• Sonuç bulunamadı

Çizim 93: Boğazköy (III ?) Tuthaliya Kabartmalı Taş Blok

2.1.2.3.6 Boğazköy Kral II Šuppiluliuma Stel

Ḫattuša’da 1988 yıllarında yapılan çalışmalarda, Güney Kale’nin doğu

surlarının iç kısmı açılırken bulunan stel, hiyeroglif yazıttan da anlaşıldığı üzere ‘Büyük Kral Šuppiluliuma’ya aittir. Stelin bulunduğu yerin arkasındaki, kralın sağlığında yaptırmış olabileceği tek odalı kült yapısının, arka duvarındaki taş blok üzerinde ki kabartmada, sembollerinden anlaşıldığı üzere bu kralın tanrısallaştırılmış hali gösterilmiştir (Ek 1 Res. 97).

497 Darga, (Sanat), s. 194. Res. 196-197. 498 Darga, (Sanat), s. 196.

Çizim 94: Boğazköy Kral II. Šuppiluliuma Steli

Kaynak: Yazar tarafından çizilmiştir.

a-Figürün Genel Duruşu: Henüz tamamlanmamış gibi görülen stel alçak

kabartma şeklindedir. Sola doğru dönük olan kral, ileri doğru uzattığı, dirseğinden hafifçe bükülmüş sol elinde, boyunu biraz geçen uzunluğa sahip nervürlü tipik Hitit mızrağı taşımaktadır. İmparatorluk Çağı’ndan iyi bildiğimiz ucu yukarı doğru sivri

şekilde kıvrılmış ayakkabıları, belinde hilal kabzalı kılıcı ve dizlerini açıkta bırakacak şekilde, kalçaların hemen altına inen kısa eteğiyle betimlenmiştir. Kılıcın eteğinin üzerinde gösterilmesi ve eteğinin arka kısmının, önden daha uzun olması Gavurkalesi499 kabartmalarının kıyafetlerine benzemektedir (Çiz. 94).

b- Figürün Portresi: Başında bulunan sivri konik başlığının ucundan sarkan,

sorguca benzer nesne, sırtında taşıdığı sadağının içinden çıkan oku olabilir. Detaylarının belli olmadığı yüzünde, alınla düz bir şekilde birleşen burnu büyük ve uzun, dudakları ince, çenesi içeri çekik, kısa boyun işlenmiştir500.

499 Halil Hamdi Ekiz, ‘Gavurkalesi (Gavurkale) Kaya Anıtı’, Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2007-

2008 Yıllığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Basımı, Ankara, 2009, ss. 213-226.

2.1.2.4 Değerlendirme

Kaya kabartmalarındaki insan tasvirlerini incelerken üç gruba böldük. Bunlar; Kaya anıtlarındaki tasvirler, mimarlığa bağlı taş kabartmalar ve stel-kaide üzerindeki insan tasvirleri. İnsan tasvirlerini genel duruşları ve portreleri bakımından inceledik. Genel duruşlarında kıyafetleri, taşıdıkları objeleri ve tasvir edilirken hangi konu içerisinde olduklarını, portrelerinde ise; taşıdıkları başlıkları, saç şekilleri ve yüz hatlarını ele aldık.

Kayaya şekil verme olgusu Önasya’da daha öncesinde bilenen, Hititlerde

İmparatorluk Çağı’nda ortaya çıkmış bir olgudur. Eski Hitit Çağı’nın küçük kabartmalı vazolarında işlenmiş figürler, doğada, kayalar üzerine de ustalıkla yapılmışlardır. Kayaya işlenen bu figürler imparatorluğun egemenlik alanlarını belirlerken bir yandan da tanrıları minnet göstermeyi amaçlamıştır. Sirkeli, Fraktin, Gezbeli (Hanyeri), Hemite, İmamkulu (Şimşekkaya), Eflatunpınar gibi anıtların üzerinde gördüğümüz insan tasvirleri, insan tasvirli tanrılar tasvir konusu bakımından kabartmalı vazolar gibi zenginlik göstermektedirler.

Genel duruşlarını kıyafetleri bakımından incelediğimizde;

Tarihlenen en eski anıt olan Sirkeli Kaya Anıtı figürü; arkası uzun, önü ayak bileğine kadar gelen mantosuyla tören giysileri içindedir. Elinde ucu kıvrık lituus, belinde hilal kabzalı kılıç taşımaktadır. Bu kıyafet kralların tören sırasında rahip olarak görev yaptıklarında giydikleri kıyafettir.

