• Sonuç bulunamadı

Çalışmaya invaziv duktal karsinom tanısı almış 81 adet olgu ile kontrol grubu olarak normal meme parankimi içeren 13 adet mamoplasti olgusu dahil edilmiştir.

Kullanılan preparatların 32’ si (%39.5) eksizyonel biyopsi materyaline ait olup, 49’

u (%60.5) ise mastektomi materyaline ait preparatlardır. Mastektomi materyallerinin 2 tanesinde simple mastektomi prosedürü geri kalan vakalarda ise modifiye radikal mastektomi prosedürü uygulanmıştır. Çalışmaya dahil edilen vakaların tamamı kadın hastadır (n:81).

Hastaların tanı aldığı yaş aralığı 32-86 arasında değişmekte olup, ortalama tanı yaşı 57.93±13,64’ tür. Olguların %13,6’ sının (n:11) 31-40 yaş arası, %14,8’ inin (n:12) 41-50 yaş arası, %29,6’ sının (n:24) 51-60 yaş arası, %25,9’ unun (n:21) 61-70 yaş arası ve %16’ sının (n:13) 61-70 yaş ve üzerinde olduğu saptanmıştır. Yapılan analizlerde olguların tanı yaşı ile tümör evresi, histolojik grade, PR ve HER2 ekspresyonları arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır (p>0,05). Olguların tanı yaşı ile ER ekspresyonu arasında istatistiksel açıdan anlamlı, doğru orantılı ilişki bulunduğu saptanmıştır (p=0,001). 57 yaşın altındaki vakalarda düşük ER ekspresyonu gösteren grupta 21, yüksek ekspresyon gösteren grupta ise 13 olgu varken, 57 yaş ve üzeri olgularda düşük ER ekspresyonu gösteren grupta 12, yüksek ekspresyon gösteren grupta ise 35 olgu olduğu saptanmıştır.

Tümör yerleşimine bakıldığında olguların %44.4’ ünde tümör (n:36) sağ meme yerleşimli iken, %55,6’ sında (n:45) sol meme yerleşimi izlenmiştir. Sağ meme yerleşimli tümörlerin %8,3’ ünün (n:3) grade 1, %58,3’ ünün (n:21) grade 2, %33,3’

ünün (n:12) ise grade 3 olduğu, sol meme yerleşimli tümörlerin ise %20’ sinin (n:9) grade 1, % 53,3’ ünün (n:24) grade 2, %26,7’ sinin (n:12) ise grade 3 olduğu izlenmiştir. Sağ ve sol yerleşimli tümörler arasında tümör grade’ i açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05).

Sağ ve sol meme yerleşimli tümörler ER, PR, HER2 ekspresyonları, Ki-67 proliferasyon indeksi ve DKİS varlığı açısından kıyaslandığında gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). Fakat sol meme yerleşimli tümörlerde HER2 ekspresyonunun ve DKİS sıklığının, sağ meme yerleşimli tümörlere kıyasla, belirgin yüksek olduğu gözlenmiştir. Sağ meme yerleşimli tümörlerde olguların %30,6’ sı HER2 pozitif olarak değerlendirilirken, sol meme

36

yerleşimli tümörlerde bu oran %51,1 olarak saptanmıştır (p=0,063). Sağ meme yerleşimli tümörlerde DKİS sıklığı %44,4 iken, sol meme yerleşimli tümörlerde

%64,4 olarak saptanmıştır (p=0,072).

Olgularımızda en küçük tümör çapının 0,9 cm, en büyük tümör çapının ise 27 cm olduğu saptanmıştır. Olguların 2 tanesinde multipl invaziv tümör odağı bulunmakta idi. TNM evreleme sistemine göre sınıflandırılmış olguların pT gruplarına bakıldığında, 28 olgu pT1, 40 olgu pT2, 11 olgu pT3 ve 2 olgu pT4 grubunda yer almakta idi (Şekil 4.1).

