• Sonuç bulunamadı

Dünyanın merkezinde yer alan Mezopotamya ve çevresi, onlarca medeniyeti kendine has coğrafyasında ağırlamıştır. Toros ve Zağros gibi dağlar hızlı geçişlere ve halkların birbirine kolayca karışmasına müsaade etmezken, Akdeniz ve Basra Körfezi uzaklara göç etmeye engel olmuştur. Fırat ve Dicle gibi nehirler ilim, hikmet, devlet ve dinlerin devir daim çarkına su dökmeye devam etmiştir. Irak, Mezopotamya havzası

25 içinde olsa da fetihlerden önce siyaseten İran’ın bir parçasıdır. Son Pers imparatorluğu Sâsânîler, bugünkü İran, Azerbaycan, Ermenistan ve Afganistan’ın tamamına, Irak, Pakistan ve Türkistan’ın önemli bir kısmını kapsıyordu. Irak, yani Sevâd, Sâsânîlerin merkezi idi. Bu yüzden buraya İran’ın kalbi anlamında Dîl-i Îrânşehr denilmiştir.51

Şekil 3. Zağros dağları harita görünümü

Irak, esasında Perslerin ana yurdu değildir. Burayı Sâsânîlerin anavatanı olan Fars düzlüğünden Zağros dağları ayırır. Fars bölgesinden Irak’a iki yol ile ulaşılabilirdi: Ya güneyde Hûzistan-Basra kanalıyla ya da Zağros üzerinden sonradan

26 Vâsıt şehrinin kurulacağı Bağdat’ın doğusuna düşen bölgeye geçitler aracılığıyla.52

Zaman zaman Sâsânîlerin eline geçen Cezire bölgesi dışında Sâsânîlerin diğer eyaletleri ile doğrudan ilişkisi yoktu. Irak, Sâsânîlerin hakim oldukları toprakların yaklaşık kırkta biri kadardır. Sâsânîlerin diğer bölgelerine hızlıca bir baktığımızda dağlar, çöller ya da denizle çevrilmiş geniş bir coğrafyayı görürüz. Fars bölgesinin kuzeyinde bulunan Elburz dağı Persleri Hazar Denizi üzerinden gelecek göç ve saldırılara karşı korur. Elburz’un eteklerinde bugünkü isimleriyle Gilan, Mâzenderân, Cürcân ve Gülistan eyaletleri bulunur. Buraya önceden Taberistan denirdi. İslâm’a en geç giren Taberîlerin yaşadığı bu bölge güçlü Mecûsî geleneği ile maruftur.

Şekil 4. Elburz dağları harita görünümü

Dağların iç kısımlarında bulunan geniş düzlüklerin rakımı bin metreden fazladır. Kuzeyde bulunan Taberistan hariç genelde sıcak, kurak bir iklime sahip bu belgelerin en tenhası da güneydoğuda yer alan bugünkü Pakistan’a komşu Belûcistan

27 bölgesidir. Bu bölge Güneydeki Ehvâz bölgesi ile birlikte bugün Sünnî yapısını sürdürmektedir. Kurak plato ve çöllerle kaplı iç bölgelerde, Deşt-i Kavir ve Deşt-i Lût adı verilen çöllerde yeraltı suyu bulunabilmektedir.53

Pers bölgesinde çok büyük akarsulara rastlanmaz ancak pek çok nehir İran körfezine, Ummân körfezine, Hazar denizine ve Urmiye Gölü’ne dökülmektedir. Bunlardan en ünlüsü Karun nehridir. Rıza Şah’ın Rızâiyye ismini verdiği büyük tuz gölü şimdiki ismiyle Urmiye, İran için önemlidir. Medler bu gölün güney doğusunda, Persler ise batısında yaşarlardı.54 Sâsânîler zamanında ise bir dönem bu gölün çevresi Süryânî Hristiyanların merkezi olmuştu.55

Perslerin uzun süre zapt ettiği ve son başkentlerinin bulunduğu Irak bölgesine döndüğümüzde karşımıza Fırat ve Dicle çıkar. Sâsânîlerin başkenti Tizfûn (Medâin), Dicle nehrinin doğu tarafına kurulmuştur. Irak topraklarının güneyi ve batısı çöl, kuzeyi ve doğusu da dağlıktır. Sınırları kuzeyde Tikrit’ten güneyde Basra Körfezine, batıda Kâdisiye’den doğuda Hulvân’a kadar uzanır.56 Bu bakımdan Hazar’ın güneyi

hariç İran toprakları doğal olmayan sulamaya ihtiyaç duyan topraklara sahiptir ve bu bereketli topraklarda tarım oldukça zordur.57

