• Sonuç bulunamadı

2.1.3. Basamaklı Öğretim Programında Basamaklar ve Görevleri

2.1.3.2. C Basamağının Puanlanması

Basamaklı öğretim programının en önemli aşamalarından birisi değerlendirme aşamasıdır. C basamağındaki tüm görevler “sözlü savunma” yoluyla değerlendirilmektedir (Nunley, 2004, s. 21). Öğrenciler görevleri tamamlarken, öğretmenin sınıf içinde ve öğrenciler arasında dolaşarak görevlerini tamamlayan öğrencilerin öğrenip öğrenmediklerini kontrol etmek için bazı sorular sorması gerekmektedir. C basamağındaki değerlendirmelere ilişkin deneyimlerini Nunley (2004) şu şekilde aktarmıştır:

“Öğrencilerim görevlerini tamamladıkça ne öğrendiklerine ilişkin sorular sorarım. Öğrencinin öğrenip öğrenmediğini anlamak yaklaşık olarak 1 dakika sürmektedir. Örneğin, kitaptaki soruları cevaplama etkinliği 15 puanlık bir görevdir. Bu görevi

puanlayabilmek için sandalyemi alırım ve öğrencinin masasının yanına otururum. İlgili göreve ilişkin sorular içinden 3 tanesini rastgele seçerim ve öğrenciyle konuşmaya başlarım. Öğrenci doğru cevapladığı her bir soru için 5 puan kazanır. Öğrencinin konuyu anlayıp anlamadığını tam olarak değerlendirebilmek için konuyla ilgili ek sorular sorarım ve ek açıklamalar isteyebilirim. Eğer bir görev üzerinde iki öğrenci birlikte çalışmışlarsa değerlendirmeyi bireysel veya ikili şekilde sohbet havasında gerçekleştiririm. Buradaki amaç öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğini görmektir” (s. 22).

Görüldüğü gibi, basamaklı öğretim programının özünde öğrencinin strese girmeden ve kaygı seviyesini yükseltmeden öğrenmelerinin gerçekleştirmesine katkı sağlamak yer almaktadır. C basamağındaki etkinlikler değerlendirilirken Nunley öğrencilerle sohbet havası yaratarak öğrenip öğrenmedikleri noktasında bir kanıya varmaktadır.

C basamağının en önemli amaçlarından biri öğrencinin konuyla ilgili temel bilgileri kazanmasını sağlamaktır. Bu basamaktaki görevler başarıyla tamamlanmadan ve temel bilgiler öğrenilmeden bir üst basamağa geçilememektedir. Bu yüzden Nunley, C basamağındaki öğrenmelerin değerlendirilmesi neticesinde eksik öğrenme gerçekleştirdiği düşünülen öğrencilere göreve ilişkin kapsamlı çalışma yapması için ikinci bir şans daha vermektedir ve değerlendirme sonucunu kabul edip etmemeyi öğrencinin takdirine bırakmaktadır. Bu durumu Nunley’in (2004) bir başka sınıf deneyiminde daha net olarak görülebilmektedir:

“…flaş kartlarla kelime hazırlama görevi 10 puanlık bir görevdir. Öğrencinin hazırlamış olduğu flaş kartları elime alırım, 5 tane kartı rastgele seçerim ve öğrenciye kelimeleri sorarım. Öğrenci tanımlayabileceği her bir görev için 2 puan kazanacaktır. Seçtiğim 5 karttaki kelimelerden sadece birini bilen ve 2 puan kazanan bir öğrenci, bu 2 puanı kabullenip görevi tamamlamış olma hakkına veya flaş kartlara tekrar çalışarak öğrenmelerini gözden geçirme hakkına sahiptir” (s. 22).