Fraktin Kaya Anıtı’nda kabartmalı vazolardan alışık olduğumuz figürsel anlatımı kompozisyon halinde görüyoruz. İki sahneden oluşan bir bezeme bandı gibi işlenmiş figürlerden solda, III. Ḫattušili Tanrı Teşup’a içki sunusu yaparken, sağda Puduhepa Tanrıça Hepat’a sunu yaparken tasvir edilmiştir. Ḫattušili’nin kalçaların altında son bulan kısa, belden oturtmalı elbisesi, elbisesinin belinde hilal kabzalı kılıç, sol omzunda yay bulunmaktadır. Sedat Alp’e göre bu kıyafet savaş giysisidir. Tanrı Teşup Ḫattušili’nin kıyafet tipiyle betimlenmiştir. Diğer sahnede yer alan

Puduhepa ve Tanrıça Hepat; tüm vücudu örten, baştan ayağa kapalı, rahibe kıyafetleri içindedirler.

Gezbeli ve Hemite kaya anıtlarının figürleri; kısa, kalçaların hemen altında son bulan, belden oturtmalı elbiseleriyle tasvir edilmişlerdir. İki anıtta da figürlerin ellerinde mızrak, omuzlarında yay ve bellerinde hilal kabzalı kılıçları bulunmaktadır.

İmamkulu (Şimşekkaya) Anıtı çoklu figürle işlemiş sahnelerden oluşmuştur. Gezbeli ve Hemite anıtlarından bildiğimiz figür, Fırtına Tanrısı, dağ tanrıları, Tanrıça

İştar olduğu düşünülen figür, demonlar, kuş ve farklı şekiller kompozisyonu oluşturmuşlardır. Erkek figürü kısa, kalçaların altında son bulan elbisesi, elinde mızrağı, omzunda yayı, belinde hilal kabzalı kılıcıyla bilindik bir ikonografi sergilemektedir. Fırtına tanrısı da hemen hemen aynı kıyafetle tasvir edilmiştir. Tanrının elinde mızrak yoktur.

Eflatunpınar Anıtı bloklardan oluşmuş çoklu figürlü bir kompozisyona sahiptir. Alçak kabartma halinde işlendiği için çok fazla ayrıntı göze çarpmamaktadır. Kompozisyonun merkezini oluşturan tanrı ve tanrıça tahtlarında oturmaktadırlar. Tanrı sivri başlığı, tanrıçada yuvarlak başlığı ile tasvir edilmiştir.

Alaca Höyük’te İmparatorluk Çağı’na ait batı kulesi sfenksli kapısında, insan ve hayvan tasvirleriyle oluşturulmuş zengin bir konu anlatımı bulunmaktadır. Sahneler; Boğa/Fırtına Tanrısı ve tapınım sahnesi, sunu hayvanlarını götüren rahip, ellerinde kült gereçleri taşıyan rahipler, akrobatlar, çalgıcılar, çıplak çocuk ve rahip sahnesi, tahtında oturan Fırtına Tanrısı ve kraldan oluşan figürler bezeme bandı gibi birbirinin devamı şeklinde bloklara işlenmiştir.

Alaca Höyük Boğa/Fırtına Tanrısı sahnesi, İnandıktepe vazosu Boğa (19. figür) ve rahip (22. figür) figürü sahnesine benzemektedir. Figür ayak bileklerine kadar inen, önden yırtmaçlı, arkası uzun mantosuyla tören giysisi içinde bulunan kral tasviri olmalıdır. Bu özellikleriyle figür Sirkeli anıtındaki kral figürü gibi işlenmiştir. Kral bir eliyle dua jestinde diğeriyle lituusunu taşımaktadır. Arkasında bulunan kadın

figürü tören giysileri içinde bulunan kraliçedir. Kraliçenin ayak bileklerine kadar sarkan, arkası uzun, önden yırtmaçlı mantolu elbisesi aşağıya doğru eğimli tarama çizgilerle süslenmiştir.

Sunu hayvanlarını tanrıya kurban etmek amaçlı götüren figürün elbisesi korunmuştur. Tören kıyafetleri içinde bulunan figür; önden ayak bileklerine kadar sarkan, arkası uzun, önden yırtmaçlı mantosuyla tasvir edilmiştir.

Ellerinde kült gereçleri taşıyan figürlerin üçünün de elbisesi aynıdır. Figürler tören giysileri içinde bulunan rahipler olmalıdır. Önden ayak bileklerine kadar sarkan, arkadan uzun, önden yırtmaçlı mantolarının bir ucu omuzdan bedene üçgen

şal gibi uzanmaktadır. Kol manşetleri ve kolları süslüdür.

