• Sonuç bulunamadı

2.1. Örgütsel Yapı

2.1.3. Örgütsel Yapı Teorileri

2.1.3.8. Burns ve Stalker’ın yapı türleri

süreçlerinin çevre koşullarından (teknoloji ve pazardaki değişme hızı) nasıl etkilenmekte olduğunu tespit etmeye çalışmıştır. Burns ve Stalker bu işletmelerden suni ipek işletmesinin bir ucu, elektronik işletmelerinin ise diğer ucu oluşturduğunu saptamaktadır. Araştırmacılara göre, suni ipek işletmesinde çevre belirli ve durağandır. Rekabetin çok kuvvetli olduğu bu işletme için maliyeti minimumda tutmak ve etkin çalışmak örgütün varlığının sürdürebilmesinin ön koşuludur. Diğer bir yandan, değişken bir çevrede var olan elektronik endüstrisinde ise esnek ve yaratıcı olmak, sürekli olarak yenilikler yapmak ve daha gelişmiş sistemler kullanmak başarının temel şartlarıdır. Bu gözlemler sonucu bu iki işletmenin örgüt yapıları ve yönetim faaliyetlerinin birbirinden farklı olduğu ortaya çıkmıştır. Suni ipek işletmesinde, işlerin net ve ayrıntılı bir biçimde tanımlandığı, yönetim tarzının ayrıntılı ilke ve politikalara dayandığı; elektronik işletmelerinde ise görev tanımları yapmaktan kaçınıldığı, emir-komuta zincirinin açık bir şekilde belirlenmediği, yapılan işlerin belirli aralıklarla değiştiği ve sorunların çözümünde otoriteden ziyade bireylerin uzmanlıklarına başvurulduğu bir yönetim anlayışı gözlenmiştir. Bu çalışmalar sonucunda, teknoloji ve pazar ile ilgili değişimlerin örgütün yapı ve yönetim süreçlerini etkileyen önemli unsurlar olduğu ortaya koyulmuştur. Burns ve Stalker, bu araştırma sonuçlarından yola çıkarak işletmelerin örgüt yapısını mekanik ve organik olmak üzere iki gruba ayırmaktadır. Mekanik ve organik örgüt yapıları, birbirinden büyük ölçüde farklılaşmakta ve örgütsel yapı türlerinin iki uç noktasını ifade etmektedir. Her ne kadar bir örgütün yapısını mekanik ve organik diye sınıflandırmak mümkün olsa da bir örgütün tamamen mekanik ya da tamamen organik yapının özelliklerini taşıması pek mümkün değildir. Mekanik örgüt yapısı,

durgun, dengeli ve değişim hızının az olduğu çevre; organik örgüt yapısı ise, hızlı ve sürekli değişimin olduğu çevre koşullarında en uygun yapılanmadır. Bu doğrultuda, araştırmacılar tarafından belirlenen mekanik ve organik örgütlerin genel özellikleri Tablo 2.6. sunulmaktadır (Burns ve Stalker, 1961).

Tablo 2.6. Mekanik ve Organik Örgütlerin Genel Özellikleri

Mekanik Örgüt Organik Örgüt

1. Fonksiyonel görevlerin farklılaşması; işlerin görevlere bölünerek uzmanlaşmanın sağlanması,

1. Uzmanların bilgi ve tecrübelerinin, örgütün amacına katkıda bulunması,

2. Bireysel görevlerin soyut niteliği, 2. Bireysel görevlerin, amaç doğrultusunda belirlenmiş gerçekçi niteliği,

3. Hiyerarşinin her basamağı için farklı performansların üstler tarafından uzlaştırılması,

3. Bireysel görevlerin etkileşimler sonucu yeniden tanımlanması ve düzenlenmesi, 4. Her bir role ilişkin hak, zorunluluk ve teknik

yöntemlerin kesin olarak tanımlanması,

4. Sorumluluğun, hak, zorunluluk ve teknik yöntemlerin sınırlı alanı olarak değiştirilmesi 5. Role ilişkin tanımlanan hak, zorunluluk ve

yöntemlerin pozisyonunun sorumluluklarına dönüşmesi,

5. Herhangi bir teknik tanımlamanın ötesinde işe, örgüte bağlılık,

6. Kontrol, otorite ve iletişimin hiyerarşik yapıda olması

6. Kontrol, otorite ve iletişimin ağ yapılanması, 7. Farklı görevleri uzlaştırması, uyumu

değerlendirmesi ve gerçek bilgiyi tekelinde bulundurması nedeniyle hiyerarşinin en üst basamağının hiyerarşik yapıyı güçlendirmesi,

7. Hiyerarşinin üst basamağının her şeyi bilen konumunun yok olması, bilginin örgütün tüm kademelerine yayılması,

8. Üstler ve astlar arasındaki iletişimin dikey yönlü olması,

8. Örgüt içerisindeki iletişimin yatay olması ve farklı rütbeler arasındaki iletişimin emirden ziyade tavsiye niteliğinde olması,

9. Örgütsel işleyişin ve iş davranışlarının üstler tarafından alınan kararlar ve verilen talimatlarla yönetilmesi,

9. İletişimin talimatlar ve kararlardan ziyade bilgi ve tavsiyeyi içermesi,

10. Örgüt üyeliğinin bir koşulu olarak üstlere itaat ve bağlılık,

10. Üstlere bağlılık ve itaatten ziyade örgütün görevlerine ve etiğe bağlılık,

11. Kozmopolit, geniş açılı bilgi, deneyim ve yetenek yerine, sınırlı ve yerel bilgi deneyim ve tecrübeye önem verilmesi ve saygı duyulması.

