• Sonuç bulunamadı

Özgürlükler konusunda birçok çalışması bulunan BM’nin temel bir hak olarak sosyal güvenlik konusunda da bazı kararları mevcuttur. Bu kararların ve diğer özgürlüklerin temelini teşkil eden Birleşmiş Milletler Antlaşması 26 Haziran 1945 tarihinde San Francisco’da imzalanmış ve 24 Ekim 1945’de yürürlüğe girmiştir.109

Türkiye, Antlaşmayı Milletlerarası Adalet Divanı Statüsü’yle birlikte 15 Ağustos 1945’te onaylamıştır. Ülkemiz tarafından da onaylanan BM Antlaşması’nın 1 inci maddesinin 3 fıkrası, BM’nin amaçları arasında “ekonomik, sosyal, kültürel ve insancıl nitelikteki uluslararası sorunların çözümünde; ırk, cinsiyet, dil ve din ayrımı gözetmeksizin herkes için insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygıyı geliştirip özendirmede uluslararası işbirliğini geliştirmek” hükmüne yer vermiştir. Sosyal

107 Tuncay, s. 47.

108 İren, s. 13.

109 Öncü Mehmet, Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Operasyonlarının Hukuki Temelleri, Uluslararası

36 güvenliğin bir insan hakkı olarak kabul edildiği bilindiği için BM de bu alanda faaliyet yürütmeyi amaçları arasına katmış bulunmaktadır. BM, bu amaca yönelik bazı milletlerarası metinleri kabul etmiştir.110

Bu metinlerden ilki, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’dir. Tüm ülkelerin pozitif hukuklarında yer alan ve gelişen sosyal güvenlik kavramı, genel ilkeler düzeyinde, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kabul edilen birçok anayasada yerini aldıktan sonra, uluslararası düzeyde de ilk defa 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, temel bir hak olarak düzenlenmiştir.111 Sosyal güvenlik

birey ve toplumu çeşitli tehlikelere ve onların etkilerine karşı korumakta ve toplumda sosyal adaletin ve insan haklarının uygulanmasını kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle, çağımız bir bakıma sosyal güvenlik çağı olarak ifade edilmektedir.112

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, insan hakları konusundaki temel metinlerden birisi olarak kabul edilmesinin yanı sıra Bildirgede sosyal güvenlik konusunda bazı hükümlere yer verilmiştir.113 Bu hükümlerle sosyal güvenlik konusunun uluslararası

bir anlam ifade ettiği vurgulanmaktadır.114 Bildirgede sosyal güvenlik hakkını

doğrudan veya dolaylı ilgilendiren hükümler aşağıdaki şekilde ifade edilebilir.115

110 TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Birleşmiş Milletler Antlaşması,

http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/3-30.pdf Erişim Tarihi: 18.04.2013; Arıcı, 1997, s. 15.

111 Nickel James W., Making Sense of Human Rights: Philosophical Reflections on The Universal

Declaration of Human Rights, California, 1987, s. 2.; Güzel Ali/Okur Ali Rıza/Caniklioğlu Nurşen, Sosyal Güvenlik Hukuku, İstanbul, 2010, s. 37.; 6 Nisan 1949 tarih ve 9119 sayılı Bakanlar Kurulu

Kararı ile ülkemizde “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin Resmi Gazete’de yayımlanması, yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu Bildirge hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması” kararlaştırılmıştır. Bakanlar Kurulu Kararı 27 Mayıs 1949 tarih ve 7217 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

112 Kocaoğlu A. Mehmet, Türkiye’deki Ekonomik ve Sosyal Haklardaki Dengesizlik: En Büyük İnsan

Hakları İhlalidir, Türkiye’de İnsan Hakları Konferansı, 7-9 Aralık 1998, Ankara, 2000, s. 366.

113 Arıcı, 1997, ss. 15-16.

114 Morsink Johannes, The Universal Declaration of Human Rights: Origins, Drafting and Intent,

Pennsylvania, 1999, s. 89.

115 Alpar, ss. 3-4.; Turan Ercan, Sosyal Güvenlik Hakkı, Kamu-İş Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 3, 2003, ss. 9-

37 Sosyal güvenlik hakkı Bildirgenin 22 nci maddesinde yer almaktadır. Madde ile herkesin, toplumun bir üyesi olması nedeniyle sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, insanların onur ve kişiliklerinin özgürce gelişmesi için zorunlu olan ekonomik, toplumsal ve kültürel haklarını, ulusal çabalar ve uluslararası iş birliği yoluyla her devletin örgütleri ve kaynaklarıyla orantılı olarak gerçekleştirmesi haklarının bulunduğu ifade edilmektedir.116

Bildirgenin 23 üncü maddesi; herkesin işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma, eşit iş için eşit ücret alma, kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücreti hak etme, sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkına sahip olduğunu beyan etmektedir.

