• Sonuç bulunamadı

Bu bölümde araĢtırmaya katılan ilköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin Sosyal Beceri Envanteri ve iki alt ölçeklerinden elde ettikleri puanlara uygulanan AĢamalı Çoklu Regresyon Analizi sonuçları verilmiĢtir. Regresyon analizi yöntemiyle ilköğretim 6. ve 7. öğrencilerinin Sosyal Beceri Envanteri ve iki alt ölçek puanlarının anne babalarının doldurduğu Sosyal Anksiyete Ölçeği toplam ve üç alt ölçek puanı ile sınıf düzeyi, yaĢ, cinsiyet açısından yordanması incelenmiĢtir.

Sosyal Beceri puanlarının yordanmasına iliĢkin bulgular, öğrencilerin sosyal becerilerinin toplam puanına ve iki alt ölçek puanlarının yordanmasına iliĢkin Çoklu Regresyon Analizi sonuçları verilmiĢtir.

Tablo 1. Korelasyon Tablosu

1 2 3 4 5 6 7 8 1.OLMLUSD 1 2.OLMSUZSD -0,21*** 1 3.ASOSKC -0,07 -0,01 1 4.AEK -0,07 -0,02 0,76*** 1 5.ADEĞDUY -0,12 -0,01 0,65*** 0,69 1 6.BSOSKÇ -0,05 0,07 0,41*** 0,46*** 0,39*** 1 7.BEK -0,02 0,08 0,48*** 0,59*** 0,49*** 0,68*** 1 8.BDEĞDUY -0,13* 0,11 0,40*** 0,45*** 0,50*** 0,61*** 0,68*** 1 *p< .05 ***p< .001

OLMLUSD : Olumlu Sosyal DavranıĢ OLMSUZSD : Olumsuz Sosyal DavranıĢ BSOSKÇ : Baba Sosyal Kaçınma

BEK : Baba EleĢtirilme Kaygısı

BDEĞDUY : Baba Değersizlik Duygusu ASOSKÇ : Anne Sosyal Kaçınma AEK : Anne EleĢtirilme Kaygısı

ADEĞDUY : Anne Değersizlik Duygusu

Tablo 1‟deki korelasyon katsayıları incelendiğinde, sosyal becerinin alt boyutlarından olumlu sosyal davranıĢ ile olumsuz sosyal davranıĢ (r= - .21, p<.001) arasında negatif yönde anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Olumlu sosyal

davranıĢ ile babanın değersizlik duygusu (r= - .13, p<.05) arasında negatif yönde anlamlı bir iliĢki vardır. Anne sosyal kaçınma ile anne eleĢtirilme kaygısı (r= .76, p<.001), anne değersizlik duygusu (r= .65, p<.001), baba sosyal kaçınma (r= .41, p<.001), baba eleĢtirilme kaygısı (r= .48, p<.001) ile baba değersizlik duygusu (r= .40, p<.001) arasında pozitif yönde anlamlı bir iliĢki görülmektedir. Anne eleĢtirilme ile baba sosyal kaçınma (r= .46, p<.001), baba eleĢtirilme kaygısı (r= .59, p<.001) ve baba değersizlik duygusu (r= .45, p<.001) arasında pozitif yönde anlamlı bir iliĢki vardır. Anne değersizlik duygusu ile baba sosyal kaçınma (r= .39, p<.001), baba eleĢtirilme kaygısı (r= .49, p<.001) ve baba değersizlik duygusu (r= .50, p<.001) arasında pozitif yönde anlamlı bir iliĢki vardır. Baba sosyal kaçınma ile baba eleĢtirilme kaygısı (r= .68, p<.001) ve baba değersizlik duygusu (r= .61, p<.001) arasında pozitif yönde anlamlı bir iliĢki görülmektedir. Baba eleĢtirilme kaygısı ile baba değersizlik duygusu (r= .68, p<.001) arasında pozitif yönde anlamlı bir iliĢki vardır.