Şekil 4.1. Olguların pT gruplarına göre dağılımı

Olgularımızın M-NBR gradeleme sistemine göre derecelendirilmiş grade grupları incelendiğinde, vakaların %14,8’ inin (n:12) grade 1, %55,6’ sının (n:45) grade 2, %29,6’ sının (n:24) ise grade 3 olduğu görülmüştür (Şekil 4.2). Grade gruplar arasında ER ekspresyon profilleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p=0,023). Grade 1 olan grupta olguların %91,7’ sinde yüksek ER ekspresyonu izlenirken, Grade 2 olan grupta bu oran %57,8, grade 3 olan grupta ise

%45,8 olarak saptanmıştır. Histolojik grade arttıkça ER ekspresyonunun azaldığı izlenmiştir. Grade gruplar PR ekspresyon profilleri açısından kıyaslandığında ise gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). Grade grupların HER2 skorları karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel olarak

37

anlamlı fark saptanmamakla birlikte yapılan korelasyon analizinde tümör grade’ i ile HER2 skoru arasında pozitif korelasyon olduğu izlenmiştir (p=0,038, r=0,232).

Resim 4.1. M-NBR gradeleme sistemine göre tübül formasyonu skor 1 (A), skor 2 (B), skor 3 (C) olarak değerlendirilen invaziv duktal karsinom olgu örnekleri (H&E, x100).

38

Şekil 4.2. Olguların M-NBR grade gruplarına göre dağılımı

Şekil 4.3. Olguların M-NBR grade gruplarının ER ekspresyon profillerine göre dağılımı

39

Şekil 4.4. Olguların M-NBR grade gruplarının HER2 skorlarına göre dağılımı

M-NBR gradeleme sistemine göre mitoz skorlarına bakıldığında olguların

%51,9’ unun (n:42) skor 1, %39,5’ inin (n:32) skor 2 ve % 8,6’ sının (n:7) ise skor 3 olarak sınıflandırıldığı görülmüştür. Skor 1 ile uyumlu vakalar düşük mitotik indeks, skor 2 ve 3 ile uyumlu vakalar ise yüksek mitotik indeks olarak değerlendirilmiştir.

Bölgesel lenf nodu pozitivitesi bulunan olgu sayısı 45 (%55,6) iken, lenf nodu tutulumu bulunan vakalarda en az 1, en çok 34 lenf nodunda tutulum olduğu izlenmiştir. TNM evreleme sistemine göre 36 (%44,4) olgunun pN0, 25 (%30,9) olgunun pN1, 11 (%13,6) olgunun pN2 ve 9 (%11,1) olgunun pN3 olarak sınıflandırıldığı görülmüştür (Şekil 4.5).

40

Şekil 4.5. Olguların pN gruplarına göre dağılımı

Olguların TNM evreleme sistemine göre değerlendirilen klinik evre gruplarına bakıldığında tanı anında 16 olgunun (%19,8) evre I, 37 olgunun (%45,7) evre II, 21 olgunun (%25,9) evre III ve 7 olgunun (%8,6) evre IV olarak değerlendirildiği izlenmiştir.

Çalışmaya dahil edilen 74 (%91,4) olguda metastaz saptanmazken, 7 (%8,6) olguda tanı anında uzak metastaz bulunduğu görülmüştür. Bu vakaların 2 tanesinde kemik, 1 tanesinde beyin, 2 tanesinde karaciğer, 1 tanesinde akciğer ve 1 tanesinde hem akciğer hem karaciğer metastazı bulunduğu saptanmıştır.

Çalışmaya dahil edilen olguların %55,6’ sında (n:45) DKİS’ in invaziv komponente eşlik ettiği saptanmıştır. DKİS lezyonlarının %26,6’ sı (n:12) grade 1,

%31,1’ i (n:14) grade 2 ve %42,2’ si (n:19) grade 3 olarak değerlendirilmiş olup, olguların %33,3’ ünde (n:15) komedonekroz izlenmiştir. Histolojik tiplendirmede yapılmış 16 adet DKİS olgusunun 7’ sinde mikst tip (kribriform/ mikropapiller/

solid), 6’ sında kribriform, 2’ sinde mikropapiller, 1’ inde ise solid tip histomorfoloji izlenmiştir. DKİS komponent bulunduran olguların %35,5’ i (n:16) sağ meme yerleşimli iken, %64,4’ ünün (n:29) sol meme yerleşimli olduğu izlenmiştir.

Olguların 6 tanesinde (%7,4) meme başı tutulumu mevcut iken vakaların 21 tanesinde (%25,9) cerrahi sınırlarda pozitivite izlendiği ve 34 vakada (%42) lenfovasküler invazyonun mevcut olduğu saptanmıştır. Hasta takiplerinde 14 vakada (%17,2) exitus izlenmiştir.