Sâsânîler Irak’ı 12 şehir ve 60 kasaba olarak idarî bölgelere ayırmışlardır.58

Fetihten önce Irak’tan yaklaşık 150 milyon dirhem yıllık vergi toplanıyordu.59

Bu coğrafyanın imzası niteliğinde olan iki nehirden biri olan Fırat, Erzurum havzasından doğan Karasu ve Ağrı havzasından doğan Murat nehirlerinin Keban’da birleşmesiyle oluşur. Torosları aşarak güneye inen Fırat burada Habur ve Balih ırmakları ile birleşir. Güneydoğuya doğru yönelerek Bağdat yakınlarında Dicle’ye

53 Tufan Karaaslan, Ortadoğu’nun Coğrafyası (İstanbul: Nobel, 2006). 67.

54 Esko Naskali, “İran - Tarih”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2000). 22/394.

55 Ervand Abrahamian, Modern İran Tarihi, trc. Nurcan Özkaplan (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2014). 24.

56 Ebü’l-Kāsım Muhammed b Alî İbn Havkal, Sûreti’l-Arz (Beyrut: Dâru Sâdır, 1938). 79. 57 Gronke, İran, viii.

58 İbn Hurdâzbih, el-Mesâlik ve’l-Memâlik, 6. 59 İbn Hurdâzbih, el-Mesâlik ve’l-Memâlik, 14.

28 yakınlaşır ve daha sonra tekrar uzaklaşarak Sevâd alüvyon havzasını oluşturduktan sonra körfeze 64 km kala Dicle ile birleşip 2780 km’lik yolculuğu tamamlayarak Basra Körfezi’ne dökülür. Dicle ise Elazığ Hazar Gölü havzasında bulunan Maden ve Birklinçay çaylarının Diyarbakır’da birleşmesiyle oluşur, Irak’ta Büyük Zap, Küçük Zap, Adhen gibi ırmakların da katılımıyla Basra’ya yakın bir yerde Fırat’la birleşir ve Şattularab’ı oluşturur.60

Şekil 5. Medâin ve Medine Uydu Görünümü

Irak’ta hava sıcaklığı kuzeyden güneye doğru artarken yağışlar belirgin şekilde azalır. Dağların yüksek kesimlerinde çok daha şiddetli soğuklar hüküm sürer. Yılın

60 Kemalettin Köroğlu, Eski Mezopotamya Tarihi: Tarihi Başlangıçtan Perslere Kadar (İstanbul: İletişim Yayınları, 2013). 12.

29 altı ayında sıcaklık gündüzleri 35 °C’nin üzerinde seyreder. Yazın pek çok yerde de gölgede 50 °C’yi aşar. Kar yağışlarına hemen hiç rastlanmaz.61

Şekil 6. Irak'ın uydu görünümü

Tarihsel olarak bölge kuzey ve güney olarak ikiye ayrılır. Fırat ve Dicle’nin daraldığı, bugünkü Bağdat ya da fetih sırasındaki Medâin’in kuzeyinde kalan bölge, Kuzey Mezopotamya, Asur; güneyinde kalan bölge de Bâbil bölgesidir. Asur, iki nehrin arasında kalan, taşlık düzlüklerin bulunduğu yerdir. Irak’ı doğu ve batı olarak ikiye bölersek, Irak Selçukluları döneminde, Zağros’un batısında kalan kısma Irak-ı Acem, Sevâd’ın bulunduğu ve iki nehrin arasında kalan doğu taraflarına da Irak-ı Arab ismi verildi. Irak’ı kuzey ve güney olarak ikiye bölersek de karşımıza Kûfe ve Basra da içine alan, iki nehrin düzensiz akıntıları ile bataklık haline gelmiş bölgeye, bataklık anlamında Irak-ı Bâtiha ismi verildi. Bu bölge Bâbillilerden beri kurutulmaya çalışılan bir yer olmakla birlikte ancak Muâviye b. Ebî Süfyân’ın başlattığı ve Haccâc b. Yûsuf

61Erdoğan Akkan, “Irak”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1999). 19/83.