Tablo 2. Öğrencilerin olumlu ve olumsuz sosyal davranıĢlarına ait puanların cinsiyete göre farklılığını belirlemeye yönelik t-testi sonuçları

CĠNSĠYET N X S t p OLMLUSD Kız 116 4.33 .39 1.68 .090 Erkek 121 4.22 .52 OLMSUZSD Kız 116 1.54 .43 -3.42 .001 Erkek 121 1.75 .51

Tablo 2‟de görüldüğü gibi, olumlu ve olumsuz sosyal davranıĢ puanları üzerinde cinsiyet farklılıkları incelenmiĢ ve olumsuz sosyal davranıĢta erkekler lehine fark bulunmuĢtur, t=-3.42, p< .001. Erkeklerin olumsuz sosyal davranıĢ puan ortalamaları (X= 1.75) kızların ortalamasından (X= 1.54) daha fazla bulunmuĢtur.

Tablo 3. Öğrencilerin olumlu ve olumsuz sosyal davranıĢlarına ait

puanların sınıf düzeyine göre farklılığını belirlemeye yönelik t-testi sonuçları

DeğiĢkenler Sınıf N X S t p

OLMLUSD 6 98 4.37 .37 2.84 .010

7 139 4.21 .51

OLMSUZSD 6 98 1.77 .57 3.37 .000

7 139 1.55 .38

Tablo 3‟de görüldüğü gibi olumlu ve olumsuz sosyal davranıĢ puanları üzerinde sınıf düzeyi farklılıkları incelenmiĢ, olumsuz sosyal davranıĢ (t= 3.37, p<.00) puanı ile olumlu sosyal davranıĢ puanının (t= 2.84, p<.01) sınıf düzeyine göre anlamlı bir fark gösterdiği bulunmuĢtur.

Tablo 4. Olumlu Sosyal DavranıĢlar ve Etkileyen DeğiĢkenlerin Aritmetik Ortalamaları ve Standart Sapmaları

X S N OLMLUSD 4.27 .46 237 YAġ 12.59 .96 237 CıNSĠYET 1.51 .50 237 SıNIF 6.59 .49 237 BSOSKÇ 2.00 .64 237 BEK 2.33 .67 237 BDEĞDUY 1.81 .61 237 ASOSKC 2.10 .69 237 AEK 2.43 .70 237 ADEĞDUY 1.87 .67 237

OLMLUSD : Olumlu Sosyal DavranıĢ OLMSUZSD : Olumsuz Sosyal DavranıĢ BSOSKÇ : Baba Sosyal Kaçınma

BEK : Baba EleĢtirilme Kaygısı

BDEĞDUY : Baba Değersizlik Duygusu ASOSKÇ : Anne Sosyal Kaçınma AEK : Anne EleĢtirilme Kaygısı

ADEĞDUY : Anne Değersizlik Duygusu

AraĢtırmaya, Ankara ili Çankaya Ġlçesi 3 okulundan, Ġlköğretim 6. ve 7. sınıf öğrencileri katılmıĢtır. (N=237) Bu öğrencilerin 121‟i erkek (%51.1) ve 116‟sı kızdır (%48.9)

Tablo 5. Adım Özetleri (Olumlu Sosyal DavranıĢ) Model R R² R² Fch p 1 .23 .05 .04 4.19 .010 2 .31 .10 .08 4.06 .010 3 .33 .11 .07 .90 .440

Tablo 5‟de olumlu sosyal davranıĢı yordayıp yordamadığı araĢtırılan değiĢkenler aĢama aĢama iĢleme alınmıĢtır. Birinci adımda sınıf, cinsiyet, yaĢ değiĢkenleri iĢleme alınmıĢtır. Ġkinci adımda, baba sosyal kaçınma, baba eleĢtirilme kaygısı, baba değersizlik duygusu değiĢkenleri iĢleme alınmıĢtır. Üçüncü adımda ise, anne sosyal kaçınma, anne eleĢtirilme kaygısı, anne değersizlik duygusu değiĢkenleri iĢleme alınmıĢtır. Açıklanan varyans açısından olumlu sosyal davranıĢı birinci adım % 5‟ini, ikinci adım %10‟unu ve üçüncü adım %11‟ini açıklamaktadır. Fakat 3. adımdaki değiĢkenlerin olumlu sosyal davranıĢı yordamadığı görülmüĢtür.