11. Endüstriyel, ticari ve teknik sosyal çevreyle iyi ilişkiler kurulmasına ve bu çevrelerdeki uzmanlığa önem verilmesi.

Mekanik örgütlerde işler, birbirinden bağımsız ve özelleştirilmiş görevlere ayrılmakta ve çalışanlar da görevleri onlara verildiği şekliyle birbirlerinden bağımsız olarak yerine getirmektedir (yüksek farklılaşma). Organik örgütlerde ise işler, keskin çizgilerle birbirinden ayrılmadığı ve değişen koşullara göre iş tanımlarının değişmesi söz konusu olduğu için çalışanlar birlikte çalışmakta ve birbirlerinin görevleri hakkında belli ölçüde bilgi sahibi

olmaktadır. Mekanik örgütlerde, tüm yönetim süreçlerine üst düzey yönetim tarafından getirilen katı kurallar ve düzenlemeler hakimdir; çalışanlar önceden belirlenen iş tanımlarının ve davranışlarının dışına çıkamamaktadır. Mekanik örgütlerdeki bu yapılanma çalışanların yaratıcılığını kısıtlayarak örgütte yenileşmenin önüne geçmektedir. Organik örgütlerde ise daha az kural ve düzenlemeler vardır; bu sayede çalışanlara takdir yetkisi verilerek yenilikçi ve yaratıcı düşünceler ortaya koymaları teşvik edilmektedir. Mekanik örgütlerde iletişim hiyerarşik kanalları (emir-komuta zinciri) izleyerek dikey yönde seyrederken, organik örgütlerde ise yatay iletişim, çalışanlar arasında serbest bilgi akışının ve iş birliğinin oluşmasını sağlamaktadır. Bunun bir sonucu olarak kararların üst yönetim tarafından alındığı ve çalışanların bu kararlara uymasının zorunlu kılındığı mekanik örgütlerin aksine organik örgütlerde çalışanlar yeni fikirler üretmek için birlikte çalışmakta ve uzmanlık alanları doğrultusunda kararlara katılım sağlamaktadır. Mekanik yapılar uzmanlaşma ve ihtisaslaşmayı merkeze alırken organik yapılarda kişinin bireysel bilgi ve tecrübeleri de önemlidir. Mekanik örgütlerdeki katı kural ve düzenlemeler, iş tanımları ve standartlar örgütü rasyonel, tahmin edilebilir ve hesap verebilir kılarken, organik örgütlerdeki adem-i merkezileşme ve düşük formalleşme örgütü esnek kılmakta ve bu esneklik de örgütlerin değişen koşullara daha kolay ayak uydurmasını sağlamaktadır. İstikrarın mevcut olmadığı, hızla değişen çevrelerde, örgütün yapısının, mevcut değişimlere uyum sağlayabilmesi için esnek olması, dinamik çevrede hızlı karar verebilmek için hiyerarşik kademelerin az olması, yazılı kural ve prosedürlerin olmaması ve karar verme yetkisinin merkezileşmemesi gerekmektedir. Tüm bu gereklilikler organik yapıyı tanımlamaktadır. İstikrarın mevcut olduğu, belirsizliğin az olduğu durağan çevrelerde ise örgütlerin değişim ihtiyacı daha az olacağı için rutinin ve standartlaşmanın hakim olduğu mekanik yapı daha etkili olacaktır (Burns, Stalker, 1961, s.120-121.) Özetlemek gerekirse, mekanik yapı, rasyonellik, katılık, hiyerarşik yapılanma, sıkı kontrol sistemleri, formal ilişkiler, merkeziyetçi karar alma, formal kural ve prosedürlere sıkı bağlılık, dar kontrol alanı, dikey iletişim, ayrıntılı görev tanımı, standartlaşma, rutin işler gibi kavram ve ifadelerle tanımlanırken; organik yapı ise, esneklik, yaratıcılık, girişimcilik, değişime uyum gösterme, ağ düzeneği yapısı, esnek kontrol sistemleri, informal ilişkiler, katılımcı karar alma, ortak akıl, fikir alışverişi, danışma, yetki ve sorumluluk devri, yatay iletişim, değişen görev tanımları gibi kavram ve ifadelerle karakterize edilmektedir.