Bildirgede ayrıca kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına da 25 inci madde kapsamında atıfta bulunulmuştur. Buna göre, herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir. Anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır. Bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar.

Bildirge, hukuki açıdan bağlayıcılığı olmayan ve imzacı devletlere bir yükümlülük getirmeyen bir belgedir. Çünkü bildirgede yer alan hak ve özgürlüklerin ne ölçüde kullanılacağı ve bunların denetiminin nasıl yapılacağı belirtilmemiştir. Bununla birlikte insan hakları ve tez konumuzu teşkil eden sosyal güvenlik ile ilgili olarak ülke normlarının hazırlanmasında ilham kaynağı olmuştur.117

116 The International Bill of Human Rights, United Nations, ss. 4-5.

http://www.ohchr.org/Documents/Publications/Compilation1.1en.pdf Erişim Tarihi: 03.09.2012

117 Nickel, ss. 39-40.; Gülmez Mesut, İnsan Haklarının Uluslararası Korunmasında Sözleşme-Dışı

Sistemler ve Türkiye, Türkiye’de İnsan Hakları Konferansı, 7-9 Aralık 1998, Ankara, 2000, ss. 165-166.

38 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Bildirgede yer alan sosyal güvenlik hakkının ülke mevzuatlarındaki teorik gelişimine ve uygulamada toplumların buna uyumuna bakıldığında BM’nin bu konudaki çabasının oldukça olumlu sonuçları doğurduğu görülmektedir.

BM’nin sosyal güvenlik konusunda kabul ettiği diğer bir hukuki metin Mültecilerin Statüsüne Dair Sözleşmedir. Sözleşme, 22 Nisan 1954 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye, Sözleşmeyi 24 Ağustos 1951 tarihinde imzalamış ve 29 Ağustos 1961 tarihinde ihtirazi kayıtla onaylamıştır. İhtirazi kayıtta, sözleşmenin hiçbir hükmünün, mülteciye Türkiye’de Türk uyruklu kimselerin haklarından fazlasını sağladığı şeklinde yorumlanamayacağı ifade edilmektedir.118 Bu kayıtla,

ülkemizde mevzuata uygun şekilde bulunan mültecilere sosyal güvenlik hakkı tanınmakta aynı zamanda vatandaşlarla eşit bir seviyede olanaklar sunulmaktadır.

Mültecilerin insan haklarının korunmasına dair hükümler başta olmak üzere, bulundukları ülkelerdeki statülerine dair hükümler içeren bu sözleşmede; mültecilerin sosyal güvenlik bakımından korunmasına dair hükümler 23 ve 24 üncü maddelerde yer almaktadır. Sözleşmenin İş Mevzuatı ve Sosyal Güvenlik başlığını taşıyan 24 üncü maddesi sosyal güvenliğe dair kurallara yer vermektedir.119

Sözleşme kapsamında; hakların kazanılması ve korunmasında eşit muamele, aile ödeneklerinden yararlandırma, sosyal güvenlik risklerine karşı korunma ve ölen mültecilerin hak sahiplerine yardım gibi konular düzenlenmiştir.

Mülteciler ülkemizde mevzuata uygun şekilde bulundukları sürece sağlık ve çalışma hakkından dolayısıyla da yukarıda bahsi geçen sosyal güvenlik haklarından yararlanabilmektedirler.120

118 TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme, s.

179. http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/179-199.pdf Erişim Tarihi: 16.04.2013

119 TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme, ss.

187-188. http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/179-199.pdf Erişim Tarihi:

16.04.2013

39 BM’nin vatansız insanlara, bulundukları ülkede istikrarlı bir yaşam statüsü sağlamaya yönelik çalışmalarının sonucu olarak 6 Haziran 1960 tarihinde “Vatansızların Statüsüne Dair Sözleşme” yürürlüğe girmiştir. Bu Sözleşme, onların sosyal güvenlik haklarını da düzenleyen önemli bir hukuki metindir.121

Sözleşmenin; 23 ve 24 üncü maddeleri, Mültecilerin Statülerine Dair Sözleşmenin 23 ve 24 üncü maddeleri ile aynı şekilde düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre, antlaşmaya taraf olan ülkelerin, vatansızlara da sosyal güvenlik açısından vatandaşlarla eşit işlem yapmaları gerekmektedir.122