Tablo 6. Olumlu Sosyal DavranıĢın Yordanmasına ĠliĢkin Regresyon Analizi Sonuçları Model DeğiĢken B β t p 1 SABĠT 5.85 12.5 .000 YAġ -.05 -.11 -1.56 .120 CĠNSĠYET -.10 -.11 -1.69 .090 SINIF -.11 -.12 -1.66 .100 2 SABĠT 5.90 12.66 .000 BSOSKÇ -.13 -.18 -2.03 .040 BEK .05 .07 .77 .440 BDEĞDUY -.22 -.29 -3.27 .000 3 SABĠT 6.03 12.68 .000 ASOSKÇ -.02 -.03 -.33 .740 AEK -.02 -.03 -.28 .780 ADEĞDUY -.05 -.08 -.84 .400 R= .31 R²= .10 F= 4.20 p=.00 OLMLUSD : Olumlu Sosyal DavranıĢ OLMSUZSD : Olumsuz Sosyal DavranıĢ BSOSKÇ : Baba Sosyal Kaçınma

BEK : Baba EleĢtirilme Kaygısı

BDEĞDUY : Baba Değersizlik Duygusu ASOSKÇ : Anne Sosyal Kaçınma AEK : Anne EleĢtirilme Kaygısı

Tablo 6‟da görüldüğü gibi bu yordayıcı değiĢkenler, olumlu sosyal davranıĢa ait toplam varyansın %10‟unu açıklamaktadır. Standardize edilmiĢ regresyon katsayılarına göre sosyal kaygı alt boyutları ve demografik faktörlerin olumlu sosyal davranıĢ üzerindeki göreli önem sıraları; babanın değersizlik duygusu (β= - .29) ve babanın sosyal kaçınma davranıĢı (β= -.18) Ģeklinde olmuĢtur. Regresyon katsayılarının anlamlılığına iliĢkin t testi sonuçlarına bakıldığında, babanın değersizlik duygusu (t= -3.27, p<.05), babanın sosyal kaçınma davranıĢı (t= -2.03, p<.05) değiĢkenlerinin öğrencilerin olumlu sosyal davranıĢları üzerinde anlamlı yordayıcılar olduğu görülmektedir. Buna karĢın yaĢ değiĢkeni (t= -1.56, p>.05), cinsiyet değiĢkeni (t= -1.69, p>.05), sınıf değiĢkeni (t= -1.66, p>.05), annenin sosyal kaçınma davranıĢı (t= -.33, p>.05), annenin eleĢtirilme kaygısı (t= - .28, p>.05), annenin değersizlik duygusu (t= - .84, p>.05) ve babanın eleĢtirilme kaygısı (t= - .77, p>.05) öğrencilerin olumlu sosyal davranıĢları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip değildir.

Tablo 7. Olumsuz Sosyal DavranıĢlar ve Etkileyen

DeğiĢkenlerin Aritmetik Ortalamaları ve Standart Sapmaları

X S N OLMSUZSD 1.64 .48 237 YAġ 12.59 .96 237 CĠNSĠYET 1.51 .50 237 SıNIF 6.59 .49 237 BSOSKÇ 2.00 .64 237 BEK 2.33 .67 237 BDEĞDUY 1.81 .61 237 ASOSKC 2.10 .69 237 AEK 2.43 .70 237 ADEĞDUY 1.87 .67 237

Tablo 8. Adım Özetleri (Olumsuz Sosyal DavranıĢ) Adım R R² R² Fch p 1 .33 .11 .09 9.19 .000 2 .40 .16 .14 4.94 .000 3 .40 .16 .13 .27 .850

Tablo 8‟de olumsuz sosyal davranıĢı yordayıp yordamadığı araĢtırılan değiĢkenler aĢama aĢama iĢleme alınmıĢtır. Birinci adımda sınıf, cinsiyet, yaĢ değiĢkenleri iĢleme alınmıĢtır. Ġkinci adımda, baba sosyal kaçınma, baba eleĢtirilme kaygısı, baba değersizlik duygusu değiĢkenleri iĢleme alınmıĢtır. Üçüncü adımda ise, anne sosyal kaçınma, anne eleĢtirilme kaygısı, anne değersizlik duygusu değiĢkenleri iĢleme alınmıĢtır. Açıklanan varyans açısından olumlu sosyal davranıĢı birinci adım % 11‟ini, ikinci adım %16‟sını ve üçüncü adım %16‟sını açıklamaktadır. Fakat 3. adımdaki değiĢkenlerin olumsuz sosyal davranıĢı yordamadığı görülmüĢtür.

