• Sonuç bulunamadı

2. BAŞKANLIK SİSTEMİ VE AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ

2.2. ABD’de Başkanlık Sistemi Uygulaması

2.2.1.2. Başkanın Görev ve Yetkileri

2.2.1.2.2. Başkanın Yasamaya İlişkin Yetkileri

ABD Başkanlık Sisteminde başkanın, sadece idare ile sınırlı yetkileri yoktur. Yasama alanına ilişkin de yetkilerinin olduğunu ve hatta kimi yazarlarca başkanın aynı zamanda yasamanın da başkanı olduğu yönünde değerlendirmeler de vardır. Başkan, yetkileri sayesinde devletin hem iç hem de dış politikasında belirleyici rolle sahip olduğundan, aslında yasamayı da etkileyerek kendi politikalarına zemin oluşturacak yasal düzenlemelerin çıkmasını sağlar. ABD devlet başkanı Franklin D. Roosevelt döneminde, yaşanan ekonomik ve sosyal buhranlarla başa çıkmada geciken Kongrenin, daha hızlı ve çözüm odaklı çalışmasını sağlamak için

müdahalesini zorunlu hale getirmiş. Bu dönemden sonra da çoğu yasal düzenlemelerin çıkmasına başkanların öncülük ettikleri görülür (Nomer, 2013: 54).

Anayasa, başkanın yasamaya ilişkin yetkilerini sıralamıştır. Buna göre başkan; kanunların yürütülmesinin gözetme, kanun tasarılarını veto etme, ulusa seslenme ve başkanlık kararnamelerini çıkarma yetkilerine sahiptir. Aşağıda bunlar kısaca açıklanacaktır.

• Kanunların Yürütülmesini (Execution of the Laws) Gözetme Görev ve Yetkisi

Anayasaya göre başkan, kanunların ülkede uygulanıp uygulanmadığını gözetme görev ve yetkisi vardır. Başkan bu görev ve yetkisine dayanarak, kanunların ve yasal düzenlemelerin ülke çapında yürütülmesini sağlamak amacıyla gerekli gördüğü her türlü tedbiri alır. Başkanlar bu yetkilerini kullanırken hem devlet başkanı hem de devleti temsil sıfatlarını kullanarak, gerekli gördüğü yerde ve zamanda ilgili bütün birimleri göreve davet edebilir (ABD Anayasası, md. 2, b.3). Bu konu ile ilgili Yüksek Mahkeme de önüne gelen olaylarda, kanunların yürütülmesinde başkanların gözetme görev ve yetkisini oldukça geniş yorumlamışlardır (Gözler, 2001: 32).

• Veto Yetkisi

Anayasanın 1. maddesinin 7. bölümünde başkanın veto yetkisi düzenlemiştir. Buna göre (ABD Anayasası, md.1, b.7);

“Temsilciler Meclisi ve Senato'dan geçen tüm yasa tasarıları, yasalaşmadan evvel başkana sunulmalıdır. Başkan eğer yasa tasarısını onaylıyorsa imzalar ya da tasarının oluşturulduğu kanada karşı çıktığı noktaları da ekleyerek geri gönderir. Eğer Kongre'nin her iki kanadı da yasa tasarısını başkanın karşı çıkmasına rağmen 2/ 3 'lük bir oranla kabul ederse, Başkanın vetosu aşılmış olur ve tasarı yasalaşır. Eğer başkan, tasarı önüne geldikten sonra 1O gün içerisinde hareketsiz kalır ise tasarı başkan imzalamış gibi yasalaşır”.

Anayasada başkanın veto ettiği yasa tasarılarını, yasamanın her iki kanadının 2/3 çoğunlukla tekrar kabul edilmesi şartı oldukça güçtür. Bu sayede başkan, istemediği kanunları engelleyebilme imkânı elde etmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla, Kongre de başkanın kabul etmeyeceği bir yasal düzenlemeye girmez. Başkanın beğenmediği bir

kanunun yürürlüğe girme ihtimali çok düşük olduğundan dolayı, Kongre başkanla uzlaşı içinde olmak zorundadır (Gözler, 2010: 579).

