• Sonuç bulunamadı

Cismi Meydana Getiren Cevher Sayısı

B. DÜġÜNCE TARĠHĠNDE NEDENSELLĠK

B.3. Kelâmda Nedensellik

1.1.3. Cisim

1.1.3.2. Cismi Meydana Getiren Cevher Sayısı

Kelâm atomculuğunun öncü ismi Ebu‟l-Huzeyl‟e göre bir cismin meydana gelmesi için en az altı cüz/atomun birleĢmesi gerekmektedir. O, bir nesnenin sağ, sol, iç, dıĢ, alt ve üst olmak üzere altı yönünün bulunduğunu, bu nedenle bir cevherin (cüz‟ü vâhid ellezî lâ yetecezzâ) bu yönlerden benzeri altı cevher ile birleĢebileceğini (temas) kabul etmiĢtir. Bu Ģekilde altı yönün her biri bir cevher tarafından oluĢturulacaktır.165

Ona göre tek bir cevher hareket veya sükûn halinde olabilir, yani baĢka bir cevherle birleĢebilir. Temas veya sükûn halinde olabilir. Ancak altı cevher birleĢmedikçe renk, tat, koku gibi arazları bulundurması mümkün olmaz. Bunlar bir araya geldiği zaman artık o cisim olur ve bu arazları taĢıyabilir.166

Muʻammer‟e göre cisimler en az sekiz cevherden oluĢur. Bu cevherler bir araya toplandığı zaman araz almaları gerekir. Ona göre bir cevher bir cevhere eklendiği zaman uzunluk, bunlara iki cevher daha eklendiği zaman geniĢlik, bu dört cevherin üzerine dört cevher daha ilave edildiği zaman da derinlik meydana gelir. Böylece sekiz cevherden, uzunluğu, geniĢliği ve derinliği olan bir cisim meydana gelir. Ancak Muʻammer cisimlerin bu arazları tabiatları gereği meydana getirdiğini kabul etmektedir. Ona göre her cevher, alması gereken arazı kendi tabiatı gereği meydana getirir. 167

Muʻammer‟in bu cisim teorisi, Basra ekolünün iki önemli temsilcisi Ebû Ali ve Ebû HâĢim tarafından da kabul edilmiĢtir.168 Bağdat ekolünün lideri BiĢr b. Muʻtemir de bu tanımı kabul etmiĢtir. BiĢr‟e göre iki atom bir hat, dört atom bir kare ve sekiz atom bir küpü, yani cismi meydana getirir.169

Daha sonraki Muʻtezile âlimleri de Muʻammer‟in sekiz cüzden oluĢan cisim tanımını benimsemiĢlerdir. Örneğin Kâdî Abdülcebbâr neredeyse aynı ifadeleri kullanarak bir cisim tanımı yapmaktadır: “Cisimde üç boyutun meydana gelmesi ancak sekiz cüzün bir araya gelmesiyle mümkündür. Ġki cüz bir araya geldiğinde uzunluk meydana gelir ve buna çizgi (hat) denir. Bunun sağına ve soluna iki cüz eklendiğinde geniĢlik meydana gelir ve buna yüzey (satıh) denir. Bunun da üzerine

165 Tritton, İslam Kelâmı, 88-89. 166

EĢʻarî, Makâlât, 2: 5.

167 EĢʻarî, Makâlât, 2: 5; ġeyh Müfîd, Evâilü’l-makâlât, 97. 168 Ġbn Metteveyh, Tezkire, 47-48.

benzer dört cüz eklendiğinde derinlik meydana gelir. Bu Ģekilde bir araya gelen (mürekkeb) sekiz cüze cisim denir.”170 Kadî‟nin öğrencisi Ġbn Metteveyh de Tezkire‟sinde aynı tanımı tekrarlamaktadır.171

HiĢam b. Amr el-Fuvâti (ö. 218/833) cismin otuz altı atomdan meydana geldiğini kabul etmektedir. Ancak o bunların temelde altı rükün (yapı taĢı) olduğunu, her bir rüknün altı cüzden oluĢtuğunu söyler. Yani Ebu‟l-Huzeyl‟in cüz dediğine o rükün demiĢtir. Ona göre cüzlerin birbirine temas etmesi mümkün değildir, bunlar için temas ve ayrılık söz konusu değildir. Ancak bunların bir araya gelip oluĢturdukları rükünler birbirine temas eder. Bundan dolayı rükünler renk, tat, koku, sertlik, yumuĢaklık, soğukluk gibi bütün arazları taĢıyabilir.172

EĢʻarîler ve Mâtûrîdîler ise cisim için “birleĢik (müctemiʻ/müʻtelif) olan” tanımını esas aldıklarından, bir cismin meydana gelmesi için iki cevherin birleĢmesini yeterli görmüĢlerdir.173