Tablo 9 . Olumsuz Sosyal DavranıĢın Yordanmasına ĠliĢkin Regresyon Analizi Sonuçları Model DeğiĢken B β t p 1 SABĠT 3.07 6.50 .000 YAġ -.04 -.08 -1.07 .290 CıNSĠYET .21 .22 3.56 .000 SıNIF -.19 -.20 -2.84 .010 2 SABĠT 3.02 6.44 .000 BSOSKÇ -.09 -.12 -1.38 .170 BEK .14 .19 2.06 .040 BDEĞDUY .25 .32 3.73 .000 3 SABĠT 3.03 6.32 .000 ASOSKÇ -.01 -.01 -.12 .900 AEK .04 .05 .47 .640 ADEĞDUY -.05 -.08 -.83 .400 R= .40 R²= .16 F= 7.29 p= .00 OLMLUSD : Olumlu Sosyal DavranıĢ OLMSUZSD : Olumsuz Sosyal DavranıĢ BSOSKÇ : Baba Sosyal Kaçınma

BEK : Baba EleĢtirilme Kaygısı

BDEĞDUY : Baba Değersizlik Duygusu ASOSKÇ : Anne Sosyal Kaçınma

AEK : Anne EleĢtirilme Kaygısı

ADEĞDUY : Anne Değersizlik Duygusu

Tablo 9‟da görüldüğü gibi bu yordayıcı değiĢkenler, olumsuz sosyal davranıĢa ait toplam varyansın %16‟sını açıklamaktadır. Standardize edilmiĢ regresyon katsayılarına göre, sosyal kaygı alt boyutları ve demografik faktörlerin olumsuz sosyal davranıĢ üzerindeki göreli önem sıraları; babanın değersizlik duygusu (β= .32), cinsiyet (β= .22), sınıf düzeyi (β= - .20) ve babanın eleĢtirilme kaygısı (β= .19) Ģeklinde olmuĢtur. Regresyon kaysayılarının anlamlılığına iliĢkin t testi sonuçlarına bakıldığında, babanın değersizlik duygusu (t= 3.73, p<.05), cinsiyet (t= 3.56, p<.05), sınıf düzeyi (t= -2.84, p<.05) ve babanın eleĢtirilme kaygısı (t= 2.06), p<.05) değiĢkenlerinin öğrencilerin olumsuz sosyal davranıĢları üzerinde anlamlı yordayıcılar olduğu görülmektedir. Buna karĢın, yaĢ (t= -1.07, p>.05), babanın sosyal kaçınma davranıĢı (t= -1.38, p>.05) değiĢkenleri olumsuz sosyal davranıĢlar üzerinde anlamlı bir etkiye sahip değildir.

BÖLÜM V

TARTIġMA

Bu bölümde, öğrencilerin olumlu ve olumsuz sosyal davranıĢ puanlarının,

Sosyal Anksiyete Ölçeğinin alt boyutlarından anne sosyal kaçma, anne eleĢtirilme, anne değersizlik duygusu, baba sosyal kaçma, baba eleĢtirilme, baba değersizlik duygusu ve yaĢ, cinsiyet, sınıf düzeyi değiĢkenleri açısından yordanmasına iliĢkin bulgular tartıĢılmıĢ ve yorumlanmıĢtır.

AraĢtırmada elde edilen bulgulara bakıldığında, olumlu sosyal davranıĢ puanlarının en önemli yordayıcısı olarak babanın değersizlik duygusu değiĢkeni tespit edilmiĢ olup, olumlu sosyal davranıĢ ile babanın değersizlik duygusu arasında negatif yönde anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Yani öğrencilerin olumlu sosyal davranıĢları arttıkça, babanın değersizlik duygusu azalmakta, öğrencilerin olumlu sosyal davranıĢları azaldıkça, babanın değersizlik duygusu artmaktadır. Değersizlik duygusu, kendini değersiz hissetme, kendinden memnun olmama, baĢkasından yardım alamama, baĢarısızlık kimliği, eleĢtiri ve kiĢisel özelliklerini kabul etmeme gibi içerikleri yansıtır.

