• Sonuç bulunamadı

B) Aile oluşum süreci ve oluşumu: Namzet ve Evlilik

3- Boşanma

“Sözlükte 'serbest kalmak, serbest bırakmak, bağından kurtulmak, bağını çözmek'

245Mehmet Âkif Aydın, “Aile” DİA, C. 2, İstanbul 1989, s.196.

24617. yüzyılın ilk yarısında Konya'da 75 adet miras kayıtlarından elde edilen verilere göre çocuk sayısı 1 ile 3 arasında yoğunluk göstermektedir. Bk Hüseyin Muşmal, XVII. Yüzyılın İlk Yarısında Konya'da Sosyal ve Ekonomik Hayat, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi(Selçuk Üniversitesi), Konya 2000, s.74.

247KŞS. 56 / 72-3. 248KŞS. 56 / 210-1 249KŞS. 56 / 139-1.

250KŞS. 56 / 29-3; KŞS. 56 / 114-4; KŞS 56 / 168-1. 251 Aydın, “Aile” s.199.

252Nisâ Sûresi'nin 3. ayetinin devamında şöyle buyrulmuştur: “...Eğer adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o takdirde bir tane alın veya sahip olduğunuz(cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.” , Nisâ 4/3.

253Muşmal, “XVIII. Yüzyıl.” s. 74., 254KŞS. 56 / 88-4; KŞS. 56 /145-3.

255KŞS. 56 / 50-2; KŞS. 56 / 90-2; KŞS. 56 / 74-4. 256KŞS. 56 / 174-2.

257KŞS. 56 / 198-2. 258KŞS. 56 / 29-3.

33

anlamındaki talâk kelimesi, fıkıh terimi olarak belli lafızlarla nikâh akdinin bozulmasını ifade eder. Türkçe karşılığı boşama ve boşanmadır.”259

Evlilik bir cinsel ihtiyaçtan çok bir ömür boyu eşlerin iyi günde, kötü günde sosyal, ekonomik yönden bir arada yaşaması, bir birlerine sahip çıkması, nefsin devamı için gerekli olan bir olgudur ve beraberliği korumak adına yapılır. Şüphesiz ki bu amaçla yapılan evliliklerin bir ömür boyu sürdürme isteği her iki eş açısından temel gaye olarak nitelendirilebilir.

Evlilikle oluşan aile, toplumun en küçük yapı taşı olduğundan dolayı, bir aile ne kadar sağlam temeller üzerine kurulursa bu durum toplumun genel yapısının da sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlamaktadır.

İnsan, hata yapan bir varlık olduğundan dolayı hayatın önümüze çıkaracağı olumsuzluklar göz önüne alındığında, boşanmanın zaruri olduğu noktalarda vardır. İslâm dini evlilik ve aileyi önemsediği halde boşanmaya cevaz vermiştir. Ancak Hz. Peygamber, boşanma hususunda; “Yüce Allah'a en sevimsiz gelen meşru işlerden biri, boşanmadır”260

hadisi İslam dinin boşanmaya bakış açısını ortaya koymaktadır. Ömer Nasuh Bilmen'in tarifine göre ise boşanma “hukuki olarak boşanma ehliyetine haiz kocanın nikâh akdini bir takım özel lafızlarla hemen ya da daha sonraki bir zamanda ortadan kaldırılmasıdır.”261

Boşanma maiyeti kocaya tanınmıştır. Kadının ise bazı şartlar gerçekleştiği takdirde boşanma hakkı vardır. Kocaya tanınan boşanma yetkisinin kullanılabilmesi için kocanın her şeyden önce tam eda ehliyetine sahip olması gerektiği gibi kadının da boşanmış kabul edilebilmesi için boşanma ehliyetine sahip olması zarureti vardır.262

Evlilik akti gerçekleşmeden önce, kadın kendisine bazı şartlar koşarak o şartlar gerçekleştiği takdirde boşanma yetkisi tanınmasını isteyebilirdi. Evlendikten sonra daha önceki şartlar gerçekleşirse kadın boşanma ehliyetine sahip olur ve kocasını boşayabilir. Evlenmeden önce kadın mutlak geniş bir yetki ile istediği bu boşanmanın adına tefviz denir.263 Tefvizu't- talâk'ın belirli şartlar çerçevesinde İslâm'dan öncede uygulandığı

anlaşılmaktadır.264

Talâk ortaya çıktığı durumlara göre çeşitli türlere ayrılmaktadır. Bunlar; Bain talâk, Ric'i talâk, Sünni talâk, Bid'i talâktır.