41

Olguların %28,4’ ünde (n:23) ER ekspresyonu izlenmezken, %6,2’ sinde (n:5) 1 (+) pozitif, %6,2’ sinde (n:5) 2 (++) pozitif ve %59,3’ ünde (n:48) ise 3 (+++) pozitif immünpozitivite izlenmiştir. ER ekspresyonu (-) negatif, 1 (+) ve 2 (++) pozitif olan grup düşük ekspresyon, 3 (+++) pozitif olan grup ise yüksek ekspresyon olarak değerlendirilmiştir.

Olguların %35,8’ inde (n:29) PR ekspresyonu izlenmezken, %16’ sında (n:13) 1 (+) pozitif, %13,6’ sında (n:11) 2 (++) pozitif ve %34,6’ sında (n:28) ise 3 (+++) pozitif immünpozitivite izlenmiştir. PR ekspresyonu (-) negatif ve 1 (+) olan grup düşük ekspresyon, 2 (++) pozitif ve 3 (+++) pozitif olan grup ise yüksek ekspresyon olarak değerlendirilmiştir.

Olguların %23,5’ inin (n:19) HER2 skor 0, %11,1’ inin (n:9) HER2 skor 1,

%23,5’ inin (n:19) HER2 skor 2 ve %42’ sinin (n:34) HER2 skor 3 ile uyumlu olarak değerlendirildiği izlendi. HER2 skor 0,1 ve 2 olan olgular HER2 negatif olarak, HER2 skor 3 olan olgular ise HER2 pozitif olarak gruplandırıldı. Çalışmaya dahil edilen tümörlerin ER, PR ekspresyonları ve HER2 skorlarına göre grupların dağılımı tablo 4.1’ de gösterilmiştir.

HER2 skorları ile ER ve PR ekspresyon gruplarının ilişkisine bakıldığında, farklı HER2 skor gruplarının ER (p<0,001) ve PR (p=0,049) ekspresyonları arasında istatistiksel açıdan anlamlı şekilde fark izlenmiştir. HER2 skoru arttıkça ER ve PR ekspresyonlarının azaldığı saptanmıştır. HER2 pozitif grupta olguların %64,7’ sinin düşük ER ekspresyonu, %35,3’ ünün yüksek ER ekspresyonu gösterdiği, HER2 negatif grupta olguların %23,4’ ünün düşük ER ekspresyonu, %76,6’ sının yüksek ER ekspresyonu göstermekte olduğu izlenmiştir. HER2 pozitif olarak değerlendirilen grupta olguların %64,7’ sinin düşük PR ekspresyonu, %35,3’ ünün yüksek PR ekspresyonu gösterdiği, HER2 negatif olarak değerlendirilen grupta ise olguların

%42,6’ sının düşük PR ekspresyonu, %57,4’ ünün yüksek PR ekspresyonu göstermekte olduğu izlenmiştir.

42

Tablo 4.1. ER, PR ekspresyonları ve HER2 skorlarına göre grupların dağılımı Frekans

Olguların Ki-67 proliferasyon indekslerine bakıldığında, medyan değeri %30 olarak saptanmış olup vakaların %45,7’ sinin (n:37) Ki-67 indeksi %20’ nin altında,

%54,3’ ünün (n:44) ise %20 ve üzerinde olduğu izlenmiştir. Ki-67 indeksi %20’ nin altında olan grup düşük Ki-67 indeksi, %20 ve üzerinde olan grup ise yüksek Ki-67 indeksi olarak sınıflandırılmıştır.

Mitoz skorları ile Ki-67 proliferasyon indekslerinin ilişkisini araştırmak için yapılan analizlerde mitoz skor 1 ile skor 2 olan grubun Ki-67 indeksleri arasında anlamlı fark izlenmiştir (p=0,003). Mitoz skor 1 olan grupta Ki-67 indeksi medyan değerinin %18, mitoz skor 2 olan grupta ise %40 olduğu izlenmiştir. Yapılan korelasyon analizlerinde ise mitoz skorları ile Ki-67 indekslerinin arasında pozitif korelasyon olduğu saptanmıştır (p=0,001, r=0,350).