Onlar bu konuda ilk dönem Muʻtezilîlerden Sâlihî, Ġskâfî ve Ġsâ es-Sûfî‟nin cisim tanımlarını takip etmiĢlerdir.174

Kaʻbî, bir cismin meydana gelmesi için dört cüzü yeterli görmektedir.175

Ona göre cismin sahip olduğu boyutlar bizzat cevherlerden ileri gelmez; bilakis cismin boyutları cevherlerin cismi oluĢturmak üzere birleĢmesi için gerekli olan te‟lif arazının bir sonucudur.176

Ebu‟l-Huzeyl‟e göre tek bir cevherin uzamı yoktur, ancak cevherler birleĢtiğinde boyutlu bir nesne meydana getirebilirler.177 Ebû HâĢim ise

cismin boyutlarının cevherin bir uzama sahip olmasından ileri geldiğini savunmaktadır. Ona göre uzam, cevherin zâtî niteliklerindendir.178

170 Kâdî Abdülcebbâr, Şerh,1: 351. 171 Ġbn Metteveyh, Tezkire, 48. 172 EĢʻarî, Makâlât, 2: 6.

173 EĢʻarî, Makâlât, 2: 4; Ġbn Fûrek, Mücerred, 206, 210; Nesefî, Tabsira, 1: 66, 68; Sâbûnî, Bidâye, 19.

174 EĢʻarî, Makâlât, 2: 4, 8. 175

Ġbn Metteveyh, Tezkire, 47-48; ġeyh Müfîd, Evâilü’l-makâlât, 97-98.

176 Pines, İslam Atomculuğu, 17. Pines, Kelâm atomculuğu ile Demokritos atomculuğu arasındaki temel farklardan birinin bu olduğunu söylemektedir. Çünkü Demokritos‟a göre madde, varlığını teĢkil eden zati/birincil niteliklere sahiptir. Bu nitelikler atomların kendinde mevcuttur. Kelâm‟da ise cevherler birincil niteliklerden yoksundur. Madde sahip olduğu nitelikleri kendisini oluĢturan cevherlerden değil, arazlardan almaktadır. (Pines, İslam Atomculuğu, 17-18.) Dhanani ise Ebu‟l- Huzeyl‟e ait olan boyutsuz cevher fikrinin boyutlu cisimlerin oluĢumunu açıklamasında karĢılaĢtığı güçlükten dolayı terkedildiğini, Ebû HâĢim‟den itibaren cevherin cevher olmak, var olmak, yer kaplamak (tehayyüz) ve arazlara mahal olmak Ģeklinde dört zâtî özelliğinin kabul edildiğini belirtmektedir. (Dhanani, The Physical Theory of Kalâm, 29, 34-36, 61-62.)

177 Tritton, İslam Kelâmı, 88-89.

73

Sonraki dönem Muʻtezile âlimleri bu konuda Ebû HâĢim‟i takip etmiĢlerdir. Örneğin Nîsâbûrî, cismin sahip olduğu boyutları cevherin kendi uzamından mı yoksa te‟lif arazından mı kaynaklandığı ile ilgili Kaʻbî ile Ebû HâĢim arasındaki tartıĢmayı zikrettikten sonra, Ģöyle bir akıl yürütmede bulunmaktadır: “Uzamının olması ya cevherin zâtî bir niteliğidir ya da te‟lif arazının bir sonucudur. Ancak bunun te‟liften ileri geldiği söylenemez. Çünkü 20 birim (zirʻa) olan bir nesneyi 20 parçaya böldüğümüzde ondaki te‟lifler (birleĢmeler) azaldığı için yüzeyinin/yüzölçümünün de azalması (veya tamamen ortadan kalkması) gerekirdi. Ancak biliriz ki onun yüzeyinde bir değiĢiklik olmamıĢtır. Bu konuda kelâm eserlerinde zikredilen delil budur.”179 Ġbn Metteveyh de cevherin mütehayyiz olmasından dolayı, boyutlu nesneleri meydana getirdiğini delilleriyle ortaya koymaktadır.180

Cismin oluĢumu için bir araya gelmesi gereken cevherlerin sayısı ve bunların bir araya geliĢ keyfiyeti ile ilgili tartıĢmalar bu Ģekildedir. Yine bu konuyla bağlantılı ve nedensellik konusunu da ilgilendiren önemli bir tartıĢma daha vardır. O da bu Ģekilde bir araya gelen cevherlerin, aralarında hiçbir boĢluk kalmayacak Ģekilde mi yoksa aralarında boĢluk olduğu halde mi birleĢtiğidir.

Benzer Belgeler