3 Ocak 1976 tarihinde yürürlüğe girmiş ve sosyal güvenliğe ilişkin kuralları da içeren Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara Dair Milletlerarası Sözleşme AB sosyal güvenlik kurallarına yol gösterici bir özelliğe sahip olan BM sözleşmelerinden bir diğeridir.123

Sözleşmede; özellikle cinsiyet, milliyet ve toplumsal köken ayrımı gözetilmeden eşit yararlanma hakkı vurgulanmış olup kişilere bu hakkın verilmesi ve kullandırılması konusunda mevzuat desteği sağlanmıştır. Sosyal güvenlik konusunda ise sözleşmeye üye devletlerde yaşayan kimselere ayrım yapılmaksızın sosyal sigorta hakkı tanındığı ifade edilmiştir.124

Sözleşmede sosyal güvenlik bakımından; erkeklerle kadınların eşit olarak yararlanma hakkının bulunduğu (m. 3), herkesin sosyal güvenlik hakkının olduğu (m.

121 Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme, s. 1.

http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/metin127.pdf Erişim Tarihi: 15.04.2013

122 Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme, ss. 7-8.

http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/metin127.pdf Erişim Tarihi: 15.04.2013

123 International Covenant on Economic, Social and Cultural Rights, United Nations, s. 3.

http://www2.ohchr.org/english/law/pdf/cescr.pdf Erişim Tarihi: 03.09.2012

124 Sadruleşrafi Hüseyin Ali, 3201 Sayılı Kanunun Uygulanmasında Yabancı Ülkelerde Çalışan Türk

Vatandaşlarının Türkiye’ye Kesin Dönüş Yaptıktan Sonra Oradan Kısa Bir Süre İşsizlik Yardımı Almalarının Sosyal Güvenlik Hakkına Etkisi, Milletlerarası Hukuk Bülteni, Yıl: 22, 2002, ss. 680- 681.

40 9), ailenin, özellikle bağımlı çocukların bakımı ve eğitimi açısından en geniş biçimde korunacağı ve destekleneceği (m. 10/1), doğum öncesi ve sonrasında makul bir süre için analara özel korunma sağlanacağı (m. 10/2), çocuklar ve gençlerin ekonomik ve sosyal sömürüden korunacağı (m. 10/3) ifade edilmiştir.125

BM Genel Kurulu’nun 18 Aralık 1979 tarihli toplantısında kabul edilmiş ve 3 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girmiş ve özellikle AB sosyal güvenlik koordinasyon kurallarında önemli bir yere sahip olan cinsiyet ayrımcılığının yasaklanmasına ilişkin kuralı destekleyen “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılmasına Dair Sözleşme” cinsiyet eşitliği açısından önemli bir sözleşmedir.126 Sözleşme; kadınlara

karşı temel, ekonomik, sosyal ve siyasi haklar bakımından her türlü ayrımcılığın kaldırılmasını öngörmektedir.127

Türkiye’nin taraf olduğu ve doğrudan kadının insan haklarını ilgilendiren temel uluslararası sözleşmelerin başında gelen iki sözleşmeden birisi olan bu sözleşmeyi (CEDAW)128 ülkemiz 1985 yılında onaylamıştır.129 Diğer önemli sözleşme ise bu sözleşmeye ilişkin “Ek İhtiyari Protokol”dür (CEDAW Sözleşmesi İhtiyari Protokolü). Bu Protokol, ülkemizde, 29 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.130

Sözleşmenin temel amacı, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı ve farklı muamele yapılmasını önlemektir. Sözleşme ile dil, inanç, cinsiyet gibi konularda

125 International Covenant on Economic, Social and Cultural Rights, United Nations, ss. 3 vd.

http://www2.ohchr.org/english/law/pdf/cescr.pdf Erişim Tarihi: 03.09.2012

126 Ertürk Şükran/Özdamar Demet, Kadınlara Karşı Şiddet ve Ayrımcılık, Dokuz Eylül Üniversitesi

Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 11, Özel Sayı, 2009 (Basım Yılı: 2010), ss. 1206-1207.

127 Birleşmiş Milletler, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve İhtiyari

Protokol, Milletvekilleri İçin El Kitabı (Çev: Ayşe Sayın), Geneva, Switzerland, 2003, ss. 10-11.