259H. İbrahim Acar, “Talâk”, DİA, C. 39, İstanbul 2010, s.496.

260Hadislerle İslâm,( Ed.:M. Emin Özafşar, İsmail Hakkı Ünal, vd.) 2. Baskı C.4 Ankara 2013 s. 163.

261Naklen: Ali Yüksek, “İslâm Aile Hukukunda Boşanma Yetkisi ve Kadının Boşanması” Uluslar Arası Sosyal Araşşturmalar Dergisi, C.7, Sayı 32, s. 341.

262Kahveci, İslam Hukuk., s. 189. 263Ansay, “Aile Hukuku.”, s. 30.

264Menderes Gürkan, “İslâm Aile Hukukunda Karıya Tanıınan Boşanma Yetkisi; Tefvizu't- Talâk”, İslâm Hukuku Araştırmaları Dergisi, Sayı, 18, 2011 s. 281.

34

Bain Talâk: Tarafların tekrar bir araya gelebilmesi için yeni nikâh akdinin gerekli sayıldığı boşanmadır. Zifaftan önce veya bedel karşılığında gerçekleşmesi ve Hanefîler’e göre kinayeli lafızların kullanılması durumunda talâk bâin olur. Bu talâk, iki defa gerçekleştiği takdirde eşler tekrar birleştiklerinde nikâhları geçerliliğini korur. Üçüncü bain olan talâk ise büyük boşanmadır. Eşlerin tekrar nikâh akdinin olabilmesi için kadının başka biriyle evlenmesi, akabinde yeni evlendiği eşten de boşanırsa ancak bu şekilde eski eşiyle tekrar nikâh akdi gerçekleşir. Kadının, tekrar eski eşine dönmek amacıyla başka bir erkekle Hülle dediğimiz bir anlaşma evliliği yapması yasaktı.265

İncelediğimiz Sicilde bayin olan talak ve talak iddiaları mevcuttur. Örneğin; el-Hâc

Mehmed bin Ahmed, zevcesi Mihri'yi aralarında geçimsizlik olduğundan dolayı bain talâk ile boşamıştır.266 Başka bir kayıtta, zevcesi Şerîfe'ye, cariyesine kârib olmayacağının sözünü

veren es-Seyyîd Ebubekir ibn Mustafa’nın iki ay sonra cariye nikâh kıyması ile sonuçlanmıştır. Mustafa iki ay önce eğer ba‘de'l-yevm ben câriye mezbûreye karib olursam sen bende üç talâk boş ol deyü şart koşmuştur.267

Başka bir kayıt ise üç talâk ile boşanma iddiasıdır. Araplar Mahallesi'nden Hatice bint Ebubekir mahkemeye başvurarak, zevci Yusuf bin Veli'nin, iki ay önce oğlunu dövdüğünü, kendisinin de “Neden çocuğu dövüyorsun” dediğinden dolayı kocasının kendisini üç talâk ile boşadığını iddia etmiştir. Ancak gerekli şahitleri mahkeme huzuruna getiremediğinden dolayı dava düşmüştür.268

Ric'i Talâk: Genel anlamda karısını boşayan erkeğin, kadını ‘iddet süresi bitmeden, mehir ve nikâh akdine muhtaç olmadan boşandığı kadın ile tekrar evlilik ilişkisine dönmeye imkân sağlayan boşanma şeklidir.269

Ric'i talâk'ın gerçekleşmesi için, boşanmadan önce bir evlilik akdinin olması, boşanmanın sarih sözlerle olması, ‘iddet ve mübalağ içeren sözcüklerle olmaması, üçüncü boşanma hakkının kullanılmaması gerekmektedir.270 Ric'i talâkta karısını boşayan erkek,

geri dönüş hakkını kullandığını sözle açıklayabileceği gibi sevgi, muhabbet ve cinsellik içeren davranışlarla da ortaya koyabilir.271

Sünni Talâk: Evlilik hali devam ederken çaresiz ve zaruri durumlarda boşanma son seçenek olarak görülmektedir. Bu gibi durumlarda kırgınlıklara ve ani çıkışlara karşı

265Acar, “Talâk”, s. 499

266KŞS. 56 / 75-11; Ayrıca bk. KŞS. 56 / 19-2. 267KŞS. 56 / 206-1.

268KŞS. 56/65-3.

269Kahveci, İslam Hukuk. s. 203.

270Hussein Bahjat Hussein Ali, İslam Aile Hukukunda Nikâh Akdinin Feshi, Yüksek Lisans Tezi, (Ankara Üniversitesi) Ankara 2012, s. 32-33.