Öğrencilerin olumlu sosyal davranıĢları ile babanın sosyal kaçınma davranıĢı arasında, negatif yönde anlamlı bir iliĢki görülmektedir. Öğrencilerin olumlu sosyal davranıĢları arttıkça, babanın sosyal kaçınma davranıĢı azalmakta, öğrencilerin olumlu sosyal davranıĢları azaldıkça, babanın sosyal kaçınma davranıĢı artmaktadır. Sosyal kaçınma, sosyal iliĢkilerden kaçınma, iletiĢim kurma isteksizliği, sosyal etkileĢim kaygısı, konuĢma güçlüğü, kalabalığa karıĢma, otorite kaygısı yaĢama, görünme ve gözlenme sorunları gibi sosyal kaygı bağlamında ele alınabilecek çeĢitli durum ve semptomları içermektedir.

Literatüre bakıldığında, çocukların sosyal beceri düzeyleri ile babanın sosyal kaygı düzeyini inceleyen herhangi bir araĢtırmaya rastlanmamıĢtır. Maccoby (1984), çocuğun sosyalleĢmesinde en önemli faktörün aile olduğunu belirtmektedir. Çocuğun sosyalleĢmesi için anne babanın kullandığı yöntemler, öğretme biçimleri, verdiği

ödül ve cezalar, aktarmaya çalıĢtığı değerler çocukların ilgileriyle, sosyal becerileriyle birbirlerinden farklı kiĢilikler geliĢtirmesine neden olur.

Sosyal kaygılı ebeveynlerin aĢırı korumaya, kural koymaya ve çok az duygusal destek vermeye eğilimli olduğu belirtilmektedir. Ebeveynlerin bu tutumları, çocuğun sosyal ortamda tedirginlik yaĢamasına neden olmaktadır. Bu tutumlar, çocuklarında sosyal beceri eksikliğine ve sosyal kaygıya neden olabilmektedir.

Bögels ve arkadaĢları (2001), sosyal kaygılı çocukların anne babalarının çocuklarını sosyal davranıĢlara daha az teĢvik ettiği, baĢkalarının kendileri ile ilgili değerlendirmelerine daha fazla önem verdikleri ve ailenin daha az sosyalleĢebildiğini belirtmektedirler.

Birçok çocuk sosyal becerileri, içinde büyüdüğü kendi kültüründe ve sosyal iliĢkilerinde (Parke ve diğ., 2002), ebeveynlerini ve çevredeki diğer insanları gözlemleyerek, model alarak doğal yollardan öğrenir (Jindal-Snape, 2004). Bu nedenle çocuk için anne, baba, kardeĢ, arkadaĢ büyük önem taĢır. Babalar, bebeklik ve çocukluk çağında, çocuklarıyla annelere göre daha az zaman geçirmelerine rağmen, babaların çocuklarının geliĢiminde önemli rolleri vardır (Parke ve diğ., 2002). Annelerin çalıĢma hayatına daha çok katılmaları ve sosyal beklentilerdeki değiĢiklik, babaların daha fazla çocuk bakımına katılmalarını, daha fazla çocuklarıyla zaman geçirmelerini ve sorumluluk almalarını gerektirmiĢtir (ġahin, 2006). Bu da baba ile çocuk arasındaki etkileĢimi kuvvetlendirmiĢ, çocuğun geliĢimini olumlu yönde etkilemiĢtir.

Grimes (2002), yaptığı çalıĢmada, babalar ve çocukları arasındaki bağlanmanın geliĢiminde varolan kiĢilerarası ve dıĢsal faktörleri incelemiĢtir. AraĢtırma sonucunda, babalar, kendi çocukluklarındaki yetiĢtirme stillerini anlamaya ihtiyaç duymuĢlar ve kendi yetiĢtirilme tarzlarının kendi çocuklarını yetiĢtirmeyle ilgisi ve güvenli bağlanma yaratma için klinik tedavi planları geliĢtirme olanaklarının bulunması gerektiği belirlenmiĢtir. Kendi ailelerinin yetiĢtirme stili, çocuklarını yetiĢtirme stilini etkilemektedir.

Blair (1991) yaptığı araĢtırmada, ailedeki baba rollerinin ne kadar değiĢtiğini belirlemek amacıyla çocuk kitaplarını analiz etmiĢtir. Ana karakteri baba olan yayım yılı 1980-1990 arasındaki, rasgele örneklem yöntemi ile seçilen 30 kitap incelenmiĢtir. AraĢtırmanın sonucunda, kitapların yazarları babaların değiĢmekte olan tutum ve davranıĢlarını göstermiĢtir. Kitaptaki babaların % 90‟ı, çocuklarıyla iletiĢime geçen, onlarla iĢbirliği yapan olarak belirlenmiĢtir. % 60‟ı klasik baba modelini sergilemektedir.