128 Yabancı dilde yazılan kaynaklarda ve bazı Türkçe kaynaklarda CEDAW olarak tanıtılan bu

sözleşmenin kısaltılmış adının açılımı “Convention on The Elimination of All Forms of Discrimination Against Women” olarak belirtilmektedir.

129 Ertürk/Özdamar, ss. 1173-1174.

130 Dinçkol Bihterin, Kadın-Erkek Eşitliği İçin Pozitif Ayrımcılık, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal

41 ayrımcılık yapılmaması, bu ve benzeri konularda ayrımcılığa neden olabilecek hukuk kurallarının ülke mevzuatlarından çıkarılması öngörülmektedir (m. 1).

Bu bağlamda sözleşmeye taraf ülkelerin yükümlülüğü; bu türlü ayrımcılığa neden olabilecek mevzuat hükümlerini yeniden düzenlemek, gerekli her türlü tedbiri almak ve idari bakımdan da bu tür ayrımcılığa izin ve imkân vermemektir (m. 2). Dolayısıyla sözleşme ile kadınlara karşı her türlü ayrımcılık niteliğindeki uygulamaların önlenmesi amaçlanmıştır.131

Ayrımcılığı önlemeye yönelik yukarıdaki genel hüküm dışında sosyal güvenlik riskleri açısından da “eşit muamele” kuralına bu sözleşmede yer verilmiştir.132

Çocuk Hakları Sözleşmesi, BM üyesi tüm devletlerce imzalanması ve kısa süre içinde yürürlüğe girmesi için yoğun çaba sarf edilen uluslararası bir metindir.133

Çocuk haklarını tespit ve bu hakların korunması bakımından sözleşmeye taraf ülkelere gerekli her türlü tedbiri alma yükümlülüğü getiren ve 17 Ağustos 2000 tarihine kadar 190 devlet tarafından onaylanmış olan bu sözleşme, BM Genel Kurulu’nun 20 Kasım 1989 tarihli toplantısında oylama yapılmaksızın kabul edilmiş ve 1990 yılında yürürlüğe girmiştir.134

Çocuğa insan onurunun gerektirdiği her türlü hakkın sağlanması ve sağlanan hakların korunması konusunda taraf devletlere görevler yükleyen bu sözleşmenin 23 üncü maddesinde, zihni ve/veya bedeni açıdan engelli çocukların sosyal güvenlik açısından özel bir şekilde korunmasının gerektiği belirtilmektedir. Madde ile ayrıca

131 Güngör Ayşegül (Editör), Kadın Haklarına İlişkin Uluslararası Hukuk Düzenlemeleri, Ankara,

2012, ss. 17-22.

132 Birleşmiş Milletler, s. 99.

133 Centel Tankut, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Çalışan Çocuklar ve Türkiye, Kamu-İş Dergisi, Cilt: 4,

Sayı: 2, 1997, s. 1. http://www.sosyalsiyaset.net/documents/tankut_centel_5.htm Erişim Tarihi:

04.12.2012

134 Türkiye, Çocuk Hakları Sözleşmesini 14.9.1990 tarihinde imzalamıştır. 9.12.1994 tarih ve 4058 sayılı

Kanun ile onaylaması uygun bulunan bu sözleşme 27.1.1995 tarih ve 22184 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.; Gülmez Mesut, İnsan Hakları ve Demokrasi Eğitimi, Ankara, 2001, ss. 85-86.

42 bu durumdaki çocuklara özel bir bakım yapılması ve bu bakımın ücretsiz olması öngörülmektedir (m. 23/2-3).135

Sözleşmenin 26 ncı maddesi çocukların sosyal güvenlik hakları açısından korunmasına ilişkin kuralları ihtiva etmektedir. Maddeye göre, sözleşmeye taraf devletler çocukların sosyal sigorta dâhil sosyal güvenlik sisteminden sağlanan haklardan çocuklara faydalanma hakkını tanıyacaklar, milli mevzuatlarında bu hakkın tamamıyla verilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır. Bu madde hükmü dikkate alındığında, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin çocukla ilgili girişimlerde çocuğun yararını gözetmeyi temel bir ilke (m. 3/1) olarak benimsediği ve bu konuda gerekli diğer hükümleri ihdas ettiği anlaşılmaktadır.136

Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni kabul eden ülkemiz, 1982 Anayasası’nın 60 ncı maddesi ile herkese dolayısıyla da çocuklara sosyal güvenlik hakkını tanımış, 61 inci maddesinde ise Devletin, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alacağı ve bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kuracağı veya kurduracağı ifade edilmiştir. Ülkemizde sosyal güvenlik sistemi kurulmakla birlikte uygulamada özellikle sosyal güvenlik hakkının ülkenin her yerinde aynı olanakları sunabilecek kapasiteye sahip olmaması ve bebek ölümlerinin oran olarak gelişmiş ülkelerin üzerinde olması eleştirilen bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuda BM Çocuk Hakları Komitesi’nin Türkiye Raporunda bir değerlendirme yer almaktadır.137

2003 yılında yürürlüğe giren “Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme bu konuda bahsi geçen son

135 Örün Emel/Tatlı Mustafa Mansur, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne Göre Türk

Çocuklarının Sağlık ve Sosyal Hakları Açısından Durumu, Yeni Tıp Dergisi, Cilt: 29, Sayı: 3, 2012, ss. 133, 135.; Convention on The Rights of The Child, United Nations, ss. 1-15. http://www2.ohchr.org/english/law/pdf/crc.pdf Erişim Tarihi: 04.09.2012

136 Küntay Esin, Çocuk Hakları ve Aile İçi İlişkiler: BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Üzerine Bir Yorum,

Türkiye’de İnsan Hakları Konferansı, 7-9 Aralık 1998, Ankara, 2000, s. 542.

137 Tüzün Işık (Derleyen), Eğitim Hakkı ve Eğitimde Haklar: Uluslararası İnsan Hakları Belgeleri

43 sözleşmelerdendir. Sözleşmeyle; göçmen işçilerin ve onların ailelerinin vatandaşlarla eşit muameleye tabi tutulması, göçmenlerin korunmaları ve kötü muameleye uğramalarının önlenmesi amaçlanmıştır.138

Göçmen işçi sözlük anlamıyla; kendi ülkesinden ayrılarak, yerleşmek ve çalışmak amacıyla başka ülkeye giden kimse, aile veya topluluklardır.139 Ülkeden

ayrılma çeşitli nedenlerden örneğin; ekonomik, siyasi, dini vs. kaynaklanmış olabilir.140 Ancak göçmen işçilerin genellikle ekonomik sebeplerden dolayı göç ettikleri bilinen bir gerçektir.

Sözleşmede bahsedilen “aile fertleri” kavramı, göçmen işçilerle evli kişilere veya onlarla yürürlükte olan mevzuat uyarınca evlenmeye eşit neticeler doğuran bir ilişki içinde bulunan kişilere, kendilerine bağımlı çocuklarına ve yürürlükteki kanunlar veya ilgili ülkeler arasında akdedilmiş ikili veya çok taraflı anlaşmalar uyarınca aile ferdi sayılan diğer bağımlı kişilere atıfta bulunur (m. 4).

Sözleşmede, göçmen işçiler ve ailelerinin sosyal güvenlik hakkı bakımından korunmasına ilişkin olan hükümler 27 ve 28 inci maddelerde düzenlenmiştir.141

Sözleşme göçmen işçilere; çalışma şartları ve ücret konularında onlara eşit davranılması, sendikaya katılma, sosyal güvenlik, acil tıbbi bakım ve bilgilendirilme hakkını sağlamaktadır.142 Güvence altına alınan bu haklar bir bütün olarak göçmen

işçiler ve ailelerinin sosyal güvenlik haklarını koruma altına almaktadır. Bu

138 Türkiye tarafından 13 Ocak 1999 tarihinde imzalanan, 26.4.2001 tarihli ve 4662 sayılı Kanunla

onaylanması uygun bulunan “Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme” 08 Temmuz 2004 tarih ve 25516 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.; Akıntürk Esen, Birleşmiş Milletlerin Göçmen İşçilere İlişkin Sözleşmesi, Dokuz

Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, 2007, s. 1.

139 Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük, 2010, http://www.tdk.gov.tr/sozluk.html. Erişim Tarihi:

30.08.2012; Şen Murat, Türkiye Cumhuriyeti’nin Onayladığı İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

Alanındaki Çok Taraflı Uluslararası Sözleşmeler, Ankara, 2003, ss. 243 vd.

140 Doğan D. Mehmet, Büyük Türkçe Sözlük, Ankara, 1990, s. 816.

141 Karaca Nuray Gökçek, Uluslararası İlke ve Standartlar Çerçevesinde Göçmen İşçilerin Haklarının

Korunması, Çimento İşveren Dergisi, Sayı: Ocak, 2005, ss. 22-23.

44 bakımdan BM’nin bu sözleşmesinde yer alan hükümler AB sosyal güvenlik kurallarını destekler niteliktedir.