• Ulusa Sesleniş-Kongreye Mesaj Gönderme

ABD Devlet Başkanı’nın yasama faaliyetine etkide bulunmak amacıyla Kongre’ye üç şekilde mesaj gönderme yetkisi bulunmaktadır. Bunlar (ABD Anayasası, md.2, b. 2; Nomer, 2013: 55-56; Gözler, 2001: 37);

➢ Ulusa sesleniş mesajı; genel durum ve güdülmek istenen genel politikanın aktarıldığı kısım. Başkan mesajını her yılın başında Kongrede okur. Bu mesaj hükûmet programı gibi olup bununla başkan, Kongreye istediği kanunları çıkarmasını telkin eder.

➢ Ulusal bütçe mesajı; başkanın ekonominin durumu, iç işleriyle ilgili politikası ve gelecek dönemin masraflarına ilişkin mesajıdır.

➢ Gerekli Tedbirleri Tavsiye Etmek; 1946 yılında çıkarılan Memuriyet Kanunu'na göre gerekli olan ve aynı zamanda Anayasanın 2’nci maddesinin 2’nci bölümünde belirtildiği üzere, başkan lüzumlu ve uygun olduğunu düşündüğü ve özellikle ekonomik ve mali konulara yönelik tedbirler üzerine Kongrenin dikkatini çeker.

Başkan yasama yılının başında Kongreye rapor göndererek veya mesaj yollayarak sıkıntılı gördüğü hususları hatırlatır ve bir nevi o alanda Kongreden yasal düzenleme beklediğini belirtir. Kongrede başkandan gelen bu talepleri göz önünde bulundurur. Ancak burada unutulmaması gereken kongre bu talepleri değerlendirirken başkanın sahip olduğu gücü de göz önünde bulundurur. Dolayısıyla güçlü bir halk desteğine ve lobiye sahip bir başkanın talebi geri çevrilmez (Öztürk, 2015: 69).

• Başkanlık Kararnameleri (Executive Orders)

Anayasada başkanın, başkanlık kararnameleri yetkisinden doğrudan bahsetmemesine rağmen, başkanın yasamaya yönelik kullandığı önemli bir yetkidir. Anayasada yer bulmayan bu kararnamelerin hangi alanda nasıl bir düzenleme yapabileceği ile ilgili herhangi bir düzenleme de yoktur. Başkanlık kararnameleri yürütmenin doğrudan kullandığı bir yasama faaliyetidir (Öztürk, 2015: 66; Nomer, 2013: 67-68).

Başkanlar, anayasaya veya kanunlara aykırı olacak nitelikte kararname çıkartamaz. Ancak anayasada veya kanunlarda bir yoruma ihtiyaç duyulan veya net olmayan

hususlarda, başkanlar bu kararnameler vasıtasıyla uygulamaya kavuşurlar. Başkanlık kararnameleri yürürlükteki bir kanunda değişiklik yapabilmekte, hatta daha önceden kanunla öngörülmemiş bir alanda yeni düzenlemeler getirebilmektedir. Ancak bu kararnameler mevzuata olmayan yeni bir konu ile alakalı olduğu zaman problem çıkma ihtimali yüksektir. Çünkü bu haliyle kararnameler yasa koyucu olma rolüne sahip olmaktadır. Buradaki denetimi Kongrenin talebi üzerine Federal Yüksek Mahkeme yapmaktadır (Nomer, 2013: 67; Gözler, 2001: 39).

ABD Devlet başkanları başkanlık kararnamelerini sıklıkla kullanmışlardır. Özellikle Kongrede yeterli desteği olmayan başkanlar, Kongreden yasal mevzuat çıkarttırmak yerine, Anayasal sınırları zorlayarak başkanlık kararnameleri ile devleti yönetmek istemişlerdir. 1793'te ilk ABD Başkanı G. Washington, Fransa ile İngiltere arasındaki savaşta Amerika’nın tarafsız olduğunu belirten bir kararname yayımlamıştır (Pious, 1979: 51). Ardından, Abraham Lincoln ile başlayan numaralandırılmış kararnameden günümüze ABD’de 14.000'ne yakın kararname yayımlamıştır. Mevcut Başkan Donald Trump, görevi devraldığı 20 Ocak 2017’den 1 Ağustos 2019 tarihine kadar toplam 108 adet kararname yayımlamıştır (Federal Register, 2019).