• Sonuç bulunamadı

YARGITAY CEZA GENEL KURULU

YARGITAY 16. CEZA DAİRESİ

Tarih: 30 .03 .2016 Esas: 2015/8835 Karar: 2016/1924

Aynı Suçun Birden Fazla Mağdura Karşı Tek Bir Eylemle İşlenmesi Halinde de Zincirleme Suç Hükümleri Uygulanır

ÖZET : Sanık, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar verme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suç-larından yargılanmıştır. Dosya içeriğinden, mağdurların aynı araçta seyir halindeyken yollarının kesilmesi suretiyle hürriyetlerinden yoksun kılındıkları anlaşılmaktadır. Aynı suçun birden fazla mağdura karşı tek eylemle işlenmesi halinde de zincirleme suç hükümleri uygulanır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun birden fazla kişiye karşı tek bir eylemle işlendiği gözetilerek zincirleme suç hükümleri uygulanması ge-rekirken, her bir mağdur yönünden ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilerek fazla ceza tayini hatalıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m 43

D

uruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Kendileri yönünden açılmış bir dava bulunmayan ... ve ‘un mağdur, ...’ın ise katılan olarak karar başlığında belirtilmesi mahallinde düzeltile-bilecek yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

1- Sanık hakkında 10.09.2012 tarihli olay nedeniyle devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kasten öldürmeye teşebbüs, mala zarar ver-me ve mağdur ... ile katılan ...’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kıl-ma suçlarından kurulan kıl-mahkumiyet hükümleri ile 05.11.2012 tarihli olay nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;

Oluş ve dosya kapsamına göre 10.09.2012 tarihinde Iğdır - Aralık ka-rayolunda meydana gelen yol kesme olayında işlenen suçlara yönelik ola-rak mahkemenin takdir ve değerlendirmesinde isabetsizlik görülmemekle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.

Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140

esas - 2015/85 karar sayılı iptal kararının TCK’nın 53. maddesinin uy-gulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın adına suç işlediği silahlı terör örgütünün, devletin birliğini boz-ma ve ülke topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırboz-ma aboz-macına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağ-lılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçlarının vasfı tayin edilmiş, 10.09.2012 tarihinde Iğdır - Aralık karayolunda meydana gelen yol kesme olayında işlenen kasten öldürmeye teşebbüs, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve mala zarar ver-me suçlarının sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 05.11.2012 tarihli olay nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işlediğinin sabit olmadığı kabul edilmiş, incelenen dosya kapsa-mına göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmada ileri sürdüğü temyiz itirazları ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle, bir kıs-mı re’sen de temyize tabi olan mahkumiyet ve beraate dair hükümlerin ONANMASINA,

2- Sanık hakkında 10.09.2012 tarihli olay nedeniyle mağdurlar ... ile ...’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan mah-kumiyet hükümleri ile 05.11.2012 tarihli olay nedeniyle tehlikeli madde-lerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan kurulan beraat hükmüne yö-nelik temyize gelince;

a-) 10.09.2012 tarihli olay nedeniyle mağdurlar ... ile ...’a yönelik ki-şiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları yönünden; mağdurlar aynı araçta seyir halindeyken yollarının kesilmesi suretiyle hürriyetlerinden yoksun kılındığından aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir eylemle işlendiği gözetilerek TCK’nın 43/2. maddesi delaletiyle 43/1. maddesi uyarınca zin-cirleme suç hükümleri uygulanması gerekirken her bir mağdur yönünden ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilerek fazla ceza tayini,

b) 05.11.2012 tarihli olay nedeniyle tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçu yönünden; tanık ‘ın 28.09.2012 tarihinde Cumhu-riyet Savcılığında verdiği ifadesinde kod adlı sanığın patlayıcı düzeneği yaptığını ve toprağa gömülü olduğunu söylediği, belirttiği yerde yapılan arama sonucunda el yapımı patlayıcının ele geçirildiği ve bu patlayıcının

alınan kriminal ve inceleme raporlarında da sayılan özelliklerinin tanığın anlatımını doğruladığı gözetilmeden dosya kapsamıyla örtüşmeyen değer-lendirme sonucu mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmada ileri sürdüğü temyiz itirazları ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dola-yı BOZULMASINA, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

_ ._ ._ ._ ._ ._ ._ ._

_ ._ ._ ._ ._ ._ ._ ._

YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ

Tarih: 22 .06 .2016 Esas: 2016/578 Karar: 2016/20125

Ödeme Taahhüdünü İhlal – İlk Taksidin Ödenmemesi Üzerine Hapsen Tazyik Kararı Verilmiş ve Cezanın Tamamı (Üç Aya Kadar) İnfaz Edilmiş ise Diğer Taksitlerin Ödenmemesi Ayrıca Taahhüdü İhlal Kabahati Oluşturmaz

ÖZET : Ödeme taahhüdünü ihlal suçundan yapılan yargılama sonunda, sanığın tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; öde-melerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir.

Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez. Hapsen tazyik kararının kısmen yerine getirilmesinden sonra borcunu öderse ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar hapsen tazyik kararı verilmesi gerekir. İlk taksidin ödenmemesi üzerine hapsen tazyik kararı verilmiş ve cezanın tamamı infaz edilmiş ise diğer taksitlerin ödenme-mesi ayrıca taahhüdü ihlal kabahati oluşturmaz. Açıklanan nedenlerle, ilk taksidin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m 340

B

orçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan sanık ...., 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair... İcra Ceza Mahkemesinin 05/06/2015 tarihli ve ...

esas, ... sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair .... Asliye Ceza Mah-kemesinin 27/08/2015 tarihli ve ... değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 14/01/2016 gün ve ... sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/02/2016 gün ve .... sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre ödeme şartını ihlâl eylemi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesinde yer alan “111. madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şar-tını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikayeti üzerine icra mahkemesi tarafından bir aydan üç aya kadar hafif hapis ce-zası ile cezalandırılır” şeklindeki bir düzenleme ile yaptırım altına alınmış iken, 01/06/2005 tarihli mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5358 sayılı İcra ve İflâs Kanununda Değişiklik Yapılma-sına Dair Kanun’un 11. maddesi ile İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. madde-sine ‘‘Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahli-ye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine tahli-yeniden ka-rar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez

” cümlesi eklenmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 29/09/2009 tarihli, 2009/16-188 esas ve 2009/205 sayılı kararında da belirtildiği üzere, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı halinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığı ve diğer taksitlerin ödenmemesi ayrıca bir taahhüdü ihlal kabahatini oluşturmayacağından ilk taksidin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırıla-rak ilk taksiti ödememek suretiyle 3 aya kadar hapsen tazyikine ilişkin ilk hükmün infazı beklenerek borçlu, hapsen tazyik kararının kısmen yerine getirilmesinden sonra borcunu öderse ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar hapsen tazyik kararı verilmesi gerektiğinden; ... İcra Mü-dürlüğünün ... esas sayılı icra dosyasındaki 10/12/2010 tarihli ödeme ta-ahhüdü nedeni ile sanık hakkında daha önce hükmolunan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin .... İcra Ceza Mahkemesinin 27/05/2011 tarihli ve ... esas, ... sayılı 10/04/2013 tarihli ve ... esas, ... sayılı kararlarındaki hapsen tazyik kararlarının infaz edilip edilmediği araştırılmadan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerek-çesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca

anılan kararının kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden ...İcra Ceza Mahkeme-sinin 20/03/2015 tarihli ve ... değişik iş kararının CMK’nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesin-ce yerine getirilmesine 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

_ ._ ._ ._ ._ ._ ._ ._

_ ._ ._ ._ ._ ._ ._ ._

YARGITAY 22. CEZA DAİRESİ

Tarih: 21 .03 .2016 Esas: 2015/11209 Karar: 2016/4081

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Kasıtlı Suçtan Mahkumiyet Niteliğinde Olmadığından HAGB Kararı Verilmesine Engel Oluşturmaz

ÖZET : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşulları, CMK’nun 231.

maddesinde ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kasıtlı suçtan mahkumiyet niteliğinde değildir.

Bu nedenle, HAGB kararı verilmesine engel oluşturmaz. Açıklanan bu hususlar dikkate alınmaksızın, yerel mahkemece adli sicil kaydındaki bu nevi ilamlar nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu m 231

Y

erel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak ;

1- Suça sürüklenen çocuk hakkında “geçmişte hapis cezası ile mah-kumiyetinin bulunmayışı, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığı ne-deniyle cezanın ertelenmesi halinde tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşması” gerekçe gösterilerek verilen cezası ertelendiği

halde, karar tarihi itibariyle sabıka kaydında yer alan ve kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak da kabul edilmeyen hükmün açıklanmasının geri bıra-kılması kararının yeniden hükmün açıklanmasının geri bırabıra-kılması kararı verilmesine engel teşkil etmediği gözetilmeden, adli sicil kaydındaki bu ilamlar nedeniyle şartları oluşmadığından bahisle 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına iliş-kin hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesi suretiyle çelişkili karar verilmesi,

2- Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 177. maddesi uyarınca sosyal çalışma görevlisi görevlendirmelerinde incelemeyi yapanlara mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından bilirkişilik esasları çerçevesinde tayin edilecek ücretin Cumhu-riyet Başsavcılığının suçüstü ödeneğinden ödenmesi gerekirken, yargıla-ma gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilmesine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21.03.2016 tarihinde oybir-liğiyle karar verildi.

_ ._ ._ ._ ._ ._ ._ ._

_ ._ ._ ._ ._ ._ ._ ._