Olguların histolojik grade’ leri ile Ki-67 proliferasyon indekslerinin ilişkisini araştırmak için yapılan analizlerde grade 1 ile grade 3 (p=0,013) ve grade 2 ile grade 3 olan (p=0,012) grupların Ki-67 indeksleri arasında anlamlı fark izlenmiştir. Grade 1 olan grupta Ki-67 indeksi medyan değerinin %18, Grade 2 olan grupta Ki-67 indeksi medyan değerinin %20 ve Grade 3 olan grupta ise Ki-67 indeksi medyan değerinin %45 olduğu izlenmiştir. Ayrıca histolojik grade ile Ki-67 indeksi arasında pozitif korelasyon olduğu saptanmıştır (p=0,007, r=0,295).

43

Tümör boyutu ile Ki-67 indeksi arasındaki ilişki analiz edildiğinde Ki-67 skoru düşük grup ile yüksek grubun ortalama tümör çapları arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark bulunduğu, Ki-67 skoru düşük grupta ortalama tümör çapının, Ki-67 skoru yüksek gruba kıyasla, daha düşük olduğu saptanmıştır (p=0,035).

Düşük ER ekspresyonu gösteren grup ile yüksek ekspresyon gösteren grubun Ki-67 proliferasyon indeksleri karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan anlamlı fark bulunduğu saptanmıştır (p=0,047). Düşük ER ekspresyonu gösteren grubun Ki-67 indeksi medyan değeri %40 iken, yüksek ekspresyon gösteren grubun Ki-67 indeksi medyan değerinin %20 olduğu, dolayısıyla düşük ER ekspresyonu gösteren grupta Ki-67 indeksinin daha yüksek olduğu izlenmiştir.

Ki-67 indeksi düşük ve yüksek olan grup arasında PR ekspresyonları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunduğu saptanmıştır (p=0,021). Ki-67 indeksi düşük olan grupta olguların %62,2’ sinde yüksek PR ekspresyonu izlenirken, Ki-67 indeksi yüksek olan grupta bu oranın %36,4’ e düştüğü izlenmiştir. Ayrıca olguların Ki-67 indeksleri ile PR ekspresyonları arasında negatif korelasyon olduğu izlenmiştir (p=0,02, r=-0,257).

Ki-67 indeksi düşük ve yüksek olan grup arasında HER2 skorları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunduğu saptanmıştır (p=0,012). Ki-67 indeksi düşük olan grupta olguların %27’ sinde HER2 pozitif olarak değerlendirilirken, Ki-67 indeksi yüksek olan grupta bu oranın %54,5’ e yükseldiği izlenmiştir. Ayrıca olguların Ki-67 indeksleri ile HER2 skorları arasında pozitif korelasyon olduğu saptanmıştır (p=0,012, r=0,278).

Ki-67 indeksi düşük ve yüksek olan grup arasında lenfovasküler invazyon, lenf nodu tutulumu ve metastaz varlığı açısından anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05).

44

Tablo 4.2. Ki-67 proliferasyon indeksinin klinikopatolojik parametrelerle ilişkisi Ki-67 Proliferasyon İndeksi

*: İstatistiksel olarak anlamlı (Ki-kare test)

45

Olguların Cav 1 ekspresyon profillerine göre gruplara dağılımlarına baktığımızda vakaların %53,1’ inde (n:43) skor 0, %35,8’ inde (n:29) skor 1 ve

%11,1’ inde (n:9) skor 2 ile uyumlu boyanma izlenmiştir (Şekil 4.6). Skor 0, Cav 1 ekspresyon kaybı olan grup olarak değerlendirilirken, skor 1 ve 2 olan grup Cav 1 ekspresyonu korunmuş grup olarak değerlendirilmiştir.

Şekil 4.6. Olguların Cav 1 skorlarına göre gruplara dağılımı

46

Resim 4.2. İnvaziv tümör stromasında immünhistokimyasal olarak değerlendirilen Cav 1 ekspresyon grupları. Cav 1 skor 0 (A) (x40). Cav 1 skor 1 (B) (x100). Cav 1 skor 2 (C) (x100).

Cav 1 grupları arasında yaş ortalamaları açısından anlamlı fark saptanmamıştır (p=0,068). Cav 1 ekspresyon kaybı olan grupta ortalama tanı yaşı 59,9 iken, Cav 1 ekspresyonu korunmuş grupta ise 55,6 olarak saptanmıştır.

