• Sonuç bulunamadı

SEÇİLMİŞ ÜLKELERDE BANKACILIK SEKTÖRÜNDE KAMU BANKALARININ ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALAR

A) Çoğunluk hisse devr

2.2.2 Gelişmekte Olan Ülkelerde Kamu Bankalarının Özelleştirme Uygulamaları

2.2.2.2 Brezilya Örneğ

Brezilya’da ekonomik istikrar, 1980’lerden 1990’ların başına kadar devam eden yüksek enflasyon dönemini takiben 1994’de uygulamaya başlanan Real Plan’la sağlanmıştır. “Bununla birlikte, ekonomide sağlanan istikrar ve düşük enflasyon ortamı bankacılık sisteminde ciddi kurumsal problemlere neden olmuştur. Kamu bankalarında bozulma süreci yaşanırken, büyük özel bankaların bazılarında yapısal zayıflıklar meydana gelmiştir. Hükümet bunun üzerine merkez bankası ile birlikte bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik ciddi tedbirler almıştır. Bu çerçevede kamu bankaları özelleştirilmiş ve sorunlu özel bankalara müdahale edilmiştir. (Erdönmez, 2000; 30)” Brezilya’da 1960 ve 1970’li yıllarda hem federal hem de eyalet hükümetleri ticari ve kalkınma bankaları kurmuşlardır. “1970’lerin başında 24 adet ticari kamu bankası kurulmuştur. Hemen hemen her eyalet bir bankaya sahiptir. Brezilya’da kamu bankalarının başlıca kurulma nedeni ülkenin kalkınmasına katkı sağlamak ve özel bankaların hizmet vermediği sektörlere hizmet götürmektir.

Ancak Brezilya’da kamu bankaları üstlendikleri politik ve sosyal amaçlar nedeniyle birçok problem yaşamaktaydı. Bu problemlerin içine kamu bankalarının bilançolarında politikacıların seçim kampanyalarına fon sağlama amaçlı devlet tahvili bulundurması da dahildi. Kamu bankalarında politik nedenlerden dolayı istihdam da çok fazlaydı. Örneğin 1995 yılında özel bankaların personel maliyetinin üretim değerine oranı %33,8 iken bu oran kamu bankalarında %71’dir. (Anwar, 2002; 15)”

Kamu bankalarında sürekli problemler mevcut olmakla birlikte esas problemler 1983 ve 1986 yıllarında meydana gelmiştir. Kamu bankalarındaki kötü

duruma rağmen federal hükümet kamu bankalarını kurtarmak için 1983 yılına kadar hiçbir şey yapmamış ancak 1983’de ‘’Programa de Apoio Crediticio (PAC)’’adı altında bir program uygulamaya koymuştur. Programın esas amacı kamu bankalarının borçlarının merkez bankasında konsolide edilmesine yardımcı olmak ve bu bankalara kredi sağlamaktır. Fakat ne yazık ki program istenildiği sonucu vermemiştir. 1985’de konulan bir yasa ile merkez bankasına finansal sistemi yeniden yapılandırma görevi verilmiştir. Yeni yasaya göre merkez bankası hazine kaynaklarını kötü durumda olan kamu bankalarına aktarabilecektir. Ancak bu yasa medya ve halktan çok fazla eleştiri almıştır. Bunun üzerine 1987 yılında RAET (Regime de Administraçao Especial Temporaria) kurulmuştur. Mevcut mevzuat merkez bankasını bankalara müdahale etme, likidite sağlama ve yönetimine geçici olarak RAET’ler vasıtasıyla müdahale etme konusunda yetkilendirmiştir. Kamu bankalarının mali durumu 1990’ların başında düzelme göstermekle birlikte 1994 yılında Real Plan’ın yürürlüğe konmasıyla birlikte yeniden bozulmaya başlamıştır. “Real Plan uygulamaya konulduktan sonra hiperenflasyon sona ermiş ve bankaların kolay yoldan para kazanma şansları kalmadığından zor durumda düşmüşler ve çözümü kredileri artırmakta bulmuşlardır. Planın uygulanmasından sonraki ilk sekiz ayda sitemdeki toplam krediler %43,7 oranında artış göstermiş ancak kredilerin risk değerlendirilmeleri verimli bir şekilde gerçekleştirilmemiştir ve takipteki kredilerin meblağı artmaya başlamıştır. Kasım 1995 tarihinde özel bankaların iflaslarını önlemek amacıyla PROER programı uygulanmaya konmuştur. Bu programın amacı bankaların sermayelerini artırmak, devir ya da birleştirme gibi yollarla transformasyona tabi tutmaktır. Bu program dahilinde yedi banka yeniden yapılandırılmıştır. (Nakane ve Weintraub, 2005; 5 )”