30 ile Hâlid b. Abdullah el-Kasrî’nin zirveye taşıdığı tekniklerle tarımın daha kolay yapıldığı yerler haline getirilebilmiştir.62

Irak, Sevâd’dan farklı bir yer değildir ve Bâbil ülkesinin anavatanıdır.63 Irak, “kıyı” veya “aşağı memleket” anlamına gelen Farsça îrâh/îrâf/îrâk kelimesinin Arapçalaşmış hâlidir. Irak’ın en eski yerleşim yerlerinden biri de Erek (Sümerce Erekh/Uruk) ismini taşır. “Farsça ilk adının Sûristân olduğu, sonraları İranlıların buraya Irakistan da dedikleri bilinmektedir. Irak isminin ilk defa Bâbil toprakları için kullanıldığı tahmin edilmektedir.”64 Ancak Bâbil ismi fetihlerden sonra kullanılmamıştır. IV/X. yy.da yaşayan el-Mukaddesî, “Irak’a geldik ve gezdik, herkes burayı Irak olarak bilir. Bâbil ismini hiç duymamışlar” şeklinde aktarır ve Hz. Ebû Bekir’in de buraya Irak dediğini delilleriyle ortaya koyar.65

Bölgeye verilen bir diğer isim olan Mezopotamya’nın ilk kez ne zaman kullanıldığı bilinmemekle birlikte kelimenin Grekçe (mesos "orta, ara" ve potamos "nehir") iki nehrin arası anlamında kullanıldığı bilinmektedir.66 I. Dünya Savaşında İngilizler burayı kısaca “mespot” olarak adlandırdılar. Bereketli Hilal (Fertile Crescent) tanımının ise tarihsel bir değeri yoktur. Amerikalı oryantalist James Henry Breasted tarafından popülerleştirilmiştir.67

62Mustafa Sabri Küçükaşçı, “Ortaçağ Müslüman Coğrafyacılarına Göre Irak”, Türkiye Diyanet Vakfı

İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1999).19/86.

63 Le Strange, The Lands of the Eastern Caliphate, 24. Küçükaşçcı, “Irak”, 19/85. 64 Küçükaşçı, “Irak”, 19/85

65 Muhammed b Ahmed Mukaddesî, İslam Coğrafyası (Ahsenü’t-Takasim), trc. Ahsen Batur (İstanbul: Selenge, 2015). 119.

66 Köroğlu, Eski Mezopotamya Tarihi, 7.

67 “Fertile Crescent”, Encyclopædia Britannica, erişim: 10 Ekim 2018, https://www.britannica.com/place/Fertile-Crescent. (Erişim 10 Ekim 2018).

31 Şekil 7. Sevâd ve Cezîre uydu görünümü

Dört Halife döneminde Irak’ta kurulan iki şehir; Kûfe ve Basra’ya da Irakeyn denilmekteydi.68 Bölgenin yönetimi, Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervan döneminde kurulan Vâsıt şehrine kaydırılmıştır. Bu şehir, Basra, Kûfe ve Cebel’e eşit mesafede idi.69 Kûfe, Hz. Ali ve Abbâsî halifesi Ebû’l-Abbas es-Seffâh döneminde başkent olarak kullanılmış70 daha sonra Ebû Cafer el-Mansur ile birlikte hilafetin

merkezi Irak’ta kurulan Bağdat’a taşınmıştır. Emevîler dönemi hariç Hz. Ali’den sonra uzun süre Irak, hilafetin merkezi olmuştur. Bu yönetim merkezlerinden Bağdat siyasi sebeplerle ve Basra da ticarî konumundan dolayı büyümeye devam etmiş ancak Kûfe ve Vâsıt şehirleri zamanla küçülüp önemini yitirmiştir.

İbn Hurdâzbih, Ya’kūbî, İbn Rüsteh, Kudâme b. Cafer, İbnü’l-Fakîh ve Mes’ûdî gibi coğrafyacıların dünyayı yedi iklime ayıran Batlamyus metodu ile Irak’ı

68 Küçükaşçcı, “Irak”, 19/86.

69 Mehmet Mahfuz Söylemez, “Vâsıt”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2012). 42/541.

32 kimi zaman üçüncü kimi zaman dördüncü bölgeye yerleştirmişlerdir. Eflatun, Pisagor ve Aristo etkisiyle de çeşitli kozmografik izahlar geliştirmişlerdir. 71 Çalışmamıza genel ya da özel bir katkı sağlamayacağını düşünerek böyle bir tanımlamanın varlığını hatırlatmakla iktifa edeceğiz.

Benzer Belgeler