. Daha önce de belirtildiği üzere hükümet üyelerinden olan bakanların atanmasında cumhurbaşkanı doğrudan yetkili olmayıp, başbakanın teklifi gerekir (Yücel, 2003: 349).

Yine anayasanın 8. maddesine göre bakanlar, başbakanın teklifi cumhurbaşkanın onayı ile atanmakta ve yine aynı usulle azledilebilmektedir. Bu süreç parlamenter sistemlerde ki gibidir. Anayasası'nın 8. maddesine göre; cumhurbaşkanın başbakanı görevinden alması gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak, başbakanın istifasını cumhurbaşkanına iletmesi halinde bu durum gerçekleşebilir. Dolayısıyla, cumhurbaşkanına başbakanı azletme yetkisi tanınmamıştır (1958 Fransa Ana, md, 8).

• Bakanlar Kuruluna Başkanlık Etmek

Anayasanın 8. maddesine göre, başbakanın önerisi ve cumhurbaşkanının onayı ile bakanlar atanır ve aynı usulle görevlerine son verilir. Cumhurbaşkanının buradaki rolü parlamenter sistemdekine benzerdir. Anayasanın 9. maddesine göre, bakanlar kuruluna başkanlık eden cumhurbaşkanı ile başbakan, hükümet üyelerinin belirlenmesinde ortak yetki kullanmaktadırlar. Parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanının bakanlar kuruluna başkanlık etmesi sembolik bir yetkiyken, yarı başkanlık siteminde esastır ve hatta cumhurbaşkanının katılmadığı bir toplantıda bakanlar kurulunun herhangi bir yetki kullanması söz konusu değildir. Bu durumun istisnası Anayasanın 21. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, cumhurbaşkanının katılmadığı bir bakanlar kuruluna başbakanın başkanlık yapması ve karar alabilmesi için, cumhurbaşkanının yazılı vekâlet vermesi ve önceden belirlenmiş bir gündemin olması gerekir (1958 Fransa Ana, md, 8-9 ve 21).

Burada belirtilmesi gereken bir husus da Fransa’da hükümet ve kabine kavramlarının birbirinden farklı olarak kullanıyor olmasıdır. Hükümet ya da Bakanlar Konseyi (Conseil de Ministres), haftada bir yapılan ve cumhurbaşkanın başkanlık yaptığı

toplantıdır. Kabine (Conseil de Cabinet) ise, bakanların başbakanın başkanlığında (Premier Ministre) toplanması olup, cumhurbaşkanının katılmadığı toplantılara verilen addır. Millet Meclisine karşı sorumlu olan kabine toplantılarında, genellikle ekonomi, iç güvenlik ve devlet idaresinin işleyişi hakkında toplantılar yapılır (Eyüboğlu, 2014: 136-145).

• Olağanüstü Hal Yetkileri

Fransa Cumhurbaşkanı, ‘ulusal bağımsızlığın teminatı’ olma sorumluluğundan dolayı, anayasanın 16. maddesi, “Cumhuriyetin kurumlarına, ulusal bağımsızlığa, ülke bütünlüğüne ve uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesine yönelik ağır tehdit durumunda” ve “kamu gücünün düzgün işleyişi sekteye uğradığında” bu gibi olağanüstü durumlarda gerekli tedbirler alma yetkisine sahiptir. Bu yetkisini kullanırken başbakanın, meclis başkanlarının ve Anayasa Konseyi’nin görüşlerini alır, ancak bu görüşlere bağlı değildir (1958 Fransa Ana., md, 16). Anayasa Konseyi bu konudaki görüşünü, gerekçeli olarak kamuoyunun bilgisine sunmak zorundadır (Demir, 2013: 836; Turhan, 1989: 80)

Cumhurbaşkanının olağanüstü dönemlerde kullandığı yetkileri, anayasanın 19. maddesinde sayılan ve karşı imza kuralının istisnalarından olan yetkilerinden olup, parlamento onayına gerek duymamaktadır. Cumhurbaşkanının olağanüstü hale karar vermesi ve bunun herhangi bir denetiminin yapılamaması durumu cumhurbaşkanının kural koyan ve uygulayan pozisyonu ortaya çıkartır. Bir bakıma kural koyması yönüyle yasamaya, uygulama yönüyle de yürütme organının yetkilerini kullanmış olur (Alkan, 2013: 135; Yücel, 2003: 351).