Akrobatlar kabartmasında üç erkek figürü bulunmaktadır. Merdivene tırmanmış pozisyonda duran figür Amasya heykelciğinden bildiğimiz kıyafet tipindedir. Kalçaların altında son bulan, önden yırtmaçlı ve kemerli elbise tipini merdivenin yanında duran figürde giymiştir. Hilal kabzalı kılıcı yutan akrobatta diğerleri gibi giyinmiştir. İnandıktepe vazosu dördüncü bezeme bandında bulunan akrobat figürleriyle Alaca Höyük akrobatlarının kıyafetleri farklılık göstermektedir

İnandıktepe figürlerinin önden sarkan kemerleri yoktur.

Çalgıcılar ortostatındaki figürlerin elbiseleri korunmuştur. Kabartmalı vazolardan kompozisyonun ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz müzik aleti icracıları taş kabartma sanatında da tasvir bulmuştur. Figürlerin kıyafetleri akrobatların ki gibi işlenmiştir.

Çıplak bir çocuk ve rahibin tasvir olunduğu ortostatta solda iki figür bulunmaktadır. Bir asayı ortalarında tutan figürlerin kalçaların hemen altında son bulan elbiseleri vardır. Korunan rahip figürünün diğer rahip figürleri gibi önde ayak bileklerine kadar uzanan, arkası uzun, önden yırtmaçlı mantolu, üçgen şallı elbisesi vardır.

Alaca Höyük sfenksli kapı batı kulesinde Hitit görsel sanatında daha önce karşımıza çıkmayan bir sahne işlenmiştir. Fırtına Tanrısı ilk kez oturur pozisyonda tasvir edilmiştir. Çok boynuzlu başlığı ve tüm vücudu örten elbisesiyle bildik özellikleri sergiler fakat tahtında oturması ilktir. Oturan tanrının karşısındaki rahip figürü çıplak çocuk ve rahip ortostatındaki rahiple aynı kıyafetle tasvir edilmiştir.

Mimarlığa bağlı taş kabartma sanatında son incelenen figür Yazılıkaya açık hava tapınağının B odasında kayaya işlenmiş olan IV. Tuthaliya ve koruyucu tanrısı Šarrumma’dır. Tanrı kalçaların altına inen, belden kemerli, ‘V’ yakalı elbisesi, belinde hilal kabzalı kılıcıyla tasvir edilmiştir. Kral önde ayak bileklerine kadar uzun,

şal mantolu, lituus’u ile tasvir edilmiştir.

Steller-kaideler bölümünde, Fasıllar Anıtı, Yeniköy Steli, Yağrı Steli, Akçaköy-Çağdın Steli, Boğaköy Tuthaliya (III?) kabartmalı taş blok, Boğazköy II. Šuppiluliuma Steli üzerindeki insan tasvirleri genel duruş ve portreleri bakımından incelenmişlerdir.

Fasıllar anıtı üzerinde sakalsız genç bir tanrı kendinden küçük sakallı bir dağ tanrısı taşırken tasvir edilmiştir. Dağ tanrıları Hitit görsel sanatında Eflatunpınar, Gezbeli (Hanyeri), İmamkulu (Şimşekkaya) kaya anıtında olduğu gibi sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Dağ sembolleri olan bu tanrılar; pullu uzun giysileri, uzun sakalları, öne doğru kıvrık boynuzlu başlıklarıyla tasvir edilmektedirler. Dağ tanrısının kollarında taşıdığı tanrı ise, kalçaların hemen altına son bulan, belden oturtmalı ve kemerli, Amasya heykelciğinden tanıdığımız kıyafet tipiyle tasvir edilmiştir.

Yeniköy Steli’nde Kırların Koruyucu Tanrısı DLAMMA geyik üzerinde tasvir edilmiştir. Yuvarlak tepeli, konik, tek boynuzlu başlığıyla, kalçaların hemen altında son bulan, belden oturtmalı, kemerli, elbisesiyle tasvir edilmiştir.

Yağrı Steli’nde karşılıklı oturan iki figür bulunmaktadır. Korunan erkek figürü ayaklarına kadar uzanan elbisesi, şal mantosuyla tasvir edilmiştir. Başında alçak takkesi bulunmaktadır.