Ağustos 1996’da benzer bir program (PROES) kamu bankaları için uygulanmaya konmuştur. Bu programın amacı sadece bankalarda kamu payının azaltılması değil aynı zamanda bu bankalardaki kronik kamu borçlarını azaltmaktır. Program kapsamında bankalarını yeniden yapılandırılmak isteyen eyaletlere bir finansman paketi sunulmuştur. Buna göre eyaletler; a) likidite sağlamak, b) özelleştirmek, c) gelecekte özelleştirilmek amacıyla kontrolünü federal hükümete devretmek, d) kalkınma kurumuna dönüştürmek seçeneklerinden birini

izleyebileceklerdir. PROES programı uygulamaya konduğunda eyaletlerin kontrolünde 23 adet ticari bankanın da dahil olduğu 35 adet finansal kurum bulunmaktaydı. Bir tane hiç finansal kurumu olmayan eyalet ile birlikte üç tane eyalet hariç tüm eyaletler PROES programına katılmışlardır. PROES kapsamında 10 adet finansal kuruma likidite sağlanmış, 6 adet banka eyaletler tarafından, altı adet banka da federal hükümet tarafından özelleştirilmiştir. 16 finansal kuruluş kalkınma kurumuna dönüştürülmüş ve 5 banka da yeniden yapılandırılarak eyaletin kontrolünde kalmıştır. PROES sadece eyalet bankaları için hazırlanmış bir program olduğundan Haziran 2001’de federal hükümetin sahip olduğu bankaların özelleştirilmesi amacıyla PROEF programı uygulanmaya konmuştur. Bu program tahtında bankaların verimsiz aktifleri Maliye Bakanlığı kontrolünde olan bir kuruma aktarılmıştır. Federal hükümete ait üç banka da özelleştirilmiştir. Aşağıdaki tabloda 1994 ile 2002 arasındaki ticari banka sayıları görülmektedir:

Tablo 7: 1994-2002 Arası Ticari Banka Sayısı

MÜLKİYET YAPISINA GÖRE

ÖZEL BANKALAR YABANCI HİSSESİ YABANCI HİSSESİ

YIL YEREL AZINLIK OLAN ÇOĞUNLUK OLAN KAMU TOP LAM ÖZELLEŞ TİRME SAYISI 1994 146 31 37 32 246 1995 142 32 36 32 242 1996 130 29 40 32 231 1997 119 26 45 27 217 1 1998 105 17 58 23 203 3 1999 96 12 67 19 194 1 2000 93 13 69 17 192 3 2001 82 14 70 16 182 1 2002 75 10 56 14 155 2

(Kaynak : NAKANE ve WEINTRAUB, 2005; 5)

Brezilya’da banka sayısı 1994 ve 2002 arasında 91 adet azalmıştır. Yerel özel bankalar 1994 ile 2002 arasında net değer, varlıklar ve mevduat açısından bankacılık sistemi içerisinde yerlerini korumuşlar ve kredilerdeki paylarını artırmışlardır. Aynı dönemde yabancı bankaların piyasa payı önemli ölçüde artış göstermiştir. 2002 yılı

itibariyle bankacılık sisteminde yabancı bankaların payı net değer itibariyle %33,6, aktifler itibariyle %27,7, mevduatlar itibariyle %20,1 ve krediler itibariyle de %30,5’dir. Eyalet bankalarındaki azalışa rağmen bankacılık sistemi içerisindeki payı halen daha %16,6, aktifler itibariyle %35, mevduatlar itibariyle %42,7 ve krediler itibariyle de %29,1’dir.

“Brezilya’da bazı kamu bankaları direct olarak özelleştirilmiş bazıları da önce federalleştirilip sonrasında özelleştirilmiştir. Sonuçlar iki tip özelleştirmenin de olumlu olduğunu göstermektedir. Hem özelleşen hem de federalleşen bankaların performansları iyileşmiş olmakla birlikte yeniden yapılandırılan bankalar için tersi bir durum söz konusu olmuştur. (Beck vd., 2005; 27) ”