Cumhurbaşkanı olağanüstü dönemlerde sahip olduğu bu kadar önemli ve denetimsiz yetkilerine rağmen, bugüne kadar sadece Cezayir’de ki askerî ayaklanma ve 23 Nisan 1961 hükümet darbesi nedeniyle De Gaulle tarafından kullanılmıştır (Şencan, 2014: 76).

Anayasası’nın 35. maddesine göre, savaş ilanına ancak parlamentonun izniyle karar verilebileceğini açıkça belirtmiştir. Ancak uygulamada, cumhurbaşkanları parlamento tarafından kendilerine daha önceden verilen bir onay olmadan savaş ilanı

kararı verdikleri görülmektedir (Fransa Ana., md., 35). Çünkü Fransa’da, cumhurbaşkanı meşruiyetini doğrudan halktan almakta ve parlamentonun desteğine dayanmamaktadır. 1970-1990’lı yıllarda Fransız güçleri Zaire, Teşad, Lübnan ve Eski Yugoslavya’ya parlamentodan savaş izni almadan girmiştir (Alkan, 2013: 135; Yücel, 2003: 351).

Anayasanın 36. maddesine göre, cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna 12 güne kadar sıkıyönetim ilan etme yetkisi tanımıştır. Bu durum 12 güne kadar olduğunda parlamentonun denetimi dışındadır. Ancak bu süre, 12 günü geçmesi halinde parlamentonun onayı gerekir. Cumhurbaşkanına tanınan bu yetki anayasanın yürütmeyi yasama karşısında güçlendirdiğini göstermektedir (Alkan, 2013: 178-179).

• Diğer Atama Yetkileri

Anayasaya göre, cumhurbaşkanının "devletin sivil ve askeri görevlerine" atama yetkisi vardır. Cumhurbaşkanı, Anayasa Konseyi’nin (anayasaya uygunluk denetimi yapar) toplam dokuz olan üye sayısından üçünü; üst düzey bürokratları ve Yüksek Mahkeme’nin (devletin varlığı aleyhine suç işleyenleri yargılar) ise üyelerinin tamamını atama yetkisi vardır (Gül, Kamalak, 2017: 113).

Bunun dışında cumhurbaşkanının diğer yüksek kamu görevlilerini atama yetkisi de bulunmasına karşın anayasanın 19. maddesine göre karşı imza kuralına bağlı olarak kullanabilmektedir. Cumhurbaşkanına tanınan atamalarla ilgili yetkiler 2008’de yapılan değişiklikle sınırlama getirilmiştir (Eroğul, 2012: 192). Yapılan bu değişiklikle belli makamlara yapılan atamaları, Parlamento Komisyonlarının beşte üç oy çokluğu ile onaylamaması imkânı getirilmiştir. Anayasada bu yetkinin kullanılmasına getirilen bu sınırlama için “Ulusun hakların ve özgürlüklerinin, ya da ekonomik ve sosyal hayatının teminat altına alınmasının ehemmiyeti sebebiyle” gerekçesi belirtilmiştir (1958 Fransa Ana., md.,13).

• Bakanlar Kurulu Kararnameleri İmzalama Yetkisi

Fransa’da bakanlar kurulunca kabul edilen karar, kararname ve kanun hükmünde kararnameler (KHK), cumhurbaşkanının imzalanması durumunda yürürlüğe girer (1958 Fransa Ana., md, 13). Fransa’da cumhurbaşkanına tanınan bu yetki, diğer parlamenter sistemlerde ki sembolik yetkili cumhurbaşkanlarından farklılaştırarak daha güçlü bir lider durumuna getirmesi açısından önemlidir. Bu yetki sayesinde, cumhurbaşkanının hükümete karşı daha etkili olmasını sağlamış ve hükümet kararları üzerinde belirleyici olmuştur. Cumhurbaşkanının kanunları yayımlaması için verilen on beş günlük süre, kararnameler ve KHK’ler konusunda söz konusu değildir. Anayasa bu konuda açık bir hüküm koymayarak sadece cumhurbaşkanının imza yetkisine sahip olduğunu belirtilmiştir. Bundan dolayı, birçok anayasa hukukçusu, cumhurbaşkanının kararnameler konusunda gerçek yetkiye sahip olduğunu, uygun bulmadıklarını veto edebileceğini belirtmektedirler. Dolayısıyla, cumhurbaşkanının bu konudaki imza yetkisi biçimsel olmayıp, kararların alınmasında kurucu iradeye sahip olduğunu göstermektedir (Oytan, 1982: 88; Şencan, 2014: 50).