Tümör çapı ve pT evresi ile Cav 1 ekspresyonu arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki izlenmemiştir (p>0,05). Ancak Cav 1 skor 0 ve skor 1 olan vakalar düşük ekspresyon, skor 2 olan vakalar ise yüksek Cav 1 ekspresyonu olarak

47

gruplandırılarak yapılan analizlerde pT evre grupları arasında Cav 1 ekspresyonları açısından anlamlı fark olduğu (p=0,009), pT evresi ve Cav 1 ekspresyonları arasında pozitif korelasyon bulunduğu saptanmıştır (p=0,004, r=0,319).

Cav 1 gruplarının M-NBR gradeleme sistemine göre değerlendirilmiş histolojik grade’ leri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmiş olup (p=0,039), Cav 1 ekspresyonu ile tümör grade’ i arasında pozitif korelasyon olduğu saptanmıştır (p=0,011, r=0,282). Histolojik grade’ i 1 olan olguların %75’ inde (n:9), grade 2 olguların %57,8’ inde (n:26), grade 3 olguların ise %33,3’ ünde (n:8) Cav 1 ekspresyon kaybı izlenmiştir.

Olguların M-NBR gradeleme sistemine göre değerlendirilmiş mitoz skor gruplarının Cav 1 ekspresyon profillerine bakıldığında, düşük mitotik indekse sahip grup ile yüksek mitotik indeks grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmiştir (p=0,036). Düşük mitotik indekse sahip grupta olguların %64,3’ ünde (n:27) Cav 1 ekspresyon kaybı izlenmiş, %35,7’ sinde (n:15) ise Cav 1 ekspresyonu korunmuştur. Yüksek mitotik indeks grubunda ise olguların %41’ inde (n:16) Cav 1 ekspresyon kaybı izlenmiş, %59’ unda (n:23) ise Cav 1 ekspresyonu korunmuştur.

Lenf nodu tutulumu olmayan ve lenf nodu pozitivitesi bulunan grupların Cav 1 ekspresyonları arasında anlamlı fark bulunduğu, lenf nodu pozitif grupta Cav 1 ekspresyon oranlarının daha yüksek olduğu saptanmıştır (p=0,028). Ayrıca olguların pozitif lenf nodu sayısı ile Cav 1 ekspresyonlarının ilişkisine bakıldığında gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark bulunmuş olup, Cav 1 ekspresyonu korunmuş grupta ortalama pozitif lenf nodu sayısı 5 iken, ekspresyon kaybı olan grupta ortalama lenf nodu sayısının 2 olduğu tespit edilmiştir (p=0,011). pN grupları ile Cav 1 ekspresyonları arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır (p>0,05).

Olguların Cav 1 ekspresyonları ile lenfovasküler invazyon ve metastaz varlığı arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05).

TNM sınıflamasına göre gruplandırılmış farklı evrelerdeki tümörlerin Cav 1 ekspresyonları arasında anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). Bununla birlikte yapılan korelasyon analizinde olgunun evresi arttıkça Cav 1 ekspresyonunun da arttığı izlenmiştir (p=0,021, r=0,257).

48

Şekil 4.7. Olguların evre grupları ve Cav 1 ekspresyonlarına göre dağılımı

Olguların ER ve Cav 1 ekspresyon profilleri karşılaştırıldığında, yüksek ER ekspresyonu gösteren grup ile düşük ekspresyon gösteren grubun Cav 1 ekspresyonları arasında anlamlı fark saptanmıştır (p=0,003). Cav 1 ekspresyon kaybı izlenen grupta, Cav 1 ekspresyonu korunmuş gruba kıyasla, ER ekspresyonunun daha yüksek olduğu izlenmiştir.

49

Şekil 4.8. Olguların ER ve Cav 1 ekspresyonlarına göre dağılımı

Olguların Cav 1 ile PR ekspresyonları arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki saptanmamıştır (p>0,05).

HER2 pozitif grup ile negatif olarak değerlendirilen grubun Cav 1 ekspresyonları karşılaştırıldığında, 2 grubun Cav 1 ekspresyonları istatistiksel açıdan anlamlı şekilde farklılık göstermektedir (p<0.001). Cav 1 ekspresyon kaybı izlenen grupta, Cav 1 ekspresyonu korunmuş gruba kıyasla, HER2 pozitif vaka sayısının daha düşük olduğu izlenmiştir.