Basamaklı öğretim programında amaç öğrencilerin görevleri şeklen tamamlamış olmaları değildir. Görevlerin, öğrencilerin öğrenmelerine tam anlamıyla hizmet etmesini sağlamaktır. Öğrencilerin flaş kartları yapmalarından ziyade, kartlardaki kelimeleri öğrenmiş olmaları büyük önem arz etmektedir. Buradaki en önemli nokta “yapmak” değil “öğrenmektir”. Nunley (2004), öğrencilerin görevleri yapmalarına ilişkin görüşlerini şu şekilde dile getirmektedir:

“Öğrenciler görevlerini yapmaktan dolayı puan almaya alışkındır. “Ama ben ödevimi yaptım, bu sayılmıyor mu?” cümlesini öğrencilerden sıklıkla duymaktayız. Aslında öğrencinin görevlerini yapmış olmak için yapması, öğrencinin öğlen yemeğini hangi arkadaşıyla birlikte yiyeceğini bilip menüde ne olduğunu bilmemesine benzemektedir. Öğrencilerin pek çok görevi yaparak düşük ders notlarını telafi etmeye çalıştıklarını gözlemleriz. Bu şekilde öğrenciler öğrenmeleriyle değil de notla sınıf geçmiş olurlar. Böyle bir durumda öğrenci hesap verilebilirliği söz konusu değildir” (s. 22).

Nunley’in ifadelerinden de anlaşılacağı üzere klasik eğitim sisteminde öğrencinin ders ile ilgili sorumlulukları ve öğrenmeleri noktasında şekle yani yapmış olmaya önem verilmektedir. Asıl önemli nokta olan öğrencinin kendi öğrenmelerinden sorumlu olması, gerçekten öğrenmek için yapmış olması ve öğrenmelerinden hesap verebilir olması göz ardı edilmektedir. Devlet, okul ve öğretmen hesap verilebilirliği ön plana çıkarılırken öğrenci hesap verilebilirliği arka plana itilmektedir (Nunley, 2004, s. 22). Öğretmenler öğrencilere “Ödevlerinizden ne öğrendiniz?” sorusu yerine “Ödevlerinizi yaptınız mı?” sorusunu yöneltmektedirler (Nunley, 2004, s. 23).

Basamaklı öğretim programı, öğretmen ve öğrenci açısından büyük bir değişime hizmet etmektedir. Basamaklı öğretim programının odak noktası “öğrenme” ve “öğrenci hesap verilebilirliği” üzerinedir. Görevlerden elde edilen puanlar ve ders notları sadece öğrenme ile kazanılmaktadır. Öğrencinin neler

yaptığından ziyade yaptıklarından neler öğrenip öğrenmediği önemlidir (Nunley, 2004, s. 23).

Basamaklı öğretim programında öğretmenin görevlerinden biri, etkinliğin amacının anlaşılmasında öğrenciye yardımcı olmaktır. Öğrencilerin görevleri yerine getirince değil de öğrenmelerini kanıtlamaları sonrasında puan alacaklarını bilmeleri gerekmektedir. Görevlere ilişkin değerlendirme kriterlerinin öğrencilerle paylaşılması gerekmektedir. Puanlama ölçekleri (rubrikler) öğrencilere yazılı formda verilmelidir. Kendilerinden ne beklendiğini ve nasıl değerlendirileceklerini bilmeleri büyük önem arz etmektedir (Nunley, 2004, s. 23). Basamaklı öğretim programı uygulamasında ders vaktinin büyük bir çoğunluğu öğretmenin öğrencilerle birebir veya küçük gruplar halinde görüşmelerine ayrılmaktadır. Öğretmenin konuya ilişkin kısa bir açıklama yapmasından sonra öğrenciler görevlerine odaklanmaktadır. Sonrasında öğretmen duruma göre her bir öğrenciyi kontrol ederek sınıfta dolaşmaktadır (Nunley, 2004, s. 23). Öğretmenin sınıfta dolaşması ve her bir öğrenciyi kontrol etmesi öğrencilere baskı veya stres oluşturma amacı gütmemektedir. Öğretmen burada öğrencilere yardımcı olmak, yönlendirmek, cesaret vermek ve tamamlanan görevleri değerlendirmek amacıyla her bir öğrenciyle ilgilenmektedir (Nunley, 2004, s. 23). Öğretmen bir öğrenciyle ilgilenirken diğer öğrenciler de kendi görevlerini yapmaya devam etmektedirler. Öğretmen, öğrenciyle birlikte değerlendirdiği her bir görevi paraflamalıdır veya görevin yanına imzasını atmalıdır. Bu durum, öğretmene ve öğrenciye hangi görevler üzerinde çalışıldığı hangilerinde çalışılmadığı hakkında bilgi vermektedir.