Frank (1995) araĢtırmasında, temel bakım ihtiyaçları baba tarafından karĢılanan aileler ve anne tarafından karĢılanan ailelerde rollerin nasıl oluĢtuğu konusunda kıyaslama yapmıĢtır. Sonuçlara göre, toplum tarafından belirlenen geleneksel baba rollerinde, geleneksel aile yapısında olduğu gibi değiĢim olmaktadır. Babaların özbakım yetenekleri geliĢmektedir. Annelerin de çocuğun geliĢimindeki önemli etkisi devam etmektedir. Anneler, dıĢarda çalıĢmaya baĢlamasının da etkisiyle çocuk bakma ve büyütmede yeni deneyimler geliĢtirmiĢtir. Babalar da anneye, çocuk bakımında yardımcı ve katılımcı faaliyetler göstermektedir.

Steele ve arkadaĢları (1996) anne, baba ve bebeklerin bağlılıklarının sınıflandırılmasında diferansiyel ebeveyn etkisini araĢtırmıĢlardır. Ebeveynin kendi çocukluk deneyimlerinin gelecek jenerasyonlarda nasıl etkili olacağı konusundaki anlayıĢlar artmıĢtır. Steele, babanın kendi ebeveynlerine bağlılığı ve baba çocuk iliĢkisini, annesinin ebeveynlerine bağlılığı ve anne çocuk iliĢkisini, annenin ve babanın, onların kendi ebeveynleriyle bağlılık iliĢkisini de araĢtırmıĢtır. Sonuçta, ebeveynin bağlılık güvenliğinin yalnız çocuğunun bağlılığıyla tahmin edilemeyeceği ortaya çıkmıĢtır. Annenin kendi ailesi ile bağlılığının güvenliği, çocuğunun babayla bağlılık davranıĢında etkili olduğu görülmüĢtür. Ġlk anne ile güvenli bağlanmayı, baba çocuk arasındaki iliĢkinin etkilediği ortaya çıkmıĢtır.

Kazura (2000) araĢtırmasında, anne babaya ait bağlılık, oyun ve sosyal etkileĢimle ilgili nitel ve nicel iliĢkileri incelemiĢtir. Sonuçlar, anne ve babalarla sosyal etkileĢimin yaĢ etkilerini göstermiĢtir. Yeni yürümeye baĢlayan çocukların,

babalarla oyun esnasında sosyal etkileĢiminin daha yüksek olduğu görülmüĢtür. Babaların çocuklarına daha az zaman ayırdıkları rapor edilmiĢtir. Babanın çocuğuyla güvenli iliĢkileri oyun esnasında daha kolaylaĢmaktadır. Babanın çocuğuyla iliĢkileri oyun esnasındaki iliĢkilerinin kalitesine bağlıdır.

Cox ve arkadaĢları (1992) araĢtırmalarında, çocuğun sağlık ve geliĢiminde babanın iliĢkisinin önemli olduğu görülmüĢtür. Babanın ebeveyn rolü, bebeklikteki tutumu ve baba çocuk arasındaki pozitif etkileĢimler arasında güçlü bir iliĢki bulunmuĢtur. Çocuğun geliĢen güvenli bağlılığının, bebeklikteki pozitif ebeveyn tutumları ve ebeveyn rolleri kadar baba çocuk arasındaki pozitif etkileĢimle ilgili olma olasılığının arttığı görülmüĢtür.

