• Sonuç bulunamadı

3.6. Ailesel Nedenler

3.6.2. Boşanmış Aileler

Suçlu çocukların yaşadıkları önemli sorunlardan biri de aile içi karşılıklı ilişkiler ve ailede çocuğu etkileyebilen olumsuz farklılaşmalardır. Çocuğun suç işlemesinde boşanmanın etkisi küçümsenmeyecek kadar önemli olmasının yanında suça karışmayan çocuklarda aile içi ilişkiler psikolojik sorunlara neden olması ile de önem kazanır. Peker (1994: 43)’e göre “Boşanma evlilik anlaşmasının sona ermesi demektir. Boşanma ile aile parçalanmakta, çocuk ya babanın yanında, çoğunlukla da annenin yanında kalmaktadır.” Boşanmanın nedenleri aile içi çatışmalar da dahil olmak üzere çok fazla olabilir. Ancak geçmiş ile nitelendirirsek toplumsal dinamik açısından değişme karşısında da aile durağan kalamamakta ve değişmeye başlamaktadır. Değişim aileyi farklılaştırmakta ve boşanmalara zemin hazırlamaktadır. Ailelerin çoğu ani değişimlerden dolayı boşandıklarını söylerler.

Toplumsal değişim süresince aile içerisinde hem rol olarak hem de görev olarak oldukça fazla değişimler meydana gelmiştir (Aslantürk ve Anman, 1999: 265). Bu

124 süreçte bazı aileler ve onların düzeni buna ayak uyduramaz. Bunun akabinde aile bağları zayıflar. Aile içi iletişimin azalması ve bağların kopma noktasına gelmesi boşanmanın da ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bununla birlikte boşanma sadece aile bağlarının zayıflaması ile açıklanamaz. Toplumsal farklılıklar ve değişimler, kırılmalar, şiddet ve dönüşümler de boşanmaya neden olmaktadır. Boşanmada önemli nedenlerden ayrıca kadının toplum içerisindeki rolünün değişimidir. Kadının toplumsal rolünün değişmeye başlaması onun iş yaşamına girişi ile artmıştır. Ayrıca annenin yerine bakıcı bulunabilmesi annenin çocuğun yanında kalmamasını kolaylaştırmıştır, ayrıca bu durum kadını çocuğunu emzirmek için evde kalmaktan kurtardı. Bu sayede kadınlar boş zaman aktivitelerine daha da çok katılabildiler (Özkalp, 1993: 125). Kadınlar çalışma hayatında önemli yerlere gelerek, farklı bir dünyada yer edindiler. Kadının bu sayede kendi ayakları üzerinde durabilmesi de boşanma konusunda ailelerin özellikle kadınların daha rahat davranmalarına neden oldu. Evliliklerde boşanma günümüzde sürekli artmakta ve çocukları da etkilemektedir. Buna boşanma ile ilgili kanunlar da eklenirse boşanma ailenin birleşmesinden daha kolay bir hal almaya başladı (Bozkurt, 2005: 275). Tüm bunların yanı sıra boşanmanın başka sebepleri de vardır. Bunlar; ekonomik koşulların zorlayıcılığı, aile içi şiddet, uyuşturucu kullanımı, alkol sorunları, eş ile olan uyumsuzluk, sosyal çevrenin etkisi, eşlerin çatışmaları, yaşam koşullarından memnuniyetsizlik, hastalıklar olmaktadır. Bütün bunların sonuçlarında boşanmadan en çok etkilenen çocuklar olmaktadır. Ayrılma sürecinde meydana gelenler çocukların ruhlarında önemli yaralar açmaktadır. Son olarak da bu süreç psikolojik travmalara neden olmaktadır.

