• Sonuç bulunamadı

Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışı

4. TARTIMA

4.1. Canlı Ağırlık ve Canlı Ağırlık Artışı

Deneme süresince pozitif kontrol (PK), fitaz enzimi (F) ve fitaz enzimi+sitrik asit (F+SA) gruplarında bulunan hayvanlara ait canlı ağırlık verilerinin negatif kontrol (NK) ve sitrik asit (SA) gruplarındaki hayvanlara ait değerlerden daha iyi olduğu belirlenmiştir. Kırk iki günlük denemenin sonunda canlı ağırlık bakımından gruplar arasında istatistiksel öneme (P<0.001) sahip farklılık saptanmıştır. Deneme sonunda 1623.54 g ile en düşük canlı ağırlığın elde edildiği NK grubuna göre, PK grubunda % 10.52 (1794.35 g), F grubunda

% 13.38 (1840.88 g), SA grubunda % 0.54 (1632.41 g) ve F+SA grubunda

% 21.92 (1979.48 g) düzeylerinde daha fazla canlı ağırlık kazanılmıştır.

Beklenildiği gibi rasyon YP düzeyinin civciv döneminde % 0.45’ten 0.31’e, piliç döneminde % 0.36’dan 0.21’e indirildiği NK grubunda CA ve CAA istatistiksel bakımdan önemli derecede düşük (P<0.001) bulunmuştur.

Benzer şekilde Simons ve ark. (1990) broyler rasyonlarında toplam P oranını 0-24. günlerde % 0.75’den 0.60’a veya 0.45’e (P<0.001), 0-4. haftalarda ise sadece % 0.45’e (P<0.01); Scheideler ve Ferket (2000) civciv döneminde YP seviyesini % 0.45’den 0.33’e, piliç döneminde % 0.42’den 0.30’a (P<0.004);

Lan ve ark. (2002) civciv döneminde % 0.46’dan 0.24’e, piliç döneminde

% 0.35’den 0.23’e; Dilger ve ark. (2004) civciv döneminde % 0.50’den 0.24’e, piliç döneminde % 0.38’den 0.18’e; Yu ve ark. (2004) civciv döneminde % 0.45’den 0.35’e, piliç döneminde % 0.40’dan 0.30’a

düşürmenin canlı ağırlığı istatistiksel açıdan önemli derecede azalttığını (P<0.05) belirlemişlerdir. Buna karşılık Simons ve ark. (1990) broyler rasyonlarında toplam P oranını 0-4. haftalarda % 0.75’den 0.60’a; Sohail ve Roland (1999) 4-6. haftalarda YP seviyesini % 0.425’ten % 0.325 veya 0.225’e; Akyürek ve ark. (2005) civciv döneminde (0-21.günde) % 0.45’ten 0.35’e; Saçaklı ve ark. (2006) 3-38. günlerde bıldırcın rasyonlarında YP düzeyini % 0.35’den 0.20’ye düşürmenin canlı ağırlığı etkilemediğini (P>0.05) bildirmişlerdir. Bu farklılıkların muhtemelen rasyonun içeriği ve yapısı, hayvanın türü veya yaşı gibi nedenlerden kaynaklanabileceği düşünülebilir.

Mısır+soyaya dayalı P bakımından yetersiz rasyonlara fitaz enzimi ilave edilmesi durumunda (F), bu gruptaki CA ve CAA düzeyleri NK grubuna göre istatistiksel açıdan önemli derecede yüksek (P<0.001) bulunmuştur. Bu sonuç, P miktarı azaltılmış broyler rasyonlarına fitaz enzimi katılmasının fitat fosfor yarayışlılığını artırdığını ve canlı ağırlık kaybını önlediğini göstermiştir.

Canlı ağırlık kaybına yol açan, fosfor bakımından yetersiz rasyonlara farklı dönemlerde değişik düzeylerde fitaz enzimi ilavesi ile benzer sonuçlar alınmıştır (Simons ve ark., 1990; Scheideler ve Ferket, 2000; Lan ve ark., 2002; Dilger ve ark., 2004; Yu ve ark., 2004). Buna karşılık, Silversides ve ark. (2004) YP düzeyi % 0.40’tan 0.23’e düşürülmüş ve 80 0C üzerinde pelet yapılmış broyler rasyonlarına 4-21. günlerde dört ayrı kaynaktan sağlanan üç farklı düzeydeki fitaz enzimi ilavesinin (150, 450 ve 1250 FTU/kg yem) genelde canlı ağırlıktaki kaybı gideremediğini, sadece bir kaynağa ait 1250 FTU/kg düzeyindeki enzimin bu konuda olumlu etki gösterdiğini bildirmişlerdir.