Babanın çocuğun dünyasındaki yerini Joseph Nuttin, “baba ile çocuklar özellikle de yetiĢkin oğullar arasındaki sempati iliĢkileri, ileride insanın sosyal ve moral davranıĢlarına hükmeden kiĢiliğin geliĢmesi bakımından son derece önemlidir” Ģeklinde açıklamıĢtır. Her çocuğun anneden Ģefkate, babadan ise sevgi ve otoriteye ihtiyacı vardır. Çocuklar, baĢlarında onlara doğru yolu gösteren ve onları disipline alıĢtıran bir koruyucu isterler. Bu durumda, adalete ve çocuğun psikolojik haklarını kabul eden bir anlayıĢa sahip otorite söz konusudur (Çiftçi, 1991). Anne baba modelinin sosyal iliĢkileri ve sosyal uyumunun zayıf olması durumunda, modelin yetersizliği nedeniyle çocuğun da sosyal uyumu yetersiz olacaktır (Kulaksızoğlu, 1985). Çocukların, otorite figürü olan babanın iletiĢim ve davranıĢlarından daha fazla etkilendikleri söylenebilir. Babanın çocuğu ile sağlıklı iletiĢimi, onun sosyal becerilerinin geliĢmesinde büyük önem taĢır. Sosyal kaygısı olan bir baba, çocuğuna sağlıklı bir model olamayıp, çocuğunda sosyal beceri eksikliklerine sebep olacaktır.

Horton (1984), ebeveyn eğitimlerinde babaların rolünün, hem kazanımlar hem de korunması ve genellemenin sağlanması açısından önemli olduğunu belirtmiĢtir. Sosyal biliĢsel modele göre, çocuk ve baba arasındaki yüz yüze iletiĢim, çocuğun sosyal becerileri öğrenmesini kolaylaĢtırmaktadır.

Sosyal beceri modeline göre, sosyal anksiyete sosyal beceri eksikliği sonucu oluĢur (Dilbaz, 1997). Bu nedenle sosyal anksiyeteli babanın sosyal beceri eksikliği, çocuğun sosyalleĢmesini olumsuz yönde etkileyecektir.

Ebeveynlerin Ģimdiki tutumlarında, kendi çocukluk yıllarındaki deneyimlerinin büyük etkisi vardır (Yavuzer, 1989). Horney (1992), aĢırı koruyucu, baskıcı, titiz, aĢırı hoĢgörülü, umursamaz tutum gösteren ebebevynlerin, gerçekte çocuklarına cana yakın ve sevecenlik göstermeyecek kadar kendi iç çatıĢmalarına kapılmıĢ insanlar olduğunu belirtmiĢtir. Bunun sonucunda, “temel kaygısı” denilen güvensizliğin geliĢebileceğini belirtmiĢtir.

Baskıcı, çocuğa değer vermeyip Ģiddet gösteren, çocuklarının konuĢmasına izin vermeyen ebeveynler, çekingenlik ve korku oluĢmasına neden olurlar. Bu durum devam ettiğinde, bastırılmıĢ, çekingen ya da tersine asi ve patolojik özellikleri olan, sürekli çatıĢmalar yaĢayan ergen ve yetiĢkin ortaya çıkar (Burkovik, 2004).

Lieb, Wittchen ve Höfler (2000), DSM IV kriterlerine göre sosyal fobi, anne babaya ait psikopatoloji, ebeveyn stili ve aile fonksiyonlarının karakteristiklerini incelemiĢlerdir. AraĢtırma sonucunda, ebeveyn sosyal fobi ile evlatları arasındaki sosyal fobi iliĢkisinin güçlü olduğu, anne babaya ait psikopatolojinin diğer formlarının da ergenlerin sosyal fobisiyle ilgili olduğu ve ebeveyn stili özellikle gereğinden fazla koruyucu ve reddedici ebeveynlerin cevapları sosyal fobiyle ilgili bulunmuĢtur.

Caster, Inderbıtzen ve Hope (1999) tarafından yapılan araĢtırmada, ergenin algıladığı, ebeveynlerinin çocuk yetiĢtirme stilleri ve aile çevresi ve onların sosyal anksiyete raporlarını incelenmiĢtir. Ergenlerin sosyal anksiyete algıları, daha yüksek seviyede rapor edilmiĢ, onların ailelerinde de daha fazla sosyal ayrılma tespit edilmiĢtir. Gençlerde, onların utanma, çekingenlik, az performans ve daha iyi sosyal aktivite sosyal kaygının daha düĢük seviyeleri rapor edilmiĢtir.

Anne babaların çocuklarına gösterdikleri sevgi kadar davranıĢlarında uyguladıkları kontrol ve disiplinin niteliği de önemlidir. Bireyin geliĢmesinde, dengeli ve tutarlı bir disiplin uygulanması önemli bir faktördür (EkĢi, 1985). Özellikle otorite sembolü olarak görülen babanın tutum ve davranıĢları, sosyal becerilerin geliĢmesinde etkilidir. Baba tutumunun demokratik olarak algılanması, olumlu sosyal davranıĢın geliĢiminde etkili görülmektedir.