Suçlu çocuklar incelendiğinde, onları suça iten toplumsal nedenlerin bir diğer unsuru boşanma ya da anne ve babanın birinin ya da ikisinin de var olmayışı gelmektedir. Toplumsal açıdan düşünüldüğünde boşanma, aile kurumunun alt kurumu olan evlilik kurumu ile birleşen ailenin tekrar ayrılma süreçi olarak tanımlanabilir ya da anlaşmaya dayalı bir sürecin bitmesi, olarak da düşünülebilen bir süreçtir. Bu süreç, genellikle aile içindeki bireyler ile beraber çocuklar açısından da oldukça sancılı olmaktadır. Boşanma sürecine kadar ki bölümde başlayan psikolojik ve sonucunda oluşabilecek biyopatolojik süreç, boşanma sonrasında da tamamen olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Çocuk açısından durum, aileye bakıldığında daha etkili olacağı gibi anne ve babanın ikili ilişkilerinin olumsuz

125 olması çocuklarına karşı sorumluluklarına etki edebilir. Çocukların da dışında ailenin sosyo-ekonomik tutumuna bağlı olarak bir takım ailelerde bu durum ne olursa olsun çocuklar üzerinde çok kötü izler bırakabilmektedir. Bu etkileri çocuk tamamen kendini aileden soyutlama ve içe kapanma, hayret ve paranoya düşerek çözmeye çalışmaktadır (Eserpek, 1979: 119).

Boşanma sonucunda çocuğun davranışlarında meydana gelen değişiklikler, intihar eğiliminin artması, evden kaçması ve sokakta yaşaması, alkol ve uyuşturucu kullanmaya başlaması, arkadaş seçiminde dengesizlikler gibi sorunların oluştuğu bir gerçektir. Şentürk (2004: 192)’e göre; “ailesiz kalmak, aile ortamından yoksun kalmak ve aile dışında yaşamak çocuk ve gençlerin bir risk ortamında kalmaları anlamına gelir. Aileden yoksun kalmak çocuk ve gençlerin yaşama, bakılma, korunma, yetişme ve hayatta kalma olanaklarını sınırlar.” Buradan da anlaşılabileceği gibi çocuk yaşamını sürdürebilmesi için bir aileye ihtiyaç duyar.

Anne ve baba çocuk için bir yetişme ve sosyalleşme ortamı olarak ortaya çıkar.

Çocuk bunun yanında aile bireylerini taklit eder. Aile bireyleri gibi olmaya çalışma bu duruma örnektir. Çocuk yaşamında ve çevresine uyumda bir aileye ihtiyaç duymaktadır. Ailenin tavsiyesi ve rol modelliği ile topluma adapte olmaya çalışır.

Aile kurumunda meydana gelen sarsıntılar çocuğun da dünyasını sarsacaktır. Aile bireyleri ayrılma kararları ile çocuklarını düşünmeden hareket edebilirler ve çocuk da aileye bir şeyler belli etmeyebilir. Bu yüzden aile boşanacak olsa da çocuğun en az derecede etkilenmesini sağlamaları gerekmektedir. Eğitim evlerindeki çocukların geneli sevgi eksikliği ve parçalanmış ailelerden gelmektedirler. Onlar bu tür ailelerden geldiği için suça yönelmektedir (Çakmaklı, 1996: 40-41).

Boşanma süreci bazı çocuklar tarafından oldukça rahat atlatılmakta bazıları tarafından bu süreç çok çetin geçmektedir. Tezcan, çocukların boşanma yüzünden benlik saygılarında düşme olduğu ve boşanmanın okul yaşamını ve arkadaş ilişkilerini olumsuz yönde etkilediği bulgulandı. İleriki yaşamında ortaya çıkabilecek bazı psikolojik sorunların ortaya çıkma ihtimali yüksektir. Buna örnek olarak;

nevroz, suçluluk, somatizasyon ve intihar gibi sorunlar verilebilir (Tezcan, 1997:

145). Boşanma ile çocuk tamamen yalnız kalmamaktadır. Çocuğun yanında ya anne ya da baba kalmaktadır. Diğer ihtimalle çocuklar yetim evlerine verilmektedir.

Bunun sonucunda da çocuk sevgiden yoksun büyümekte ve rol model alacak

126 kimseler bulunmamaktadır. Bu yüzdendir ki, kontrolden uzak kalan çocuk karar almada plansız ve düşüncesiz davranacağı için suça bulaşacaktır. Burgess’in tarafından yapılan bir deneyde, çocuk suçluluğu nedenleri arasında ailenin dağılmasının ve boşanmanın etkisi yüksek bulunmuştur (Berkes, 1931: 292) Afrika’da yapılan bir çalışmada ise, suçlu çocukların büyük bir çoğunluğunun parçalanmış ailelere ait olduğu ve bu aile içinde anne ya da babanın olmadığı, ayrıca anne ve babanın tekrar evlendiği bulunmuştur (Evrim, 1970: 82).