Bu çalışmada fosfor bakımından yetersiz mısır+soyaya dayalı broyler rasyonlarına % 2 oranında sitrik asit katılan SA grubuna ait CA ve CAA değerlerinin NK grubu verilerine benzerlik gösterdiği, buna karşılık PK, F ve F+SA gruplarına ait CA ve CAA bulgularından önemli derecede düşük bulunduğu gözlenmiştir (P<0.001). Bu durum, mısır+soyaya dayalı P bakımından yetersiz olan broyler rasyonlarına % 2 oranında sitrik asit

ilavesinin CA ve CAA kaybını önleyemediğini göstermektedir. Benzer şekilde, Brenes ve ark. (2003) civciv döneminde (0-21. günde) YP düzeyi % 0.35’den 0.25’e düşürülmüş broylerler rasyonlarına % 2 oranında sitrik asit ilavesinin canlı ağırlığa bir katkı sağlamadığını bildirmişlerdir. Buna karşılık, Boling ve ark. (2000a) 8-22. günlerde fosfor bakımından yetersiz (% 0.10 YP) broyler rasyonlarına % 2, 4 ve 6; Boling-Frankenbach ve ark. (2001) 8-22. günlerde

% 0.20 YP içeren broyler rasyonlarına % 2, 4 ve 6; Snow ve ark. (2004) 8-21.

günlerde % 0.13 YP içeren broyler rasyonlarına % 3 ve 4; Rafacz-Livingston ve ark. (2005a) 8-22. günlerde % 0.18 YP içeren broyler rasyonlarına % 2, 3 ve 4; Rafacz-Livingston ve ark. (2005b) 8-22. günlerde % 0.16 YP içeren broyler rasyonlarına % 3 oranında sitrik asit ilavesinin CAA’nı istatistiksel açıdan önemli derecede artırdığını (P<0.05) bildirmişlerdir. Ancak, Boling-Frankenbach ve ark. (2001) broyler rasyonlarına sitrik asit ilavesinin sadece düşük YP (% 0.20-0.30) düzeyine sahip rasyonlarda etkili olduğunu, daha yüksek YP (% 0.35-0.40) düzeyine sahip rasyonlara ilavesi durumunda ise canlı ağırlığa bir katkısının bulunmadığını ileri sürmüşlerdir. Yapılan çalışmalarda (Boling ve ark., 2000a; Boling-Frankenbach ve ark., 2001) düşük YP (% 0.1-0.25) içeren, Ca:YP oranı 4:1 veya daha yüksek olan broyler rasyonlarına katılan sitrik asidin canlı ağırlığı olumlu yönde etkilediği, buna karşılık yeterli düzeyde YP (% 0.45) kapsayan rasyonlarla beslenenlerde sitrik asidin canlı ağırlığa olumsuz yönde etki yaptığı saptanmıştır. Uygulamaya ilişkin sonuçlara genel olarak bakıldığında; sitrik asit ilavesi ile olumlu sonuçların alındığı çalışmalarda deneme materyali olarak kullanılan civcivlerin ilk 7 gün normal rasyonlarla beslenip, 8. günden itibaren P bakımından yetersiz deneme rasyonlarına geçilmesinin önemli bir etken olabileceği düşünülebilir.

Mısır+soyaya dayalı P bakımından yetersiz broyler rasyonlarına fitaz enzimi ve sitrik asidin kombine halde katıldığı F+SA grubunda deneme sonu canlı ağırlığın PK, NK, F ve SA gruplarından sırasıyla % 10.31, 21.92, 7.52 ve 21.26 oranında daha yüksek olduğu görülmüştür (P<0.001). Bu sonuç, P bakımından yetersiz broyler rasyonlarına fitaz enzimi ve sitrik asidin birlikte

katılmasının sinerjik bir etki meydana getirdiğini göstermiştir. Denemenin ilk 5 haftası canlı ağırlığın PK, F ve F+SA gruplarında benzer olması, 6. haftada ise F+SA grubunda PK ve F gruplarından istatistiksel açıdan farklılık yaratacak düzeyde yüksek bulunması sitrik asitlerin iyi bir şelatör olma özellikleriyle açıklanabilir. Bu sonuç aynı zamanda sitrik asidin sindirim sisteminde Ca ile kompleks yaparak söz konusu mineralin Ca-fitat şelatı oluşumunu azalttığı, dolaylı yoldan fitatların endojen fitaza daha duyarlı hale gelmesini sağladığı (Pileggi ve ark., 1956; Erdman, 1979) şeklinde sonuçları desteklemektedir. Bu çalışmada canlı ağırlıkla ilgili olarak ortaya çıkan farklılıklar Ca:YP oranının 4:1 olduğu piliç döneminde çıkması bu savı güçlendirmektedir. Benzer şekilde Boling ve ark. (2000a) 8-22. günlerde YP düzeyi % 0.10 ve Ca:YP oranı 6:1 olan broyler rasyonlarına % 6 miktarında sitrat (% 3 sitrik asit ve % 3 sodyum sitrat) ile birlikte fitaz enzimi (1450 U fitaz/kg yem) ilavesinin; canlı ağırlık artışını istatistiksel açıdan önemli derecede yükselterek (P<0.05) sinerjik bir etki meydana getirdiğini belirlemişlerdir. Buna karşılık, Saçaklı ve ark. (2006) bıldırcınlarda fitaz enzimi (300 FTU/kg yem) ile birlikte 2.5 g/kg yem oranında organik asit karışımı ilavesinin sinerjik bir etki meydana getirmediğini bildirmişlerdir.

Brenes ve ark. (2003) ise Ca:YP oranı 2.2:1 ve 2.6:1 olan rasyonlara sitrik asit ve fitaz enziminin kombine halde katılması halinde, sitrik asidin fitaz enziminin performans üzerine olan etkisini azalttığını gözlemişlerdir. Bu durumun YP düzeyi yetersiz, düşük Ca:YP oranına sahip broyler rasyonlarına sitrik asit ilavesi ile fitat fosforundan daha fazla YP açığa çıkması sonucunda Ca yetersizliğinin şiddetlenmesine bağlı olarak ortaya çıkabileceği sanılmaktadır (Boling ve ark., 2000a).

Benzer Belgeler