• Sonuç bulunamadı

2. Uluslararası Aktörlerin Terörizme Yaklaşımları

2.4. BM ve NATO’nun Uluslararası Terörizme Yaklaşımları

İnsani güvenlik kavramının temel hukuki kaynaklar arasından kabul edilen Birleşmiş Milletlerin İnsani Kalkınma Raporu'na göre; insani güvenlik mutlu ve şerefli bir şekilde var olmalarının sağlanması olarak ifade edilmiştir (Kanat, Kodaman, İren, 2016: 581). Bu bağlamda, uluslararası barış ve güvenliği sağlama konusunda birinci sıradaki küresel örgütlerden bir tanesi de BM'dir. BM nezdinde terör ile ilgili suçların önlenmesi çerçevesinde on sekiz sözleşme imzalanmıştır. BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyi, üye devletler ile imzaladığı sözleşmeler ve aldığı bu kararlar ekseninde ortak bir işbirliği oluşturmaya çalışmıştır.

Diğer örgütler gibi BM'de içerisinde bulunduğu uluslararası sistemin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur (Kaşıkçı, 2016: 2). Bu bağlamda BM, terörizm ile mücadele alanında bir çok anlaşmayı üye devletler ile imzalayarak konunun çerçevesini belirtmeye çalışmıştır. Bu konuda 1945 tarihli BM Antlaşması'nın 1. maddesi/1. bendine: BM'nin amaçları; "uluslararası barış ve güvenliği korumak, saldırganlık ve öteki barış bozucu tehditlerini önlemek, kaldırmak, saldırganlık ve öteki barış bozucu eylemleri bastırmak üzere etkin toplu önlemler almak, barışçı yollarla ve adalet ve uluslararası hukuk ilkelerine uygun çözümü sağlamak" ifadeleri yazılmıştır. Birleşmiş Milletler'e göre terör eyleminin tanımı şu şekilde yapılmıştır: Savaş suçlarının barış zamanına karşılık gelen halidir. 1999 yılında BM Genel Kurul kararına göre terör; "özel kişilere, grup ya da halkın tamamına siyasi, felsefi, ideolojik, ırkçı, etnik, dini ya da başka sebepler ile her türlü yasa dışı baskı vasıtasıyla dehşet ortamı oluşturmaya tahrik eden tüm cezai eylemlerdir" şeklinde açıklama yapılmıştır.

BM'de diğer uluslararası kuruluşlar gibi terörizm ile mücadele de ortak bir yol izlenmesi gerektiği sonucuna varmıştır (Emiroğlu, Çakır, 2015: 687). Genel Kurul aracılığı ile dünyanın her hangi bir ülkesinde meydana gelen terör eylemini lanetleme yolunu seçmiştir. BM ve kendisine bağlı kuruluşlar aracılığı ile oluşturulan geniş kapsamlı antlaşmalar imzalanarak gerekli yasal zemin oluşturulmuştur.

Birleşmiş Milletler, uluslararası terörizm ile mücadele kapsamında; 9 Aralık 1999'da kabul edilen Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşmesi'ni

yürürlüğe koyarak, uluslararası terörizm ile mücadele ekseninde kararlılığını göstermiştir. Sonrasında çeşitli tarihlerde gerek BM Genel Kurulu, gerekse BM Güvenlik Konseyi, terör ile mücadele konusunu ele almışlar ve tavsiye içeren kararlarını uluslararası topluma anlatmışlardır.

11 Eylül 2001'de ABD'ye yapılan terör saldırılarından sonra terörizm konusu daha da önem kazanmaya başlamıştır (Tekel, 2015: 1355). BM 28 Eylül 2001 tarihinde 1373 sayılı kararı almıştır. BM Güvenlik Konseyi Terörle Mücadele Komitesi (CTC)'nin, BM Güvenlik Konseyi'ne bağlı olarak şu hususların uygulanması kararlaştırılmıştır: Örnek kanunların hazırlanması dahil, terörle mücadele konusundaki en iyi uygulamaları saptamak ve özendirmek; değişik kaynaklarda bulunabilecek yardım yeteneklerinden yararlanma olasılıklarını araştırmak ve benzer yardım programları arasında sinerji oluşturmak suretiyle; devletler, uluslararası, bölgesel ve alt bölgesel kuruluşlarla işbirliği olanaklarını araştırmak ve geliştirmek.