Ebeveynlerin eğitim durumu, çocuklarına uyguladıkları tutum açısından önemlidir. Ġlkokul mezunu ebeveyn ile yüksekokul mezunu ebeveynler arasında çocuklarına uyguladıkları tutumlar açısından farklılıklar görülebilmektedir (Alisinanoğlu ve UlutaĢ, 2000). Anne ve babaların eğitim düzeyleri yükseldikçe, çocuklarına olan demokratik tutumları artmaktadır (Kuzgun, 1987).

AraĢtırma bulgularına bakıldığında, olumsuz sosyal davranıĢ puanlarının en önemli yordayıcısı olarak babanın değersizlik duygusu değiĢkeni tespit edilmiĢ olup, olumsuz sosyal davranıĢ ile babanın değersizlik duygusu arasında olumlu yönde anlamlı bir iliĢki olduğu görülmektedir. Yani öğrencilerin olumsuz sosyal davranıĢları arttıkça, babanın değersizlik duygusu artmakta, öğrencilerin olumsuz sosyal davranıĢları azaldıkça, babanın değersizlik duygusu azalmaktadır. Öğrencilerin olumsuz sosyal davranıĢları ile cinsiyet arasında, anlamlı bir iliĢki görülmektedir. Bunu, olumsuz sosyal davranıĢları, daha çok erkeklerin gösterdiği Ģeklinde yorumlayabiliriz.

Yurt dıĢında yapılan bazı çalıĢmalarda, (Cartledge ve Adedapo, 1998; Eisenberg, Fabes ve Murphy, 1996; Eisenberg, Miller, Shell, McNalley ve Shea, 1991; Ford, 1982; Kazdin, Matson ve Esveldt- Dawson, 1984; Matson ve diğ., 1986; Meijer ve diğ.., 2000; Sarason ve diğ., 1985; Sermat, 1980) kız ve erkek öğrencilerin genel sosyal beceri düzeyleri arasında anlamlı bir fark olduğunu bulmuĢlardır. Kızların sosyal beceri düzeylerinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğunu belirtmiĢlerdir.

Yurt içinde yapılan araĢtırmalara bakıldığında, Bacanlı (1990), Hamarta (2000) Tegin (1990), Yüksel (1999) ve tarafından üniversite öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri incelenmiĢ, sosyal beceri düzeyleri ile cinsiyet arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıĢtır. Bunun yanında, AkkuĢ (2005), Atılgan (2001), Erdoğan (2002), Kara (2003), Yağmurlu, Sanson ve Köymen (2005) tarafından yapılan araĢtırmalarda, öğrencilerin sosyal beceri düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı bir farklılık gösterdiği bulunmuĢtur. Kız öğrencilerin sosyal beceri puanlarının, erkek öğrencilerin sosyal beceri puanlarından daha yüksek olduğunu belirtmiĢlerdir.

Ebeveynler çocuklarını yetiĢtirirken çocuklarının cinsiyetine yönelik farklı tutumlar göstermeleri, çocuklarının sosyal becerilerini etkilediği görülmüĢtür. Çocukların, cinsiyetlerine uygun olan davranıĢları, anne babaları ve toplumdaki diğer kiĢiler tarafından pekiĢtirilir ve farklı davranıĢları da cezalandırılır. SosyalleĢme sürecinde kız ve erkekler, farklı cinsiyet rollerini öğrenirler. Erkek çocuklar, atılgan ve saldırgan olmaya, kız çocuklar ise, sessiz ve edilgen olmaya özendirilir (Dönmez, 1989). Bu nedenle kız ve erkekler farklı sosyal beceriler geliĢtirirler. AraĢtırma sonucunda, olumsuz sosyal davranıĢları erkeklerin gösterdiği ortaya çıkmıĢtır. AraĢtırmada, babanın sosyal kaygısının kız ve erkek öğrencilerin birlikte sosyal beceri düzeyini yordayıp yordamadığına bakılmıĢtır. Kız ve erkeklerin ayrı ayrı sosyal beceri düzeyini babanın sosyal kaygısının yordayıp yordamadığına

Benzer Belgeler