Olguların Ki-67 proliferasyon indeksi ile Cav 1 ekspresyonu arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki izlenmemiştir (p>0,05). Ancak Cav 1 skor 0 ve skor 1 olan vakalar düşük ekspresyon, skor 2 olan vakalar ise yüksek Cav 1 ekspresyonu olarak gruplandırılarak yapılan analizlerde grupların Ki-67 indeksleri arasında anlamlı farklılık izlenmiştir (p=0,035). Ayrıca bu grupların Cav 1 ekspresyonları ile Ki-67 indeksleri arasında pozitif korelasyon bulunduğu saptanmıştır (p=0,027, r=0,245). Düşük Cav 1 ekspresyonu gösteren grupta olguların %50’ sinde düşük Ki-67 indeksi izlenirken, yüksek Cav 1 ekspresyonu gösteren grupta olguların %11,1’

inde Ki-67 indeksinin düşük olduğu saptanmıştır.

50

Şekil 4.9. Olguların HER2 ve Cav 1 ekspresyonlarına göre dağılımı

Yapılan analizlerde olguların Cav 1 ile Anx 2 ekspresyonları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p>0,05).

Cav 1 ekspresyonu ile aralarında ki-kare testi ile anlamlı ilişki saptanmış olan ER ekspresyon durumu, HER2 skoru, mitoz skoru, grade grup ve lenf nodu tutulumu parametreleri kullanılarak yapılan binary lojistik regresyon testi sonucunda Cav 1 ekspresyonu üzerinde anlamlı etkisi olan faktörün HER2 skoru (p=0,014) olduğu saptanmıştır.

Olguların Cav 1 ekspresyonları ile ilişkisi analiz edilen klinikopatolojik parametreler ve olguların gruplara dağılımı tablo 4.3’ te özetlenmiştir.

51

Tablo 4.3. Cav 1 ekspresyonunun klinikopatolojik parametrelerle ilişkisi Cav 1 ekspresyonu

52 Ki-67

düşük yüksek

%53,5

%46,5

%36,8

%63,2 0,133 LVİ: Lenfovasküler invazyon

LN: Lenf nodu tutulumu

*: İstatistiksel olarak anlamlı (Ki-kare test)

İnvaziv karsinom olgularının Anx 2 ekspresyon profillerine göre gruplara dağılımlarına baktığımızda vakaların %18,5’ inde skor 1, %19,8’ inde skor 2 ve

%61,7’ sinde skor 3 ile uyumlu boyanma izlendi (Şekil 4.10). Skor 1 ve 2 olan olgular düşük Anx 2 ekspresyonu, skor 3 olan olgular ise yüksek Anx 2 ekspresyonu olarak değerlendirildiğinde vakaların %61,7’ sinde yüksek Anx 2 ekspresyonu izlenirken,

%38,3’ ünde Anx 2 ekspresyonunun düşük olduğu tespit edilmiştir.

Şekil 4.10. Olguların Anx 2 skorlarına göre gruplara dağılımı

53

Resim 4.3. Normal meme parankiminde epitelyal ekspresyon göstermeyen Anx 2 (A) (x100).

İnvaziv tümör epitelinde immünhistokimyasal boyanma yoğunluğuna göre değerlendirilen Anx 2 ekspresyonu. Anx 2, zayıf (1) ekspresyon (B) (x100). Anx 2, orta şiddette (2) ekspresyon (C) (x40). Anx 2, güçlü (3) ekspresyon (D) (x40).

54

Tanı yaşı ile Anx 2 ekspresyonu arasında ilişki varlığını araştırmak amacıyla yapılan analizlerde, Anx 2 düşük ekspresyon gösteren grup ile yüksek ekspresyon gösteren grupların yaş ortalamaları arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05).

Olguların tümör çapı ve pT evresi ile Anx 2 ekspresyonları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki izlenmemiştir (p>0,05).

Anx 2 düşük ve yüksek ekspresyon gruplarının arasında olguların histolojik grade’ leri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmemiştir (p>0,05).

Yapılan analizlerde olguların M-NBR gradeleme sistemine göre değerlendirilmiş mitoz skor gruplarının Anx 2 ekspresyon profillerine bakıldığında, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmemiştir (p>0,05).