BM'ye üye devletler 2006 yılında, terörizmle mücadele konusunda ki çalışmalarını sağlamlaştırmak ve ilerletmek amacı ile BM Küresel Terörle Mücadele Stratejisi üzerinde anlaşmışlar ve yeni bir dönemin kapısını açmışlardır. Üye ülkelerin aldıkları kararlar şu alanlarda somut bir eylem planının alt yapısını oluşturmaktadır:

1. Terörizmin yayılmasına neden olan koşulları incelemek,

2. Terörizmi önlemek, terörizmle mücadele etmek ve terörizme karşı savaş vermek, 3. Terörizmle ilgili olarak Birleşmiş Milletler sisteminin rolünü artırmak ve terörizmi önlemede ve terörizmle savaşmada ülkelerin kapasitesini yükseltmek,

4. İnsan haklarına saygının artırılması ve hukukun üstünlüğünün, terörizmle mücadelede temel kabul edilmesini sağlamak (www.unicankara.org.tr/tr/birlesmis-milletleri. Erişim Tarihi: 07.16.2018).

Uluslararası terörizm ile mücadele eden uluslararası aktörlerin en önemlilerinden biriside NATO'dur. İki kutuplu dönemden sonra NATO belgelerinde etnik temele dayalı uluslararası silahlı terör faaliyetleri en önemli güvenlik riskleri arasında görülmüştür. NATO'nun Kuzey Atlantik Konseyi Bakanlar Toplantıları sonrasında yayınlanan ortak bildirilerin tamamına yakınında terör konularında hükümler yer almıştır. NATO, kendisine tehdit oluşturan askeri ve askeri olmayan tehditleri açıklamış ve bu doğrultuda ekonomik ve siyasal istikrarsızlıklar, etnik çatışmalar ve kitle imha silahlarının yaygınlaşması gibi konuları önemli derecelerde tehdit olarak algılamıştır.

NATO, terörizmle mücadele konusunda, BM'nin yaptığı çok geniş kapsamlı çabalar ile ülkelerin kendi daha belirli yaklaşımları arasında bir noktada yer almıştır. 11 Eylül 2001'de ABD'ye yapılan terör saldırıları sonrası NATO'da değişiklikler ortaya çıkmıştır. NATO'ya bağlı devletlerden birisine saldırı yapılması durumunda, Kuzey Atlantik Anlaşmasının 5. inci maddesinin uygulamaya geçirileceğini ve ilk defa bir terör eyleminin üye ülkelerden birisine karşı yapılmış sayılacağını ifade etmiştir (Gül, 2015: 261).

11 Eylül 2001'de ABD'ye yapılan terör saldırıları sonrasında NATO yeni dört askeri faaliyet kategorisi ortaya koymuştur. Bunlar; anti-terör, sonuç yönetimi, karşı terörizm ve askeri işbirliği konularıdır. Bunlardan anti-terörizm, sınırlı tepki ve askeri kuvvetlerin olayı belirli sınırlar içerisinde tutmaları ve tehdit uyarılarının garanti edilmesi, entegre hava savunma sisteminin etkinliğinin korunması ve füze savunmasına yönelik çalışmalar dahil, zayıf noktaların ortadan kaldırılması konusundaki savunma önlemleri anlamını kapsamaktadır. Sonuç yönetimi bir saldırı sonrasında tekrar toparlanma ile ilgilidir ve planlama ile kuvvet planlamasına katkı yapılması, acil yardım için olanak sağlanması, eşgüdüm merkezleri kurulması ve eğitim yeteneklerinin geliştirilmesi gibi konuları içermektedir. Karşı terörizm, karşı kuvvet faaliyetleri dahil (NATO'nun öncülüğünde olduğu veya NATO'nun müttefiklerin bulunduğu diğer koalisyonlar ve örgütleri desteklediği durumlarda), saldırı önlemleri anlamlarını içermektedir. Askeri işbirliği ise, diğer faaliyetlerin yanında, Ukrayna, Akdeniz diyaloğu ülkeleri, Rusya, Avrupa Birliği, AGİT, BM ve diğer devletler ile işbirliğini kapsamaktadır (Yalçıner, 2006: 112-113).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ: YAPI VE İDEOLOJİ