35

boşanmayı önlemek amacıyla İslâm Hukuku telafi imkânları tanımıştır. Bu doğrultuda Sünni talâk Kur‘an ve Sünnetin tarif ve talimatına uygun bir biçimde olan boşanma eylemidir.272

Sünni Talâk'ın gerçekleşmesi için şu şartlar geçerliydi; boşanacak kadının hayız halinde olmaması, hayızdan sonra temizlenince boşanma gerçekleşene kadar olan süre içerisinde cinsel ilişkinin olmaması, yalnız tek bir boşanma hakkı kullanılmalıdır.273 İkinci

boşanmanın olabilmesi için tekrar hayız ve temizlikten sonra cinsel ilişki olmamalıdır. İncelediğimiz Sicilde tek boşanmanın iddia ediği bir kayıt mevcuttur. Hatunsaray Nahiyesi'nden, Ayşe bint Molla Ahmed, zevcî Molla Mehmed bin Üveys Halife’nin menziline gidüb seni görüşdürüb ve ben ma‘â görüşmezsem talâk-ı sülüs ile benden matluka ol deyü tatlîk ettiği iddia etmiştir ancak kanıtlayamamıştır.274

Bid'i Talâk: Sünni talâka aykırı olan bir boşanma şeklidir. Bu boşanmada erkek kadını hayız halindeyken, nifaslı iken veya cinsel ilişkide bulunduğu temizlik döneminde boşamasıdır. Aynı şekilde üç boşanmayı da aynı anda yapmak bid'i talâk sınırları içerisine girmektedir. Bir defada üç talâk hakkının kullanılması, fakihlerin büyük çoğunluğu tarafından hukuken geçerli sayılmıştır.275 Sicil'de böyle bir boşanma şeklini tespit etmek

oldukça zordur.

Diğer bir boşanma şekli ise Muhalaa olarak bilinen boşanma şeklidir.276 Bu boşanma

şekli bedel ödenerek, yapılan bir boşanma şekli olduğu için İslâm alimleri, mahkeme kararının şart olmadığı görüşündedir.277

İncelediğimiz defterde de genel de bu tür kayıtlar, bir boşanma davası değil, tarafların makemede bir tescil beyanıdır. Bu beyanlarda karşılaştığımız iki kavram geçimsizlik anlamına gelen “hüsn-i zindegânî olmayub” çok şiiddetli geçimsizlik de anlamına gelen hüsn-i zindegânî ve musâfât kavramlarıdır.

Muhâlaa yolu ile olan boşanmalar davaların maiyeti bakımından farklılık arz etmektedir. Bu davalar, eşler arası anlaşma ve sulh yöntemleri ile olduğu gibi bazı davalarda anlaşamama ve ş’iddetli geçimsizlik gerekçesi ile mahkemeye başvurulduğu görülmektedir. Bu konuda bir kaç tane örnek verecek olursak; Hoşhavan Mahallesi’nden Ayşe bint Hüseyin, Halil bin Mehmed'den aralarında hüsn-i zindegânî olmadığından boşandılar. Ayşe, 25 kuruş kıymetli bir çift altın bilenzik, 20 kuruş kıymetli gümüş kemer kuşak alarak, mehr-

272Kahveci İslam Hukuk s.206.

273Hussein Bahjat Hussein Ali. Aile Hukuku s. 31-32. 274KŞS. 56 / 181-1.

275Acar, “Talâk.”, s. 499.

276Konya'da Muhalaa davaları için bk. İzzet Sak, Alaaddin Aköz, “Osmanlı Toplumunda Evliliğin Karşılıklı Anlaşma ile Sona Erdirilmesi: Muhâla’a” Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 15, 2004 s. 92-140.

36

i müeccelinden ve nafakasından vazgeçmiştir.278 Başka bir kayıtta, Alişerbeti Mahallesi'nden

Fatıma bint Hasan, Mehmed bin Hasan'dan aralarında hüsn-i zindegânî olduğundan dolayı boşandı. 15 kuruş mehr-i müeccel ve nafak-ı ‘iddeti malumesi için Mehmed'den 20 kuruş alıp, geri kalan tüm alacaklarınadan vazgeçmiştir.279

İslâm hukukçuları kaybolan kocayı, eşinin mahkemeye başvurarak boşayabileceğini kabul etmiştir. Ancak kayıp süreleri konusunda ihtilaflar vardır. Bu konuda Malikiler dört yıl, Hanefi ve Şafiler kaybolan kocanın emsalleri ölünceye kadar eşlerinin beklemeleri gerektiği görüşündedir.280

İncelediğimiz defterde, Konya toplumu bu konuda ihtiyatlı davranıyordu. Genelde şehir dışına uzun süreli giden kocalar, kadınları zor durumda bırakmamak için belli bir süre belirleyerek, o süre içerisinde geri dönmedikleri takdirde bir vekil ve şahitler aracılıyla kadına hul' yolu ile boşama hakkı vererek gidiyorlardı.