Olguların lenf nodu tutulumu ve pN evresi ile Anx 2 ekspresyon profilleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki izlenmemiştir (p>0,05). Lenf nodu tutulumu olmayan olgularda düşük Anx 2 ekspresyon oranı %41,7 iken, yüksek Anx 2 ekspresyonu gösteren olguların oranı %58,3’ tür. Lenf nodu pozitifliği bulunan olguların %35,6’ sı düşük Anx 2 ekspresyonu gösterirken, olguların %64,4’ ü yüksek ekspresyon göstermektedir.

Anx 2 ekspresyon profili ile uzak metastaz varlığı ilişkisi analiz edildiğinde, metastaz saptanan 7 vakanın tamamında yüksek Anx 2 ekspresyonu saptanmış olup, metastatik olgular ile metastaz bulunmayan olgu gruplarının arasında Anx 2 ekspresyon profilleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunduğu tespit edilmiştir (p=0,04).

Yapılan analizlerde, istatistiksel açıdan anlamlılık izlenmese de, Anx 2 ekspresyonu düşük olan vakalarda lenfovasküler invazyon oranının düşük olduğu, olguların %67,7’ sinde lenfovasküler invazyon görülmediği tespit edilmiştir.

TNM evreleme sistemine göre değerlendirilen evre gruplarının Anx 2 ekspresyonları arasında anlamlı farklılık izlenmemiştir (p>0,05). Bununla birlikte lokal ileri ve ileri evre tümörlerde Anx 2 düşük ekspresyon gösteren olguların oranı

%35,7 iken yüksek ekspresyon gösteren olguların oranı %64,3 olarak tespit edilmiştir. Evre I olan olguların %31,3’ ü düşük Anx 2 ekspresyonu, %68,8’ i yüksek Anx 2 ekspresyonu gösterirken, evre IV olguların tamamı yüksek Anx 2 ekspresyonu göstermektedir (Şekil 4.11).

55

Şekil 4.11. Olguların evre grupları ve Anx 2 ekspresyonlarına göre dağılımı

Olguların Anx 2 ile ER ve PR ekspresyonları arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki saptanmamıştır (p>0,05).

Olguların HER2 skorları ile Anx 2 ekspresyon profilleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki izlenmemiştir (p>0,05). Ancak HER2 negatif olarak değerlendirilen vakalarda olguların %42,6’ sında Anx 2 düşük ekspresyon olguların

%57,4’ ünde yüksek Anx 2 ekspresyonu izlenirken, HER2 pozitif grupta ise olguların

%32,4’ ünde Anx 2 düşük ekspresyon olguların %67,6’ sında yüksek Anx 2 ekspresyonu olduğu izlenmiştir.

Olguların Ki-67 indeksleri ile Anx 2 ekspresyon profilleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı ilişki izlenmemiştir (p>0,05). Bununla birlikte vakaların gruplara dağılımlarına bakıldığında, Ki-67 indeksi düşük olan grupta vakaların

%45,9’ unda düşük Anx 2 ekspresyonu izlenirken, %54,1’ inde yüksek Anx 2 ekspresyonu, Ki-67 indeksi yüksek grupta ise vakaların %31,8’ inde düşük Anx 2 ekspresyonu izlenirken, %68,2’ sinde yüksek ekspresyon izlenmiştir (Şekil 4.12).

Patoloji arşiv preparatlarına ulaşılabilen 21 DKİS olgusunun histolojik grade’

lerine bakıldığında 4’ ünün grade 1, 4’ ünün grade 2 ve 13’ ünün grade 3 olduğu izlenmiştir. Yapılan İHK’ sal incelemede grade 1 ve grade 2 olguların tamamında

56

Anx 2 ekspresyonu skor 3 ile uyumlu iken, grade 3 olan olguların 3’ ünde skor 1, 3’

ünde skor 2 ve 7’ sinde skor 3 ile uyumlu boyanma saptanmıştır.

DKİS olgularının %28,6’ sında düşük Anx 2 ekspresyonu izlenirken, %71,4’

ünde yüksek Anx 2 ekspresyonu izlenmiştir.

Şekil 4.12. Anx 2 ve Ki-67 proliferasyon indeksi ilişkisi

Anx 2 ekspresyonu ile klinikopatolojik parametrelerin ilişkisi, grupların dağılımı tablo 4.4’ te özetlenmiştir.

Tablo 4.4. Anx 2 ekspresyonunun klinikopatolojik parametrelerle ilişkisi Anx 2 ekspresyonu

57

*: İstatistiksel olarak anlamlı

58

Benzer Belgeler