Akçaköy Steli’nde Fırtına Tanrısının tipik ikonografik özelliklerini sergileyen bir figür bulunmaktadır. ‘V’ yakalı, belden oturtmalı, kemerli, kısa kalçaların hemen altında son bulan elbisesiyle tasvir edilmiştir. Elbisesi etek ucunda şualarla süslenmiştir. Belinde hilal kabzalı kılıcı, elinde mızrak bulunmaktadır.

Boğazköy (III?) Tuthaliya Steli üzerindeki figür kalçaların hemen altına inen kısa elbisesiyle tasvir edilmiştir. Figür elinde mızrak taşımaktadır.

Boğazköy II. Šuppiluliuma Steli üzerindeki figür dizlerini açıkta bırakan kalçaların hemen altında son bulan kısa eteğiyle betimlenmiştir. Belinde hilal kabzalı kılıcıyla, Gavurkalesi kabartmalarındaki kıyafet tipine benzemektedir. Elbisesinin arkası önden daha uzundur.

Figürlerin portreleri Sirkeli, Fraktin, Gezbeli (Hanyeri), Hemite, İmamkulu (Şimşekkaya), Alaca Höyük sfenksli kapı batı kulesi ortostatlarının figürleri, Yazılıkaya IV. Tuthaliya ve koruyucu tanrısı Šarrumma, Fasıllar, Yeniköy, Yağrı, Boğazköy II. Šuppiluliuma ve Boğazköy (III?) Tuthaliya’nın neredeyse aynıdır. Genel olarak; alınla birleşen düz, kemersiz bir burun, büyük elmacık kemikleri cepheden gösterilmiş badem şeklinde göz, çekik dudaklar, iri, küpeli kulaklar figürlerde görülmektedir. Sirkeli ve Alaca Höyük akrobatlarında olduğu gibi

İmparatorluk Çağı bronz eserlerinde de karşılaştığımız kısa boyunlu figürler tasvir edilmiştir. Bu figürlerde neredeyse baş gövdeye oturmuştur. İmamkulu Fırtına Tanrısı figüründe olduğu gibi figürlerde sakal ayrıntıları da betimlenmiştir.

Stellere işlenmiş figürler arasında yalnız Akçaköy stelindeki Fırtına Tanrısı tasviri portresi bakımından farklılık göstermektedir. İnce yüz hatlarına sahip olan figür, içeri çekik çenesi, alınla birleşen burun, oyulmuş kaş ve Dövlek heykelciğinden bildiğimiz bombe ense şekliyle tasvir edilmiştir.

Başlarda Sirkeli, Gezbeli (Hanyeri), Alaca Höyük Fırtına Tanrısı ve tapınma sahnesindeki kral, akrobatlar, çıplak çocuk ve rahip sahnesinde rahip, tahtında oturan fırtına tanrısı ve kral sahnesinde kral, Yağrı Steli figüründe olduğu gibi alçak, başa oturmuş başlıklar bulunmaktadır. Bu başlıkla tasvir edilen figürler genel olarak, arkası önden daha uzun, ayakkabıları açıkta bırakan, bütün vücudu örten tören kıyafeti olarak kullanıldığı düşünülen elbise tipiyle karşımıza çıkmaktadırlar. Ayrıca tanrı simgesi olan, boynuzlarının çokluğu tanrı katındaki yüksek rütbeyi belirleyen başlık tipini de kayaya tasvir edilen figürlerde görmekteyiz. Fraktin Anıtında kral ve tanrı, Hemite, Gezbeli (Hanyeri) figürlerinde olduğu gibi tek boynuzlu figürlerin yanında İmamkulu (Şimşekkaya) Fırtına Tanrısında olduğu gibi çok boynuzlu başlıklar tasvir sanatında görülmektedir. Sadece tanrılar değil krallarında boynuzlu başlıkla tasvir edilmesi, kendilerini tanrı vasfına yaklaştırmak amaçlı olmalıdır.

Sirkeli, Hanyeri, İmamkulu, Fraktin, Yazılıkaya IV. Tuthaliya ve koruyucu tanrısı Šarrumma, Alaca Höyük kurban getiren kral ve kraliçe, ucu yukarı kalkık, yazılı metinlerden ‘KUŠE.SIR hattili’, Hatti’li (ucu kıvrık) bot diye bilenen bir ayakkabı türü giymişlerdir501.

501 Belkıs Dinçol, Hitit Metinlerinde Geçen Baş ve Ayak Kıyafetleri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı Hititoloji Bilim Dalı, (Yayınlanamamış Doktora Tezi), İstanbul, 1991, ss.15, 24.