Çavuş Mahallesi'nden Mahmud bin Hüseyin vekil tayin ederek, diyâr-ı âhara gitti ve vekiline iki sene içinde geri dönmezse, zevcesi Ayini'nin mehr-i müeccel ve nafaka-ı ‘iddet ve meunet-i süknasından vazgeçmeyi kabul ederse hul eyle dedi. Üç sene sonunda geri dönmeyince Ayni boşanmayı kabul etti.281

Muhâlaa sonrası eğer küçük çocuk varsa, kadın çocuğu için nafaka taleb edebiliyordu. Örneğin: Ahmeddede Mahallsi'nnden Ayşe bint Mehmed, muhalaa yolu ile boşandığı eşi Hüseyin'den olan küçük çocuğu için cedid sekiz akçe nafaka aldı.282

Pürçüklü Mahallesi'nden Fatma bint Mustafa, mahkemede zevcesinin şehir dışına çıkarken kendisine altı ay gün tamamında gelmediği takdirde boşayabileceğini söylemesi üzerine zevcini altı ay on gün beklediğini söyledi. On günlük artı zaman geçse de Fatma daha fazla beklememiş boşanmayı seçmişti. Daha sonra mahalleye gelen zevci mahkemede durumu inkâr etsede, Fatma iddiasını şahitler ile kanıtlamış ve hakkı olan onbeş guruş mehri talep etmiştir.283

Osmanlı toplumundaki Gayrimüslimler ise genelde kendi din-i batılalarına göre, kendi din adamları aracılığıyla, kendi hukuklarına göre boşanma hakkına sahiptirler. Ancak zaman zaman ailevi konularda evlilikler, anlaşmazlıklar ve boşanma ile sonuçlanan vakaların sicillere yansıdığını ve bu davaların İslâm hukukuna göre görüldüğünü anlamaktayız.

278KŞS. 56 / 121-1.

279KŞS. 56 / 163-3.

280Yüksek, “Aile ve Boşanma.”, s.351. 281KŞS 56 / 91-2.

282KŞS. 56 / 171-2. 283KŞS. 56 / 34-2.

37

Osmanlı toplumunda varlıklarını sürdüren Gayrimüslimler arasında da namzet geleneği mevcuttu. Konya şer'iyye sicillerine yansıyan davalarda genel olarak ayrıldıktan sonra meydana gelen anlaşmazlıklar da nazmet davalarına rastlanılmaktadır.284

Hıristiyan unsurlar evlenirken nikâhlarını kilise aracılığı ile kıymak zorundaydı.(Müslümânlar'da cami veya imamın nikâh kıyma zorunluluğu yoktur.) Yahudiler'de evlenme öncesi erkek kızın babasına mohar öder, aynı zamanda kız tarafına bir edâda bulunmayı tahhüd etmiştir.285

Yahudiler'de boşanma, kadının eline “boş kâğıt” vermek suretiyle gerçekleşirdi. Boşanma gerçekleştirdikten sonra kadın başka biri ile evlenmediği takdirde zevcesi ile tekrar evlenebilirdi. Daha sonraki süreçte yahudi hukukçuları boşanmayı en az üç kişinin bulunduğu haham önünde ve cemaatten on kişinin şahidi ile gerçekleşir, dava kâğıda yazılarak kadına teslim edilirdi.286

Katolikler'de boşanmaya iman kaybetme ve zina dışında izin verilmezdi. Ortodokslar'da ise bazı hallerin varlığı halinde ruhani makamlarda boşanmaya izin veriliyordu. Bunlar; zina, adli suçlarda beş seneyi aşan mahkûmiyet, beş sene süren terk ve gâiplik, frengi gibi hastalıklar, eşin hayatına kasıt, delilik gibi hususlardır.287

284Sak, “Gayrimüslim Aile” s.120.

285Ekrem Buğra Ekinci, İslâm Hukuku ve Önceki Şeriatler, 2. Baskı, İstanbul 2017, s. 153. 286Ekinci, Önceki Şeriatler., s. 158.

38 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

EKONOMİK HAYAT

Benzer Belgeler